10 ülkede 100’den fazla maymun çiçeği enfeksiyonu tespit edildi: Eşi görülmemiş salgın küresel çapta yayılıyor

Resmi olarak Afrika dışında dokuz ülkeye eşi görülmemiş bir maymun çiçeği virüsü salgını yayılmış durumda. Bu yazı yazıldığı sırada Birleşik Krallık (9 vaka), Portekiz (34), İspanya (32), Fransa (1), Belçika (2), İsveç (1), İtalya (3), Kanada (22), Amerika Birleşik Devletleri (2) ve Avustralya’da (1) bildirilen 107 doğrulanmış veya şüpheli vaka vardı.

Virüsün ilk kez keşfedildiği 1958 yılından bu yana coğrafi olarak en dağınık ve en hızlı yayılan maymun çiçeği salgını olan bu salgına neyin yol açtığı konusunda henüz pek bir şey bilinmiyor. Önümüzdeki günlerde ve haftalarda daha fazla veri ve bilimsel anlayış ortaya çıkacak ancak şimdiden bilim camiasında ve halk arasında derin bir endişe var ve bu endişe sosyal medyada geniş bir yankı buldu.

Bilim insanları, konuyla ilgili ilk gönderilerinde, Afrika’nın bazı bölgelerinde endemik olan virüsün daha bulaşıcı ve insandan insana bulaşmaya daha uygun hale gelecek şekilde evrim geçirmiş olabileceğini belirtiyorlar. Buna ek olarak, çiçek hastalığının 1980 yılında yok edilmesinden (eradikasyon) bu yana 42 yaşın altındaki neredeyse tüm insanlar çiçek aşısı olmadı (bu aşı maymun çiçeği enfeksiyonunu önlemede yüzde 85 etkilidir). Bunun sonucunda bağışıklıkları bulunmuyor ve genç yetişkinler de çocuklar kadar kolay enfekte olabilirler. 2017 yılından bu yana Afrika’da yıllık maymun çiçeği vakaları istikrarlı bir şekilde artıyor.

Bu maymun çiçeği salgınının derinleşen COVID-19 pandemisinin ortasında meydana gelmesi, çok sayıda insan arasında tedirginliğe neden oldu; özellikle de COVID pandemisinin halk sağlığına yönelik tehditleri konusunda alarma geçmiş olanlar arasında. Geçtiğimiz iki yıl boyunca, dünya hükümetlerinin çoğunun suç teşkil eden ihmali ve kasıtlı kitlesel enfeksiyon politikaları, dünya çapında 20 milyondan fazla insanın gereksiz yere ölümüne neden oldu. Kapitalist toplum COVID-19’un önlenebilir yayılımını durdurmakta feci şekilde başarısız olduysa, önümüzdeki haftalarda ve aylarda yeni veya daha önce nadir görülen enfeksiyonlarla neler yaşanacak?

Ocak ayında küresel Omicron BA.1 dalgasının zirveye ulaşmasından bu yana, Çin dışında neredeyse her hükümet COVID-19’un yayılmasını yavaşlatmak için tüm azaltıcı önlemleri bir kenara bıraktı ve yanlış bir şekilde virüsün “endemik” hale geldiğini iddia etti.

ABD’de Biden yönetimi, bulaşıcılığı yüksek Omicron BA.2 ve BA.2.12.1 alt varyantlarının giderek artan yayılımını durdurmak için şu anda hiçbir şey yapmıyor ve bu da yeni vakaların 7 günlük ortalamasını bir kez daha 100.000’in üzerine çıkardı.

COVID-19 pandemisi sırasında halk sağlığına kasıtlı olarak zarar verilmesi nedeniyle, dünya toplumu, bu son bulaşıcı hastalık salgınına karşı son derece hazırlıksızdır. Bu salgın da potansiyel olarak paralel bir küresel pandemiye dönüşebilir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ilk olarak 13 Mayıs’ta Birleşik Krallık’ta aynı evde iki doğrulanmış ve bir olası maymun çiçeği vakası bildirildi. Nijerya’ya seyahat eden bir Britanya yurttaşında 29 Nisan’da klasik maymun çiçeği döküntüsü görülmüş ve bu kişi ardından 4 Mayıs’ta İngiltere’ye dönmüş. Dönüşünün ardından derhal izole edilen ve temaslı takibiyle bulaşma zincirleri tespit edilen bu vakanın ileriye dönük enfeksiyon riskinin asgari düzeyde olduğu sağlık yetkililerince belirtilmiş durumda. Nijerya’daki enfeksiyonun kaynağı ise tespit edilemedi.

Birleşik Krallık’taki vakalarla ilgili olarak WHO şu açıklamayı yaptı: “Endemik ülkelere seyahat bağlantısı olan sporadik vakaların aksine, henüz herhangi bir enfeksiyon kaynağı doğrulanmadı. Mevcut bilgilere göre, enfeksiyon Birleşik Krallık’ta yerel olarak edinilmiş gibi görünüyor.”

