Assange’a özgürlük kampanyası genişlerken Avustralyalı yetkililer onu ziyaret etti

Perşembe günü, Avustralya konsolosluğundan iki yetkili, 19 Haziran 2012’den beri siyasi sığınma talep ettiği Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinde bulunan WikiLeaks’in editörü ve Avustralya yurttaşı Julian Assange ile bir araya geldi. Yetkililere, Assange’ın avukatı Jennifer Robinson eşlik etti.

Bu ziyaret, Avustralya hükümeti temsilcilerinin, casusluk ve başka suçlamalarla karşılaşmak üzere ABD’ye iade edilme tehdidi karşısında büyükelçilikte hapsolmasından bu yana geçen altı yıl içinde bu cesur gazeteciye yaptıkları ilk ziyaretti.

Assange’ın sağlığı, son altı yılda ciddi şekilde kötüleşmiş durumda. O, bunca zamandır, Birleşmiş Milletler’in bir çalışma grubunun Aralık 2015’te “keyfi gözaltı”, “özgürlükten yoksun bırakma” ve insan haklarının ihlali olarak mahkum ettiği koşullarda yaşıyor.

Assange, 28 Mart 2018’den beri daha fazla kötü muameleye tabi tutuluyor. Ekvador hükümeti, Washington’dan gelen baskı altında, onu dış dünya ile her türlü iletişimden (ziyaretçiler dahil) yoksun bıraktı. Dahası, Quito (Ekvador’un başkenti), Assange’ın büyükelçilikteki sığınmasını iptal etme ve onu dışarıda bekleyen Britanya polisine teslim etme tehdidinde bulundu.

Avustralyalı yetkililer ile Assange ve onun hukuk ekibi arasındaki görüşmeler konusunda herhangi bir ayrıntı açıklanmadı. Avukat Jennifer Robinson, yalnızca, “Yedi buçuk yıldır suçlama olmaksızın alıkonulan Julian Assange, çok ciddi bir durumda. O, ABD’ye iade edilme riski nedeniyle büyükelçilikte kalıyor. CIA müdürü ve ABD adalet bakanı dahil olmak üzere Trump yönetimi yetkililerinin çok sayıda açıklamasının ardından, bu risk inkar edilemez. Hassas diplomatik durumu göz önünde bulundurarak, bu kez daha fazla yorum yapamıyoruz.” dedi.

Assange, Kasım 2010’da, WikiLeaks’in ABD’nin Irak ile Afganistan’daki savaş suçlarını ve dünya çapındaki antidemokratik diplomatik entrikalarını gözler önüne seren bilgileri yayınlamasının ardından, Amerikan hükümetinden gelen şiddetli bir saldırıya uğradı. Ona karşı açık ölüm tehditlerinde bulunuldu ve Obama yönetimi, ona casusluktan (idam cezası getirebilecek bir suçlama) dava açmak için gizli bir büyük jüri topladı.

Avustralya Başbakanı Julia Gillard’ın İşçi Partisi hükümeti, ABD’nin tehditlerine kendi yurttaşını kurtlara atarak karşılık verdi. Gillard, Assange’ı savunmayı, hatta ABD hükümetinin eylemlerini kınamayı reddetti; bunun yerine, WikiLeaks’i “yasadışı” eylemler gerekçesiyle suçlama konusunda Obama’ya katıldı. Bu arada, onun adalet bakanı, Avustralya’nın Assange’ı kovuşturmada ABD’ye yardım edeceğini açıkladı.

Başbakan Malcolm Turnbull’un başkanlık ettiği şimdiki Liberal-Ulusal Koalisyon dahil sonradan gelen her Avustralya hükümeti, Assange’ı savunma yönündeki yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetti. Onların tamamı, ABD-Avustralya askeri ittifakının, Avustralya egemen çevreleri için, yurttaşlarından birinin demokratik haklarından daha önemli olduğunu düşünüyor.

