Fransız kimya sanayisi sendikaları asgari ücret yasalarını ihlal eden sözleşmeleri destekliyor

Cuma günü, Fransız Demokratik İşçi Federasyonu’nun (CFDT) işverenlerin asgari ücretten daha az ücret ödemesine izin veren temel kimya sanayisi sözleşmesini onayladığı ortaya çıktı. Bu, Sosyalist Parti’nin (PS) çalışma yasasının ve eski Ekonomi Bakanı, şimdiki Fransa Başkanı Emmanuel Macron'un Avrupa Birliği tarafından desteklenen çalışma kararnamelerinin bir diğer uygulamasıdır. Bu, onların politikalarının, 20. yüzyılda kuşaklar boyu süren mücadelelerle işçi sınıfı tarafından kazanılmış temel sosyal hakları ayaklar altına almak olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Stalinist Genel İşçi Konfederasyonu (CGT), Fransız Yöneticiler Konfederasyonu (CFE) ve İşçi Gücü (FO), Cuma günü, CFDT'nin, 21 Aralık'ta, iki taksit halinde yüzde 1,1'lik bir ücret artışı için işkolu çapında bir sözleşme imzaladığını bildiren bir açıklama yayınladı. Bu artışla, en düşük saat ücreti, 1 Ocak'ta 9,82 avro, 1 Nisan'da da 9,86 avro olarak belirlendi. Her iki artış da, CFDT’nin kimya sektöründeki sözleşmeyi imzalamasından önce, 15 Aralık'ta yüzde 1,24'lük bir artışla belirlenen 9,88 avroluk 2018 asgari ücretinin (SMIC) altındadır.

PS’nin çalışma yasası ve Macron’un kararnamelerini kullanan devlet, petrol patronları ve CFDT, ciddi kesintiler yoluyla işçilerin ücretlerine ve koşullarına saldırmanın görünüşte yasal bir çerçevesini hazırlıyorlar. 2009'dan bu yana, AB'nin Yunanistan’daki ücret ve emeklilik kesintilerinin toplam etkisi, gelirleri yüzde 40 kadar azaltmak oldu. Şimdi, benzeri saldırılar, Avrupanın en büyük ekonomilerindeki işçilere karşı hazırlanıyor.

CGT-CFE-FO’nun açıklamasına göre, CFDT sözleşmesi "kıdem ve çalışma koşulları (gece, pazar ve tatil günleri çalışma, vb.) için ödenen asgari ücret ek ödemelerinin hesaplanmasına dahil edilecek.” Şimdiye kadar, toplam maaşın yüzde 35 kadarını oluşturan bu tür ek ödemeler, en azından SMIC asgari ücretine eşit bir taban maaşına eklenerek ödeniyordu. Ancak yeni sözleşme ile birlikte, patronlar, bu ek ödemeleri, yüzde 35 veya daha fazla ücret kesintisine yol açacak şekilde, CFDT tarafından kabul edilmiş SMIC’nin altındaki ücretin bir parçası olarak hesaplayabilirler.

Bu açıklama, otomobil üreticisi PSA Peugeot-Citroën'in, Almanya ve Britanya'daki Opel-Vauxhall iştiraklerinde çalışan binlerce işçiyi işten çıkartırken, Macron'un çalışma kararnamelerinin bir hükmünü Fransa'daki tesislerinde sendikanın onayladığı toplu işten çıkarmaları uygulamak için kullanmayı planladığına ilişkin haberlerden yalnızca birkaç gün sonra yapıldı. Amaç, PSA'nın asgari ücretli veya daha düşük ücretli geçici işgücüne geçmesini sağlamaktır.

Bu önlemler, tüm Avrupa ve uluslararası işçi sınıfına bir uyarıdır. Ücretleri ve işleri savunmanın tek yolu, AB, egemen sınıf ve çeşitli satın alınmış sendika bürokrasileri tarafından oluşturulmuş görünüşte yasal çerçeveyi reddetmektir. Fransa'da "zenginlerin başkanı"na yönelik öfke artarken, işçiler, şirketler ve ulus devletler tarafından uygulanan gayri meşru önlemlere karşı siyasi bir mücadele için sendikalardan bağımsız olarak örgütlenme göreviyle karşı karşıyalar.

Fransız iş yasası deneyimi, bu tür mücadelelerin işçi sınıfını devletle devrimci sonuçlara sahip uzlaşmaz bir çatışmaya götüreceğini göstermektedir. PS, 2016 yılında, iş yasasını, yüzde 70'in üzerindeki yaygın muhalefet karşısında, yasaya yönelik kitlesel protestolara karşı sert polis baskısı uygulamak için olağanüstü halden yararlanarak geçirmişti. Yeni Anti-Kapitalist Parti (NPA) ve İsyancı Fransa (LFI) gibi küçük-burjuva partilerin desteklediği CGT, PS’nin protestoları yasaklama tehditleri karşısında yasa karşıtı eylemlere son vermişti.

