Göçmenleri savunmak için sosyalist bir strateji gerekiyor!

Göçmenlerin haklarına yönelik iki parti (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler) destekli saldırı, milyonlarca insanın geçimini tehdit ediyor. Bu, ırkına ya da göçmen statüsüne bakmaksızın, bütün işçilerin demokratik haklarına yönelik bir saldırıdır ve buna acilen karşı çıkılmalıdır.

Bir polis, sınır polisi ve göç görevlileri ordusu, “yasadışı göç”ü engelleme üzerinden, ülke genelinde kentlere ve kasabalara üşüşüyor. Hükümet, çocukları ailelerinden, eşleri birbirlerinden, işçileri şantiyelerden koparıyor ve onları yoksulluğun ve şiddetin onlarca yıllık şirket sömürüsünün ve ABD önderliğindeki emperyalist savaşın yan ürünleri olduğu ülkelere dönmeye zorluyor.

Trump yönetiminin, 800.000 insanı etkileyen Çocukluk Dönemi Gelişleri İçin Ertelenmiş Eylem (DACA) programına ve Salvadorlular (262.000), Nikaragualılar (2.500) ve Haitililer (57.000) için Geçici Koruma Statüsü’ne son verme adımı, 1,1 milyon insan için daha sınır dışı edilme riski yaratıyor. Trump ve onun Stephen Miller gibi faşist danışmanları, toplu tutuklamalar ve görülmemiş ölçekte sınır dışı işlemleri için hazırlanan bir göçmen toplama kampı ağını genişletiyorlar.

Göçmen olsun ya da olmasın, milyonlarca insan, Gestapo türü taktiklerin kullanılmasıyla dehşete kapılmış durumda.

Derhal kitlesel gösterilerin, okul ve işyeri protestolarının ve halk toplantılarının yapılması gerekiyor. Bununla birlikte, son 10 yılın deneyimi, göçmenleri savunma yönünde herhangi bir çabanın Demokratik Parti’den tümüyle bağımsız ve ona karşı olması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.

Federal bütçe üzerine son görüşmeler, Demokratların boş laflarına karşın, onları göçmen işçilerin ve gençlerin düşmanları olarak bir kez daha teşhir etmiştir. Demokratlar,

* 1996’da, milyonlarca belgesiz göçmenin yasal kalıcı oturma hakkı elde etmesini zorlaştıran yasayı geçirdiler;

* Göçmenleri, son 20 yılda 27.000 kadar insanın öldüğü çölden geçmeye zorlayacak şekilde, El Paso ile San Diego’dan geçen sınırları askerileştirmeye yönelik programlar başlattılar;

* 2006’da, dönemin senatörleri Obama’nın, Clinton’ın, Biden’in, Schumer’in ve Kerry’nin desteğiyle, genişletilmiş bir sınır duvarının inşası için oy verdiler;

* Obama yönetimi altında 3 milyon göçmeni sınır dışı ettiler ve Orta Amerika’daki şiddetten kaçan on binlerce ailesiz çocuğu hapse attılar.

Demokratlar, geçtiğimiz yıl boyunca, kendi gerici ve militarist gündemlerini izlerken, Trump’ın göç politikasına yönelik kitlesel muhalefeti saptırmak ve boğmak için uğraştılar. Şimdi, iki parti, aile göçü dilekçelerini çarpıcı biçimde azaltmaya, vize kurası sistemini sona erdirmeye ve ABD-Meksika sınırını daha fazla askerileştirmeye yönelik bir plan üzerine pazarlık ediyor. Eğer devam eden görüşmelerde DACA korumaları bir şekilde uzatılırsa, bu ancak çok daha sağcı, göçmen karşıtı önlemler pahasına olacaktır.

Demokratik Parti’nin, baskı yapılabilecek ya da göçmenleri savunmak için mücadele edebilecek bir “ilerici” kanadı yoktur. Senatör Bernie Sanders, bu ayın başında “Güçlü sınır güvenliğine ihtiyacımız olduğunu kabul etmeyen herhangi birinin olduğunu sanmıyorum.” dedi. “Duvarı bizzat ben inşa edeceğim.” diyen Kongre üyesi Luis Gutierrez ise DACA sahipleri için koruma karşılığında bir duvar inşa edilmesini destekleyeceğini söylemişti.

Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (IYSSE), aşağıdaki temel ilkelere dayanan sosyalist bir strateji ileri sürer:

1. Demokratlardan ve Cumhuriyetçilerden kopun! Göçmenlere yönelik saldırıya karşı çıkmak için işçi sınıfını ve gençliği harekete geçirin!

Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler şirket ve mali sektör oligarşisinin çıkarlarını temsil etmektedir. Göçmenleri savunmak için seferber edilmesi gereken, dünya nüfusunun, toplumun servetini üreten ve sömürülen çoğunluğu, işçi sınıfıdır. Aynı 1930’larda ve 1940’larda olduğu gibi, işçileri milliyetçilik zehrinin akıtılması yoluyla birbirine düşürme çabaları ile sosyal programlara yönelik saldırı, toplumsal eşitsizliğin devasa büyümesi, demokratik hakların ortadan kaldırılması ve en önemlisi, dünya savaşı yönelimi el ele gitmektedir.

Amerika’da sınır dışı edilme tehdidinden etkilenmemiş bir işyeri hemen hemen yoktur. ABD işgücünün azımsanmayacak bir kısmı, montaj hatlarında, depolarda ya da bir inşaatta, belgesiz bir işçi ile yan yana çalışıyor. Göç statüsü ne olursa olsun, hiçbir işçi, bir çalışma arkadaşı hükümet tarafından işten atıldığında, bundan yarar görmez.

Aynısı, 365.000 DACA hak sahibi gencin liseye, 241.000 gencin de yüksekokula kayıt yaptırdığı ülke genelindeki okullar ve yüksekokullar için de geçerlidir. El Salvador’dan, Nikaragua’dan ve Haiti’den TPS sahipleri, ABD’de, çoğu okula giden 200.000 çocuğa sahipler. İşçiler ve gençler, sınır dışı edilme tehdidi altında olan ailelerin savunusu yönünde harekete geçmek için, işyerlerini ve okullarını bilgi ağlarına dönüştürecek komiteleri örgütlemelidirler.

2. Emperyalist savaşa karşı çıkın!

Göçmenlerin savunusu, son yıllarda milyonlarca insanı evini terk etmeye zorlayan ABD önderliğindeki savaşlara karşı çıkmak demektir. ABD destekli diktatörler ve ölüm mangaları, 1970’li, 1980’li ve 1990’lı yıllarda Honduras, El Salvador, Nikaragua, Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Guatemala gibi ülkeleri yıkıma uğrattı.

Irak’tan, Yemen’den, Afganistan’dan, Suriye’den, Libya’dan ve Somali’den ABD’ye ve Avrupa’ya kaçan Ortadoğulu ve Afrikalı göçmenler, yalnızca son çeyrek yüzyıldaki ABD istilaları ve bombardıman harekatları eliyle yıkıma uğratılmış ülkelerden kaçıyorlar. ABD egemen sınıfının askeri yağma yoluyla Wall Street’e kaynaklar ve ucuz emek sağlama çabaları sonucunda, bu savaşlardaki toplam ölü sayısı milyonlarla ifade edilmektedir.

3. Açık sınırlar için! Dünya ekonomisinin sosyalist yeniden örgütlenmesi için!

Milyonlarca insanın yurtlarından kitlesel göçü, dünya ekonomisinin uluslararası karakteri ile ömrünü doldurmuş ulus devlet sistemi arasındaki çelişkinin bir ifadesidir. Ekonomik yaşamın küreselleşmesi, internetin gelişmesi ve dev ulusötesi şirketlerin yükselişi, daha önce görülmemiş düzeyde bir uluslararası bütünleşme yaratmıştır. Ancak dünya ekonomisi, kapitalizm altında, egemen sınıfın siyasi aracı ve savaşın ve baskının üreme alanı olan ulus devlet sınırları içinde kapana kısılmış kalmayı sürdürüyor.

Göçmenleri savunma mücadelesi, dünyadaki üretici güçleri uluslararası işçi sınıfının gereksinimleri ile uyumlu hale getirme mücadelesi temelinde sürdürülmelidir. Bu, sosyalist devrimi gerektirir. Bankalar ve şirketler kamulaştırılmalı ve onların servetlerine el konulmalıdır. Ulus devlet sistemi ortadan kaldırılmalı ve dünya ekonomisi özel kar değil; toplumsal gereksinimler temelinde, akılcı bir şekilde yeniden örgütlenmelidir.

IYSSE, sınırların askerileştirilmesine ve göçmenlere yönelik zulme karşı, açık sınırları savunur: tüm işçilere, seçtikleri ülkede, sınır dışı edilme ya da baskı korkusu olmaksızın çalışma ve seyahat hakkını kapsayan tam yurttaşlık hakkıyla yaşama hakkı.

Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (IYSSE), bu programa katılan tüm öğrencileri, işçileri ve gençleri bizimle bağlantı kurmaya ve IYSSE’ye katılmaya çağırır.

Loading