Rus Devrimi’nde Bu Hafta

20-26 Şubat: Savaş, Çarlık rejiminin krizini derinleştiriyor

1916-1917 kışına gelindiğinde, Doğu Cephesi’ndeki Dünya Savaşı, Çar II. Nikola’nın ordularını çöküşün eşiğine getirmişti. Rus İmparatorluğu’nun kayıpları, altı milyon ölü, yaralı, kayıp ve esire ulaşmıştı. Ordu, acınacak derecede yetersiz tedarik ediliyordu. Ezici çoğunluğu köylülerden oluşan ordunun çektiği acılara kayıtsız kalan beceriksiz bir subaylar sınıfına karşı isyanlar hızla çoğalıyordu. Rusya’da, Almanya’da ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’nde, gıda fiyatları, artan toplumsal huzursuzluğu kışkırtacak şekilde hızla yükseliyordu. 

New York, 20 Şubat: Manhattan’da ekmek ayaklanmaları

New York City’de bir açlık gösterisi

Amerika Birleşik Devletleri’nde, tüketici fiyatları Amerikan kapitalizminin Avrupa’daki savaştan elde ettiği devasa karların itkisiyle hızla yükselirken, bir açlık ayaklanmaları dalgası başlar. New York City’nin Doğu Yakası’nda, binlerce kişi Belediye Binası’nın önünde, kadınların, “Çocuklarımız için yiyecek istiyoruz” sloganı attığı bir protesto düzenler. Brooklyn’deki ekmek ayaklanmalarına binlerce kişi katılır. Protestolar, hızla Philadelphia’ya ve Boston’a yayılır.

Petrograd, 23 Şubat (E.T. 10 Şubat): Bolşevikler Petrograd grevi çağrısı yapıyor

Bolşevikler, kendi Duma gruplarının savaş öncesinde tutuklanmasının yıldönümünü protesto etmek için Petrograd’da bir genel grev çağrısı yaparlar. Grev çağrısına yalnızca birkaç fabrika yanıt verir ve grev çok uzun sürmez. Köylülük yönelimli Sosyalist Devrimci Parti’nin önderlerinden Viktor Çernov’a göre, grevin sınırlı başarısı, “siyasi polisi, kendi gücüne ve işçilerin acizliğine ikna etmişti.”

Tsarskoye Selo, Rusya, 23 Şubat (E.T. 10 Şubat): Duma’nın önderi Çar’ı ziyaret ediyor

Mikhail Rodzianko

Rusya Duması’nın başkanı Mikhail Rodzianko, Çar’ın kabinesinde değişiklikler ve toplumsal karışıklığı engellemek için Duma’ya daha büyük yetkiler rica etmek için Çar Nikola’nın gösterişli sarayı Tsarskoye Selo’yu ziyaret eder. Çarlık rejimini kendisinden kurtarmak isteyen bir Ekimci Partili ve Anayasal monarşi yanlısı olan Rodzianko’ya göre, Nikola, bu yalvarışlar karşısında “soğuk”tur.

Rodzianko, daha sonra, Nikola’ya bir uyarı mektubu yazar: “Rusya’nın durumu felaket… gıda piyasasında, en azından üç ay boyunca, tüm Rusya’yı kıtlığın eşiğine getirecek aşırı bir keskinleşme beklemek zorundayız. Yakıt durumu da, bundan iyi değil.” O, şöyle devam eder: “Durum, gece yarısına yakın ve zaman, halkın sağduyusuna yapılacak herhangi bir başvurunun çok geç ve boşuna olacağı ana umulandan çok daha yakın.”

