Hindistan’daki DEUK destekçileri savaş yönelimine karşı toplantı düzenledi

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Hindistanlı destekçileri, 27 Ağustos’ta, Chennai’de, ABD önderliğindeki emperyalist savaş yönelimine karşı başarılı bir toplantı düzenlediler. Hindistan’ın güneyindeki Tamil Nadu eyaletinin başkentindeki toplantıda bulunan işçilerin ve gençlerin yanı sıra Facebook üzerinden de canlı bir katılım oldu. Dünyanın dört bir yanından ve Hindistan’ın farklı kentlerinden çevrimiçi katılanlar selamlarını gönderdiler.

Polis, Hindistan’da demokratik haklara yönelik artan saldırıyı vurgulayacak şekilde, toplantının yapılmasını engellemeye çalıştı. Toplantıdan bir gün önce, Ambattur sanayi bölgesi polisi, bir DEUK destekçisini, toplantıyı iptal etmesini söylemek için polis karakoluna çağırdı. Komiser Vijayaragavan, toplantıda ABD’ye karşı çıkma ve bir Hindistan-Çin savaşı tehlikesi konusunda konuşmaktan kaçınılmasını istedi.

Bu kesin bir şekilde reddedilince, polis, toplantı salonundan sorumlu kişiye baskı uygulamaya başladı. Toplantı yerinin sahibi, DEUK taraftarlarına silahlı mücadeleyi destekleyip desteklemediklerini ve Başbakan Narendra Modi hükümetine karşı çıkıp çıkmadıklarını sordu.

DEUK destekçileri, hükümeti eleştirmek dahil olmak üzere, ifade özgürlüğüne ilişkin demokratik haklarında ısrar ettiler. Onlar ayrıca, Troçkistlerin Maoculara ya da Naksalitlere ve onların gerillacı yöntemlerine siyasi olarak karşı olduğunu ve 1917’de Rusya’da işçi sınıfının iktidarı almasına önderlik eden Bolşeviklerin geleneğe uygun bir siyasi mücadele yürüttüğünü ifade ettiler.

DEUK’un destekleyicileri, toplantı salonu için bir ödeme makbuzu alınmasının ardından, bildiri dağıtımını, afiş asılmasını ve Facebook-Twitter tanıtımlarını kapsayan dört haftalık bir kampanya başlatıldığını vurguladılar. Onlar, ülkenin ve dünyanın birçok yerinden çok sayıda insanın, canlı video yayını üzerinden toplantıya katılmayı beklediğini açıkladılar.

Toplantının yapılmasına izin verildiyse de, polisler, bir yıldırma atmosferi yaratmaya yönelik hesaplı bir hamleyle toplantı salonuna girdiler. Onlar, çevreyi kolaçan ettikten sonra, ana konuşmacının ve DEUK destekçileri grubunun diğer görevlilerinin adlarını ve telefon numaralarını istediler. Bir polis memuru dışarıda dolaştıktan sonra toplantı salonuna çıkan merdivenlerin yanında bir sandalyeye oturdu ve toplantının sonuna kadar kimin girip çıktığını izledi.

Chennai toplantısından bir kesit

Toplantıyı, DEUK destekçileri grubunun önde gelen üyelerinden Sathish Simon yönetti. O, ABD önderliğinde Orta Asya’da, Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da 25 yıldır sürdürülen emperyalist yağma savaşlarına ve Çin’e karşı, Hint-Pasifik bölgesini istikrarsızlaştıran savaş hazırlıklarına değindi.

Simon, Google’ın WSWS’ye ve başka solcu, savaş karşıtı ve ilerici web sitelerine yönelik sansürüne dikkat çekti. O, siyasi sansürün asıl olarak WSWS’yi hedef aldığını ve bunun kara listeye almak anlamına geldiğini söyledi. Simon, WSWS’nin Google’ın ifade özgürlüğüne yönelik saldırısına karşı başlattığı çevrimiçi imza kampanyasını destekleme çağrısında bulundu.

Hindistan egemen sınıfının işçi sınıfına karşı saldırısına değinen Simon, tek “suçları” fabrikalarındaki kölece çalışma koşullarına meydan okumak olan 13 Maruti Suzuki işçisine verilen ömür boyu hapis cezasının altını çizdi ve DEUK’un hapisteki Maruti Suzuki işçilerinin serbest bırakılması için başlattığı uluslararası savunma kampanyasının önemini vurguladı.

