Britanya, Rusya karşıtı önlemlerine uluslararası destek peşinde

Britanya Başbakanı Theresa May ve Dışişleri Bakanı Boris Johnson, dünü, Rusya’ya karşı uluslararası eyleme destek arayarak geçirdi.

Diplomatik saldırı, May’in, Pazar günü, ikili ajan Sergey Skripal’in Salisbury’de öldürülmesi girişiminde Noviçok sinir gazı kullanılmasına açıklama getirmesi için Moskova’ya süresi dün gece biten bir ültimatom vermesinin ardından geldi.

May’in açıklamaları, Rusya ile çatışmayı, bir askeri karşı karşıya gelişi de içerecek şekilde tırmandırmak için olayların gidişini uluslararası ölçekte bütünüyle değiştirecek, önemli sonuçları olan bir girişimdir.

Buna ilişkin dikkat çekici doğrulama, Johnson Salı günü ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Sergey ve Yulia Skripal’e yönelik saldırının “açıkça Rusya’dan gelmiş” olduğu ve bunun sonuçları olacağı biçimindeki açıklamasını aktarmaya başladığında geldi. Bu, May’in, Kremlin’in dahil olması “kuvvetle olası” biçimindeki resmi çizgisinden daha güçlü bir açıklamaydı. Tillerson, Rusya’ya karşı daha sert eylem talep ederken ABD Başkanı Donald Trump ile defalarca çatışmış, önde gelen bir şahindir.

Bundan saatler sonra, Trump Tillerson’ı görevden aldı ve onun yerini CIA yöneticisi Mike Pompeo’ya verdi. Tillerson’ın son eylemi, Rusya’nın “rahatsız edici tavrı ve eylemleri”ne ilişkin kaygılarını dile getirmesi oldu.

Trump, bunun ardından, May ile konuşacağını söyledi ve “Bana, onlar [bu işin arkasında] Rusya’nın olduğuna inanıyorlar gibi geliyor” demiş ve şu uyarıyı eklemişti: “Gerçekleri öğrendiğimizde Rusya’yı ya da [işin arkasında] kim varsa kınayacağız.”

Johnson, Britanya’nın savaşçı ültimatomuna olumlu yanıt veren dünya liderlerinin bir listesinden bahsetti: Fransa Başkanı Emmanuel Macron ile onun Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Parlamentosu Başkanı Guy Verhofstadt ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans.

Macron, Pazartesi gecesi May ile telefonda görüşmüş ve ona tam dayanışma sunup Britanya’nın mutabık kaldığı yanıtı “sıkı koordine etme” sözü vermiş. Avrupa parlamentosu’nun Brexit koordinatörü Verhofstadt, AB önderlerine, gelecek hafta yapılacak olan Avrupa Konseyi zirvesinde Rusya’ya yönelik “karşı önlemler”e katılmaları çağrısı yaptı. O, saldırının “hala Avrupa toprağı” olan bir yerde gerçekleşmiş olduğunu belirtti ve “bu küstahlığa ortak bir Avrupa tepkisine ihtiyacımız var.” dedi.

Ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel herhangi bir kişisel açıklama yapmadı. Onun bürosu, yalnızca, akşamüstü, resmi bir destekleyici yanıt yayınladı. Merkel’in “saldırıyı en güçlü şekilde kınamış ve Britanya hükümetinin, Rusya’nın meseleye dahil olduğuna ilişkin değerlendirmesini son derece ciddiye almış” olduğunu belirten açıklama şöyle devam ediyordu: “Britanya hükümetinin haklı sorularını hızla yanıtlamak ve ilgili kimyasal silah programını kapsamlı biçimde ve derhal Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) bildirme talebini yerine getirmek Rusya’ya kalmıştır.”

Almanya, Rusya ile kapsamlı ekonomik bağlara sahip ve yaptırımlarda, özellikle Trump’ın ticaret savaşı önlemlerine ilişkin tehditlerinde sözü geçen herhangi bir artışa karşı çıkıyor. May Pazartesi günü Britanya Parlamentosu’na konuşurken, Almanya’daki Sosyal Demokratlar ile Büyük Koalisyon’u izleyip haber yapan gazeteciler, Merkel’e Rusya ile ilişkiler hakkındaki düşüncesini soruyorlardı. Merkel, doğu Ukrayna’da “niteliksel ilerleme” olması durumunda Rusya’ya yönelik yaptırımların gevşetilmesinin “tartışılabileceğini” söylemişti.

Şu ana kadar, hiçbir AB üyesi devlet, May’in Britanya topraklarında yasadışı faaliyetlerde bulunan devlet ilan etmesi durumunda Rusya’ya karşı yeni yaptırımlara uyacağını belirtmedi. Brexit ve Avrupa içinde Rusya ile en iyi nasıl ilgilenileceği konusunda yaşanan bölünmeler göz önünde bulundurulduğunda, en iyi sonucun mevcut yaptırımların sürdürülmesi yönünde bir anlaşma olacağı söylentisi yaygın.

NATO desteği, yalnızca Trump’ın nasıl davranacağına ilişkin belirsizlikten değil ama geçtiğimiz aylarda Rusya’nın Suriye çatışmasındaki önemli bir müttefiki olarak ortaya çıkan Türkiye’den dolayı da çetrefilli.

Bununla birlikte, medyadaki haberler, Britanya’nın, ortak savunma anlaşmasının 5. maddesine göre NATO’nun yardımını aradığına işaret ediyor. Bu, İskan Bakanı Dominic Raab’ı, May’in “uluslararası hukukta silahlı saldırıdan farklı bir anlam taşıyan yasadışı güç kullanımı”ndan söz ederek “sözcükleri son derece dikkatli biçimde seçtiğini” vurgulamaya zorladı.

