Harvard Profesörü Noah Feldman Gazze soykırımına karşı çıkmayı “yeni antisemitizm” olarak kınıyor

Time dergisi, Harvard Hukuk Profesörü Noah Feldman’ın İsrail’in Gazze halkına karşı yürüttüğü vahşi savaşı kötü niyetle, sahtekârca ve ahlaken iflas etmiş bir şekilde savunmasını kapak konusu olarak seçti.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

“Eski” antisemitizm, şiddetli milliyetçiliği, antikomünizmi ve anti-sosyalizmi benimseyen ve savunmasız insanlara soykırım yapan faşizmin merkezi bir unsuruydu.

Feldman’a göre ise “yeni” antisemitizm, İsrail faşizmine, milliyetçi yabancı düşmanlığına, Arap karşıtı ırkçılığa ve Gazze’deki savunmasız ve mazlum insanların topluca katledilmesine karşı çıkan solun merkezi bir unsurudur.

Feldman’ın propaganda yazısı en kaba tarihsel tahrifatlardan oluşmaktadır. O, “Nihayetinde hem Nazizm hem de Marksizm farklı şekillerde Yahudileri tasfiye edilmesi gereken bir düşman olarak tanımlamıştır,” diye yazıyor. Bu çirkin bir yalandır.

Marksist ve sosyalist hareket Almanya’da, tüm Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde antisemitizme karşı mücadeleye öncülük etmiştir. Nazizmin ve faşizmin ideolojik ve siyasi temelinde Yahudilerin sosyalizm ve işçi hareketiyle özdeşleştirilmesi yatıyordu.

Feldman, Yahudiliği bir din olarak İsrail milliyetçiliği içinde eritmekte, İsrail devletini Yahudi varoluşunun en yüce tezahürü olarak ilan etmekte ve onun “tarihsel olarak ezilmiş ve bize ait diyebilecekleri başka hiçbir yeri olmayan bir halkın tek vatanı olma statüsünü” ileri sürmektedir.

Bu iddia, Feldman da dahil olmak üzere dünya Yahudi nüfusunun yarısından fazlasının İsrail dışındaki ülkelerin vatandaşlığına sahip olduğu gerçeğini göz ardı etmektedir. Ve her yıl binlerce İsraillinin bu “vatan”ı terk ettiğini de ekleyebiliriz.

Feldman, İsrail’in işlediği suçları küçültmek için, İsrail tarafından yapılan etnik temizliğin “terimin hukuki anlamı çerçevesinde soykırım sayılmayacağı” iddiası gibi en aşağılık safsatalara başvurmaktadır.

Ayrıca, “Soykırım suçlaması niyete bağlıdır. Ve İsrail, bir devlet olarak, Gazze Savaşı’nı Filistin halkını yok etme niyetiyle yürütmüyor,” diye belirtmektedir.

Feldman’a göre, İsrail’in “belirtilen savaş amaçları” sadece “Hamas’ı sorumlu tutmak” olduğundan, soykırımla suçlanamaz. İsrail’in “amaçları kendi içinde hukuka uygundur.”

Katliamcıların avukatlığını yapan Feldman, “Ne kadar ikincil zararın bir saldırıyı somut askeri hedefiyle orantısız kılacağı sorusunun, uluslararası hukukta tek ve kesin bir cevabı yoktur,” diyor.

Feldman gözyaşı dökerek şöyle yazıyor: “Bu yazı yazıldığı sırada 29 binin üzerinde olan Filistinli ölü sayısı yürek parçalayıcı.” Ama Feldman’a göre 29 bin insanın öldürülmesi bir suç değildir.

Feldman’ın ileri sürdüğü tüm savlar arasında en sinik olanı, “İsrail’i soykırımla suçlamanın, kasten ya da başka bir şekilde, Holokost’un anısını silmenin ve Yahudileri kurbandan zalime dönüştürmenin bir yolu olarak işlev görebileceği” iddiasıdır.

Bu, Polonya hükümetinin 2018 yılında, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin toplu katliamında Polonyalıların suç ortaklığına atıfta bulunulmasını yasa dışı hale getiren bir kanun çıkarırken öne sürdüğü savın aynısıdır.

Polonya Senatosu tarafından kabul edilen tasarıya göre “her kim ... Polonya ulusunu veya Polonya devletini Nazi suçlarından sorumlu veya suç ortağı olmakla suçlarsa ... para cezasına veya üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaktır.”

Faşist Polonya hükümeti bu kanunu, Holokost’ta Polonya’nın suç ortaklığına yapılan atıfların, Nazi işgali yıllarında Polonya halkının çektiği acılara gölge düşürdüğünü söyleyerek gerekçelendirmiştir. İsrail ise Polonya kanununu kınamıştır.

Feldman Holokost’u İsrail zulmüne bir bahane olarak kullanmaktadır. Oysa Feldman’ın, İsrail’in ABD desteğiyle yürüttüğü soykırım savaşını savunması, Nazizmin altı milyon Yahudi kurbanının anısına ve Holokost’un evrensel önemine büyük bir saygısızlıktır.

Loading