Maruti Suzuki işçileri 13 işçiye özgürlük talep eden protestoya öncülük ediyor

Dünya Sosyalist Web Sitesi, okurlarını, komplo kurulan 13 Maruti Suzuki işçisinin serbest bırakılmasını talep eden çevrimiçi dilekçeyi imzalamaya çağırıyor!

Dün, Haryana Manesar’da, hem düzmece cinayet suçlamalarıyla ömür boyu hapse mahkum edilen 13 Maruti Suzuki işçisinin hem de daha hafif suçlamalarla beş yıl hapse mahkum edilen diğer dört işçinin derhal serbest bırakılmasını talep eden bir protestoya 8.000’i aşkın işçi katıldı.

13 işçiden 12’si, Maruti Suzuki İşçi Sendikası (MSWU) görevlisiydi. Maruti Suzuki’nin Manesar otomobil montaj tesisindeki işçiler, MSWU’yu, sefalet ücretlerine, taşeron çalışmaya ve acımasız bir iş düzenine karşı mücadelelerinin parçası olarak, şirket kontrolündeki bir sendikaya karşı şiddetli mücadele içinde kurmuşlardı.

Manesar mitingindeki Maruti Suzuki işçileri

Maruti Suzuki’nin MSWU’yu tanımak zorunda kalmasından sadece birkaç ay sonra, Japonya merkezli otomotiv üreticisi, polisle ve Kongre Partisi önderliğindeki Haryana eyalet yönetimiyle işbirliği içinde bir provokasyon düzenledi. Maruti Suzuki, işçilere karşı adli bir cadı avına girişmek ve işgücünü temizlemek için, fabrika içinde şirketin provoke ettiği bir kavgaya ve arbede sırasında gizemli bir şekilde çıkan yangına sarıldı.

İşçiler, dünkü yürüyüşe ve mitinge katılarak, eyalet yetkililerinin Manesar’ın bulunduğu bölge olan Gurgaon’da 14 Mayıs’a kadar beş ya da daha fazla kişinin toplanmasına karşı uygulamaya konan genel yasağa meydan okudular.

Bir MSWU sözcüsü, Dünya Sosyalist Web Sitesi’ne, polisin önce işçilerin vardiya çıkışında fabrikalarından Manesar’da bulunan bir parka yürümesini engellemeye çalıştığını söyledi. Ancak polisler protestonun boyutunu, özellikle de 3.000 dolayında işçinin toplandığı Manesar Maruti Suzuki tesisini görünce, onun devam etmesine izin vermiştiler.

Yönetim, işçileri yakın takip altına almak ve korkutmak için Manesar sokaklarına 500 polis konuşlandırmış; ayrıca, “iki tabur” ek güvenlik gücü hazır bekletilmişti.

Dünkü protestoya, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’nin varoşlarındaki devasa bir otomotiv üretimi ve imalat merkezi olan Gurgaon-Manesar sanayi bölgesindeki onlarca fabrikadan işçiler katıldı. Yeni Delhi’nin Noida ve Faridabad dahil diğer sanayi mahallelerinden ve Rajasthan’daki Alwar kadar uzak yerlerden de heyetler vardı.

Manesar mitingi

Mitingde konuşan MSWU’nun Geçici Çalışma Komitesi üyesi Ram Niwas, “Biz, barışçıl protestolar düzenliyoruz ama bu bizim güçsüz olduğumuz anlamına gelmiyor. 4 Nisan’da devlete ve Maruti yönetimine karşı Hindistan genelinde bir protesto düzenleyeceğiz ve bunu, 13 kardeşimiz için adalet sağlanana kadar sürdüreceğiz.” dedi.

Niwas, konuşmasına, Maruti Suzuki insan kaynakları müdürünün boğularak ölümüne yol açtıkları gerekçesiyle 13 işçiye kurulan iğrenç komployu, 150’ye yakın diğer işçinin tutuklanıp yıllarca hapsedilmesini ve Maruti Suzuki’nin 18 Temmuz 2012 kavgasının ardından 500’ü aşkın daimi ve 1.800 sözleşmeli işçiyi işten atmasını kınayarak devam etti.

