75 yıl önce: Stalinist bürokrasi Komintern’i dağıtıyor

22 Mayıs 1943’te, Sovyetler Birliği’nde Josef Stalin’in önderlik ettiği egemen bürokrasi, Komünist Enternasyonal’i (Komintern) resmen dağıttı. Komintern, 1919 yılında, Lenin, Troçki ve Bolşevik hükümet önderliğinde, uluslararası işçi sınıfını kapitalizmi yıkma mücadelesinde birleştirme amacıyla, sosyalist devrimin dünya partisi olarak kurulmuştu.

Komintern, resmen tasfiye edilmeden önceki 15 yılda, Rus Devrimi’nin yalıtılmışlığı ve ülkenin maddi geri kalmışlığı temelinde ortaya çıkan Stalinist bürokrasinin bir dış politika aracına dönüştürülmüştü.

Stalin, örgütü, Sovyetler Birliği’nde bürokrasiye karşı siyasi devrime bir itki sağlayacakları korkusuyla başka yerlerdeki devrimleri engellemek ve sosyalist enternasyonalizmin Troçkist savunucularını acımasızca bastırmak için, emperyalist ve geri kalmış ülkelerdeki egemen seçkin kesimleri ile ittifaklar oluşturmak üzere kullanmıştı.

Komintern’in resmen dağıtılması, Stalinist bürokrasinin Britanya’yı, Fransa’yı ve ABD’yi kapsayan emperyalist müttefiklerine bir işaret olarak tasarlanmıştı. Bu, bürokrasinin milliyetçiliği teşvik etme çabalarını ikiye katlayacağına ve İkinci Dünya Savaşı’ndan doğacak devrimci ayaklanmaları bastıracağına ilişkin bir taahhüttü.

Bu adım, aynı zamanda, Stalinist bürokrasinin ilk kez 1924’te ilan edilen Marksizm karşıtı “tek ülkede sosyalizm” programının mantıksal sonucuydu. Komintern’den onu oluşturan partilere gönderilen ve örgütün dağıtıldığını ilan eden tebliğ, tüm dünyadaki işçi sınıfı mücadelelerini birleştiren bir uluslararası parti kavrayışını açık bir şekilde reddediyordu.

Tebliğ mektubunda şunlar belirtiliyordu: “Şu giderek açık hale gelmiştir ki, tek tek ülkelerin hem iç hem dış durumu daha karmaşık hale geldiği ölçüde, her bir ülkedeki işçi hareketinin sorunlarının bir uluslararası merkez aracılığıyla çözülmesi aşılmaz engeller ile karşılaşacaktır.”

Amerikan Troçkist hareketinin önderi James P. Cannon, Mayıs 1943’teki bir makalede, 1938’de Troçki tarafından kurulmuş olan Dördüncü Enternasyonal’in, erken dönem Komünist Enternasyonal’in en iyi geleneklerini miras olarak aldığını yazmıştı:

Stalin, ölü örgütü gömebilir ama Komintern’in ilk yıllarında başarıyla yerine getirdiği büyük ilerici çalışmayı gömemez. O, Anka kuşu gibi Üçüncü’nün küllerinden doğan Dördüncü Enternasyonal’i gömemez. Bizler, Dördüncü Enternasyonal [üyelerinin] sayısının az olduğu gerçeğini çok biliyoruz ve bunu gizlemeye çalışmıyoruz. Ama onun düşünceleri doğrudur, programı tarihsel gerekliliği temsil etmektedir ve bu yüzden, zaferi güvence altındadır. Onun programı, işçilerin ve sömürge halkların kapitalizmden, faşizmden ve savaştan kurtulmaya yönelik içgüdüsel taleplerini bilinçli bir şekilde formüle etmektedir.

Loading