Lev Troçki

Troçki, sonradan şöyle yazar: “II. Nikola atalarından yalnızca devasa bir imparatorluğu değil ama aynı zamanda bir devrimi de miras almıştı. Dahası, ataları, ona, bir imparatorluğu, hatta bir ili veya ilçeyi yönetebilecek tek bir nitelik bile miras bırakmamışlardı. Son Romanov, onun sarayının kapılarına her defasında daha yakından vuran tarihsel tufana, yalnızca aptalca bir kayıtsızlıkla karşı koydu. Sanki onun bilinci ile çağı arasında, biraz şeffaf ama kesinlikle içinden geçilmez bir alan dikilmiş gibiydi… Aynı düşünce, Goethe’nin saçmalık olan akıl (‘Vernunft wird Unsinn’) ile ilgili sözlerinde, ‘akıl’ı ömrünü doldurmuş ve savunucularını başarısızlığa mahkum etmiş olan tarihsel kurumlardan çıkaran tarihsel diyalektiğin kişilerüstü Jüpiter’i hakkında ifade edilir. Romanov’un ve Capet’nin rollerinin senaryoları, tarihsel oyunun genel gelişimi tarafından saptanmıştı. Oyuncuların payına, yalnızca küçük yorum farklılıkları düşüyordu. Nikola’nın kötü talihinin kökleri, aynı Louis’ninki gibi, kendi kişisel yıldız falında değil, bürokratik-kast monarşisinin tarihsel yıldız haritasında yatıyordu. Her ikisi de, her şeyden önce, mutlakiyetin son çocuklarıydı. Onların, hanedan taklitçiliklerinden kaynaklanan manevi önemsizlikleri, ikincisine [Nikola] özellikle kötücül bir karakter verdi.” (History of the Russian Revolution’dan (Rus Devrimi’nin Tarihi) alıntılar, Cilt 1, Bölüm 4 ve Bölüm 6)

Berlin, 23 Şubat: Sosyal Demokrat Parti yeni savaş kredilerini kabul ediyor

Berliner Tageblatt’ta yeni savaş kredilerinin onaylanmasını duyuran manşet

Almanya’da kitlesel sosyal demokrat parti SPD, yeni savaş kredilerini kabul eder. O zamana kadar Alman hükümetine tek seferde verilen en büyük kredi olan 15 milyar Reichsmark [İmparatorluk Markı], 1914’ten beri savaşa verilen kredilerin toplam miktarını 79 milyara getirir.

Karar, on binlerce insanın yaşamına mal olan, Alman tarihindeki en yıkıcı “açlık kışı”nın ortasında alınır. Sonraki gün, büyük yakıt ve odun kıtlığı nedeniyle, Almanya’nın başkenti Berlin’deki tüm okullar kapatılır.

SPD içinde partinin savaş yanlısı politikalarına giderek artan şekilde karşı çıkan bir azınlık hizbinin başındaki Georg Ledebour, Reichstag’daki görüşmelerde, kredileri, hükümet için bir “güven oylaması” olarak reddeder. Ledebour, kredileri kabul eden bir parti, “bu hükümetin savaş hedeflerinin ve bu hedeflerin yerine getirilmesi için gerekli gördüğü araçların sorumluluğunu taşır” görüşünü savunur.

İkinci Enternasyonal’in en büyük ve en etkili partisi olan Alman SPD, 1914’te, savaş kredilerinin ilk serisini kabul ederek, Birinci Dünya Savaşı’nın önünün açılmasında son derece önemli bir rol oynamıştı. Rosa Luxemburg, 1915’teki Junius Broşürü’nde, bu tarihsel ihaneti şöyle tanımlamıştı: “En dik düşüş, en şiddetli çöküş. Proletaryanın örgütü, hiçbir yerde, emperyalizmin hizmetine bu kadar tam bir şekilde bağlanmamıştır.”

Vladimir Lenin

Lenin, İsviçre’den, “sosyal yurtseverlik”e karşı şunları yazar:

Halk içinde, sömürülenler içinde, kendi ülkesinin burjuvazisine bağlılık fikri aşılamaya çalışmak ve kendi emperyalist politikalarını gizlemek için akla yatkın ifadeler kullanmak, burjuvaziye yakışır.

Ancak sosyalistlerden, oldukça farklı bir şey, yani, “kendi” burjuvazisinin gerçek politikaları hakkında yanılsamalara yer bırakmayan amansız teşhir beklenir. (İsviçre’nin “silahlı tarafsızlığı” üzerine Ocak 1917’de yazılan “Tarafsızlık Savunusu”ndan alıntılar)

Londra, 24 Şubat: Zimmermann’ın Telgrafı ABD’yi savaşın eşiğine getiriyor

Zimmermann’ın deşifre edilen telgrafı

Zimmermann’ın, Almanya’nın Meksika’yı, Amerika’nın güneybatısının verilmesi vaadi karşılığında, o sıralar resmi olarak tarafsız olan ancak giderek Britanya ve Fransa ile ittifak kuran ABD’ye karşı savaşa çekme girişiminde bulunduğu, ele geçirilmiş ve deşifre edilmiş telgrafı, Amerika Birleşik Devletleri’nin Britanya Büyükelçisi Walter Hines Page’e gösterilir.

