İstanbul’da “Julian Assange’a ve Chelsea Manning’e Özgürlük” toplantısı düzenlendi

25 Mayıs Cumartesi günü, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Türkiye’deki sempatizan grubu olan Sosyalist Eşitlik, İstanbul’da, WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’a ve cesur ifşaatçı Chelsea Manning’e özgürlük talebiyle bir toplantı düzenledi.

Sosyalist Eşitlik destekleyicileri, toplantı öncesinde yoğun bir kampanya yürüttüler. Toplantının yapılacağı bölgede çok sayıda afiş asılırken, sosyal medyada yaygın bir duyuru yapıldı.

Toplantıda, Sosyalist Eşitlik’in ve Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in (IYSSE) temsilcileri konuşma yaptılar. Açılış konuşmasını yapan Sosyalist Eşitlik yazarı Ozan Özgür, “Bu toplantı, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Assange’ı ve Manning’i savunmak için yürüttüğü uluslararası kampanyanın bir parçası,” diye belirtti ve ekledi: “Bu toplantıyı, kısa süre önce yitirdiğimiz, Sosyalist Eşitlik’in kurucusu ve önderi Halil Çelik yoldaşın anısına adıyoruz.”

DEUK’un ve tüm dünyadaki şubelerinin ve destekleyicilerinin bu mücadeleyi emperyalist savaşa karşı ve demokratik hakları savunma mücadelesinin mızrak başı olarak gördüğünü belirten konuşmacı, Julian Assange’ın ve Chelsea Manning’in karşı karşıya olduğu durumu açıkladı ve geçtiğimiz dokuz yılda yaşanan başlıca gelişmeleri özetledi: “Onlar, yalnızca, işçi sınıfının bağımsız siyasi seferberliği yoluyla savunulabilirler.”

Ardından, Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Sosyalist Eşitlik yazarı Ulaş Ateşçi, “Assange’a ve Manning’e karşı artan zulmün arkasında ne yatıyor?” başlıklı bir konuşma yaptı.

Özellikle Trump yönetiminin İran’a karşı artan emperyalist savaş hazırlıkları ile demokratik haklara yönelik tırmanan saldırılar arasındaki ilişkiyi ele alan konuşmacı, “Assange ve Manning, ABD’nin ve müttefiklerinin yasadışı savaşlarını, toplu gözetleme faaliyetlerini ve diplomatik komplolarını açığa vurdukları için hedef alınıyorlar,” diye belirtti.

Konuşmacı, gizli diplomasinin egemen sınıfların gayrimeşru bir aracı olduğunu ve onların suçlarını ifşa etmenin bir suç olmadığını ifade etti. Gizli belgelerin bu çapta ifşasının tarihte bir benzeri daha vardı ve bu, Rus işçi sınıfının Ekim 1917’de Bolşeviklerin önderliğinde iktidarı ele geçirmesinin ardından gerçekleşmişti.

Ekim Devrimi’ne Lenin ile birlikte önderlik eden ve o sırada Dışişleri Halk Komiseri olan Lev Troçki, gizli diplomasi üzerine şunları yazmıştı: “Gizli diplomasi, kendi çıkarlarına tabi kılmak için çoğunluğu aldatmak zorunda olan mülk sahibi azınlık için gerekli bir araçtır. Emperyalizm, karanlık fetih planları ve soyguncu ittifakları ve anlaşmalarıyla, gizli diplomasi sistemini en üst seviyeye geliştirmiştir. Avrupa halklarını helak edip yıkıma uğratan emperyalizme karşı mücadele, aynı zamanda, gün ışığından korkmak için yeterince nedeni olan kapitalist diplomasiye karşı bir mücadeledir.”

Bu büyük işçi sınıfı devrimi, ileriye giden yolu da göstermişti. Konuşmacı, Amerikan ve dünya kapitalizminin, büyüyen savaş tehlikesine, artan ticaret savaşına ve emperyalist güçler arasında çatışmalara neden olan krizinin, aynı zamanda karşıtını, sınıf mücadelesinin yükselişini ve sosyalist devrimin nesnel koşullarını oluşturduğunu açıkladı.

Stalinistlerin 1991’de Sovyetler Birliği’ni dağıtmasından sonra ABD’nin Kuzey Afrika ile Ortadoğu’daki neredeyse kesintisiz savaşlarının ardından, görülmemiş toplumsal eşitsizlik koşullarında, ABD’li öğretmenlerin devam eden grev dalgası, Fransa’da “zenginlerin başkanı” Macron’a karşı kitlesel “sarı yelek” protestoları, Cezayir ile Sudan’daki kitlesel hareketler ve daha pek çok mücadele, işçi sınıfı mücadelelerinin uluslararası ölçekte canlandığını ve bunun, kapitalist egemen seçkinlere yönelik en ciddi tehdidi oluşturduğunu açıkça gösteriyordu.

Konuşmacı, DEUK’un yeni yıl açıklamasındaki perspektifleri özetledi ve işçi sınıfının karşı karşıya olduğu durumu, açıklamadan yaptığı şu alıntı ile ifade etti: “İşçi sınıfının karşı karşıya olduğu alternatifler, “Reform ya da Devrim” değil; “Devrim ya da Karşıdevrim” biçimindedir. Kapitalist sistemin can çekişmesinin nasıl giderileceğine (diktatörlük, faşizm, emperyalist savaş ve barbarlığa batış biçimindeki kapitalist yöntemlerle mi yoksa uluslararası işçi sınıfının devrimci yollarla iktidarı ele geçirmesi ve sosyalist bir topluma geçiş yoluyla mı?), dünya ölçeğinde sınıf mücadelesinin sonucu eliyle karar verilecek.”

