PATCO grevinin 40. yılı – IV. Bölüm

Birinci Bölüm | İkinci Bölüm | Üçüncü Bölüm

“Üyeleri doğrudan Bay Reagan için çalışan bir sendika şimdi yasadışı bir grev yoluyla olağanüstü bir ücret artışı elde edecek olsaydı, bu Reagan’ın ekonomik programının sonu olurdu. Yatırımcılar, bankacılar ve borç alanlar, kullandığı dil ne olursa olsun, Reagan yönetiminin enflasyonu düşürme konusunda ciddi olmadığı sonucuna varırlardı. Bu yüzden Bay Reagan şimdi kesinlikle geri adım atmamalı.” —Washington Post

“[AFL-CIO’nun] yardımı hemen gelmeli. Aksi takdirde PATCO can verecek.” —PATCO Başkanı Robert Poli’den Lane Kirkland’a mektup, 21 Aralık 1981

“Tatlı su militanı olmak ve genel grev çağrısı yapmak kolay ama sorumlu bir liderseniz, sonuçları değerlendirmek zorundasınız.” —AFL-CIO Başkanı Lane Kirkland

**

AFL-CIO sendika yetkilileri, grevin havayolu endüstrisindeki veya diğer sektörlerdeki işçileri kapsayacak şekilde genişletilmesinin “intihar” olacağını ileri sürdü. Carter yönetiminin sendikaları çökertme operasyonunu hazırlamadaki rolünü göz ardı eden işçi bürokrasisi, PATCO’ya karşı hareketten Reagan’ın sorumlu olduğunu ve bu nedenle Demokrat milletvekillerine başvurmanın ve 1982 seçimlerinde Cumhuriyetçileri yenmeye hazırlanmanın gerekli olacağını savundu. AFL-CIO Başkanı Lane Kirkland, Seçim Günü’nden “Dayanışma Günü II” olarak söz ediyordu.

İşçiler Birliği (WL), buna taban tabana zıt bir tutum öne sürdü. WL’nin Reagan’ın taleplerini reddetme, grevi havayolu endüstrisine ve bir genel greve doğru genişletme çağrısı, mücadelenin nesnel gereksinimlerine karşılık geliyordu. Bu, aynı zamanda bürokratların bozguncu konumundan çok, işçilerin düşüncesini dile getiriyordu.

Reagan’ın verdiği son tarih yaklaşırken, PATCO’nun yerel şubeleri, Chicago Kontrol Merkezi’ndeki gibi kitlesel grev hatları kurdular. (WSWS Medya)

Ancak İşçiler Birliği, bunun yalnızca endüstriyel bir mücadeleyi değil, aynı zamanda bürokrasiye ve iki partili sisteme karşı siyasi bir mücadeleyi gerektirdiğini ısrarla vurguluyordu. Yeni bir parti; sendikalara ve sosyalist bir programa dayalı bir işçi partisi kurulmalıydı. Bunu başarmak için İşçiler Birliği, işçiler arasında olağanüstü bir İşçi Kongresi düzenlenmesi çağrısıyla kampanya yürüttü.

Bulletin, grevin önemini hemen kavramıştı. 4 Ağustos 1981 tarihli başyazı, Yayın Kurulu’nun bir açıklamasıydı ve “AFL-CIO Hava Trafik Grevini Desteklemeli: Sınıf Çizgileri Çekiliyor” başlığını taşıyordu. Makale, sendika hareketini “sendikayı çökerten Reagan yönetimine karşı grevdeki hava trafik kontrolörlerini desteklemek için tüm işçi sınıfının gücünü seferber etmeye” çağırdı.

Makale şöyle devam ediyordu:

Reagan yönetimi, son altı aydır, işçi sınıfının son 50 yılda kazandığı sosyal yasaları ve programları yürürlükten kaldırmaya yönelik bir ekonomik ve toplumsal karşıdevrim yapıyor. İşsizliği artırıyor, iş güvencesi düzenlemeleri gibi kapitalist sömürü üzerindeki tüm kısıtlamaları ortadan kaldırıyor ve onlarca yıllık sendikal mücadelenin kazandığı yaşam standartlarını yok ediyor. Bu, tamamen büyük şirketlerin ve zenginlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak tarihin en büyük vergi kesintisinin onaylanmasıyla zirveye ulaşmıştır.

Makale, Uluslararası Makinistler Derneği (IAM) de dahil olmak üzere, havayolu endüstrisindeki işçileri temsil eden diğer sendikaların acilen harekete geçmesi çağrısında bulundu. Bu endüstriyel eylemin, Reagan yönetiminin politikalarına karşı bir genel greve genişletilmesi gerektiğini vurguladı.