Niwas, “otopsi raporu, insan kaynakları müdürünün ölüm nedeni olarak yangından kaynaklı boğulma olarak düzenlenmişken, işçiler nasıl cinayetle suçlanıyor?” diye sordu. “Onlar, işçileri işsiz bırakarak yüzlerce kişinin canına okudular ve şimdi bu 13 işçinin hayatını bitiriyorlar. Destek toplamak için uluslararası işçi örgütleriyle iletişim halindeyiz.”

Maruti Udyog İşçi Sendikası’nın genel sekreteri Kuldeep Janghu da mitingde şunları söyledi: “Bu mahkumlar suçsuzlar ve biz, Bölge Mahkemesi’nin kararını Pencap ve Haryana Yüksek Mahkemesi’nde temyize taşıyacağız. Ayrıca mahkemeden gerçeğin ortaya çıkması için adli bir soruşturma açmasını isteyeceğiz. Davada cinayetten mahkum edilen 13 işçinin tamamının serbest bırakılmasını istiyoruz.”

Hem miting konuşmacıları hem de basına konuşan işçiler, polisin bir Özel Soruşturma Ekibi’nin 2012 olaylarına ilişkin yaptığı “soruşturma”yı düzmece olarak suçladılar. Onlar, 13 işçiyi mahkum eden hakimin bile polisin yönetim ile gizlice anlaştığını ve kanıt ürettiğini itiraf etmiş olduğunu belirttiler. Onlar, ayrıca, polisin 148 işçinin çoğunu sahte itiraflar alma amacıyla dövüp işkence ettiğine dair inkar edilemez kanıtlara dikkat çektiler.

MSWU Geçici Çalışma Komitesi başkanı Khushi Ram, sendikanın, şirketin Ağustos 2012’deki işgücü temizliği sırasında işten attığı 546 daimi işçinin tamamının işe geri alınması için mücadele ettiğini söyledi. Ram, “Onlar, özel soruşturma ekibi raporunda 214’ünün adına yer vermesine rağmen, 546 işçinin işini son verdiler. Şimdi, mahkeme bile, davaya karıştırılmış olanlardan 117’sini beraat ettirdi.” dedi.

Maruti Suzuki işçileri, Gurgaon-Manesar sanayi bölgesindeki işçileri yıldırmayı ve yatırımcılara, Hindistan siyaset kurumunun onlara büyük karlar sağlayan kötü çalışma koşullarına yönelik işçi muhalefetini kıyasıya ezeceği yönünde yeniden güvence vermeyi amaçlayan bir şirket-devlet cadı avının kurbanlarıdır.

İddia makamı, 17 Mart’taki karar duruşmasında, mahkemenin 13 işçiyi asılarak idama mahkum etmesini savunurken, Hindistan hükümetinin, yabancı yatırımcıları ucuz emek için Çin’den Hindistan’a çekmeyi amaçlayan “Hindistan’da Üret” politikasına işaret etmişti.

Hindistan’da ve dünya çapında, işçileri ve demokratik hakları savunan herkesi, Maruti Suzuki işçilerinin derhal serbest bırakılması, tüm mahkumiyetlerin iptal edilmesi ve kurban edilen bütün işçilerin işe geri alınması talebiyle harekete geçirmek için kaybedecek zaman yok.

Japonya merkezli otomobil üreticisi, 117 işçinin beraatını temyize taşıma yönünde baskı yapma ve mahkum edilenlere daha sert cezalar verilmesini isteme niyetinde olduğunu açıkladı. Başka bir ifadeyle, şirket, tek “suçu” vahşi sömürüye meydan okumak olan 13 işçinin idam edilmesi için baskı yapıyor.

Gurgaon-Manesar sanayi bölgesindeki ve Hindistan genelindeki işçiler arasında, Maruti Suzuki işçilerine verilen korkunç “sınıfsal adalet” karşısında derin bir öfke söz konusu. Ancak ikiz Stalinist parlamenter partilere —Hindistan Komünist Partisi (CPI) ve Hindistan Komünist Partisi (Marksist) veya CPM— bağlı olanlar dahil büyük işçi sendikası federasyonları, işçi sınıfını Maruti Suzuki işçilerini savunmak üzere harekete geçirme mücadelesine sert bir şekilde karşı çıkıyorlar. CPI ve CPM, Maruti Suzuki işçilerinin 10 Mart’taki mahkumiyetini ya da 17 Mart hükmünü kınayan bir açıklama bile yayınlamadılar.