Turnbull hükümetinin Assange’ı ziyaret etmeye yetkililer gönderme kararı, WikiLeaks’in editörüne derhal ve koşulsuz özgürlüğünün tanınması yönündeki giderek büyüyen uluslararası kampanya bağlamında alınmıştır.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) ve Dünya Sosyalist Web Sitesi (WSWS), 28 Mayıs’ta, Julian Assange’ı savunma yönünde uluslararası eylem çağrısı yaptı ve WikiLeaks destekleyicilerinin 19 Haziran’da Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinin dışında düzenlemeye hazırlandığı gece nöbetine ve örgütlenmekte olan diğer nöbetlere tam destek sundu.

Aynı açıklamada, Sosyalist Eşitlik Partisi (Avustralya), gazeteci, film yapımcısı ve WikiLeaks savunucusu John Pilger ile birlikte, 17 Haziran Pazar günü Sidney Belediye Sarayı Meydanı’nda düzenlenecek bir gösteriyi duyurdu. Miting, Turnbull hükümetinden, Julian Assange’a karşı sorumluluklarını yerini getirmesini; onun özgürlüğünü ve ABD’den gelen iade taleplerine karşı korunma güvencesiyle Avustralya’ya dönme hakkını sağlamak için hemen harekete geçmesini talep edecek.

O zamandan beri geçen 12 günde, WikiLeaks ve başka örgütler ile demokratik hakların ve ifade özgürlüğünün diğer ilkeli savunucuları, 17 Haziran gösterisini ve 19 Haziran nöbetlerini açıkça desteklediler. Desteklerini ilan edenler arasında, temel haklar avukatı Julian Burnside, şarkıcı-söz yazarı Roger Waters, Terry Hicks, Cesaret Vakfı, ABD’li aktivist Kevin Zeese, gazeteci ve film yapımcısı Antony Loewenstein, Sri Lankalı ünlü film yapımcıları ve yazarlar Prasanna Vithanage ile Aruna Premarathne, gazeteci Chris Hedges ve önde gelen emekli Avustralyalı akademisyen Profesör Stuart Rees var.

IMAGE: Bu ay Almanya’daki bir Roger Waters konserinde ekrana yansıtılan pankart

Dünya medyasının Sosyalist Eşitlik Partisi’nin gösterisi, gece nöbetleri ve Assange’ı savunma yönündeki diğer eylemler hakkındaki neredeyse genel sansürüne rağmen, onun özgürlüğünü elde etme yönündeki yeni kampanya ivme kazanıyor. Sri Lanka’da, Hindistan’da, Washington DC’de ve diğer Amerikan kentlerinde başka gösteriler ve gece nöbetleri çağrıları yapıldı. Dünya çapındaki eylemlerin bir listesini şuradan görebilirsiniz.

Julian Assange hiçbir suç işlememiştir. O, büyük güç caniliğinin ve istismarının teşhirine muazzam katkıda bulunmuş bir gazetecidir. Amerikan devleti ve müttefikleri, her türlü eleştirel ve bağımsız medya kuruluşunu sansürleme, susturma ve yıldırma biçimindeki daha geniş bir gündemin parçası olarak, WikiLeaks’i ve Assange’ı ortadan kaldırmak istiyor.

Assange’ın hemen ve koşulsuz olarak, iade edilmeye karşı korunma güvencesiyle Ekvador büyükelçiliğinden ayrılmasını talep etmek için işçi sınıfının gücünü harekete geçirme yönünde her türlü çaba harcanmalıdır.

Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin 6 Haziran’da belirttiği gibi: “Dünya çapında, işçi sınıfından milyonlarca insan, düzgün yaşam standartları, eğitim ve sağlık hizmeti gibi sosyal hakları uğruna ve sığınmacılara ve göçmenlere yönelik zulme, polis devleti politikalarına ve savaş tehdidine karşı büyük mücadelelere giriyor. Bu mücadeleler, internet sansürünün son bulmasını ve WikiLeaks gibi özgür, eleştirel ve bağımsız medyanın savunusunu kapsayan demokratik haklar uğruna mücadeleden ayrılamaz.”

Julian Assange’a ve WikiLeaks’e yönelik zulmün sona ermesini talep etmek için Britanya’da, Avustralya’da, ABD’de ve dünya çapında en fazla baskının uygulanması, son derece önemli.

Loading