Perspektif

NATO’nun Ukrayna’ya asker konuşlandırma planları nükleer savaş tehdidi yaratıyor

Polonya ve diğer NATO birlikleri 4 Mart 2024 Pazartesi günü Polonya'nın Korzeniewo kentinde düzenlenen Steadfast Defender 24 askeri tatbikatında. [AP Photo/Czarek Sokolowski]

New York Times Pazar günü David Sanger’ın “Biden’ın Mahşer Anı: Ukrayna’da Nükleer Patlama Mümkün Göründüğünde” başlıklı bir makalesini yayımladı. Makale, 2022’nin sonlarında Biden yönetimi içinde Rusya ile savaşın nükleer bir çatışmaya dönüşme olasılığına ilişkin yoğun ve geniş kapsamlı tartışmalar yapıldığını belgeliyor.

Sanger, Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Biden’a “Ukrayna güçlerinin Rus savunma hatlarını çökerttiği ve Kırım’ı geri almaya uğraşabilir gibi göründüğü tekil bir senaryoda -ki bu sonbaharda hayal edilebilir bir olasılık gibi görünüyordu- nükleer kullanım olasılığının yüzde 50’ye veya daha da yükseğe çıkabileceğini” söylediğini bildiriyor.

Sanger, Biden yönetiminin Rusya’nın bir nükleer ateşlemesine karşı “ABD’nin vereceği tepki için... acil hazırlıklar” yaptığını bildirdi.

Uzun süredir ABD ordu ve istihbarat kurumlarının sözcülüğünü yapan Sanger tarafından kaleme alınan bir makale, bir haber makalesi olmaktan ziyade ABD istihbarat kurumlarının kontrollü bir bilgi aktarımıdır.

Bu makalenin amacı kamuoyunu savaşın nükleer bir boyut kazanma ihtimaline alıştırmaktır. Aynı zamanda, aslında ABD ve NATO güçleri, NATO birliklerinin Ukrayna’ya doğrudan konuşlandırılmasını da içeren büyük bir savaş tırmanışına girişmişken, sorumluluğu Rusya’ya yükleme girişimidir.

Geçtiğimiz iki hafta içinde dört NATO ülkesi -Fransa, Kanada, Litvanya ve Hollanda- Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşmak üzere NATO birlikleri göndermeye açık olduklarını ifade ettiler. Cumartesi günü bu ülkelere Polonya da katıldı ve Dışişleri Bakanı Radek Sikorski Ukrayna’ya asker göndermenin “düşünülmeyecek bir şey olmadığını” açıkladı.

Bu açıklamalara, Alman ordusu mensuplarının Rus topraklarına saldırılar düzenlemek üzere Alman uzun menzilli silahlarını kullanma olasılığını tartıştıkları bir kaydın yayınlanması eşlik etti.

Bu adımların yakın bağlamı, Ukrayna’nın savaş çabalarının bir dizi felaketle sonuçlanması ve doğrudan NATO müdahalesi olmaksızın Ukrayna ordusunun tamamen çökmesi ihtimalinin artmasıdır.

Foreign Affairs’da kısa süre önce yayımlanan bir makalede şu uyarıda bulunuluyor: “Batı’nın askeri yardımında bir artış ve Kiev’in stratejisinde önemli değişiklikler olmazsa, Ukrayna’nın savaş alanındaki konumu, muhtemelen bu yaz bir kırılma noktasına ulaşana dek kötüleşmeye devam edecek.” Başka bir deyişle, NATO’nun Ukrayna ordusunun hızla çökmesini önlemek için sadece birkaç aylık bir zamanı var.

Sanger’in makalesi, 2022’de Rus ordusunun bir dizi gerilemeyle karşı karşıya kaldığı koşullarda, ABD’nin Rusya’nın askeri konumunu iyileştirmek için nükleer silah kullanmasının tamamen mümkün olduğunu değerlendirdiğini kabul ediyor.

Fakat şu anda ciddi yenilgiler alarak kendilerini geri çekilmiş bulanlar, NATO ve ABD’dir. Eğer Biden yönetimi Rusya’nın askeri yenilgiyi önlemek için nükleer silah kullanacağına inanıyorsa, bu ABD ve NATO için daha mı az geçerlidir?

Sanger kritik bir pasajda şöyle yazıyor: “Pentagon’daki ve Washington’daki düşünce kuruluşlarındaki savaş oyunları, Bay Putin’in taktiksel bir silah kullanmasının ... Moskova’nın, Batı’dan Ukraynalılara yönelik tüm askeri desteği kesmesini talep etmesini içerdiğini tasavvur ediyordu: artık tank yok, füze yok, mühimmat yok.”

Ancak NATO birliklerini Ukrayna’ya konuşlandırmayı planlayarak Rusya’yı tam da bu pozisyona itiyor. NATO’nun gerilimi her tırmandırışı, Rus hükümetinin NATO topraklarını vurma ya da nükleer silah kullanma tehdidiyle uygulayacağı açık bir “kırmızı çizgi” belirlemesi yönündeki baskıyı arttırıyor.

NATO güçleri Ukrayna’daki çatışmanın nükleer bir savaşa dönüşme tehlikesinin farkındalar ancak tırmanmayı önlemek için hiçbir tedbir almıyorlar. Bu felaketi durdurabilecek müzakereleri görüşmek yerine, Rusya ile nükleer bir çatışmaya yol açabilecek bir politika izlemeye devam ediyorlar.

2022’de nükleer bir “kıyametin” kopabileceğinden korkan Biden yönetimi ve NATO müttefikleri, şimdi savaşı bu senaryonun her zamankinden daha olası hale geldiği noktaya tırmandırıyor.

İşçi sınıfının acilen müdahale etmesi ve Ukrayna savaşının aralıksız tırmanışını durdurması gereklidir. Dünyanın dört bir yanındaki işçilerin büyüyen küresel grev hareketi, savaş karşıtı hareketle birleştirilmeli ve sosyalist bir perspektifle donatılmalıdır. Bu hareket savaşın derhal sona erdirilmesini ve tüm NATO güçlerinin Ukrayna’dan çekilmesini talep etmelidir.

Loading