Makalede, Reagan’ın “bütün egemen sınıfı temsil ettiği” belirtildi. Bu gerçek, liberal ya da muhafazakâr olsun, haber medyasının çoğu tarafından, hava trafik kontrolörlerinin ezici bir çoğunlukla kınanmasıyla ortaya konmuştu. Washington Post’un 4 Ağustos tarihli başmakalesinde yazdığı gibi:

Üyeleri doğrudan Bay Reagan için çalışan bir sendika şimdi yasadışı bir grev yoluyla olağanüstü bir ücret artışı elde edecek olsaydı, bu Reagan’ın ekonomik programının sonu olurdu. Yatırımcılar, bankacılar ve borç alanlar, kullandığı dil ne olursa olsun, Reagan yönetiminin enflasyonu düşürme konusunda ciddi olmadığı sonucuna varırlardı. Bu yüzden Bay Reagan şimdi kesinlikle geri adım atmamalı.

Grevin ilk günlerinde, kontrolörler, çalışmamalarının galip gelmek için yeterli olacağına inanıyorlardı. Çalışmalarının kritik ve yeri doldurulamaz doğası, Reagan yönetimini müzakere etmeye zorlayacaktı. Pek çok kişi, yeni kontrolörlerin eğitimiyle ilgili maliyetlerin aşırı derecede yüksek olacağını ve PATCO’ya bir ücret artışı tavizi vermekten çok daha pahalıya patlayacağını düşünüyordu.

Chicago yakınlarındaki Aurora Hava Trafik Kontrol Merkezi’ndeki bir PATCO grev hattı (WSWS Medya)

New York’taki LaGuardia Havalimanı’nda 13 yıllık deneyime sahip bir kontrolör olan Norman Hocker, grevin ilk haftasında Bulletin’e şunları söylüyordu: “Parası olan insanlar, zenginler hâlâ yerde oturuyor. [İşçiler] Kurumsal uçuşları durduruyor ve diğer tüm uçuşları azaltıyorlar. Ekonominin yüzde 27’sini geciktiren 16.000 işçi var.”

Grev başladığında, Federal Havacılık İdaresi (FAA), greve giden yaklaşık 12.000 kişinin neden olduğu açığı kapatmak için 4.669 grev kırıcı, 3.291 müdür, 800 askeri kontrolör ve 1.000 yeni işe alınan kontrolörden oluşan bir işgücüne güveniyordu. Federal hükümet, grev başladıktan kısa bir süre sonra hava trafiği kapasitesini yüzde 75’e kadar çıkardığını iddia etti. Bununla birlikte, grev kırıcı işgücü, grevci işçilerin beceri ve niteliğine hiçbir şekilde denk değildi. [1]

LaGuardia’dan grevci bir kontrolör olan Mitch Cook, Bulletin’e verdiği demeçte, “Endişeliyim. Eğer elimden gelseydi bugün bir uçakta olmazdım,” dedi. “Şu anda kulede üç gözetmen ve EPDS yani Değerlendirme Yeterlilik Geliştirme Uzmanı var. Normalde 10 kişi oluyor. Burayı kontrol etmek için askeri kontrolörler getirebileceklerini düşünmeleri alay konusu. Sendika, grevdeki bu adamların yeteneklerinin ne olduğunu biliyor. Sendikamız güçlü ve tek vücut duracaktır.”

Gerçekten de, PATCO işçilerinin işten çıkarılması yolcuları ciddi anlamda tehlikeye atmıştı. Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu (NTSB) daha sonra, “bazı durumlarda, geliştirme uzmanlarının sabah bir pozisyon için onaylandığını ve aynı gün öğleden sonra başka bir geliştirme uzmanına aynı kontrol pozisyonunda iş başında eğitim verdiğini” tespit etti.

FAA, San Jose, Kaliforniya yakınlarındaki ölümcül bir hava kazasını pilot hatasına bağlamıştı. Şehrin havaalanına yaklaşmak üzere olan iki hafif uçak, pistin 3,2 kilometre yakınında havada çarpışmış, bir kişi ölmüş, iki kişi de yaralanmıştı. 17 Ağustos’ta meydana gelen havada çarpışma, San Jose havaalanı tarihindeki ilk olaydı ve FAA’nın bir grev kırıcı olan hava trafik kontrolörünü saatler içinde sorumluluktan akladığı da ilk olaydı. Bu aynı zamanda PATCO’nun soruşturma dışı bırakıldığı, o dönemin ilk ölümlü kazasıydı.

