Suriye’deki ABD hava saldırısında 40’tan fazla sivil katledildi

Pazartesi günü ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik gerçekleştirdiği bir hava saldırısı, 19’u çocuk 42 sivilin yaşamına mal oldu. Bu, son sekiz gün içinde gerçekleşen ve 59’u çocuk en az 167 sivilin katledildiği arttırılmış hava saldırıları dizisinin en kanlı olayıdır.

Rakka’ya yönelik hava saldırısı, ağırlıklı olarak Halk Savunma Birlikleri’nden (YPG) oluşan ve çok sayıda ABD kara askerince takviye edilen ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından yürütülen üç aylık kuşatmadaki son evredir. IŞİD’i kalesinden çıkarmaya yönelik saldırı, şimdiden binlerce sivili yerinden yurdundan etmiş, yüzlerce kişiyi öldürmüş ve en az 25.000 kişiyi çok az yiyecek ve suyla Rakka’da mahsur bırakmıştır.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, bombardıman, Pazar günkü hava saldırıları sırasında çok sayıda sivil can kaybının olduğunun bildirilmesinden sadece bir gün sonra gerçekleşti. SDG kentin yüzde 60’ını kontrolü altına almış olduğunu iddia etse de, Financial Times’a konuşan gözlemciler, IŞİD savaşçılarının kentin SDG’nin kendi elinde olduğunu iddia ettiği birçok yerinde faaliyetini sürdürdüğünü ve saldırılar düzenlendiğini belirttiler.

ABD önderliğindeki koalisyonun kente yönelik ayrım gözetmeyen amansız saldırısı, Washington ve onun Irak destekli güçlerinin bu yıl Irak’ın Musul kentini yeniden ele geçirmek üzere gerçekleştirdiği şiddetli saldırı ile uyumludur.

Musul’a yönelik dokuz ay süren askeri operasyonlar sırasında, tahminen 40.000 sivil hayatını kaybetmiş ve bir milyon Iraklı evlerinden sürülmüştü. Bu savaş suçları, ABD Başkanı Donald Trump’ın, karadaki ordu komutanlarına havadan ve karadan ne zaman saldıracaklarına karar verme yetkisi vererek, savaştaki kısıtlamaları gevşetme kararı alması sayesinde mümkün olmuştur.

ABD önderliğindeki hava saldırılarının yol açtığı sivil kayıplara ilişkin verileri toplayan Londra merkezli izleme grubu AirWars’a göre, Trump’ın göreve gelmesinden bu yana geçen yedi ayda, Barack Obama’nın Ortadoğu’daki çatışmayı yönettiği yaklaşık iki buçuk yılda olduğundan daha fazla sivil öldü.

Bu katliam, Trump’ın Pazartesi gecesi ilan ettiği Afganistan’daki savaşın tırmandırılması kararıyla neyin hazırlanmakta olduğunu yalnızca bir belirtisidir.

Rakka’ya yönelik ABD önderliğindeki saldırının görünüşteki hedefi, varlığı Irak, Libya ve Suriye’deki ABD önderliğindeki saldırı savaşlarının yıkıcı sonuçları ile derinden bağlantılı olan Sünni aşırılıkçı örgüt IŞİD olmakla birlikte, Washington’ın asıl hedefi bölgedeki jeo-stratejik konumunu güçlendirmektir.

Masum siviller üzerindeki etkisine bakmaksızın ezici güç kullanılması, ABD emperyalizminin, Rus hava kuvvetleri ve İranlı güçler tarafından desteklenen Beşar Esad’a bağlı birlikler İslamcıları doğu Suriye’den sürmeden ve Tahran’dan Şam’a daha doğrudan ikmal yolları kurmadan önce, IŞİD’in hızla daralan topraklarını ele geçirme kararlılığından kaynaklanmaktadır.

Washington, bunu önlemek için, Rakka’ya karşı saldırıyı, ABD ve Britanya Özel Kuvvetleri’nin Sünni milisleri doğu Suriye’deki toprakları ele geçirmek üzere eğittiği Irak ile Ürdün sınırında bulunan El Tanf’ta bir askeri üssün kurulmasıyla birleştirmiş durumda. ABD, aynı zamanda, bu güçten, uygun bir zamanda Şam’da rejim değişikliği gerçekleştirmek için yararlanmayı umuyor.

Dahası, Washington, enerji zengini Ortadoğu üzerindeki tartışmasız egemenliğini, Trump’ın defalarca bir düşman ve “terörizm” destekçisi olmakla suçladığı İran ile savaşmaya hazırlanarak pekiştirmek istiyor.

Rakka’daki katliama ilişkin haberler, lakabını Irak’ın Felluce kentine yönelik yıkıcı savaşa önderlik etme rolüyle kazanmış olan Savunma Bakanı James “Kuduz Köpek” Mattis’in, ABD’nin emperyalist politikasını Irak hükümeti ile görüşmek üzere bölgeyi ziyaret ettiği sırada geldi.