Olası bir Britanya tepkisi için, diplomatları sınır dışı etmeyi ve Moskova’da düzenlenecek olan Dünya Kupası’na katılmamayı kapsayan çok sayıda başka yol öneriliyor. Ancak May’in siyasi planının önemli bir hedefi Suriye ve askeri cepheleşme için, özellikle Avrupa’da, uluslararası destek elde edilmesi.

Porton Down’ın sinir gazı Noviçok’u “tespit etmesi,” yalnızca suçlu olarak Rusya’yı göstermek (gaz ilk olarak Sovyetler Birliği’nde geliştirilmişti) anlamına gelmiyor. Bu, kimyasal silah kullanımını kapsayan bir savaş suçundan dolayı Moskova’ya karşı uluslararası eylem olasılığını da arttırıyor.

Britanya, May’in konuşmasından beri OPCW ile görüşme halinde. 192 devletin üye olduğu OPCW’nin yöneticisi Ahmet Üzümcü, dün yürütme kurulu toplantısını açarken, “Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı’nda sinir gazı kullanılması”nı, “son derece kaygı verici” olarak betimledi ve “Bundan sorumlu bulunanlar eylemlerinden dolayı sorumlu tutulmalılar.” dedi.

Britanya’nın, uluslararası destek arayışının alternatif bir yolu olarak, OPCW’den Rusya’yı soruşturmasını istemesi mümkün. Johnson, Salı günü, Rusya’nın “inandırıcı bir açıklama” ile gelmesi durumunda, “onun eksiksiz açıklamasını Lahey’deki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne vermek istiyoruz.” dedi.

Rusya’nın OPCW’deki temsilcisi Alekandr Şulgin Britanya’yı “temelsiz iddialar”da bulunmakla, “histeri pompalamak”la ve uluslararası protokolleri çiğnemekle suçladı. “Kimyasal silahlar anlaşmasının yasal alanı”na dönülmesinde ısrar eden Şulgin, May’in ültimatomunu reddetti. OPCW kurallarının Rusya’ya Britanya’nın kimyasal saldırı iddialarını yanıtlaması için 10 gün süre tanıdığını belirten Shulgin, “Bu bağlamda, ültimatomun derhal bilgi talep etmesi kesinlikle kabul edilemez.” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın kendi testlerini yapmak için Salisbury’de kullanılan maddeye erişim talep etmiş olduğunu ama Britanya’nın bunu reddettiğini ve kimyasal silahlar anlaşmasını çiğniyor olabileceğini söyledi. Lavrov, “Rusya sorumlu değil. Eğer Britanya lütfedip aynı anlaşmaya uygun yükümlülüklerini yerine getirirse, Rusya kimyasal silahları yasaklayan anlaşmaya uygun olarak işbirliği yapmaya hazırdır.” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Britanya’nın Moskova Büyükelçisi Laurie Bristow’u, dışişleri bakan yardımcısı Vladimir Titov ile görüşmek üzere çağırdı.

Bir başka yerde, Rusya Federal Güvenlik Örgütü’nün (FSB) eski bir yöneticisi olan Nikolay Kovalev, Skripal’in yaşamına yönelik girişime Britanya istihbarat ajanlarının dahil olduğunu ileri sürdü.

O, Skripal’in zehirlenmesinden yalnızca ABD ile Britanya’nın yararlanacağını vurguladı ve taraf değiştirmiş ajanlar “tam bir gözetim altındadırlar… gizli servisler onları izliyor; onların ne yapıp ettiklerini ve programlarını biliyorlar. Ardından, birbiri ardına bu tür ilginç şeyler oluyor.” dedi.

Ona göre, Britanyalılar, “şu ya da bu haini sonuna kadar kullandıktan sonra kurban ediyor, ardından bunu Rusların yaptığını söylüyorlar.”

Kovalev, Noviçok sinir gazı “eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinde depolanmıştı; kusura bakmayın ama Ukrayna’nın buna bulaşmış olması göz ardı edilemez” diyor. Eski bir üst düzey FSB görevlisi olan General Vladimir Mikhailov ise, RIA Novosti’ye, MI6’in “gazı sentezle oluşturup siyasi amaçlar için kullanmış olabileceğini” anlatıyor.

Britanya’da, İçişleri Bakanı Amber Rudd, kendisine, Britanya’da ölmüş ve polis tarafından kuşkulu bulunmamış olan 14 Rus’un ölümünün soruşturulmasını isteyen bir mektup yazan Avam Kamarası İçişleri Komitesi’nin İşçi Partili başkanı, Blaircı Yvette Cooper’ın başını çektiği girişimi sahiplendi.

Londra Polis Teşkilatı’nın (Met) Terörle Mücadele Komutanlığı da, Putin’in muhalifi olan ölmüş oligark Boris Berezovski’nin yakın bir arkadaşı olan Nikolay Gluşkov’un 68 yaşında ölmesini soruşturduğunu duyurdu.

Gluşkov, Pazartesi gecesi, Londra’daki evinde ölü bulunmuştu. Londra Polis Teşkilatı, Terörle Mücadele Komutanlığı biriminin olay ile “o kişinin sahip olduğu düşünülen ilişkilerden dolayı bir önlem olarak” ilgilendiğini ama Salisbury’de yaşananlar ile herhangi bir bağlantı kanıtı olmadığını açıkladı.

Loading