13 Ocak 1982’de, Air Florida’ya ait bir Boeing 737’nin kalkıştan kısa bir süre sonra Washington DC’deki Potomac Nehri üzerindeki bir köprüye çarparak 78 kişinin ölümüne yol açmasıyla büyük bir felaket meydana geldi. Muhtemel sebep, pistte uzun bir bekleme süresinin ardından uçakta kar birikmesi olduğundan, kontrolör hatasının bu felakette rol oynamış olması olasıdır.

NTSB, 10 gün sonra Boston Logan Havalimanı’nda meydana gelen bir kazada da kontrolör hatasının bir etmen olduğunu buldu. Bu kaza, uçaktaki iki kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Grev sona erdikten çok sonra, federal hükümet, 9 Temmuz 1982’de Pan Am’a ait 759 Sefer Sayılı Uçuş’ta 153 yolcunun ölümüne yol açan kazanın sorumluluğunu kabul etti ve grev kırıcı kontrolörlerin zorlu hava koşullarında uçan pilotlara yeterli derecede talimat vermediğini itiraf etti. [2]

Grevciler ve destekçileri Newark, New Jersey terminalinde grev hattındalar (WSWS Medya)

Uçuş rotalarına rehberlik eden deneyimsiz veya beceriksiz hava trafik kontrolörlerinin çalıştırılmasının sonucunda, daha pek çok çarpışma riski olayı yaşandı. FAA bu bilgiyi halktan saklarken, Kanada Hava Trafik Kontrol Derneği (CATCA), grevden sadece bir hafta sonra ABD ile Kanada arasındaki rotalarda veya Kanada sınırına yakın yerlerde 41 güvenli olmayan olayı belgeledi. Bunların arasında birçok “ramak kala” olayı da vardı.

Reagan, PATCO’yu çökertmek için hava yolcularının hayatlarını riske atma konusunda son derece rahattı. Açıkça görülüyordu ki, bu grevde, kontrolörlerin kendi toplu sözleşme müzakerelerinden çok daha fazlası söz konusuydu.

Birçok grevci Bulletin’e, mücadelelerini tüm işçi sınıfı adına bir mücadele olarak gördüklerini söyledi. Kaybederlerse, sendikayı çökertme kampanyasının ekonominin tamamına yayılacağını ifade ettiler. Aynı nedenlerle, birçok kontrolör ve diğer sektörlerden işçiler, PATCO’nun mücadelede tek başına bırakılamayacağını anlamıştı.

LaGuardia kontrolörü Norman Hocker, 5 Ağustos’ta Bulletin’e verdiği demeçte, “Asıl mesele şu ki, Reagan’ın PATCO’ya yönelik muamelesi, genel olarak grevlerle ve tüm işçi hareketiyle nasıl başa çıkacağının bir habercisi olacaktır,” dedi. “Burada ilk direnişi gerçekleştiriyoruz.”

Kısa süre içinde, Reagan yönetiminin saldırısının tarihsel doğasını fark eden diğer sektörlerdeki işçilerden ortak eylem çağrıları yükselmeye başladı. Bulletin ve İşçiler Birliği, bu isteği güçlendirdi. 7 Ağustos Cuma günü, Bulletin manşetinde şöyle yazıyordu: “Hava Trafik Kontrolörlerini Desteklemek İçin İşçileri Harekete Geçirin: AFL-CIO Genel Grev Çağrısı Yapmalı!”

15 Ağustos’ta, New York City’deki Ulaştırma İşçileri Sendikası (TWU) 100 No’lu Şube Yürütme Kurulu üyesi Ed Winn, John F. Kennedy Uluslararası Havaalanı yakınında yaklaşık 400 kontrolör ve onların destekçilerinden oluşan bir kalabalığa seslendi. Aynı zamanda İşçiler Birliği’nin önde gelen üyelerinden biri olan Winn, PATCO’yu desteklemek için acil eylem çağrısında bulunan ve tüm AFL-CIO’nun genel grev yapmasını talep eden bir önergeyi okudu. Bu önerge, TWU’nun bir sonraki yürütme kurulu toplantısına sunulacaktı.

Young Socialist gazetesinin Ağustos 1981 tarihli sayısında çıkan bir karikatür. “… Mmm … Pekala, Uçuş 72 … 8. pist için her şey tamam … (Pardon) … Uçuş 8 demek istemiştim … 7. pist şey tamam … !!? … İniyor musun, kalkıyor musun?! … Bir dakika …” (WSWS Medya)

Aynı hafta, IAM’den Houston 15 No’lu Şube, Kirkland’a ve IAM Başkanı William Winpisinger’a genel grev çağrısı yapılmasını talep eden telgraflar gönderdi.

