Cezayir: Hükümet karşıtı protestolar büyürken grevler yayılıyor

Cezayir Devlet Başkanı Abdulaziz Buteflika’nın görevi bırakmasını talep eden milyonlarca işçinin ve gencin protestoları geçtiğimiz hafta da devam edip artarken, toplumsal eşitsizliğe, işten çıkarmalara ve kölece çalışma koşullarına karşı grevler hızla yayılıyor.

Fransızca yayınlanan El Watan gazetesi, dün, Buteflika’nın görevi bırakmasını talep eden ve bugün başlayacak yeni bir üç günlük genel grev çağrısının, sendikalardan bağımsız bir şekilde, sosyal medyada yayıldığını bildirdi. Bu ayın başında yapılan benzer bir çağrı, 11-12 Mart’ta ulusal ölçekte bir greve yol açmış; bazı limanlar ve petrol sahaları, toplu taşıma ağlarının büyük kısmı ve tüm eğitim sistemi grevden etkilenmişti. Gazete, “Her ne kadar [grev için] çağrının kaynağı belirsiz olsa da, önceki yürüyüşler ve grevler için yapılan çağrılarda olduğu gibi, buna da uyulacağını beklemeliyiz,” diye belirtiyordu.

Bu ayın başında, Cezayir genelinde yüz binlerce insan gösteri yaptı

Dün, Cezayir’in en büyük ikinci kenti olan Vahran (Oran) yakınlarındaki Béthouia’da bulunan ve 4.800 işçinin çalıştığı Tosyalı Cezayir çelik fabrikasında, sendikadan bağımsız fiili bir grev patlak verdi. Sabah vardiyasında çalışan işçiler, fabrikada bir işçinin intihar girişiminde bulunması üzerine protesto olarak iş bıraktı.

Le Journal de l’Oranais, bir işçinin, yönetimin ona sonuncu ve art arda dördüncü kısa süreli sözleşmesinin bir yıl değil altı ay süreli olacağını bildiren bir yazı vermesinin ardından, tesis içindeki bir platforma tırmanıp atlama tehdidinde bulunduğunu bildirdi. Fabrikadaki binlerce işçi, benzer kısa süreli sözleşmelerle çalışıyor.

Haber, işçilerin tesisin dışında oturma eylemi düzenlediğini ve “fabrika yönetiminin işbirlikçileri olarak görülen” sendika şubesine güvenmeye derhal son verilmesini ve yeni bir temsilciliğin seçilmesini isteyen bir dilekçenin dolaştırıldığını bildiriyordu. İşçiler, ayrıca, yüzde 100 ücret artışı, bireysel ve toplu performans ikramiyesine zam yapılmasını ve keyfi işten çıkarmalara son verilmesini talep ediyorlar.

İşçilerin sendikayı reddetmesi, patronların ve hükümetin yozlaşmış temsilcileri işlevi gören resmi sendika bürokrasilerine yönelik yaygın nefretin parçasıdır. Cezayir Genel İşçi Sendikası’nın (UGTA) başkanı, görevden ayrılmasını talep eden kitlesel protestolara karşı Buteflika’ya arka çıkıyor.

Tizi Ouzou-Bouira otoyolunu yapan Türk-Cezayir inşaat firmaları Özgün-Nurol-Engoa (ONE) ortaklığında çalışan 1.000’den fazla işçi, onlarca işçinin işten atılmasına karşı çıkmak için Pazar günü greve gitti. İşçiler, ayrıca, tüneller ve yol inşaatına bağlı ikramiye ödemeleri talep ediyor.

Cezayirli işçilerin grevleri ve gösterileri, işçi sınıf mücadelesinde yaşanan uluslararası kabarmanın bir parçasıdır. Cumartesi akşamı, komşu Fas’ta, 15.000 öğretmen, emeklilik maaşlarına ve ikramiyelere zam yapılması ve daimi iş talebiyle parlamento dışında gösteri yaptı. 2016’dan beri, Fas’taki 240.000 öğretmenin 55.000’den fazlası, yeni bir geçici iş sözleşmeleri sistemine göre işe alındı.

Haberlere göre, öğretmenler, “Bu yozlaşmış bir ülke” ve “Mafya tarafından yönetiliyoruz” sloganları attılar ve başbakanın ve eğitim bakanının istifasını talep ettiler. Hükümet, buna, polise protestocu öğretmenlere tazyikli su ile müdahale etme emri vererek ve derse dönmemeleri durumunda öğretmenleri işten atmakla tehdit ederek karşılık verdi.

Sembolik devlet başkanı Buteflika’nın önderlik ettiği ordu destekli rejimin çekilmesini talep eden gösteriler, son iki haftadır büyüyerek devam ediyor. 12 Mart’ta, rejim, Buteflika’nın yaklaşan seçimlerde aday olmayacağını açıkladı ancak seçimleri 2019 sonrasına kadar erteleyerek, iktidarını süresiz olarak uzatmış oldu. Söz konusu açıklama, kabinede bir değişiklik yapılması, bir “ulusal yeterlilik hükümeti”nin ilan edilmesi ve rejim tarafından toplanmış bir “ulusal konferans” gibi yüzeysel değişiklikler içeriyordu.

