Hıristiyan Demokrat Öğrenciler Grubu, IYSSE’nin yasaklanması çağrısı yaptı

Geçtiğimiz hafta, Almanya’daki iki hükümet partisinin (Hıristiyan Demokrat Birlik ve Hıristiyan Sosyal Birlik, CDU/CSU) öğrenci örgütü Hıristiyan Demokrat Öğrenciler Grubu (RCDS), Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in (IYSSE) Alman üniversitelerinde yasaklanması çağrısı yapan iki açıklama yayınladı. Bu talep, kampüste sosyalist ve militarizm karşıtı muhalefeti bastırma kampanyasının bir parçasıdır.

Söz konusu açıklamalar, RCDS’nin Leipzig şubesi tarafından yazıldı, Facebook sayfasında yayınlandı ve Leipzig Üniversitesi kampüsünde dağıtıldı. Örgüt, Leipzig Öğrenci Konseyi’nin, IYSSE’nin, “çalışma grubu” statüsünü reddetmesini memnuniyetle karşıladı. Bu statü, bir öğrenci grubunun üniversite tesislerini kullanması ve kampüste kampanya yürütmesi için gerekli. RCDS, kararı, “aşırılıkçılığa” karşı mücadelede önemli bir adım olarak adlandırdı.

Açıklamalarda, “temel demokratik haklar”ın IYSSE’li sosyalistler için geçerli olmaması gerektiği; çünkü onların bu hakları “sisteme devrimci bir şekilde” karşı çıkmak için kullandıkları belirtiliyor. Komünizm karşıtı klasik söylemi kullanan sağcı üniversite grubu, Ekim Devrimi’ne olumlu bir şekilde gönderme yapan herkesin “temel demokratik düzen”i ihlal ettiğini iddia ediyor. Grup, en sonunda, IYSSE’yi “Musevi karşıtı” ve “şiddet yanlısı” olarak damgalıyor.

IYSSE’nin siyasi faaliyetini takip eden herkes, bunların rezil yalanlar olduğunu bilir. IYSSE, bir siyasi yöntem olarak bireysel şiddet eylemlerini kesinlikle reddeder. O, Marksist bir örgüt olarak, “demokratik düzen”e değil; 20. yüzyılda olduğu gibi, bir kez daha savaşa ve diktatörlüğe yol açan kapitalizme karşıdır. IYSSE, üniversitelerde, militarist ve ırkçı ideolojiye ve Nazi suçlarının önemsizleştirilmesine karşı mücadele etmektedir.

Sağcı çevrelerle sayısız bağa sahip olan RCDS, demokrasi ile değil, temel demokratik hakların ortadan kaldırılmasıyla ve aşırı sağcı bir program temelinde üniversitelere boyun eğdirmekle ilgilenmektedir. Onun gözünde, kampüste, Alman hükümetinin militarist politikalarına, toplumsal saldırılarına ve sığınmacıları topluca sınır dışı etmesine yönelik her eleştiri yasaklanmalıdır.

RCDS, bu konuda kuşkuya yer bırakmamaktadır. 27 Ekim’de, RCDS Federal Birliği, web sitesinde, yalnızca askeri diktatörlüklerde ve faşist devletlerde görülen türde bir üniversite yönetimi oluşturulmasına yönelik bir talepler listesi yayınladı. RCDS, öğrencilerin, Alman Gizli Servisi tarafından izin verilmemiş bütün siyasi faaliyetlerinin yasaklanmasını istemektedir.

Bunun için, onun üniversite grubu, “öğrenci kurullarının ve üniversitelerin Gizli Servis tarafından aşırılıkçı olarak sınıflandırılmış örgütler ile işbirliğinin yasaklanması” çağrısı yapıyor. Almanya’da, Orwell türü adıyla “Verfassungsschutz” (“Anayasayı Koruma Bürosu”) olarak bilinen Gizli Servis, herhangi bir demokratik denetime tabi değildir ve sağcı terörist çevreler ile iç içe geçmiştir. RCDS’ye göre, o, öğrencilerin adayları olarak kime oy verebileceklerine ve kiminle işbirliği yapabileceklerine tek başına karar verebilmelidir.

Ama RCDS için bu bile yeterli değil. İstihbarat servisleri, bir öğrenci örgütünün bir “üniversite grubu” olarak kabul edilip edilmeyeceğine; dolayısıyla, üniversitedeki demokratik süreçlere katılma yetisine sahip olup olmayacağına da karar verecek. Hatta RCDS’nin ulusal başkanı Henrik Wärner, muhalif öğrencilerin kayıtlarının üniversitelerden zorunlu olarak silinmesini istiyor. Wärner, “Bu öğrenci tipinin üniversitelerimizde eğitim görmesine izin vermek isteyip istemediğimiz sorununu ele almamız gerekiyor.” dedi.