Sendika yetkilileri bile genel grev isteğinin var olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar. 16 Ekim’de Bulletin, Michigan Amerikan Eyalet, İlçe ve Belediye Çalışanları Federasyonu (AFSCME) yetkilisi Ralph Liberato’ya, Michigan AFL-CIO’nun PATCO’yu desteklemek için genel grev çağrısına önayak olup olmayacağı soruldu. Liberato, “Üyelerimiz arasında bunun hakkında çok fazla konuşma oldu ve birçoğu neden bunu yapmadığımızı soruyor,” dedi.

Benzer şekilde, 26 Ağustos’ta Minnesota AFL-CIO başkanı David Roe, bir Bulletin muhabirine “genel grev duygusunun güçlü ve büyüdüğünü” söyledi. Roe, olası bir genel grevi destekleyeceğini iddia etti ancak nihai kararın federasyonun Yürütme Konseyi’ne ait olduğunu söyledi. Eylül ayında, Minnesota AFL-CIO’nun yıllık toplantısında 800 delege, oybirliğiyle, ulusal AFL-CIO’yu ülke çapında bir genel grev başlatmaya çağırma lehine oy verdi.

Eylül ayının sonlarında Kirkland, genel grev için ezici bir taban isteğinin olduğunu kabul etti. Kirkland, “Hayatımda hiçbir konuda bu kadar çok posta almadım. Muazzam miktarda telgraf, mektup ve kart aldım,” diyor ve ekliyordu: “Bunların yaklaşık yüzde 90’ı kontrolör yanlısı ve yaklaşık yüzde 50’si de beni genel grev çağrısı yapmadığım için kınıyor.” [3]

Ancak sendika yetkilileri genel grev çağrılarını reddetti. Kirkland şunu ilan ediyordu: “Tatlı su militanı olmak ve genel grev çağrısı yapmak kolay ama sorumlu bir liderseniz, sonuçları değerlendirmek zorundasınız.”

AFL-CIO Başkanı Lane Kirkland, Şubat 1983 (WSWS Medya)

Reagan’ın eylemi o kadar kışkırtıcıydı ki, grev başladığında, AFL-CIO Yürütme Konseyi ve Genel Kurulu Chicago’daki lüks Hyatt Regency’de toplantı halindeydi. AFL-CIO bürokratları grev haberleriyle şaşkına dönmüştü. Tarihçi Joseph McCartin’e göre, sendika liderlerinden bazıları “PATCO’nun AFL-CIO’nun bir üyesi olduğundan adeta habersizdi.”

Hava trafik kontrolörlerinin varlığından haberdar olanlar ise, öncelikli olarak grevin büyük şirketlerle “ortaklığa” dayanan yeni dostlukları açısından doğurabileceği zorluklarla ilgileniyorlardı. Yürütme Konseyi toplantısı, Reagan yönetimine, AFL-CIO’nun PATCO’nun çöküşünde işbirliği yapmaya hazır olduğuna dair açık sinyaller göndermişti.

Chicago’daki toplantı, UAW’nin ve başkanı Douglas Fraser’ın, Walter Reuther’in federasyondan çekilmesinden bu yana ilk kez kendi saflarına geri dönmesini memnuniyetle karşıladı. Chrysler’in yönetim kurulundaki güçlü kapitalistlerle dirsek teması kuran Fraser, grevin “işçi hareketine büyük zarar verebileceğinden” endişe ediyordu.

Bulletin, 7 Ağustos’ta şu yorumu yaptı: “Ne olağanüstü bir mantık! [Reagan] milyonlarca işçi sınıfı ailesini yoksullaştırmaya çalışıyor ancak Fraser bu hükümete karşı mücadele etmenin ‘işçi hareketine büyük zarar verebileceği’ uyarısında bulunuyor.”

AFL-CIO Yürütme Konseyi, 6 Ağustos 1981’de başladı ve hava trafik kontrolörleri için kılını kıpırdatmadan sona erdi. Sadece bir ay sonra, 3 Eylül 1981’de, Reagan’ın bir AFL-CIO sendikası olan Birleşik Marangoz Kardeşliği’nin yıllık kongresinde konuşma yapmasına izin verildi. Reagan bu fırsatı örgütlü emeğe bir saldırı başlatmak için kullandı. Kongredeki delegeler ise kibarca yerlerinde oturdular. [4]

AFL-CIO ve onu oluşturan sendikalar bir genel grev başlatmayacak olsalar da, en azından PATCO grev hatlarını onurlandırabilirlerdi. 7 Ağustos gibi erken bir tarihte, PATCO Başkanı Robert Poli, tüm AFL-CIO sendikalarına, ülke çapındaki yüzlerce havaalanında bulunan grev gözcülük hatlarını aşmamalarını isteyen telgraflar gönderdi.