Stalinistler, Maruti Suzuki işçilerinin şirket-devlet komplosuna karşı mücadele ettiği yaklaşık beş yıl boyunca, etkilerini, MSWU’yu “adalet” için kapitalist mahkemelere ve büyük şirketlerin siyaset kurumuna başvurmaya odaklanmaya ikna etmek için kullandılar.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) ve Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin (WSWS) Hindistanlı destekçileri, dün Chennai’deki bir mitinge, Hindistan ve uluslararası işçi sınıfının bağımsız gücünü Maruti Suzuki işçilerine özgürlük mücadelesi için seferber etme çağrısı yapmak üzere müdahale ettiler.

Mitingin çağrısı, Maocu Hindistan Komünist Partisi’ne (CPI-ML) bağlı Tüm Hindistan Sendikalar Merkez Konseyi (AICCTU) tarafından, Britanya’nın sömürge yönetiminin 23 Mart 1931’de idam ettiği devrimci terörist Bhagat Singh’i anmak için yapılmıştı.

DEUK’un destekçileri, onun “Komplo kurulan Maruti Suzuki işçilerine özgürlük!” başlıklı açıklamasını dağıttılar ve AICCTU’nun önderlerinin engelleme girişimlerine rağmen, mitinge katılan 300 dolayında işçinin çoğundan olumlu bir karşılık aldılar.

27 yaşındaki Renault-Nissan işçisi Nadaraj, “Ben de araba üreten küresel bir şirkette çalışıyorum. Bu uluslararası kampanya aracılığıyla dünya otomotiv işçileri arasında karşılıklı etkileşim geliştirmemizin önemli olduğuna inanıyorum. Maruti Suzuki de küresel bir şirket olduğu için, ona meydan okumak işçilerin uluslararası seferberliğini gerektirir.” dedi.

Bir araç sürücüsü olan Anandan ise, şunları söyledi: “Maruti Suzuki işçilerini savunma yönündeki uluslararası kampanya önemli. Sendika kurma ve ücret zammı gibi meşru haklar için mücadele eden işçileri dört yıl boyunca kefaletle tahliye hakkı olmaksızın hapiste tutmak, mahkemelerin işçiler için olmadığını gösteriyor. Sekar Reddy gibi zengin insanlar, bir cinayet işlemeleri halinde bile bir hafta içinde kefaletle serbest kalabiliyor. Şimdi ise, 13 işçiye ömür boyu hapis cezası veriliyor. Aileleri sokaklara atılacak.”

Venkatesh ve Shanmugam

Venkatesan, “Hindistan’da, ucuz sözleşmeli çalışmalı sistemi, kamu dahil tüm sektörlerde egemen. İşler, devlete ait şirketlerde bile güvenceli değil. Maruti Suzuki işçilerine, şirket, polis ve hükümet gizli anlaşması eliyle komplo kuruldu. Siyasi partiler kapitalist sınıfa hizmet ediyor. İşçiler ve kitleler bu partilerle ve mahkemelerle hiçbir şey elde edemez. Bu yüzden, bu uluslararası kampanya yararlı.” dedi.

Surendar ve Sridhar

Surender adlı işçi ise şunları belirtti: “Bu mahkeme kararını şiddetle kınıyorum. Maruti Suzuki işçilerinin kazanacağından eminim. Küresel şirketler parayla her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar. Ancak işçilerin uluslararası birliği onlardan çok daha güçlü. Çekinmiyoruz, yorumlarımızın ve fotoğraflarımızın yayınlanmasını isteriz. Bu, işçilerin uluslararası birliğini ve genç işçilerin birleşik mücadeleleri yoluyla bir değişim gerçekleştirilebileceğini yansıtacak.”

Loading