Konuşmacı, sunumunu şu sözlerle noktaladı: “Assange’ın ve Manning’in durumunda ve yaklaşan savaş tehlikesinde gördüğümüz gibi, kaybedecek zamanımız yok. Bu toplantıya katılan herkesi, bir karar almaya, DEUK’un ve onun Türkiye şubesi olarak Sosyalist Eşitlik Partisi’nin inşasına katılmaya çağırıyoruz.”

Bu konuşmanın ardından, Sosyalist Eşitlik yazarı Çetin Akın’ın IYSSE (Türkiye) adına yaptığı konuşmada, Julian Assange’ın ve WikiLeaks’in gazetecilik sicili en başından itibaren kapsamlı bir şekilde ifade edildi. Bu sicil, egemen sınıfın nefretinin ve onlara yönelik cadı avının nedenini açıkça ortaya koyuyordu.

Konuşmacı, WikiLeaks’in başlıca ifşaatlarını ayrıntılı bir şekilde anlattı. Bunlar arasında, Afgan ve Irak savaş günlükleri, ABD’nin diplomatik yazışmaları, Guantanamo Dosyaları, Hillary Clinton’ın e-postaları, Vault 7 ve Türkiye üzerine sızıntılar vardı.

Son konuşmacı, Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Sosyalist Eşitlik yazarı Barış Demir, sahte solun Julian Assange’a ve Chelsea Manning’e yönelik zulme suç ortaklığını ele aldı. Demir, “Assange konusundaki sessizlik ve dolayısıyla ona yönelik zulme suç ortaklığı, önceden kendilerini ‘liberal’, ‘solcu’ ve hatta kimi durumlarda ‘sosyalist’ gibi gösteren bir kesim içindeki şiddetli bir kaymadan kaynaklanmaktadır,” diye belirtti. Orta sınıf “solu”nun Assange’ı terk etmesi, onların özünde sağcı siyasi bakış açılarının çarpıcı bir örneğiydi.

Bu süreç, 2008 küresel ekonomik krizinin sınıf mücadelesinde yarattığı ilk kabarmaya, özellikle de emperyalizmin vekillerini, Mısır’da Hüsnü Mübarek’i ve Tunus’ta Bin Ali’yi iktidardan alaşağı eden işçi sınıfı önderliğindeki 2011 ayaklanmalarının ardından hız kazanmış ve bu grupların “sol” iddialarını sona erdirip emperyalizm yanlısı asıl rollerini açığa çıkarmıştı. Konuşmacı, üst orta sınıfın kendi ayrıcalıklı ekonomik ve toplumsal konumunu iyileştirmek için kullandığı #MeToo hareketini de kapsayan gerici kimlik politikasının oynadığı rolü de ele aldı.

Bu konuşmaların ardından, toplantı salonundan katkılara ve sorulara geçildi. Söz alan bağımsız bir gazeteci, toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti ve bu toplantının ve kampanyanın Türkiye’de Assange’ı ve WikiLeaks’i savunma bakımından tek olduğunu ekledi. Assange ve WikiLeaks, onun gazeteci olma kararında önemli bir rol oynamıştı. Gazeteci, WSWS’nin ve Sosyalist Eşitlik’in yürüttüğü özgürlük kampanyasına desteğini ifade ederek, bu önemli konuda işbirliği yapmayı önerdi.

Toplantının sonunda, Julian Assange’ın Britanyalı gazeteci Gordon Dimmack’e gönderdiği mektup okundu. DEUK’un Britanya şubesi Sosyalist Eşitlik Partisi’nin Londra’da düzenlediği toplantıda olduğu gibi, Assange’ın ABD’ye iade edilmesine karşı çıkan ve işçileri ve gençleri Assange’ın ve Manning’in özgürlüğü uğruna mücadeleye katılmaya çağıran bir karar önerisi oybirliği ile kabul edildi.

Toplantıda kabul edilen karar önerisi:

Julian Assange’a Özgürlük! Chelsea Manning’e Özgürlük!

Yüzden fazla gazetecinin hapiste olduğu ve WikiLeaks dahil birçok savaş karşıtı ve ilerici web sitesinin yasaklı olduğu Türkiye’nin İstanbul kentinde düzenlenen bu toplantı, WikiLeaks’in kurucusu, yayıncısı ve editörü Julian Assange’ın tutuklanıp hapse atılmasını ve gazetecilik faaliyeti için 175 yıla kadar hapisle, hatta belki de idamla yargılanacağı ABD’ye iade edilme davasına tabi tutulmasını mahkum eder. Bizler, Assange’ın ve cesur ifşaatçı Chelsea Manning’in derhal ve koşulsuzca serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Assange ve Manning, sadece Irak’ta ve Afganistan’da bir milyon dolayında yaşama mal olan savaş suçlarını, şirket ve devlet yolsuzluğunu ve antidemokratik komploları ifşa ettikleri için hedef alınıyorlar. Gerçek bilgileri dünya halklarına açıkladıkları için Assange’a ve Manning’e yapılan devlet zulmü, apaçık bir siyasi suçtur.

Bu toplantı, bütün işçilere ve gençlere ve tüm gerçek demokratik hak savunucularına, Assange’ın ve Manning’in özgürlüğü uğruna mücadeleye katılmaları için acil bir çağrı yapar. Assange ve Manning: “Yalnız değilsiniz, terk edilmediniz ve unutulmadınız. Kurtulacaksınız.”

Loading