Ancak grev gözcülüğüne saygı gösterilmesi gibi basit bir sendika ilkesine bile uyulmadı. AFL-CIO’nun “Emek Evi”nden hiçbir yardım gelmiyordu.

Gerçekten de, sendikalı havayolu sektörünün sadece bir kesimi daha (havayolu teknisyenleri, pilotlar, uçuş görevlileri, bagaj görevlileri) greve gitmiş veya sadece grev hattında gözcülük yapmış olsaydı, PATCO’nun konumu ölçülemeyecek kadar güçlenmiş olurdu. Havayolu sektöründeki en önemli iki sendika, Uluslararası Makineciler Derneği (IAM) ve Havayolu Pilotları Derneği (ALPA), grevin kaderi açısından en kritik olanlardı. Bir Reagan Ulaştırma Departmanı yetkilisinin daha sonra belirttiği gibi, genel grev olmasa bile, IAM ve ALPA’nın eylemleri sendikayı çökertme kampanyasını kendi başlarına mağlup edebilirdi. Yetkili şöyle belirtmişti: “Makineciler iş bırakmış olsaydı, buna dayanamazdık… bu bütün havaalanlarını kapatırdı.” [5]

IAM’den, kendine “sosyalist” diyen sözde militan Winpisinger, grev gözcülüğü hatlarına saygı gösterilmesi konusunda göstermelik bir konuşma yaptı. Ve bazı IAM yerel şubeleri iş yavaşlatmalar başlatmış olsa da, Winpisinger ve uluslararası sendika sözlerden öteye gitmedi.

Bir Bulletin muhabiri Winpisinger ile yaptığı röportajda, havayolu sektöründeki üyeleri arasında bir destek grevi çağrısı yapmak gibi bir niyeti olup olmadığını sordu. Winpisinger şöyle yanıtladı: “Bu, 40.000 üyem için intihar olur… Bütün sendikanın ölüm çanını çalmak bile olabilir.”

Kontrolörler, Flint, Michigan’daki Bishop Havalimanı’nda grev gözcülüğünde (WSWS Medya)

ALPA’dan J.J. O’Donnel, grevi destekleme numarasıyla uğraşmadı bile. AFL Yürütme Konseyi’ne, üyelerini PATCO grev hatlarını onurlandırmaya davet etmeyeceğini bildirdi. Gerçekten de O’Donnell, PATCO’nun, kontrolörlerin işten çıkarılmasının hava trafiğini güvensiz hale getirdiği yönündeki iddialarına açıkça itiraz ederek, bilinçli olarak grevi kırmak için çalıştı. Bu tavır, kendi sendikasının bir güvenlik komisyonu ile çelişiyordu. Komisyon, kalifiye olmayan kontrolörlerin “kesin bir güvenlik tehlikesi” yarattığını tespit etmişti. [6]

İşin aslında, ALPA’nın grevi desteklemek için federal iş yasalarını ihlal etmesine bile gerek yoktu. Federal Havacılık Düzenlemesi’nin 91. maddesinin 3. bölümü, pilotların uçuş koşullarının güvensiz olduğuna inanıp inanmadıkları konusunda son söz hakkına sahip olmasını sağlar.

Gerçekten de O’Donnel, kendi Hava Trafik Kontrol Komitesi’nden, düzenli olarak, aşırı çalışan yedek kontrolörler arasındaki yorgunluğun ciddi bir “güvenlik etkisi” ve “daha yüksek potansiyel tehlike” oluşturduğu konusunda uyarıda bulunan, gizli raporlar alıyordu. Bir pilot, komiteye “bir kontrolörün bir güvenlik tehlikesini önlemek için bir pilot sapmasını zamanında tespit etme olasılığı çok az,” diye yazmıştı. Bu uyarılar devam etti. ALPA’nın, aslında bir dayanışma grevini tetiklemek için kendi üyeleri arasında bunları duyurması yeterdi.

Bunun yerine, O’Donnell 19 Ağustos’ta kendi üyelerine küstahça yalan söyledi: “Bu ülkedeki hava trafik kontrol sisteminin güvenli olduğunu tereddüt etmeden söyleyebilirim. Güvenli olmasaydı, ilk ses çıkaran biz olurduk.” Aynı gün, iki genel havacılık uçağı San Jose, Kaliforniya yakınlarında çarpıştı ve birinin pilotu öldü.