Farklı ülkelerde birden fazla vakanın ortaya çıkması son derece sorunludur. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Yüksek Sonuçlu Patojenler ve Patoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Jennifer McQuiston, STAT News’e şunları söyledi: “Şu anda Portekiz’de teyit edilmiş vakalar, İspanya’da şüpheli vakalar gördüğümüz dikkate alındığında, teyit edilmiş ve şüpheli vakaların bu yayılımının küresel ölçekte olduğunu görüyoruz, hiç kimsenin bunun ne kadar büyük ve yaygın olabileceğini bilemeyeceğini hissediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa arasında ne kadar çok seyahat olduğu göz önüne alındığında, ABD’de de vakalar göreceğimizden oldukça eminim.”

Minnesota Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma ve Politika Merkezi Müdürü Michael Osterholm ise endişelerini şöyle dile getirdi: “Burada, potansiyel temas sayısı nedeniyle henüz farkına varamadığımız dinamik bir bulaşma söz konusu olabilir.”

Epidemiyologlar, kamuoyuna yaptıkları neredeyse her açıklamada, virüsün normalde son derece nadir görüldüğü göz önüne alındığında, toplumların içine bu kadar girmiş olmasından duyduklarını şaşkınlığı ifade ediyorlar. Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi Müdürü Tom Inglesby, STAT News’e verdiği demeçte, “bu virüs çok daha yaygın bir şekilde, çok daha dağınık bir şekilde ortaya çıkmaya başladı ve bu insan çevrelerine nasıl girdiğini anlamıyoruz,” dedi.

Maymun çiçeği virüsü ilk kez 1958 yılında Danimarkalı virolog Preben von Magnus tarafından laboratuvar hayvanı olarak kullanılan yengeç yiyen makak maymunlarında tespit edilmiştir, dolayısıyla hastalığın ve ona neden olan virüsün adı da buradan gelmektedir. COVID-19’a neden olan tek zincirli RNA tabanlı SARS-CoV-2’nin aksine, maymun çiçeği virüsü çift zincirli bir DNA zoonotik virüsüdür ve çiçek hastalığına neden olan variola virüsünü de içeren insan ortopoksivirüslerinden biridir.

Kuluçka dönemi yaklaşık bir ila iki hafta sürer ve açık enfeksiyon belirtileri ateş, baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları ve bezlerin şişmesiyle başlar. Birkaç gün süren yüksek ateşin ardından, önce yüzde sonra vücudun diğer bölgelerine yayılan belirgin lezyonlar ortaya çıkar. Lezyonlar yassı biçimde başlar, daha sonra yükselir, sıvı ve irin içerir. Lezyonlar daha sonra kabuk bağlar ve yara izleri bırakabilir. Hastalığın seyri genellikle iki ila dört hafta sürer.

Bondua, Grand Gedeh County, Liberya’da bir kız çocuğunun kol ve bacağındaki maymun çiçeği lezyonlarının yakın çekimi. http://phil.cdc.gov (CDC’nin Halk Sağlığı Görüntü Kütüphanesi)

WHO’ya göre, insandan insana bulaşma normalde sınırlıdır ve enfekte bir kişinin solunum salgıları veya cilt lezyonları veya yakın zamanda kontamine olmuş nesneler ile yakın temas gerektirir. Tükürük ve solunum damlacıklarıyla bulaşma mümkündür ve bu da sağlık çalışanlarını ve aile üyelerini enfeksiyon riski altına sokar. Kesin olarak kanıtlanmamış olmakla beraber, bazı çalışmalar, maymun çiçeğinin SARS-CoV-2’ye benzer şekilde potansiyel olarak hava yoluyla bulaşabileceğini göstermiştir.

Asemptomatik bulaşma teorik olarak mümkündür. Maymun çiçeği hastalarında ikincil enfeksiyonlar, solunum sıkıntısı, gastrointestinal rahatsızlıklar, görme sorunları ve beyin iltihabı görülebilir. Tedavi destekleyicidir.

Çiçek aşısının ciddi yan etkilerinin olması, bu aşının kitlesel bir aşılama kampanyasında kullanılmasını sorunlu hale getirmektedir. Bununla birlikte, maymun çiçeğinin uzun kuluçka dönemi nedeniyle, çiçek aşısı “halka aşılama” modelinde temas sonrası profilaksi olarak işe yarayabilir.

Maymun çiçeği Orta ve Batı Afrika’da endemiktir ve çoğunlukla yağmur ormanı bölgelerinde bulunur. Kongo Havzası ve Batı Afrika’dan kladlara (aynı soydan gelen canlı grupları) ayrılmış iki doğal virüs grubu vardır. İlk insan bulaşması 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC, o zamanlar Zaire olarak biliniyordu), iki yıl önce çiçek hastalığının yok edildiği bir bölgede yaşayan dokuz yaşında bir çocukta bildirilmiştir.

