Fransız sendikalarının “sarı yelek” protestolarını boğma girişimlerine karşı koyun!

“Sarı yelekliler”, harekete yönelik şiddetli bir devlet baskısının ortasında, Macron’a ve Avrupa Birliği’ne (AB) karşı işçi sınıfı içinde daha geniş destek toplamanın yollarını arıyorlar. Onlar, Macron’un önerdiği düzmece “büyük ulusal tartışma”yı ezici çoğunlukla reddettiler. Şimdi belirleyici sorun, “sarı yelekliler”in ve daha geniş olarak Avrupa genelindeki işçilerin, toplumsal eşitlik, ücret artışı, iyileştirilmiş toplumsal koşullar için ve savaşa karşı talepleri uğruna hangi siyasi perspektif temelinde mücadele edebilecekleridir.

İşçi sınıfı içinde gelişen hareketi, iktidar uğruna, kapitalizme karşı ve sosyalizmi kurmak için uluslararası bir işçi sınıfı mücadelesi yöneliminden saptırma girişimleri, bir tuzaktan başka bir şey değildir. Pablocu Yeni Anti-Kapitalist Parti’den (NPA) Olivier Besancenot’un, “sarı yelekli” protestocuların büyük kısmının derin güvensizlik duyduğu sendikaların hareketin yönetimini ele almasını teklif ederek yaptığı şey budur.

Besancenot, kendisini, “sarı yelekliler” sözcüsü Eric Drouet’nin “France en colère” Facebook sayfasında paylaştığı bir ifadeye dayandırıyor. Drouet, Stalinist Genel İşçi Konfederasyonu’nun (CGT) teklif ettiği bir günlük sembolik grevi daha geniş bir hareket başlatmanın fırsatı haline getirmeyi öneriyor: “Hükümetin taleplerimizi susturmak için büyük bir ulusal sahtekarlık yönündeki siren çağrıları şöyle dursun, 5 Şubat 2019’da başlayan bir genel grev çağrısı yapın. Her şeyi bloke edin, köle olarak yaşamaya son!”

BFM-TV haber kanalına davet edilen Besancenot, Drouet’nun çağrısı “iyi bir fikir,” dedi ve şunları ekledi: “… Bazı protestocuların ortaya çıkardığı soyut engelleri aşmak zorundayız. Baskıya karşı, ücretler ve servetin yeniden paylaşımı için açık bir seferberliğe ihtiyacımız var. Bu, bir araya geldiğimiz an olabilir… Sarı yelekliler, sendika örgütlerinde bir karşılık uyandırması gereken bir adım attılar.”

İşçileri Fransa’da ve uluslararası ölçekte mücadele içinde harekete geçirmek elzemdir ama bunu yapmak için CGT ve NPA gibi küçük burjuva partiler ile bilinçli bir siyasi kopuş gerekmektedir. Sendikalar, Macron’a karşı siyasi bir saldırı örgütlemeyecek. CGT, Fransa’da 1936 ve 1968 yıllarında yaşanan iki büyük genel grevi satarak boğmuştu. Şimdi, 1968’den bu yana geçen yarım yüzyılda uygulanmasına yardımcı oldukları kemer sıkma politikaları nedeniyle işçi sınıfı içindeki tabanlarını kaybetmiş olan sendikalar, Macron’a karşı mücadele etmeyecek içi boş kabuklardan ibarettir.

Besancenot, CGT ile “sarı yelekliler” arasında bir “yakınlaşma” çağrısı yaparak, artık devlet ve büyük sermaye tarafından finanse edilip denetlenen sendika bürokrasilerine hareketin yönetimini alıp boğmalarında yardımcı olmak istemektedir. Eğer “sarı yelekliler” NPA’nın bunu yapmasına izin verirlerse, bu, hareketin kendi kendini yok etmesi anlamına gelecektir. Sendikaların perspektifi, Fransız kapitalizmi ile “sosyal diyalog” ulusal bağlamı içinde, Macron ile gerici bir pazarlık yönündedir.

Oysa “sarı yelekliler” protestosu, işçi sınıfının ulusal temelli eski bürokrasilere karşı bir başkaldırı biçimindeki genel küresel bir kabarışının parçasıdır. Onların mücadelesi, Sri Lanka’daki çay plantasyonu işçileri ya da ABD, Kanada ve Meksika otomotiv işçilerinin mücadeleleri gibi, resmi sendikalara ve NPA gibi sahte sol partilere karşı gelişiyor. Ancak Besancenot, “sarı yelekliler” tarafından reddedilen ve devletle bağlantılı olan bütün bir ulusalcı, kapitalizm yanlısı ve Troçkizm karşıtı partiler tabakasını yükseltmek için elinden geleni yapıyor.

Besancenot, “solun tüm siyasi önderlerinin, 5 Şubat’ta genel grevi desteklemek ve baskıya karşı birlikte mücadele etmek için Pazartesi günü büyük ve birleştirici bir toplantıda” bir araya gelmesini teklif ediyor. O, “Jean-Luc Mélenchon, François Ruffin, Benoît Hamon, Fabien Roussel, Nathalie Arthaud, Yeşiller ve sendikal sol”u buna katılmaya davet etti.

