Netanyahu Refah’a saldırı başlatırken ABD İsrail’e “sarsılmaz” desteğini yineliyor

İsrail Pazartesi günü Refah’a yönelik uzun süredir planladığı soykırımcı saldırısını başlatarak şehir halkının tahliye edilmesi emrini verdi ve yoğun bir bombardımana girişti.

600.000’den fazlası çocuk olmak üzere 1,2 milyondan fazla sığınmacı şu anda Refah’ta, yeterli gıda, su, hijyen ya da ilaç olmaksızın, korkunç koşullar altında barınıyor. Euro-Med gözlemevinin ifadesiyle çocukların çoğunluğu “ya yaralı ya hasta ya/yada yetersiz besleniyor.”

İsrail'in 6 Mayıs 2024 Pazartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyinde, Mısır ile Refah arasındaki duvarın yakınındaki binalara düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseliyor. (AP Fotoğrafı/Ramez Habboub)

İsrail Pazartesi günü Gazze’deki evleri bombaladı ve çoğu kadın ve çocuk en az 26 kişinin ölümüne, onlarca kişinin de yaralanmasına ve enkaz altında kalmasına neden oldu. Associated Press’in haberine göre İsrail tankları Mısır ile Refah sınır kapısının 200 metre yakınına kadar yaklaştı.

Netanyahu hükümeti Pazartesi günü yaptığı açıklamada “Savaş Kabinesi bu akşam oybirliğiyle İsrail’in Refah’taki operasyonuna devam etmesine karar verdi,” dedi.

Refah’a yönelik saldırı, Hamas’ın Pazartesi günü rehinelerin serbest bırakılması karşılığında çatışmaların geçici olarak durdurulması önerisini kabul etmesine rağmen gerçekleşti. Ancak devam eden savaştan haftalardır Filistinlileri sorumlu tutmaya çalışan İsrailli yetkililer, teklifi kesin bir dille reddetti.

Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, X’te yaptığı bir paylaşımda “Hamas’ın tatbikat ve oyunlarına verilecek tek bir cevap var: Refah’ı işgal etmek için acil bir emir!” dedi.

İsrail’in canice saldırısı karşısında çok sayıda ABD’li yetkili İsrail’e verdikleri sınırsız desteği yineledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel Pazartesi günü yaptığı açıklamada “İsrail’in savunmasına bağlı olduğumuzu her zaman açıkça ifade ettik,” dedi ve ekledi: “İsrail’in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmaz bir şekilde devam etmektedir.”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller “İsrail’in güvenliğine olan desteğimiz sarsılmaz bir şekilde devam ediyor,” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Başkan, İsrail’e güvenlik ihtiyaçları konusunda yardımcı olmaya devam edebilmemiz için... çok çaba sarf etti.”

Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby ise “İsrail’in kendini savunma hakkı ve sorumluluğu var. ... Ve biz onların güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz,” dedi

Kirby, saçma bir şekilde, Refah’a saldırının başladığını reddederek, kente yönelik “bir saldırı ya da taarruz olmadığını” söyledi.

Kirby, aldatıcı bir kelime oyunuyla, “Başkan, Refah’ta, oraya sığınan bir milyondan fazla insanı daha fazla risk altına sokacak operasyonlar görmek istemiyor,” dedi.

Bu açıklama, Beyaz Saray’ın geçen ay yaptığı “İki taraf Hamas’ın Refah’ta yenilgiye uğratılması ortak hedefinde anlaştı” açıklamasına rağmen, Beyaz Saray’ın İsrail’in kente yönelik saldırısına karşı olduğunu ima etmeye çalışmaktadır.

Wall Street Journal, ABD siyaset kurumunun, canice amaçlarını yalanlarla örtbas etmeye çalışmak yerine açıkça ilan eden bir hizbi adına konuşarak, “Gazze’de Refah savaşı başladı ve bu İsrail’in Hamas’a karşı kendini savunma savaşının önemli bir parçası,” diye yazdı.

Wall Street Journal, sahadaki durumu açık bir şekilde değerlendirerek şunları belirtti: “Pazartesi sabahı erken saatlerde İsrail, Refah’ın doğusunun boşaltılması emrini vererek sivilleri güvenli bir yere yönlendirdi. Öğleden sonra İsrail tankları ilerledi. Plan, sivilleri hızla kuzeye ve batıya taşıyarak şehri parça parça tahliye etmek ve savaşmak.”