O’Donnel’ın PATCO’ya yönelik grev kırıcılığı çalışmaları, kendi pilotlarına karşı yürüttüğü saldırının ayrılmaz bir parçasıydı. Hava trafik kontrolörleri greve çıkarken, O’Donnell, Pan Am pilotları için yüzde 10’luk ücret kesintileri ve United Airlines pilotları için aylık uçuş sürelerinde yüzde 30’luk bir artış için pazarlık yapıyordu. 1983’te Reagan, O’Donnell’i Çalışma Bakanı Yardımcısı olarak atayarak hizmetleri için ödüllendirecekti.

AFL-CIO’nun Reagan ile çevirmekte olduğu dolap o zamanlar kontrolörler tarafından bilinmiyordu. Ancak 13 Ağustos gibi erken bir tarihte Kirkland, Beyaz Saray ile gizli kapaklı müzakereler başlatmaya çalışıyordu. Kirkland, 14 Ağustos’ta Senato Çoğunluk Lideri Howard Baker aracılığıyla Poli’nin, sendika liderlerinin ve militan kontrolörlerin kovulmasını öneren bir teklif gönderdi. Yeniden işe alınan işçiler para cezası ödemek ve grev yasağı yeminlerini yeniden onaylamak zorunda kalacaklardı. Buna karşılık Reagan, durumu kurtarmak üzere sendikanın şikâyetlerini soruşturmak için bir “bilirkişi” komisyonu kurulmasını teklif edecekti.

McCartin, sendika çalışanlarının “bu gizli entrikalardan habersiz” olduğunu yazıyor. Tarihçi şunu ekliyor: Kirkland perde arkasında grevi baltalamak için çalışırken, “AFL-CIO’nun alt kademe görevlileri, ülke çapında bir grevin alenen kırılmasına nasıl yanıt verecekleri konusunda çok az talimat almıştı.”

Kirkland şunu ilan etmişti: “Üye sendikalar ne yapacaklarına kendileri karar vermek zorundalar. Bu değerlendirmeyi ben yapmayacağım.” [7]

Sendikaların ihanetinin tüm derinliği hiçbir zaman tam olarak bilinemeyebilir ancak Reagan’ın PATCO işçilerini işten çıkarmaya devam etmesinin, AFL-CIO’nun dayanışma eylemlerini engelleyeceğine dair doğrudan güvence vermesiyle olduğu sağlam bir şekilde varsayılabilir. Muhtemel bir gizli anlaşma örneği, grevden sadece yıllar sonra ortaya çıktı. Amerikan Öğretmenler Federasyonu (AFT) Başkanı Albert Shanker ve Federal Çalışma İlişkileri Kurumu’ndan Leon B. Applewhaite, Eylül 1981’de, PATCO olayının tartışıldığı ve muhtemelen federal iş kanununu ihlal eden, kamuya duyurulmamış bir akşam yemeği yemişti. Applewhaite, PATCO’nun sendika yetkisinin iptali yönünde karar verecekti. [8]

AFL-CIO’nun Demokrat politikacılara baskı yapma perspektifi, yalnızca grevcilerin moralini bozmaya ve işçi sınıfının geniş kesimlerinin kafasını karıştırmaya hizmet etti. Demokratlardan hava trafik kontrolörleri için bazı belirsiz sempati beyanları vardı ancak çoğu grevi kınamıştı. Kendisi de eski bir otomotiv işçisi olan ve özellikle UAW tarafından “emekçi dostu” olarak övülen Detroit’in Demokratik Partili Belediye Başkanı Coleman Young, grevcileri, “acımasız” taleplerle “ulusu rehin tutmakla” suçladı ve Reagan’ı PATCO’ya karşı durduğu için “kahraman” ilan edecek kadar ileri gitti.

Reagan yönetimi, uluslararası sendikaların PATCO’yu destekleyeceğinden korkuyordu. Ancak grev, ulusal temelli çeşitli sendikalar arasındaki uluslararası işbirliğinin başarısızlığı açısından ibretlikti. Oysa hava trafik kontrolü işi, doğası gereği küreselleşmiş bir sektördü ve diğer ülkelerdeki kontrolörler, Amerikalı kardeşlerine Reagan’ın dayattığı tavizlerle çok geçmeden karşılaşacaklarından emin olabilirlerdi.

Diğer ülkelerdeki hava trafik kontrol sendikaları, uluslararası düzeyde benzer koşullara karşı mücadele eden kontrolörler arasında PATCO’ya geniş destek olmasına rağmen harekete geçmemişti. 1970’lerde Kanadalı, Meksikalı, Alman, Britanyalı, Fransız ve Avustralyalı kontrolörler grevler, hastalık izni ve iş yavaşlama eylemleri yapmışlardı.