1970’lerde, Alman hükümeti, öğrenci isyanına, “radikal solcu” olduğu iddia edilenlerin kamu sektöründe çalışmalarını engelleyecek şekilde, onların işe alınmalarına yasaklar getirerek karşılık vermişti. RCDS, bugün bunun çok daha ilerisine gidilmesini; militarizmi ve kapitalizmi eleştiren herkesin üniversiteden atılmasını istemektedir.

RCDS, diktatörlük önlemleri talepleriyle, işçiler ve öğrenciler arasında sağcı politikaya yönelik artan direnişe tepki veriyor.

RCDS’li kariyeristler, hükümet partilerinin öğrenci birliği olarak, kendi rollerini, militarizm ve toplumsal saldırı politikasını ideolojik olarak hazırlamak ve teşvik etmek olarak görüyorlar. Örneğin, RCDS, sağcı profesörleri öğrencilerin eleştirisine karşı savunuyor, onlarla etkinlikler düzenliyor ve solcu üniversite gruplarının çalışmalarına sürekli olarak engel çıkarıyor.

Onların kahramanlarından birisi, Almanya genelinde sığınmacılara karşı kışkırtıcılığı ve Nazi suçlarını önemsizleştirmesi ile ünlü olan aşırı sağcı Profesör Jörg Baberowski’dir. Baberowski, benzersiz bir şekilde, tarihe ilişkin çarpıtmalarını acımasız savaşlar ve askeri müdahaleler çağrısı ile birleştirmektedir. O, tıpkı Almanya’yı “Avrupa’nın amiri” yapmak isteyen militarist meslektaşı Herfried Münkler gibi, Berlin Humboldt Üniversitesi’ndeki RCDS tarafından savulmaktadır.

Birçok üniversitede, bu tür sağcı ve militarist ideologlara yönelik bir muhalefet var. Bremen’de, RCDS, Baberowski ile yapmayı planladığı bir etkinliği, yerel Öğrenci Birliği’nin geniş protestolar çağrısı yapması üzerine iptal etmek zorunda kaldı. Humboldt Üniversitesi’ndeki öğrenci meclisi, Baberowski’ye karşı çıkan bir kararı ezici çoğunlukla kabul etti. Yalnızca RCDS’nin üç üyesi karara karşı oy vermişti. Almanya genelinde çok sayıda öğrenci kurulu, Bremen Öğrenci Birliği ve IYSSE ile dayanışmasını ifade etti.

RCDS’nin şimdi üniversitelerde diktatörlük önlemleri çağrısı yapmasının nedeni budur. Kampüsteki mücadeleler, temel toplumsal gelişmeleri yansıtmaktadır.

Her yerde, egemen sınıf, giderek artan şekilde polis devleti önlemlerine ve diktatörlüğe bel bağlıyor. İspanya’da, CDU’nun kardeş partisi olan Halk Partisi (PP), Katalan bağımsızlık referandumuna barışçıl bir şekilde katılan insanlara acımasız bir şekilde saldırdı, ardından demokratik olarak seçilmiş bölgesel yönetimi görevden aldı ve bölgeyi Madrid’in egemenliği altına soktu.

Avusturya Halk Partisi (ÖVP), şu anda, aşırı sağ ve yabancı düşmanı politikalar uygulamak için açıkça aşırı sağcı olan Özgürlük Partisi’ni hükümete yükseltiyor. RCDS’nin Leipzig başkanı Lucas Schopphofen, internette, Avusturya başbakanlığı için, uzun süredir aşırı sağ politikalar savunan ÖVP’nin adayı Sebastian Kurz lehine kampanya yürütüyor.

Almanya’da da, temel demokratik haklar, hükümetin yeniden silahlanma ve halka karşı toplumsal saldırı politikasını dayatmak için saldırıya uğruyor. Son yıllarda, CDU/CSU önderliğinde, halka yönelik sistematik casusluk uygulamaya kondu, polis ile istihbarat servisleri arasındaki ayrılık her açıdan kaldırıldı ve kısa süre önce, sistematik sansürün altyapısını oluşturan Ağ Yürütme Yasası kabul edildi. Indymedia web sitesinin yasaklanmasıyla birlikte, solcu medya organlarını keyfi bir şekilde suçlu saymaya yönelik bir örnek olay oluşturulmuş oldu.

RCDS, üniversitelerde bu politikalar için nefer ihtiyacını karşılamaktadır. O, Varşova’daki kitlesel neo-Nazi gösterisinin ve aşırı sağın dünya çapındaki atağının ardından, demokratik haklara yönelik çok daha radikal saldırılar talep etme konusunda cesaretlenmiş görünüyor.

IYSSE’nin Leipzig’de öğrenci grubu statüsünün reddedilmesi, RCDS için, sosyalist öğrenci örgütlerini üniversite grubu statüsünden yoksun bırakmak ve böylece temel demokratik hakları ortadan kaldırmak için önemli bir örnek olay oluşturmaktadır. Tüm öğrencileri bu gerici girişime karşı çıkmaya çağırıyoruz.

Loading