ABD Suriye hükümetine karşı güdümlü füze saldırısı gerçekleştirdi

Akdeniz’deki iki ABD savaş gemisi, Perşembe günü ABD Doğu Saati ile 20.00-21.00 arasında [Suriye saati ile Cuma günü sabah 04.00-05.00 arasında] Humus kenti yakınındaki Şayrat hava üssüne 59 güdümlü füze ateşledi. Bu, ABD’nin Rusya ve İran destekli Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetine ilk doğrudan saldırısı ve dünyayı sonuçlar açısından belirsizlik günlerine sokmuş durumda. Üste Rus kuvvetlerinin bulunması, Amerikan eyleminin su katılmadık pervasızlığını ve caniliğini göstermektedir.

Suriye hükümeti, ABD saldırısına ilişkin sert bir kınama yayınladı ve onu “saldırganlık” olarak suçladı. Şu anda, en az dört Suriye askerinin öldüğü yönünde haberler var.

Haberlere göre, Rus ordusu hava üssünün bombalanacağı konusunda önceden bilgilendirilmiş. Rusya’nın Suriye’de, ABD destekli -ezici çoğunluğunu İslamcı milislerin oluşturduğu- altı yıllık isyana karşı savaşan Esad güçlerine yardım eden çok sayıda uçağı ve personeli bulunuyor. Eğer Ruslara haber verildiyse, geriye, onlara varlıklarını zarar görmeden çekmeye yetecek zaman verilip verilmediğine ilişkin sorular kalıyor.

ABD saldırısının bahanesi, Esad’ın hava kuvvetlerinin Salı günü asilerin elindeki bir kasabaya yönelik saldırıda kimyasal silah kullandığı yönündeki kötü niyetli ve şaibeli suçlamadır. İddialar şaibeli, çünkü her şeyden önce, Suriye hükümetinin, Trump’ın doğrudan ABD müdahalesi emri vermesini talep etmek için değerlendirileceğini bildiği bu tür silahları kullanması için hiçbir nedeni yoktu. Buna karşın, İslamcı asilerin, CIA danışmanlarıyla birlikte, topyekün bir askeri yenilgiyle karşı karşıya oldukları koşullarda, yeterince nedeni bulunuyordu. Dahası, El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nin elinde kimyasal silahlar olduğu ve bunları kullandığı biliniyordu.

Perşembe günü, Esad hükümeti, bir kimyasal saldırının her türlü sorumluluğunu bir kez daha kesin bir şekilde reddetmişti. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim şunları söylemişti: “Bir kez daha vurguluyorum: Suriye Arap Ordusu halkımızı hedef alan teröristlere karşı dahi kimyasal silah kullanmamıştır ve kullanmayacaktır.”

Suriye’ye yönelik saldırı, Washington’da aylardır yaşanan ve Trump’ın, Demokratik Parti ve medyanın büyük kısmı tarafından Moskova ile ilişkileri iyileştirmeye yönelik ilan edilmiş gündemi nedeniyle fiilen bir Rus kuklası olarak suçlandığı siyasi iç savaşın sonucudur. Trump’ın içerideki muhalifleri, yeni yönetimi ABD dış politikasını değiştirmeye ve Ortadoğu’daki arttırılmış operasyonları birincil öncelik haline getirmeye zorlamayı başarmıştır.

Sonuç, İran ve nükleer silahlı Rusya ile hızla bir çatışmaya doğru sürüklenme olasılığıdır. Rusya’nın sağladığı gelişmiş uçaksavar füze sistemlerini kullanan Suriye ordusunun, şimdi, Suriye hava sahasındaki Amerikan uçaklarını hedef alarak ya da ülkenin kimi bölgelerinde çeşitli asi milislerle birlikte karada operasyon yürüten Amerikan askerlerine yönelik saldırılar başlatarak misilleme yapması bütünüyle olasıdır.

Trump, bombardıman emrini, akşam yemeği yemek üzere ve sadece birkaç saat önce ABD’ye varan ve hükümeti Esad yönetimini savunma konusunda Rusya ile sürekli uyum içinde olan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile fotoğraf çekilmesi için otururken vermiş gibi görünüyor.

ABD hava saldırısının ortaya çıkardığı çok sayıda soru arasında, Trump ile Xi arasındaki üst düzey zirvenin yine de devam edip edemeyeceği de var. Durum, her şeyiyle, bir Çin lideri için benzersizdir. Eğer Xi, kendi hükümeti, Rusya, İran ve diğer ülkeler ABD’nin Suriye’deki tek taraflı ve yasadışı askeri eylemini kınadığı sırada Florida’daki lüks bir golf tesisinde, kibar diplomatik görüşmelerde Trump’ın yanında otururken görülürse, Çin’de şiddetli suçlamalarla karşılaşacak.