Yani, Besancenot, NPA ile Benoît Hamon ve Jean-Luc Mélenchon gibi büyük şirketlerin Sosyalist Parti’sinin (PS) eski bakanları, Fransız Komünist Partisi (PCF) aygıtının yeni önderi Fabien Roussel, İşçi Mücadelesi’nin (PO) devlet başkanı adayı Nathalie Arthaud ve sendikalar arasında, “sarı yelekliler”in yönetimini alıp onları kapitalizm yanlısı bir çizgiye tabi kılmak üzere bir ittifak kurmak istiyor.

Yıllarca Ortadoğu’daki ve Afrika’daki emperyalist savaşları desteklemiş olan PS uydularını bir araya getiren bu tür bir “toplumsal cephe” çağrıları, siyasi bir tuzaktan başka bir şey değildir. Bunlar, sol ya da işçi sınıfı örgütleri değiller ve “sarı yelekliler”in taleplerine düşmanlar. Sendika bürokrasisi ve akademi içindeki küçük burjuva çıkarları temsil eden bu çevreler, ücretleri dünya piyasasının zorla kabul ettirdiği ücretlerle uyumlu hale getirmek için, Macron’la sosyal hak kesintilerini pazarlık etmek istiyorlar.

Besancenot, bir araya gelmesini önerdiği örgütlerin onlarca yıldır grevlerin yenilgiye uğramasını örgütlediğini belirterek, bunu adeta itiraf etti. O, “sarı yelekliler”e atıfla, “sadece bir şeye karşı olmakla kalmayıp bir şey için olan görülmemiş, tarihsel bir seferberlik. … Mayıs 1968’den beri ilk kez, bir şey kazanıyor olan bir hareketimiz var,” diye belirtti.

Anlaşılan istemeden, Besancenot, Fransa’da ve Avrupa genelinde onlarca yıldır grevleri ve protestoları yalıtıp durduran NPA’nın ve onun siyasi/sendikal müttefiklerinin rolü üzerine yıkıcı bir açıklama yapıyordu. “Sarı yelekliler”in böyle bir etki yapmış olmasının nedeni, uzun süredir işçi sınıfının yenilgilerini örgütleyen sendikalara ve partilere aşağılamayla karşı çıkıyor olmalarıydı. Ve bu partiler de, öfke ve korkuyla baktıkları “sarı yelekliler”i reddediyorlar. NPA, başlangıçta “sarı yelek” protestolarının patlamasına karşı çıkıyor ve şunları belirtiyordu:

Herhangi bir hata yapmayacağız. CGT ve Dayanışma sendikaları gibi, 17 Kasım Cumartesi günü, öfkemizi, geçici bir müttefik değil ama ölümcül bir düşman olan aşırı sağın kendi çıkarına kullandığı patron manevralarıyla karıştırmayacağız. Evet, ücretler hariç her şey artıyor ve alt sınıflar yakıt zammından ve genel zamlardan bıkmış olmakta haklılar... Ama aynısını 17 Kasım Cumartesi eylemleri ya da aşırı sağcı çetelere benzeyen sözümona yurttaş toplulukları için söyleyemeyiz. Onların içinde, işçi hareketinin en ölümcül düşmanları ile hizaya geçmiş oluruz.

Alttan alta hazırlanmakta olan şey, halihazırda meydana gelmiş olandan çok daha büyük bir sınıf mücadelesi patlamasıdır. Şu anda gelmekte olan grevlerin gelişiminin nesnel rotası, 20. yüzyılın büyük genel grevlerini bile gölgede bırakacak kıtasal ölçekli işçi mücadelelerinin patlamasına doğru yönelmektedir. CGT’nin ya da Besancenot’un bu tür mücadelelere önderlik etmesini beklemek, onların yenilgisini garantiye almak demektir.

İşçi sınıfının gelişen siyasi saldırısı, öncelikle, NPA gibi sahte sol gruplardan gelen zehirli destek önerilerinin bilinçli bir şekilde reddedilmesini gerektirmektedir. İşçilerin, patlamakta olan krizlere hazırlanmak için, mücadeleleri sendikaların elinden almaları gerekiyor. Onların, Avrupa çapında, kapitalizme karşı mücadeleyi koordine edip birleştirmek için, sendikalardan bağımsız bir şekilde inşa edilmiş eylem komitelerine ihtiyacı var.

Bu, işçi sınıfı içindeki siyasi önderlik olarak Sosyalist Eşitlik Partisi’ni (Parti de l’égalité socialiste, PES) ve bir bütün olarak Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni inşa etme gerekliliğini altını çiziyor. Siyaset kurumunun işçi sınıfı içindeki muhalefetin yönetimini ele geçirip onu boğma girişimlerini yenilgiye uğratmak ve işçi mücadelelerini toplumun sosyalist dönüşümü uğruna gerçek mücadeleye yönlendirmek, yalnızca küçük burjuva, sahte sol örgütlere karşı siyasi ve teorik bir mücadele yoluyla mümkün olacaktır.

Loading