Gerçekten de, PATCO grevinin ilk günlerinde, Kanada Hava Trafik Kontrol Derneği (CATCA) üyesi kontrolörler, Atlantik’ten Kanada hava sahasını geçen ABD’ye bağlı uçuşlara bakmayı reddetti ve Amerikan sisteminin güvensiz olduğunu ilan etti. Reagan yönetimi tarafından kışkırtılan Kanada hükümeti, Kanadalı kontrolörlere boyun eğmeleri için baskı yaptı ve CATCA, Portekizli kontrolörler tarafından 16 Ağustos’ta bir başka dayanışma boykotu başlayamadan, 12 Ağustos’ta boykotu sona erdirdi. Portekizli kontrolörler ABD’ye olan uçuşları yönetmeyi bir süre boyunca reddetti. İspanyol kontrolörler dayanışma amacıyla bir iş yavaşlatma eylemi başlattı. Avustralya’dan yapılan bazı ABD uçuşları da askıya alındı.

Avrupa, Japonya ve Avustralya’daki kontrolörler, sendikalarının ihtarına rağmen PATCO’ya bağış yapmaya devam ettiler.

Çeşitli ulusal kontrolör sendikalarının organı olan Uluslararası Hava Trafik Kontrolörleri Dernekleri Federasyonu (IFATCA), üyelerinden gelen PATCO’ya destek taleplerine yanıt vererek, 22 Ağustos’ta Amsterdam’da olağanüstü bir toplantı yapılması çağrısında bulundu. Ne var ki PATCO, Amerikan sendikalarının aşırı milliyetçiliğinin bir yansıması olarak yıllar önce federasyondan çekilmişti.

13 Ağustos’ta, planlanan olağanüstü toplantıdan önce, IFATCA, ABD’ye bağlı uçuşlara yönelik planlı bir dayanışma boykotunu süresiz olarak ertelemeye karar verdi –Reagan’ı mağlup edebilecek bir eylem daha. Toplantıda da boykot kararı lehine çoğunluk sağlanamadı.

ABD içinde, Washington’daki kitlesel Dayanışma Günü mitingi, işçi sınıfı içinde Reagan’ın politikalarına karşı mücadele etme arzusunun var olduğunu gösterdi. İşçi sınıfı direnişinin tek tezahürü bu değildi.

7 Eylül’de New York’ta Reagan’a karşı düzenlenen bir İşçi Bayramı gösterisine 250.000 kişi katıldı. 8 Eylül’de, 22.000 Philadelphialı devlet okulu öğretmeni, taviz taleplerine karşı çıkarak, tutuklamalara ve işe dönüş emirlerine meydan okuyarak greve gitti. Aynı yıl daha önce, 6.000 kadar kömür madencisi ve aileleri Washington DC’de siyah akciğer hastalığına yakalananların sosyal yardımlarını ve haklarını savunmak için gösteri yapmış; 20.000 demiryolu işçisi Conrail ve Amtrak’a yönelik bütçe saldırılarına karşı yürümüş; 100.000 işçi ve genç, Reagan’ın Orta Amerika’daki canice politikalarına karşı gösteri yapmıştı.

Ancak Dayanışma Günü eylemi, hükümetin sendikaları çökertme hamlesine ve sınıf savaşı politikalarına karşı AFL-CIO’nun yapılmasına izin verdiği ilk ve son önemli eylem oldu.

PATCO’nun 3 Kasım 1981’de yetkisinin resmen alınmasından sonra —Amerikan tarihinde ilk kez böyle bir eylem gerçekleşmişti— AFL-CIO açıkça teslim oldu. UAW Başkanı Fraser’ın sözleriyle, “Savaş bitti.”

Örgütlü emeğin geri kalanı için emsal teşkil eden tehlike konusunda ilgisiz görünen Kirkland, Federal Çalışma İlişkileri Kurumu kararının “hükümetin bu küçük sendikayı çökertmek için muazzam gücünü kullanma yeteneğini doğruladığını” belirtti.

Bulletin, AFL-CIO’nun iki yılda bir yapılan kongresinden önce bir uyarı yayımladı. “Kongrenin yüzleşmesi gereken şey, Demokratik Parti’den kararlı bir şekilde kopmadan ve işçi sınıfını sendikalara dayalı bir İşçi Partisi’nin inşası yoluyla kapitalist politikalara karşı siyasi olarak harekete geçirmeden Reagan’a karşı mücadele edilemeyeceği gerçeğidir.”