İnsan popülasyonlarında ortaya çıkışından bu yana, maymun çiçeği salgınları esasen Afrika kıtasıyla sınırlı kalmıştır. WHO’nun 1981-1986 yılları arasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yaptığı bir sürveyansta, 338 doğrulanmış vaka ve 33 ölüm, Kongo Temel kladına, SARS-CoV-1’e benzer şekilde yaklaşık yüzde 10’luk bir vaka ölüm oranı vermiştir. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki mevcut salgına neden olan klad, daha hafif Batı Afrika kladıdır ve SARS-CoV-2 ile karşılaştırılabilir bir ölüm oranına sahiptir.

Afrika dışındaki ilk maymun çiçeği salgını 2003 baharında ABD’nin Orta Batı’sında meydana gelmiştir. Zoonotik kaynak, Gana’dan getirilen Afrika kemirgenleri tarafından enfekte edilen evcil çayır köpekleriydi. O zamandan bu yana, dünya genelinde daha sık vaka bildirimleri olmuştur.

Nijerya’da 2017 yılında başlayan bir salgın halen devam etmektedir. Birleşik Krallık, Eylül 2018’de Nijerya uyruklu bir kişiden ilk maymun çiçeği vakasını bildirmiş ve o kış üç vaka daha tespit edilmiştir. Mayıs 2019’da Nijerya’dan seyahat eden orta yaşlı bir adam Singapur’da maymun çiçeği nedeniyle hastaneye kaldırılmıştır.

COVID-19 pandemisinin ortasında, 24 Mayıs 2021’de Birleşik Krallık’ta Nijerya ile bağlantılı bir hanede üç vaka tespit edildi. 16 Temmuz 2021’de Nijerya’dan seyahat eden bir Amerikalı hastaneye kaldırıldı.

Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletindeki Kirby Enstitüsü’nden Dr. Raina MacIntyre tarafından Nisan 2021’de CDC’nin Emerging Infectious Diseases dergisinde yayımlanan bir raporda, Nijerya’da maymun çiçeğinin ortaya çıkışı ayrıntılı olarak ele alınmış ve şu ifadelere yer verilmiştir: “[Çiçek hastalığı] aşılaması sonrası dönemde nüfus artışı olmasının yanı sıra aşılanmış kişiler arasında bireysel düzeyde bağışıklığın azalmasının etkisi, son 45 yıl içinde genel nüfus bağışıklık düzeyini önemli ölçüde azaltmıştır.”

Mevcut küresel maymun çiçeği salgını açısından kritik olan, çiçek hastalığının 1980’de yok edilmesinin ardından toplu aşılama programının sona ermesi ve nüfusun en genç kesiminin maymun çiçeği riskine açık hale gelmiş olmasıdır.

MacIntyre ve çalışma arkadaşları şöyle yazmıştır: “Günümüzün bu riske açık nüfusu, çoğunlukla daha geniş sosyal temasları olan ve avcılık, çiftçilik veya vahşi hayvan eti ticareti gibi hayvanlara temas etme riski içeren faaliyetlerde bulunma olasılığı daha yüksek olan çalışan yetişkinlerden oluşmaktadır. Buna ek olarak, aşılanmamış nüfusun artması, artık sadece çocuklar yerine tüm hanelerin maymun çiçeğine duyarlı olduğu anlamına gelmektedir ki bu da insandan insana bulaşma riskini artırmaktadır. Aslında 2017’deki indeks olgu [birincil vaka], beş üyeli bir aile vaka kümesinin parçasıydı.”

Nijerya nüfusu için yapılan bu gözlemler küresel nüfus için de geçerlidir. Seyahat ve ticaretle birbirine derinden bağlanmış bir dünyada, bir ülkedeki yerel salgınlar artık münferit olaylar değildir.

COVID-19’da olduğu gibi, maymun çiçeğinin ortaya çıkışı ve sağlık yetkililerinin krizin üstesinden gelmek için uluslararası düzeyde koordine edilen bir yanıt vermemesi, kapitalizmin derinleşen krizinin etkisi altında halk sağlığı önlemlerinin çok daha geniş boyutta zayıflamasına işaret etmektedir.

COVID-19 pandemisinin son iki yılı ve işçilerin “virüsle yaşamayı öğrenmeleri” gerektiği yönünde yoğunlaşan propaganda kampanyası, kapitalizmin dünya nüfusunun hayatlarını ve geçim kaynaklarını bu tür bir tehdide karşı koruyamadığının altını çizmektedir.

Dünya çapında maymun çiçeği, SARS-CoV-2 ve diğer sayısız bulaşıcı hastalığı ortadan kaldırmak hem mümkün hem de gereklidir ancak bu yalnızca uluslararası işçi sınıfının kitlesel devrimci hareketinin geliştirilmesi, kapitalizmin yıkılması ve özel kâra değil toplumsal ihtiyaçlara öncelik veren sosyalist bir dünya toplumunun inşası yoluyla gerçekleşecektir.

Loading