Dahası, Trump yönetimi Kuzey Kore’ye önleyici bir saldırı başlatma ve Çin sınırlarında yıkıcı bir savaşı tetikleme tehdidinde bulunuyor. Suriye’ye yönelik füze saldırısı, Çin’deki stratejik ve askeri çevreler içinde, Trump’ın böyle bir eylemin emrini vermeye hazır olup olmadığına ilişkin her türlü kuşkuyu giderecektir.

Trump, Perşembe akşamı Florida’daki malikanesinde bir basın toplantısı düzenledi. O, emperyalist ikiyüzlülük akan sözcüklerle, “Bu akşam, tüm uygar ulusları Suriye’deki bu katliama, kan dökmeye ve her türden terörizme son verme arayışında bize katılmaya çağırıyorum.” dedi.

Ardından, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Rusya’yı iddia edilen gaz saldırısında “suç ortağı” olmakla ve 2013’te Suriye’nin kimyasal silahlarını imha ettiğini garanti eden taahhütlerini yerine getirememekle suçlayan bir açıklama yayınladı. O zaman, Obama yönetimi, ABD ordu kurumu içindeki kararsızlık ve halk muhalefeti karşısında, Esad yönetimine yönelik kapsamlı bir hava savaşı başlatma planlarından vazgeçmek için Rusya’nın verdiği güvenceleri kullanmıştı.

Putin hükümeti, Bolivya’nın desteğiyle, Amerikan hava saldırısını mahkum etmek üzere Cuma günü BM Güvenlik Konseyi’nde bir acil toplantı talep edeceğinin işaretini verdi. Rusya Senatosu Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Viktor Ozerov, gazetecilere, saldırının, “bir Birleşmiş Milletler üyesine yönelik saldırganlık eylemi” olduğunu söyledi. Füze saldırıları öncesinde, Rusya iddia edilen gaz saldırısına yönelik tarafsız bir soruşturma talep etmiş ve askeri eyleme geçmesinin “olumsuz sonuçları” olacağı konusunda Washington’ı uyarmıştı.

Esad hükümetinin bir diğer asli destekçisi olan İran, dışişleri bakanlığı üzerinden, ABD eylemini “şiddetle kınayan” bir açıklama yayınladı. İran’ın hem Suriye’de hem de Irak’ta sözde Bağdat’taki ABD destekli hükümete sadık Şii milislerin yanında savaşan çok sayıda askeri personeli bulunuyor.

Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından finanse edilip silahlandırılan Suriye’deki İslamcı Ahrar uş-Şam, “operasyonel saldırılar yoluyla her türlü ABD müdahalesini memnuniyetle karşıladığı”nı ilan etti. İsrail hükümeti Amerikan operasyonuna tam destek ifade eden bir açıklama yayınladı. Türkiye, zaten, saldırı öncesinde açık destek vermişti.

ABD saldırısı Avrupa saatiyle sabaha karşı gerçekleştiği için, Washington’ın Avrupa’daki emperyalist müttefikleri, iddia edilen gaz saldırısından Esad’ı ve Rusya’yı suçlamak ve harekat çağrısı yapmak için yararlanmakla geçirdikleri günlerin ardından, henüz resmi açıklama yayınlamadılar.

Ne kadar çok sayıda ABD müttefikinin tepki verebileceğinin bir işareti, dünyanın diğer tarafında, Avustralya’da verildi. Ülkenin savunma bakanı, ABD saldırısından birkaç saat önce ABD’li yetkililer tarafından telefonla aranmış. Avustralya’nın, Suriye’de ve Irak’ta ABD güçleri ile birlikte faaliyet gösteren avcı bombardıman uçakları ve başka hava araçları bulunuyor. Başbakan Malcolm Turnbull Avustralya ordusunun Suriye hükümetine yönelik saldırılara katılacağını doğrulamazken, hem hükümet hem de ana muhalefetteki İşçi Partisi, ABD saldırısına tam destek veren açıklamalar yaptı.

Tüm dünyadaki kapitalist hükümetler tepki verirken, kritik sorun, uluslararası işçi sınıfının bağımsız siyasi yanıtıdır. WSWS’nin bugünkü perspektif yazısında (“Suriye’nin bombalanması: ABD’nin dünya egemenliği yöneliminde yeni bir bölüm”) buna değiniliyor.

Loading