Bunun yerine, kongre, toplandı ve kontrolörlere yardımcı olmak için somut bir eylemde bulunmadan dağıldı. Bulletin, bunun “bürokrasinin sınıf işbirliği politikasının toptan iflasını” kanıtladığını belirtti. Bulletin, “[AFL-CIO] Tarihsel olarak bitmiştir,” diye ekledi. İşçiler Birliği’nin gazetesi şöyle devam ediyordu: “Ancak işçi sınıfının kazandığı temel hakları savunmanın kapitalizme karşı mücadele etmeyi gerektirdiği ne kadar netleşirse, bürokrasi kapitalist politikalara o kadar can havliyle tutunur.”

Aralık ayında Poli, Kirkland’a “PATCO’nun ölmesine izin vermemesi” için yalvaran bir mektup yazdı. Poli mektubunda şunları belirtiyordu: “[AFL-CIO’nun] yardımı hemen gelmeli. Aksi takdirde PATCO can verecek. Ve bu ölümle birlikte, yalnızca örgütlü emeğin bir kesiminin yok edilmesine değil, daha da önemlisi, cesareti yeniden bağlılık ve gurur yaratan nispeten küçük bir sendikanın ezilmesine tanık olacağız.” Kirkland mektubu dikkate almadı.

Poli, sendikasını kurtarmaya çalışmak için umutsuz bir adım atarak, 31 Aralık 1981’de istifasını sundu. Diyet ödemek Beyaz Saray’daki Reagan’ı yatıştırmadı.

29 Ocak 1982’de, grevdeki rolü nedeniyle hapis cezasına çarptırılan Teksas kontrolörlerinden biri olan Gary Greene, Kirkland’a bir genel grev çağrısı yapmasını isteyen bir mektup yazdı. Açık mektup Bulletin’de yayımlandı.

Greene şöyle yazıyordu: “Başkan Reagan, PATCO’ya karşı savaşını kazanıyor ve emekçiler ona izin verdiği sürece tüm sendikalara karşı gelecekteki savaşlarını kazanacak. Bu mücadeleyi sona erdirmenin ve sendika liderlerinin itibarlarını onarmanın tek yolu bir ULUSAL GREVDİR.” Bu mektup, San Francisco Körfez Bölgesi’nde 180 kontrolörden oluşan bir toplantıda onaylandı.

Kirkland’ın ofisi, mektuba, dürüst olmayan bir şekilde, genel greve destek olmadığını iddia ederek ve sendikaların 1982 seçimlerinde Demokratları seçme çabalarını artırmalarını önererek yanıt verdi.

PATCO işçilerinin ailelerine verilen destek kesildi. Şubat 1982’ye kadar, AFL-CIO, 1.407 PATCO ailesine yalnızca 646.000 dolar dağıtmıştı. Bu, aile başına 500 dolardan daha az. [9] 1980’lerin başında sadece yatırımlardan yılda ortalama 56 milyon dolar gelir sağlayan UAW, PATCO’ya yardım olarak yalnızca 100.000 dolar bağışladı. [10]

Haziran 1982’de, ABD Temyiz Mahkemesi’nin Columbia Bölgesi birimi, Federal Çalışma İlişkileri Kurulu’nun PATCO’nun yetkisini iptal etmesini onadı.

1982 yazında, Poli’nin PATCO başkanı olarak ardılı Gary Eads, havayollarının sendikadan talep ettiği 39 milyon doları aşan tazminat karşısında, sendikanın tasfiyesi için iflas mahkemesine başvurdu.

Sürecek

**

Dipnotlar:

[1] Greenhouse, Steven. The Big Squeeze: Tough Times for the American Worker. Birinci basım, New York: Alfred A. Knopf, 2008: s. 81; McCartin, Joseph Anthony. Collision Course: Ronald Reagan, the Air Traffic Controllers, and the Strike That Changed America, 2013: s. 296-297, 301.

[2] Nordlund, Willis J. Silent Skies: The Air Traffic Controllers’ Strike. Westport, Conn.: Praeger, 1998: s. 149-150.

[3] “AFL-CIO’dan Hiçbir Eylem Yok”, Bulletin. 3 Kasım 1981: s. 15.

[4] McCartin, Collision Course, s. 317-318.

[5] McCartin, s. 292.

[6] Nordlund, Silent Skies, s. 125-126.

[7] McCartin, Collision Course, s. 315.

[8] Nordlund, Silent Skies, s. 147-148

[9] Minchin, Timothy J. Labor Under Fire: A History of the AFL-CIO Since 1979. Chapel Hill: The University of North Carolina Press, 2017: s. 66.

[10] McLaughlin, Martin, Corporatism and the UAW: What Is Behind the Concessions and How to Fight Them. Detroit: Labor Publications, Inc., 1983: s. 16.

Loading