Sosyalist Eşitlik Partisi Kaliforniya ön seçimlerinde dikkate değer bir oy elde etti

Kaliforniya ön ara seçimlerindeki ilk sayımlara göre, Sosyalist Eşitlik Partisi’nin (SEP) Senato adayı David Moore 14.504 (yüzde 0,4), 51. Seçim Bölgesi’nden Temsilciler Meclisi adayı Kevin Mitchell ise 900 (yüzde 1,9) oy aldı.

Bu sonuçlar, SEP adaylarına verilen kayda değer bir sınıf bilinçli oya işaret etmektedir. Moore ve Mitchell, seçim yarışında, işçi sınıfını eşitsizliğe, savaşa, sansüre, göçmenlere yönelik saldırıya ve kapitalist sisteme karşı harekete geçirmeye yönelik sosyalist ve devrimci bir program ileri sürdü.

Moore, dokuz bağımsız aday arasında birinci; toplam 32 aday arasında 22’nci oldu. O, oy pusulasında parti olarak yer alan Barış ve Özgürlük Partisi’nin adayı John Parker’dan daha fazla oy aldı. Moore, Demokrat Parti’nin adayı olarak yarışan ve önemli bir mali/kurumsal desteğe sahip olan Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri’nin (DSA) desteklediği David Hildebrand’dan sadece 3.000 oy az aldı.

Demokratlar ile Cumhuriyetçiler dışında, yalnızca Özgürlükçü aday Moore’dan daha iyi bir sonuç elde etti; bununla birlikte, Özgürlükçü Parti’nin toplam oyu, 2016 ön seçimlerindeki 141.000’den yüzde 75 azaldı.

Seçimde, siyasi sisteme yönelik yaygın muhalefetin bir ifadesi olarak, seçmen katılımında bir düşüş yaşandı. Senato ön seçimlerinde sadece 3,9 milyon kişi oy kullandı. Bu rakam, 2016’da 7,5 milyon, Kaliforniya’da bir senato ara seçim yarışının son kez yapıldığı 2010’da ise 4,8 milyon idi.

SEP adayları, kampanyalarının tanıtımını yaparken belirgin engellerle karşılaştılar. Antidemokratik oy pusulası yasaları, adaylarımızın Sosyalist Eşitlik Partisi’ne üyeliğinin oy pusulasında belirtilmemesi anlamına geliyordu. Onlar, bunun yerine, bağımsız olarak yarıştılar. Dahası, Facebook, her iki SEP adayının kendi platformlarında tanıtım satın almalarına, seçimin hemen öncesinde bir hafta boyunca izin vermedi.

Bu güçlüklere rağmen, SEP, oylarında büyük bir artış kaydetti. SEP’in Kaliforniya’da katıldığı son eyalet çapında seçimler 2003’teki valilik seçimleriydi ve SEP’in adayı, 9,4 milyon oydan 5.915’ini almıştı. Buna karşılık, Moore, 3,9 milyon oyun 14.465’ini elde etti.

Seçim sonucunun ayrıntıları, SEP’in, işçi sınıfının yoğun olduğu bölgelerde, özellikle de Central Valley, San Diego ve Los Angeles’ta daha yüksek bir oy oranı elde ettiğini gösteriyor. Moore, Central Valley’deki tarım ağırlıklı Fresno County bölgesinde yüzde 1 oy aldı. Bu, DSA’nın adayı Hildebrand’ın oyundan belirgin şekilde fazlaydı.

Moore, Meksika sınırında bulunan ve eyaletteki en yoksul ve göçmen ağırlıklı ilçe olan Imperial County’de oyların yüzde 1,4’ünü elde etti. Imperial County, her 50 oydan birini alan SEP adayı Kevin Mitchell’in yarıştığı 51. Seçim Bölgesi’nde.

SEP’in az ama artan oylarının yanı sıra, hem Demokratlara hem Cumhuriyetçilere hem de düzenin “üçüncü partiler”ine verilen destekteki düşüş, işçi sınıfının siyasi radikalleşmesinin ilk aşamalarının ve Cumhuriyetçilere/Demokratlara yönelik yaygın düşmanlığın bir yansımasıdır.

Moore, seçimin ardından şunları belirtti: “Maddi bağış dahil SEP’in kampanyasına destek veren herkese teşekkür etmek istiyorum. Bizim kampanyamız, önemli bir ilerlemeye işaret etmekte ve SEP’in siyasi etkisini eyalet ve ülke genelinde yaymanın güçlü bir temelinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

“Bizler, bu kampanyayı, işçileri kapitalist sisteme karşı bağımsız bir siyasi temelde örgütlemek amacıyla yürüttük. Bu yıl, işçi sınıfı mücadelelerinde, özellikle de Demokratik Parti’nin ve sendikaların denetimini kırmak isteyen öğretmenlerin mücadelelerinde bir yükselişe tanık oluyoruz. Bu, gelmekte olan şeyin bir işaretidir.”

Mitchell ise, şunları söyledi: “SEP’in kampanyası, Trump yönetiminin acımasız bir baskı dalgasıyla karşı karşıya olan göçmen işçilerden güçlü bir karşılık buldu. ‘Baş sınırdışı edici’ Obama deneyimini yaşamış olan göçmen işçiler, Demokratik Parti’nin hiçbir alternatif sunmadığını biliyorlar.

“Demokratik Parti, Meksika duvarını finanse etme, askeri bütçeyi arttırma ve şirket vergilerini azaltma konularında Trump ile işbirliği yapmıştır. Onların Trump’a muhalefeti, onun Rusya konusunda ‘çok yumuşak’ olduğu eleştirisine odaklanmakta; buna, üst orta sınıfın kimlik politikasının yükseltilmesi eşlik etmektedir.”

Moore, açıklamasını bir çağrı ile noktaladı: “SEP’in amacı, göçmen ve yerleşik, tüm ırklardan, cinsiyetlerden ve uluslardan işçileri, sosyal hakları uğruna ve savaşa ve diktatörlüğe karşı ortak bir mücadelede birleştirmektir. Bu, kapitalist sisteme karşı bir mücadeleyi gerektiriyor.

“Seçim kampanyamız sona ermiş olsa da, işimiz daha yeni başlıyor; bütün destekleyicilerimizi SEP’e katılmaya ve sosyalizm mücadelesinde yer almaya çağırıyorum.”

Loading