Gerçekte Refah’ın tahliyesi de tıpkı daha önceki tahliyelerde olduğu gibi, İsrail’in sivillerden aktif bombardıman altındaki bölgelere gitmelerini talep etmesi ve insanları kaçarken hedef almasıyla yapılıyor. Tahliye emirleri güvenli geçiş ya da yerlerinden edilenlerin vardıklarında güvende olacaklarına dair hiçbir vaat içermiyor.

Euro-Med gözlemevi yaptığı açıklamada “İsrail ordusu yazılı bildiriler, kısa mesajlar ve sesli telefon görüşmeleri yoluyla Refah’taki sivil halka şehrin doğu mahallelerinden, özellikle de El-Şuka, El-Selam, El-Geneina ve El-Buyuk bölgelerinden El-Mavasi bölgesine doğru hareket etmelerini emretti,” dedi. “Ancak İsrail, sivil halkın yakındaki Han Yunus kentinin batısında yer alan El-Mavasi’ye nasıl güvenli bir şekilde nakledileceği ya da vardıklarında nasıl bir düzene tabi tutulacakları konusunda hiçbir açıklama yapmadı.”

Euro-Med şunları kaydetti: “Refah’ın ana hastanesi olan Ebu Yusuf El Neccar Hastanesi ile Refah ve Kerem Şalom geçişlerini de etkileyen yer değiştirme kararlarının hedefi 200.000’den fazla kişi olabilir. Bu geçişler üzerinden insani yardım erişiminin dün öğleden sonra durdurulduğunu belirtmek isteriz.”

İsrail bugüne kadar Gazze’nin üçte ikisinden fazlasının tahliye edilmesini, yani etnik olarak temizlenmesini emretti.

Euro-Med gözlemevi şu uyarıda bulundu: “Filistinli sivillere karşı tırmanışın en ölümcül noktası olabilecek Refah’a yaklaşan İsrail kara saldırısı nedeniyle daha büyük bir yerinden edilme dalgası, artan aşırı kalabalık ve temel gıda ve su elde etme olanaklarının ortadan kalkması meydana gelecektir. Gazze Şeridi’nin zaten neredeyse çökmüş olan sağlık sistemi muhtemelen tamamen çökecektir.”

Şu anda Refah’taki bir mülteci kampında yaşayan Filistinli gazeteci Bisan Owda, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: “Refah’ın istila edilmesi demek, en büyük ve tek geçiş olan Refah Sınır Kapısı’nın kapatılması demektir. Bu da hiçbir insani yardım kamyonunun giremeyeceği, Gazze dışında tedaviye ihtiyacı olanların seyahat edemeyeceği, Gazze dışında güvenli bir yer bulmak için ailelerini tahliye etmek zorunda olanların seyahat edemeyeceği, uluslararası insani yardım çalışanlarının, doktorların, aktivistlerin Gazze’ye giremeyeceği anlamına gelir.”

Sosyalist Eşitlik Partisi başkan adayı Joe Kishore, X’te yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

İşçi sınıfı içinde kapitalist sınıfın ülke içindeki savaşına karşı bir hareketin gelişmesi, ülke dışındaki kapitalist savaşa karşı mücadeleyle bağlantılı olmalıdır. Bu, gerçekte tek bir savaştır.

Bir bütün olarak emperyalist-kapitalist sisteme karşı mücadelenin bir parçası olarak, #Gazze’deki soykırımın durdurulabilmesi, işçi sınıfının egemen sınıf partilerinden bağımsız olarak sosyalist bir program temelinde harekete geçirilmesiyle mümkündür. http://socialism2024.org #socialism2024

Soykırımın yaklaşık yedi ay önce başlamasından bu yana, sağlık yetkililerine göre Gazze’de 34.622 Filistinli öldürüldü, binlercesi de binaların enkazı altında kaldı. Bu da gerçek ölü sayısının 40.000’den fazla olduğu anlamına gelmektedir. En az 254 yardım görevlisi, 492 sağlık çalışanı ve 141 gazeteci İsrail bombaları ya da mermileriyle öldürüldü.