Cuma günü, ülke genelinde, işçiler ve gençler, Buteflika’nın görevi bırakması talebiyle protestolar düzenlediler. Haberlere göre, protestolar, önceki iki Cuma günü düzenlenen ve ülke genelinde 1 milyondan fazla insanın katıldığı protestolar kadar büyüktü ama bu son protestolar, büyük olasılıkla çok daha büyüktü.

Buteflika’ya yönelik işçi sınıfı muhalefetine, yalnızca rejimin çekilmesi talebi değil ama geniş işçi sınıfı kitlelerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve rejimin başkanlık ettiği yoğun toplumsal eşitsizliğe son verilmesi talepleri yön veriyor. Dün, El Watan, Buteflika’ya karşı protestolar, “görünen o ki, çoğu Cezayirli arasında yıllardır gömülü olan öfkeyi ‘azat etti,’” diye kabul ediyor ve şöyle devam ediyordu: “Özgürlük (basın, adalet...) ve demokrasi ile bağlantılı taleplerin dışında, bazı gruplar, sosyoekonomik şikayetler de dile getiriyor.”

Hükümetin eski üyelerinden, Luveyze Hanun’un sahte sol İşçi Partisi’ne ve Pablocu Sosyalist İşçi Partisi’ne kadar, tüm burjuva muhalefet partileri, bu koşullarda, işçi sınıfının her türlü bağımsız mücadelesini bastırmak ve işçileri Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) rejiminin şu ya da bu hizbine bağlamak için çalışıyorlar. Yalnızca mevcut yapılanma içinde kendileri için daha büyük konumlar peşinde koşan bu örgütler, rejimin çeşitli kesimlerini temsil ediyorlar ve toplumsal eşitlik yönündeki her türlü talebe düşmanlar.

Geçtiğimiz Pazartesi günü, “Değişim İçin Ulusal Koordinasyon” adı altında düzen muhalefeti gruplarından oluşan bir topluluk, Buteflika’nın görevden ayrılması çağrısı yapan ve protesto hareketine destek verme iddiasında olan bir “Değişim Programı” yayınladı.

Söz konusu program, özünde, Buteflika’nın 11 Mart’taki mektubunda özetlenen ve protestocuların çoktan reddetmiş olduğu yol haritası ile aynıdır. Program, rejimi, parlamentoyu feshetmeye ve “geçiş döneminin sonunda iktidarda kalmamaya söz veren güvenilir ulusal kişilikler”den oluşan bir “ortak başkanlığın” olacağı bir “Geçiş dönemi” başlatmaya çağırıyor.

Program, Buteflika’nın çevresindekilerin bu ay zaten kurmuş oldukları bir “ulusal kurtuluş hükümeti” kurma ve “kucaklayıcı bir ulusal istişare” çağrısı yapıyor. Bu teklif ile Buteflika’nın etrafındaki kliğinki arasındaki tek fark, fiziksel ve zihinsel olarak aciz olduğu yaygın biçimde bilinen 82 yaşındaki Buteflika’nın sözde başkan olarak görevden ayrılacak olmasıdır. Program, açıkça orduya çağrı yapıyor.

Belge, Sosyalist Güçler Cephesi’nin başkanı Samir Bekir’in yanı sıra, 1990’larda ordu ile 200.000 insanın yaşamına mal olan on yıllık bir iç savaşa giren İslami Kurtuluş Cephesi’nin üst düzey üyeleri olan Murat Dina ve Kamil Gemazi tarafından imzalandı.

İşçi Partisi önderi Luveyze Hanun da, işçileri, ulusal kapitalist bir “kurucu meclis” bayrağı altında, rejimden reform yapması çağrısında bulunma biçimindeki aynı derece iflas etmiş politikaya yedeklemeye çalışıyor. Hanun, Pazartesi günü, işçileri ve gençleri, “[önce] bir kente, sonra bir eyalete ve en sonunda ulusal düzeye aktarılacak” şikayet “defterleri” tutmaya çağırdı.

Bu teklif, Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un, toplumsal eşitsizliğe karşı “sarı yelek” protestolarını bastırma çabalarının parçası olarak yaptığı ile aynı tekliftir ve bu sözümona “muhalefet” partilerinin, gerçekte devlet makinesi ile tamamen bütünleştiklerini ortaya koymaktadır.

Dünya Sosyalist Web Sitesi, kapitalizm yanlısı partilere ve sendikalara karşı, işçileri, Buteflika’ya karşı mücadeleyi kendi ellerine almaları için işyeri ve mahalle komiteleri kurmaya çağırır. Bu mücadelenin başarısının anahtarı, mücadele içindeki işçilerin, yalnızca Mağrip genelinde değil ama Fransa’da ve Avrupa’da da birliğini kurmaktan geçmektedir. Böyle bir mücadele, iktidarın işçi sınıfına aktarılmasını, büyük şirketlerin kamulaştırılmasını ve ekonominin sosyalizm ve eşitlik temelinde yeniden örgütlenmesini savunan devrimci bir perspektife bağlı olmalıdır.

Loading