Neo-faşist aday Marine Le Pen'e karşı iki turlu bir yarışta hükmen başkan seçilen ve parlamento çoğunluğu Fransız seçmenlerin yarısından azının katıldığı seçimlerden kaynaklanan Macron, ardından, işçi sınıfına tarihi bir saldırı hazırlayan kararnameleri uygulamaya koydu. 2008 krizinden bu yana milyonlarca avroyu bankalara ve mali aristokrasiye teslim etmiş olan Fransız ve Avrupalı yetkililer, şimdi işçi sınıfının geniş kesimlerini dilenci konumuna sokmayı amaçlıyorlar.

Bu tür politikalar zerre kadar demokratik meşruiyete sahip değildir. Eylül ayında yapılan Almanya seçimleri, hiçbir partinin mutlak çoğunluğu elde edemediği bir parlamentoya yol açtığından beri, Avrupalı yetkililer, bir Paris-Berlin ekseninin Avrupa için yeni bir şafağı yöneteceği vaadinde bulunuyorlar. Fransız iş yasasını formüle etmek için PS, İtalyan Demokrat Partisi ve başkaları ile birlikte çalışmış olan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) adayı Martin Schulz, geçen ay, bir "Avrupa asgari ücreti için çerçeve oluşturmak" üzere mücadele ettiğini söyledi.

Aslında, CFDT’nin kimya işkolu sözleşmesi, PS’nin ve Macron'un, Avrupa'daki sosyal demokrat partilerle birlikte, asgari ücreti bir kalem darbesiyle ortadan kaldırmak için halkın arkasından nasıl komplo kurduğunu göstermektedir.

Fransız kimya işkolu sözleşmesi, PS’nin çalışma yasasının ve Macron’un kararnamelerinin iki önemli hükmünü kullanıyor. Bunlardan birincisi, işkollarının ve şirketlerin ulusal İş Kanunu'nda istisnalar elde edebilmesi; ikincisi, işverenlerin, işçilerin yüzde 30'unu temsil eden sendikaların kabul etmesi durumunda bir sözleşmeyi uygulamaya koyabilmesidir. Kimya işkolundaki işgücünün sadece yüzde 33'üne sahip olan CFDT, Çalışma Yasası’nın 141. maddesine istisna bağışlayan bir sözleşmeyi bunun sonucunda onayladı. Bu, Fransa'da SMIC asgari ücretini şart koşan maddedir.

Asgari ücret yasası etrafındaki benzeri kestirmeden sonuca varmalar, hiç kuşkusuz, tüm Fransa’daki ve ötesindeki şirketler ve sanayi kuruluşları tarafından hazırlanıyor.

İşçiler, kimya işkolu sözleşmesine karşı muhalefet örgütlemek için CGT’ye, FO’ya ya da CFDT sözleşmesini eleştiren diğer sendika bürokrasilerine güvenemezler. PS’nin çalışma yasası ve Macron’un kararnameleri, işçi sınıfı tabanını kaybetmiş ve kendi üyelerine yönelik saldırılara görünüşte yasal yaptırımlar planlamaya ve sağlamaya hizmet eden bu örgütlerin işverenler tarafından finanse edilen devlet organları haline gelmesine yasal bir ifade sağlamaktadır.

Onların CFDT'ye yönelik eleştirileri, Fransa’nın dünya piyasasında rekabet edebilirliğini işçiler zararına arttırmaya çalışan ulusalcı politika izlerken, asıl olarak onları işçi sınıfı içinde artan toplumsal öfkeden korumak üzere tasarlanmış hizipsel manevralardır.

Onların hepsi, işçi sınıfını Macron’un ve AB'nin tarihsel olarak geriletici politikalarına karşı siyasi olarak harekete geçirmeye düşmanlar. CGT, CFDT’nin kimya sektöründeki sözleşmesini eleştirmede FO'ya katılırken, onun Fransa'nın güneyinde işten çıkartmalara karşı çağrısını yaptığı bir demiryolu grevini, "demiryolu çalışanlarına karşı nefret kışkırtmayı amaçladığı için zarar verici, popülist" bir hile olarak kınıyor. FO'ya gelince, onun başkanı Jean-Claude Mailly de dahil, önderliğinin büyük kısmı, Macron'un geçtiğimiz sonbahardaki kararnamelerini açıkça onayladı.

Tek çıkış yolu, Macron'un kararnamelerinden doğan ve sendikalar tarafından onaylanan çeşitli saldırıları tartışmak ve işçileri harekete geçirmek için işyerlerinde ve işçi sınıfı mahallelerinde bağımsız işçi örgütlenmelerinin ve komitelerinin kurulmasıdır. Onların faaliyetinin en önemli unsuru, mücadelelerini Avrupa'da benzeri iş ve ücret kesintileri yaşayan işçiler ile uluslararası düzeyde koordine etmek olacaktır.

Bu, işçi sınıfı içinde yeni bir önderliğin; her ülkede, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) kemer sıkma politikalarına ve diktatörlüğe karşı mücadele eden şubelerinin acilen inşa edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. DEUK, bağımsız işçi örgütlenmelerinin gelişmesini teşvik etmek; onların devlet iktidarını ele geçirecek ve iflas etmiş AB'nin yerine Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri'ni kuracak uluslararası bir sosyalist harekete bağlanması uğruna mücadele edecektir.

Loading