Dünya çapında her yıl yaklaşık 2 milyon işçi, iş kaynaklı sebeplerden ölüyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından ortaklaşa yayınlanan yeni bir rapor, işyeri kaynaklı hastalık ve yaralanmaların 2016 yılı için 1,9 milyon kişinin ölümüne yol açtığını gösteriyor.

Küresel COVID-19 pandemisinin patlak vermesinden önce yürütülen 2000-2016 yılları arasındaki İşle İlgili Hastalık ve Yaralanma Yüküne İlişkin WHO/ILO Ortak Tahminleri, şirketlerin doyumsuz kâr güdüsünün uluslararası işçi sınıfı üzerindeki korkunç bedeline bir bakış sunuyor. Küresel olarak, 15 yaş üstü her 100.000 kişiden 34.3’ü her yıl işle ilgili nedenlerden ölmektedir.

WHO/ILO çalışması, 35 ülkeden 220’den fazla uzmanın iş birliğiyle katı istatistiksel standartlar kullanılarak derlendi. Çalışma, kanserojen maddelere maruz kalma, hava kirliliği, işyeri kazaları ve uzun çalışma saatleri gibi risk faktörlerini dikkate almakta. Çalışmada, haftada 55 veya daha uzun çalışma saatlerinin, yılda 750.000 ölüme tekabül eden işçi ölümlerine tek başına en büyük katkıyı yaptığı sonucuna varıldı. İşyerinde hava kirliliğine maruz kalmak 450.000 ölümden sorumlu. Mesleki yaralanmalar da yılda 360.000 kişiyi öldürüyor.

WHO/ILO çalışması, seçilmiş 41 çift mesleki risk faktörü ve sağlık sonuçlarını inceledi. 2016 yılında 41 mesleki risk çiftinin 1,88 milyon ölüme ve 89,72 milyon maluliyete ayarlanmış yaşam yıllarına (DALY) neden olduğu tahmin edilmektedir. Bulaşıcı olmayan hastalıklar mesleki ölümlerin yüzde 81’ini oluşturuyor. Bu, çoğunlukla uzun çalışma saatlerine bağlı olarak gelişen kronik obstrüktif akciğer hastalığından ve iskemik kalp hastalığından kaynaklı 450.000 ölümü de içeriyor.

Fazla çalışmaya ek olarak, çok sayıda işçi sayısız başka tehlikelerin kurbanı oluyor. İşyeri ölümlerinin bir sonraki önde gelen nedeni, gaz ve duman gibi partikül maddelere mesleki maruziyet ve mesleki yaralanmalardır. Bu kategoriler, her yıl sırasıyla 450.381 ve 363.283 ölümden sorumludur.

Mesleki yaralanmalara bağlı 363.283 ölümden en büyük sayı trafik ve ulaşımla ilgili nedenlerdir. Motorlu taşıt yolundaki kazalar yılda 76.946 kişinin ölümüne ve yaya yolundaki kazalar 72.157 kişinin ölümüne sebep oluyor.

Rapor, bazı kategoriler çalışmada dikkate alınmadığından, hastalıktan ölümlerin gerçek sayısının eksik sayıldığını belirtiyor.

2000-2016 yılları arasında meslekle ilgili genel ölümler yüzde 14 düşerken, aşırı çalışmaya bağlı felç ve kalp hastalığından ölümler sırasıyla yüzde 19 ve yüzde 41 arttı. Orantısız miktarda işle ilgili ölüm, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik’teki işçileri, ayrıca erkekleri ve 54 yaş üstü insanları etkiledi.

Birkaç büyük sanayi ülkesi, - Birleşik Krallık 100.000’de 41,5 ve İtalya 100.000’de 38,2 ölümle- özellikle yüksek ölüm oranları kaydetti.

Bir yılda en fazla 2.225 saatle Meksikalılar çalışıyor ve onları 2.113 saatle Güney Kore izliyor. Bununla birlikte, diğer birçok araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en çok çalışan gelişmiş ülkesidir. Amerika, dünyada maksimum çalışma haftası sınırlaması olmayan az sayıdaki ülkeden biridir ve Amerika kıtasında ülke çapında ücretli doğum izni yardımı olmayan tek ülkedir. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu rakamlarına göre, tam zamanlı işçiler ABD’de haftada ortalama 43 saat çalışıyor; ancak imalat gibi birçok endüstride altı veya yedi günlük çalışma haftası yaygındır; işçiler 60, 70 ve hatta 80 saat çalışmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü başkanı Guy Ryder, raporla ilgili bir video mesajında, haklı bir biçimde, “Bu ölümlerin tümü önlenebilir” dedi. “Tüm işçiler için güvenli ve sağlıklı işyerleri sağlayabiliriz ve sağlamalıyız da.”

WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus raporu yayınlarken şöyle konuştu: “Bu kadar çok insanın işlerinden dolayı kelimenin tam anlamıyla öldürüldüğünü görmek şok edici. Raporumuz, ülkelere ve işletmelere, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin evrensel kapsamını sağlama taahhütlerini yerine getirerek işçilerin sağlık ve güvenliğini iyileştirmeleri ve korumaları için bir uyandırma çağrısıdır.”

Ancak bu tür çağrıların sağır kulaklara ulaşmadığı kesindir. Gerçekten de, WHO/ILO raporu, dünya çapında her gün 10.000’den fazla insanı öldürmeye devam eden bir pandeminin etkisini sistemli olarak küçümseyen şirket medyası tarafından neredeyse hiç dikkate alınmadı.

Bu yılki erken ölüm ve korkunç eziyet, COVID-19 pandemisi tarafından yeni bir düzeye yükseltildi. Okullar da dahil olmak üzere işyerlerinin ölümcül bir bulaşı noktası olduğu ölümcül virüsün yayılması, gelecekteki çalışmalara yepyeni bir boyut katıyor. Bankaların ve finans kurumlarının işçi sömürüsünü daha da artırmaya yönelik baskısı, küresel pandeminin etkisi altında yalnızca büyüdü. Şirketlere çok büyük meblağlar verildi, bu paraların daha da yüksek sömürü seviyeleri dayatılarak geri ödenmesi gerekiyor.

Resmi tahminler, koronavirüs pandemisinden kaynaklanan küresel ölüm oranını 4,7 milyona, yani işle ilgili nedenlerden kaynaklanan yıllık ölüm oranının iki katından fazlasına yerleştiriyor. Bununla birlikte, COVID’den kaynaklanan resmi ölü sayısı muhtemelen gerçek sayıdan oldukça eksiktir. The Economist, ölüm kayıtlarının incelenmesine dayanan ve gerçek ölü sayısını resmi rakamın üç katından fazla veya 15 milyonun üzerinde çıkaran bir tahmin yayınladı.

WHO/ILO, çalışma haftasının uzatılmasının, etkisi ölçülebilir bir toplumsal cinayet biçimi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Tarihsel olarak, iş gününün ve çalışma haftasının kısaltılması için verilen mücadele, iki yüzyılı aşkın süredir işçi sınıfının şiddetli mücadelelerinin odak noktası olmuştur.

Rapor, büyük teknolojik gelişmelere rağmen kapitalist sistemin sağlıklı bir çalışma ortamı için temel asgari standartları sağlamadaki acizliğini gösteriyor. Bu raporda ortaya konan barbarca koşullar, sorunun kaynağı olan kapitalizme karşı küresel bir mücadelenin gerekliliğine işaret etmektedir.

Loading