Perspektif

Trump’ın Bannon’u kovması: Ordu denetim iddiasında bulunuyor

Trump’ın faşizan baş siyasi stratejisti Stephen Bannon’ı kovması, Amerikan egemen seçkinleri içindeki şiddetli hizip çatışmasında yeni bir aşamaya işaret etmektedir.

Görevden alma, Trump’ın geçtiğimiz hafta sonu Charlottesville’i basan Nazileri ve beyaz üstünlükçüleri savunduğu Salı günkü basın toplantısından üç gün sonra gerçekleşti. Trump’ın açıklamaları, Washington’da görülmemiş bir siyasi siyasi krizi tetiklemişti. Egemen seçkinlerin güçlü kesimleri, ABD başkanının kendisini bir faşizm sempatizanı olarak açığa vurmasının ABD’nin güvenilirliğine uluslararası ölçekte ciddi şekilde zarar vermesinden ve içeride toplumsal patlamaların koşullarını yarattığından kaygılanıyorlar.

Perşembe günü, devlet ve şirket kurumu içinden Beyaz Saray’a gelen basınç, 21st Century Fox’un başkanı ve Trump’ın müttefiki Rupert Murdoch’un oğlu olan James Murdoch’tan gelen ve Trump’ı azarlayan bir açık e-posta ile birlikte yeni bir aşamaya ulaştı. Yine Perşembe günü, New York’un Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Peter King, Bannon’ın kovulması çağrısı yapmış; Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin Cumhuriyetçi başkanı Bob Corker ise Trump’ın güvenilirliğini ve yeterliliğini sorgulamıştı.

Trump’ın ekonomi başdanışmanı, Goldman Sachs’ın eski Başkanı Gary Cohn’un istifa etmeyi düşündüğüne ilişkin haberlerden tedirgin olan Wall Street, borsada geniş bir elden çıkarmayla yönetime bir uyarı ateşi açtı. Perşembe günü, Dow Jones Borsası 274 puan düştü ki bu, son üç ay içindeki en büyük tek günlük kayıp. New York Borsası salonundaki borsa simsarları, Cuma günü, Bannon’ın görevden alındığına dair son dakika haberlerini alkışlamışlardı.

Bannon’ı kovma kararı, Trump’ın kısa süre önce Beyaz Saray özel kalem müdürü olarak atadığı emekli Deniz Piyadesi Generali John Kelly tarafından alındı. Yönetim içindeki zorlamaya önderlik eden güçler arasında, Kelly; muvazzaf bir general olan Ulusal Güvenlik Danışmanı H. R. McMaster; emekli General, Savunma Bakanı James Mattis; Goldman’ın eski yöneticisi Cohn ve ExxonMobil’in eski CEO’su, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson bulunuyor.

Ordunun, Wall Street ile ittifak içinde, devlet işleri üzerindeki doğrudan kontrolü daha da artmış durumda.

ABD’nin emperyalist dış politikası üzerine farklılıklara odaklanan egemen sınıf içindeki her iki taraf için de öldürücü anlaşmazlıklar, Trump’ın göreve başlamasından bu yana şiddetleniyor. Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin bir kesimi, Trump’ın Rusya’ya karşı daha saldırgan bir tavır almasını ve Afganistan’daki ve Suriye’deki savaşları daha hızlı bir şekilde tırmandırmasını talep etmek üzere, ordu ve istihbarat kurumunun baskın hiziplerine uyarlanmış durumda.

Bannon’ın görevden alınmasının duyurulması, Trump’ın generaller ve istihbarat yetkilileriyle, onların Afganistan’daki ABD askerlerinin sayısını arttırma tekliflerini ele almak üzere Camp David’de bir araya geldiği sırada gerçekleşti.

Çarşamba günü, liberal American Prospect dergisi, Bannon ile yapılan bir röportaj yayınladı. Röportajda, Bannon, dışişleri ve savunma bakanlıklarındaki muhalifleri temizleme planlarıyla böbürleniyor; Çin’e karşı ticaret savaşında geri çekildiği gerekçesiyle, isim vererek Cohn’a saldırıyor; “Askeri bir çözüm yok, onu unutun” sözleriyle, ABD’nin Kuzey Kore’ye karşı savaş tehditlerini reddediyordu.

