100 yıl önce: Almanya’nın Ruhr bölgesinde kitle grevleri

1921'den bir Alman komünist propaganda afişi. En üstteki slogan "İşçiler! Kadın işçiler! Hangi tarafa gitmek istiyorsunuz? Sosyal Demokrasiye mi yoksa Komünist Parti'ye mi?"

26 Mayıs 1923’te, Almanya’nın sanayi merkezi olan ve Fransız işgali altındaki Ruhr bölgesinde 300.000’den fazla işçi grevdeydi.

Bölgede hafta başında muazzam bir grev dalgası başlamıştı. İşçiler Komünist Parti’nin (KPD) etkisi altında grev komiteleri ve konseyleri kurdu. Gelsenkirchen kentinde grevciler 30’dan fazla fabrika ve tesisi durdurdu ve gıda maddesi depolarını bastı. Grevciler burada kendi kolluk kuvvetlerini kurdular. Bochum’da grevciler hükümet yanlısı gazeteleri kapattı.

Ruhr bölgesindeki Alman yetkililer Fransız komutanlığından özel silahlı polis göndermek için izin istedi. Düsseldorf’taki bir yetkili, Fransız ordusuna şunları yazdı: “Bu bağlamda, Paris Komünü sırasında [1871’de Paris’e yönelik Alman işgali esnasında] Alman Komutanlığının, baskıcı eylemlerde bulunan Fransız makamlarının ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yaptığını hatırlatma cüretini gösteriyorum.”

Önce grevlere müdahale etmekten kaçınan Fransızlar buna mecbur kaldılar. Sonraki birkaç gün içinde grevciler ile polis arasında yaşanan şiddet çatışmalarda 15’ten fazla kişi öldü. 27 Mayıs’a gelindiğinde iç savaş koşulları oluşmaya başlamıştı. New York Times, KPD toplantısının polis ve burjuva gönüllüler tarafından dağıtıldığı Bochum’da “burjuva karşıdevrimci hareketin” ortaya çıktığını yazdı. Ancak grevciler o akşam karşıdevrimcilerin bulunduğu İtfaiye kışlasını kuşatarak misillemede bulundular.

Grev dalgasının ilk nedeni hiperenflasyondu. 22 Mayıs’ta Alman markı çakıldı ve bir dolar 57.000 mark oldu. Ekmeğin fiyatı bir gecede yüzde 100 arttı ve hükümet tramvay bileti fiyatlarını üçte bir oranında arttırdı.

İşçiler hem işverenlere hem de Almanya’nın savaş tazminatını ödemesini sağlamak için Ocak ayında Ruhr bölgesini işgal eden Fransız birliklerine karşı çıkmıştı. Ama şimdi hem bölgede hem de Almanya’nın geri kalanında devrimci bir durum ortaya çıkıyordu. Almanya’nın doğusundaki Saksonya eyaletinin Dresden kenti de kitlesel protestolara sahne oldu. İşsizler Birliği, toptancılara fiyatları düşürmeleri için baskı yapmak umuduyla mağazaları kapattı.

Tarihçi Pierre Broué, o dönemdeki durumu betimler. Yaşlı Bolşevik ve Sovyet diplomatı V.V. Vorovskiy’nin İsviçre’de öldürülmesinden sonraki ortam için şunları yazar:

13 Mayıs’ta KPD, suikastı ve Rusya’ya saldırı planlarını protesto etmek için Berlin’de yaklaşık 100.000 göstericiyi bir araya getirdi. 16 Mayıs’ta 150.000’den fazla insan, daha sonra Victor Serge’in “devrimci seferberlik döneminin açılışına işaret ettiğini” yazacağı devasa bir meşaleli gösteride, Moskova’ya doğru yola çıkan Vorovskiy’nin tabutunun etrafında toplandı.

Loading