Almanya Dışişleri Bakanı Arthur Zimmermann’ın telgrafı, Almanya’nın, 1 Şubat’ta, Britanya savaş makinesini ABD’deki ikmal malzemelerinden yoksun bırakmak için sınırsız denizaltı savaşı başlatmayı planladığını açıklamaktadır. ABD’nin tarafsızlığı, Wilson yönetiminin, açıkça, finanse edip silahlandırdığı İtilaf Devletleri’ne doğru yönelmesiyle birlikte, artık bir kurgudan ibarettir.

Zimmermann, Berlin’in umudunun, ABD’nin tarafsızlığını hala sürdürmesi olduğunu yazmaktadır. O, bunun başarısız olması halinde, Meksika’yı, Almanya tarafından finanse edilecek askeri bir ittifaka davet eder. Devrimci Pancho Villa’yı kovalayan General John Pershing komutasındaki ABD askerlerinin kısa süre önce çekilmiş olduğu Meksika, 1846-1848 Meksika-Amerika Savaşı’nda kaybettiği toprakların büyük bir kısmını geri elde edecektir. Telgraf, ayrıca, Japonya ile de bir ittifak olasılığını ima eder. 

Berlin, 25 Şubat: Alman sanayicileri, Başbakanın istifasını talep ediyor

Theobald von Bethmann-Hollweg

Almanya’da, önde gelen sanayiciler, savaşı yönetmekten aciz olmakla suçladıkları Başbakan Theobald von Bethmann Hollweg’in istifasını isterler.

Dilekçe, ordu ve burjuvazi içinde, ABD ile topyekün savaşı önlemek amacıyla, denizaltı savaşı konusunda Alman ordusunun üst kademesiyle ve burjuvazinin kimi kesimleriyle artan bir çatışma içine girmiş olan Hollweg’e yönelik artan muhalefetin bir ifadesidir. 1917 Şubat’ının başında, Almanya, ABD’ye topyekün bir denizaltı savaşı ilan etmişti ki bu, Hollweg’in uzun süredir karşı çıktığı bir adımdı. Anlaşmazlıklar, aynı zamanda, hükümetin, gittikçe artan oranda savaştan yorgun düşmüş ve açlık çeken Alman halkına vermesi gereken tavizlerin düzeyi ile de ilgilidir.

Berlin, Dortmund, Hamburg, 26 Şubat: Almanya’daki açlık ayaklanmaları yayılıyor

New York Times, Almanya’nın üç büyük sanayi kentinde (Berlin, Dortmund ve Hamburg) artan sayıda açlık ayaklanması ve grev haberi bildirir. New York Times’ın bir kaynağı, Hamburg’da, “büyük tersanelerde ve cephane fabrikalarında yüzlerce işçi, yetersiz beslenmeden yatağa düşüyor.” diye yazar. Berlin’de AEG’nin 8.000 dolayında işçisi daha yüksek ücretler talep eder. Birkaç gün önce, madencilerin ve metal işçilerinin grevleri, Almanya’daki en önemli sanayi bölgesi olan Ruhrgebiet’i (Ruhr Bölgesi) sarsmıştır.

New York Times muhabiri, durum, “sözcüğün en derin anlamıyla, umutsuz.” diye yazar. 1916/17 kışında, hükümetin Alman işçilerine tahsis ettiği ortalama gıda oranı, günlük gerekli kalori alımının sadece yarısını karşılamaktadır.

New York City, 26 Şubat: İlk caz kaydı

“Livery Stable Blues” plağı

“Livery Stable Blues” şarkısı, Original Dixieland Jass Band tarafından, New York City’deki Victor Talking Machine Company’de kaydedilir. Bir milyon kopyadan fazla satan ve New York ile Chicago’da caz müzisyenlerine muazzam bir talep yaratan şarkı, büyük heyecan uyandırır. Şarkı, New Orleanslı caz müzisyenlerinden oluşan bir grup tarafından icra edilmiştir. Kornette Nick LaRocca, trombonda Eddie Edwards, klarnette Larry Shields, piyanoda Henry Ragas ve davulda Tony Spargo vardır. Şarkının rakip bir versiyonu, başka bir New Orleanslı caz sanatçısı çift Ray Lopez ve Alcide Nunez tarafından piyasaya çıkarılır.

 

Loading