Ertesi gün, hem Tillerson hem de Mattis, Washington’ın Kuzey Kore’ye bir nükleer saldırı gerçekleştirmeye hazır olduğunu yineleyen açıklamalar yayınladılar.

Wall Street bankerlerinin ve şirket CEO’larının, Trump’ın faşizm yanlısı açıklamaları ile arasına mesafe koymuş olan önemli bir kesimi, Bannon’ın görevden alınmasını, yönetim içindeki ve Trump ile Cumhuriyetçilerin elindeki Kongre arasındaki hizip savaşının dizginlenmesi yönünde bir adım olarak değerlendiriyorlar. Onlar, bunu, Trump’ın şirket vergilerini azaltma, onlarla ilgili düzenlemeleri kaldırma ve altyapı reformu kisvesi altında büyük kazançlar sağlama sözlerini yerine getirmesi için olmazsa olmaz görüyorlar.

Bannon’ın görevden alınması için bastıran generalleri, Wall Street bankerlerini ve Demokrat/Cumhuriyetçi politikacıları harekete geçiren kaygıların hiçbir ilerici ya da demokratik yanı yoktur. Egemen sınıf içindeki rakip hiziplerin tamamı, işçi sınıfının yaşam standartlarına ve toplumsal koşullarına saldırıyı yoğunlaştırma gereksinimi konusunda anlaşıyor. Trump’ın, Bannon ile ittifak halinde faşist bir taban oluşturma yönündeki çabaları, asıl olarak, işçi sınıfı muhalefetini şiddetle ezmeyi amaçlamaktadır.

Faşizan Breitbart News’in başkanlığı makamını koruyan Bannon, Trump yönetimi üzerinde kayda değer bir siyasi etkide bulunmayı sürdürecektir. O, Bloomberg News’e, “Muhaliflerine karşı Trump uğruna savaşacağını” söyledi ve “Artık özgürüm. Silahlarım yeniden elimde.” diye ekledi.

Trump’a gelince; o, aşırı sağ unsurları teşvik etme çabalarını ikiye katlıyor. ABD başkanı, önümüzdeki Perşembe günü Arizona Phoenix’te bir miting düzenleme planını sürdürüyor. Trump’ın, orada, göçmen işçilere karşı bir cadı avına önderlik etmiş ve bir yargıcın Latinleri yasadışı olarak gözaltına almayı durdurma kararını karşı geldiği için mahkemeye itaatsizlikten mahkum olmuş Arizona eski şerifi Joe Arpaio için af ilan etmesi bekleniyor.

Dünya savaşı tehlikesi, yoksulluğun ve toplumsal eşitsizliğin artması ve demokratik hakların yok edilmesi, saray entrikaları ya da kabine değişiklikleri yoluyla durdurulamaz. Trump ve Bannon, siyasi gericiliğin ve aşırı sağ güçlerin yükselişinin nedeni değil; Amerikan ve dünya kapitalizminin krizinin ve çürümesinin tehlikeli dışavurumlarıdır.

Kapitalist sınıfın hiçbir hizbi, emekçilerin iş, eğitim, emeklilik, sağlık hizmetleri, barış ve temel haklar konularındaki ivedi kaygılarını giderecek politikalar önerecek durumda değildir. Demokratik Parti, geçtiğimiz çeyrek yüzyılda, en az Cumhuriyetçiler kadar toplumsal gericiliğe başkanlık etmiştir. Demokratların başlıca kaygısı, toplumsal öfkeyi kapitalizme karşı bir mücadeleden saptırmak ve onu, milliyetçiliğin, ticaret savaşının ve tüm dünyaya yayılan askeri saldırganlığın arkasına yedeklemektir.

Trump’a karşı çıkmanın tek ilerici yolu, işçi sınıfının tüm siyaset kurumuna ve onun savunduğu kapitalist sisteme karşı bağımsız seferberliğidir.

Loading