Mattis, Salı günü, Irak Başbakanı Haydar El İbadi ile bir araya geldi ve ABD ile Iraklı güçlerin IŞİD’i yenilgiye uğratmasıyla övündü. Mattis, Iraklı güçlerin IŞİD’den geri alınan bölgelerdeki insan hakları ihlallerine ve sivil halka karşı, yargısız infazları ve işkenceyi kapsayan kirli misilleme eylemlerine ilişkin yaygın haberlere hiç değinmedi. O, bunun yerine, Irak güçlerinin IŞİD’in elindeki Telafer ilçesine ilerlemesini övdü.

Rakka’da da benzeri zulümler bekleniyor. Daha şimdiden, SDG’nin kentten kaçan sivillerin kendi denetimleri altındaki alanlarda kurulan sığınmacı kamplarından ayrılmasına izin vermediğine ilişkin, yardım kuruluşlarından gelen kınamalara yol açan haberler söz konusu.

Her ne kadar ABD emperyalizmi Suriye’deki kanlı iç savaşın ve bütün bölgenin istikrarsızlaştırılmasının baş sorumlusu olsa da, savaş tehlikesi, Suriye’de kendi çıkarlarının peşinde koşan bölgesel güçlerin çabalarıyla da şiddetlendiriliyor.

Pazartesi günü, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara ile Tahran arasında, Irak’ın kuzeyindeki PKK üslerini hedef alacak ortak bir askeri operasyon hakkında görüşmelerin gerçekleştiğini belirtti. Türk medyası, İran birliklerinin, Türk hava kuvvetlerinin desteğiyle Kandil Dağları’na yönelik bir saldırı başlatacağını bildirdi ama bu iddia, İran Devrim Muhafızları (İDM) tarafından hızla reddedildi. Bununla birlikte, İDM’nin açıklaması, ileride Irak’ın kuzeyine askeri operasyonlar başlatılmasını dışlamıyordu.

Türkiye ile en önemli NATO müttefiki ABD arasındaki sürtüşmeler, özellikle Trump yönetiminin Rakka saldırısını başlatmak üzere YPG hakimiyetindeki SDG’ye bel bağlama kararının ardından, son aylarda artmış durumda. Almanya ve Avrupa’daki diğer NATO güçleri ile ilişkileri her zamankinden daha gergin olan Erdoğan, NATO’ya indirilmiş şiddetli bir tokat anlamına gelecek bir hamleyle, Rusya’dan füze savunma sistemi satın alma olasılığını gündeme getirdi.

Pazartesi günü Ürdün’e yaptığı ziyaretten dönen Erdoğan, Türkiye’nin, Rakka’yı ele geçirmek için savaşan YPG’nin siyasi kanadı olan Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) bölgedeki etkisini genişletmesi durumunda, Suriye’nin kuzeyine de askeri operasyon başlatmaya hazır olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, bu konunun, geçtiğimiz haftaki Ankara ziyareti sırasında İran Genelkurmay Başkanı ile görüşülmüş olduğunu belirtti.

Suriye çatışması, hızla bölgesel, hatta küresel bir savaşa dönüşebilecek büyük bir parlama noktası olmayı sürdürüyor. Yarım milyondan fazla yaşama mal olan çatışma, Washington tarafından, 2011’de, Şam’da bir rejim değişikliği gerçekleştirme amacıyla kasten körüklenmişti.

2015 yılında Ortadoğu’daki başlıca müttefikini desteklemek için ABD’nin kışkırttığı iç savaşa müdahale eden Rusya, hükümet yanlısı askerlerin ilerlemesine yardım etmek amacıyla Suriye’nin doğusundaki IŞİD mevzilerine yönelik saldırılarını arttırmış durumda. Haberlere göre, Cuma günü, Rus uçakları, şu anda Esad güçleri tarafından ele geçirilmek üzere hedef alınan Deyrizor kentine ulaşmaya çalışan 200 dolayında IŞİD savaşçısını öldürmüş.

Hükümet yanlısı savaşçılar, Washington’ın El Tanf üssünün çevresinde oluşturduğu ve tek taraflı olarak ilan edilmiş “çatışmasızlık bölgesi”ne izinsiz girdikleri iddiasıyla, birçok kez ABD savaş uçaklarının saldırısına uğradılar.

Bu olayların herhangi biri, nükleer silahlı güçlerin çatışan çıkarlar üzerinden birbirlerine çok yakın mesafede operasyon yürütüyor olması nedeniyle, zaten patlamaya hazır durumdaki Ortadoğu’yu, bölgenin uzun süredir acı çeken halkları için yıkıcı sonuçlarıyla birlikte ateşe verecek kıvılcımı sağlayabilir.

Loading