Ana konuşmacı olan Arun Kumar, “Dünya bugün yıkıcı bir nükleer savaşın patlamasının eşiğinde.” dedi. O, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik son provokatif “ateş ve öfke” tehditlerini örnek olarak gösterdi.

Kumar, nükleer savaş tehdidinin basitçe Beyaz Saray’daki faşizan bir delinin ürünü olmadığını; bunun, Amerikan ve dünya kapitalizminin derin ekonomik krizi eliyle körüklenen devasa jeopolitik gerilimlerden kaynakladığını açıkladı. Konuşmacı, Çin’i Asya Pasifik’teki küresel Amerikan egemenliğinin önünde baş engel olarak gören ordunun ve siyaset seçkinlerinin Washington’daki güçlü kesimlerinin, ABD’nin Çin’e meydan okuması ve gerekirse savaş açması için bastırdığını söyledi.

Kumar, Trump’ın Afganistan’daki yeni politikasının, 16 yıllık kesintisiz Amerikan saldırganlığına uğramış bir ülkeye karşı açık uçlu ve sınırsız askeri şiddet ilanı anlamına geldiğini belirtti.

Kumar, ABD’nin, küresel egemenliğini kurma çabası içinde, Çin’e bir karşı ağırlık olarak Hindistan ile stratejik bir askeri ortaklık geliştirdiğini söyledi. “Çin-Hindistan ilişkilerindeki hızlı kötüleşmenin başlıca nedeni (ki mevcut sınır cepheleşmesi bunun yalnızca en son ve en patlayıcı örneğidir), Hindistan’ın, Washington’ın Çin’e yönelik askeri-stratejik saldırısı ile giderek daha derinlemesine bütünleşmesidir.”

Konuşmacı, Hindistan’ın, Başbakan Modi ve onun Hindu üstünlükçüsü Bharatiya Janata Partisi yönetimi altında ABD için bir cephe hattı devletine dönüştüğünü açıkladı. Hindistan, kendi askeri üslerini ve limanlarını Pentagon’un düzenli kullanımına açmış ve ABD emperyalizminin kilit müttefikleri Japonya ve Avustralya ile ikili ve üçlü askeri-stratejik bağları genişletmiştir. Hindistan’ın Pakistan’a yönelik savaşçı tutumuna cesaret veren şey de, Washington’ın Yeni Delhi’ye olan desteğidir.

Kumar, “Bu bölgedeki sınır anlaşmazlıkları, tarihsel olarak, Güney Asya’nın emperyalist paylaşımından ve emperyalistler tarafından yaratılmış gerici devlet yapılarından kaynaklanmaktadır.” dedi. Hem Hindu hem de Müslüman burjuvazisi, 1947’de, özgürlük mücadelesini topluluksal kan içinde boğmak için Britanya emperyalizmi ile işbirliği yapmıştı.

Kumar, DEUK’un, ABD’nin Çin’e ve Rusya’ya karşı emperyalist savaş yönelimine karşı çıkmakla birlikte, bu ülkelerdeki kapitalist restorasyonun ürünü olan kapitalist rejmlerin gerici milliyetçi politikalarını desteklemediğine dikkat çekti.

Hindistan’daki Stalinist ve Maocu partilerin rolü üzerine konuşan Kumar, Komünist Parti (Marksist)’in (CPM) genel sekreteri Sitaram Yechury’nin, BJP hükümetinin Çin ile yaşanan Doklam’daki sınır anlaşmazlığında “ortak görüş geliştirmek” için düzenlediği bir “tüm parti” liderleri toplantısına katılmasına değindi.

Kumar, ayrıca, dinleyicilere, Kerela Başbakanı ve CPM’nin siyasi büro üyesi Pinarayi Vijayan’ın Hindistan ordusunun Pakistan içine yaptığı yasadışı ve son derece kışkırtıcı “nokta operasyon”u öven bir eyalet yönetimi kararına önayak olduğunu hatırlattı.

Kumar, konuşmasını, işçileri ve gençleri DEUK’a katılmaya ve Hindistan’da kitlesel bir devrimci sosyalist partinin inşasına yardım etmeye çağırarak noktaladı.