Perspektif

Salgının yayılması ve geçtiğimiz haftanın dersleri

Koronavirüs salgınının, geçtiğimiz hafta çok büyük bir tarihsel önem taşıdığı tartışmasız bir biçimde netlik kazandı. Salgın dünya geneline yayılırken, küresel düzeydeki acil sağlık durumu, hızla dünyadaki mevcut toplumsal düzenin krizine dönüşüyor. Ölü sayısı artar, büyük kentler tecrit edilir ve yüz milyonlarca insan işlerini ve gelirlerini kaybetme tehlikesiyle karşılaşırken, kapitalist sistemin toplumsal, ekonomik, siyasal ve ahlaki iflası tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor.

Kapitalizmin toplumsal iflası: Başlıca kapitalist hükümetlerin bir salgına karşı suç oluşturan hazırlıksızlığı, binlerce, potansiyel olarak milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlanıyor. Vaka sayısı 300.000’e yaklaşıyor ve hızla artıyor. Ölü sayısı 11.000’i geçti ve her gün katlanarak artıyor.

Bu tip bir salgın hem tahmin edilebilirdi hem de öngörülmüştü. Ne var ki halkın sağlığını ve güvenliğini güvence altına alma yönündeki en temel gereksinimler görmezden gelindi.

İtalya, toplumsal bir çöküş içinde. İtalyan hastanelerinde perişan bir halde yatan ve ölümü bekleyen çaresiz hastaların fotoğrafları, çaresizliğe ve perişanlığa dair diğer görüntüler, kitlelerin bilincine asla çıkmayacak şekilde kazınmıştır. Kritik durumdaki hasta sayısı, mevcut ekipman düzeyini fazlasıyla aşıyor. Doktorlar, kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vermek zorunda kalıyor. İspanya’nın nüfusu altı milyonu aşan başkenti Madrid’deki hastaneler çöküşün eşiğinde. Fransa’nın başkenti Paris’teki hastanelerin mevcut tüm alanları, koronavirüs hastalarını tedavi etmek üzere dönüştürüldü; ancak hâlâ suni solunum cihazlarında ve temel donanımda kritik düzeyde bir açık var.

ABD’de hemşireler ve doktorlar, en temel tıbbi gereçlerin sağlanması için çaresiz çağrılar yapıyor. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), geçtiğimiz hafta, sağlık emekçilerine, yüz maskesi eksikliği nedeniyle gerektiğinde eşarp ve bandana kullanmalarını tavsiye eden önerilerde bulundu. Ülkede yalnızca 160.000 adet hayat kurtarıcı suni solunum cihazı var. Oysa hastaları tedavi etmek için bir milyona yakın cihaz gerekebilir. Ülkede ilk vakanın bildirilmesinden bu yana iki ay geçti fakat ciddi belirtiler göstermelerine rağmen birçok insana hâlâ test yapılmış değil.

Yetmiş beş milyon Amerikalı, çoğu işyerinin kapatıldığı ve sosyal faaliyetlerin durdurulduğu eyaletlerde yaşıyor. Yüz milyonlarca insan, işleri, aileleri ve çocukları için büyük kaygı duyuyor; bırakın yeterli tıbbi bakımı, temel gereksinimlerini bile karşılayıp karşılayamayacaklarını merak ediyor. Hastaneler dolup taşarken, hayati tehlike oluşturan başka hastalıkları bulunan insanlar, gerekli tedavinin veya ameliyatlarının ne olacağı konusunda endişeliler. Durumun psikolojik etkisi hesap edilemez.

Kapitalist sistemin ekonomik iflası: Dünya ekonomisi, on iki yıl içinde ikinci kez, ama bu defa 2008’den çok daha büyük bir ölçekte çöküntü halinde. Yatırım bankası Goldman Sachs, Cuma günü, üretim ve hizmet sektörleri durma noktasına geldiği için, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte (Nisan-Haziran) bugüne kadar görülmemiş bir şekilde yüzde 24 daralmasını beklediğini duyurdu. Bu, ABD tarihindeki en büyük çeyrek dönemlik daralma olacak ve Büyük Bunalım dönemindekini bile fazlasıyla geride bırakacaktır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), önümüzdeki birkaç ay içinde dünya genelinde 25 milyon dolayında işçinin işini kaybedebileceğini bildiriyor ki bu oldukça eksik bir tahmindir. Sadece ABD’de, eğlence ve konaklama sektöründe çalışan 14 milyon insan zorunlu duruşlardan etkilenecek. Moody’s Analytics, yaklaşık 80 milyon işin ya da ABD ekonomisinin yarısının risk altında olduğunu bildiriyor.

Krizi salgın tetiklemiş olsa da, ekonomik çöküşün nedenleri çok daha derinlere uzanmaktadır. Finansallaşma süreci (inanılmaz düzeylerde servet birikiminin gerçek üretim faaliyetinden sistemli ve dizginsiz bir şekilde kopartılması), merkez bankalarının, hisse senedi piyasalarını her zamankinden daha gerçek dışı ve sürdürülemez seviyelere yükseltmek için sınırsız likidite aktarmasına (yani parasal genişlemeye) dayanan oldukça istikrarsız bir küresel ekonomi yarattı.

Kapitalizmin siyasi iflası: ABD’deki başta olmak üzere kapitalist hükümetlerin, milyonlarca insanın yaşamına yönelik kasıtlı umursamazlıkları ve düşmanlıkları gözler önüne seriliyor. Bu hafta, aralarında Cumhuriyetçi senatörler Richard Burr ve Kelly Loeffler ile Demokrat Senatör Dianne Feinstein’ın da bulunduğu üst düzey Kongre üyelerinin, halkı tehlikeye karşı hazırlamak için hiçbir şey yapmazken, Ocak ve Şubat aylarında milyonlarca dolarlık hisse senedi sattığı haberiyle son buldu.

Bu devletin tepesinde, Amerikan oligarşisinin yozlaşmışlığını ve acımasızlığını cisimleştiren sosyopat Trump ve yönetimindeki gericiler bulunuyor. Trump, Cuma günü düzenlediği basın toplantısını, bir kez daha ortalığa “Çinli virüs” hakkında şovenist pislik saçmak, yakında olacak aşının sadece kendi zihninde var olduğunu iddia etmek, krizin boyutunu inkar etmek ve mali sektör ile şirket oligarşisinin gündemini ilerletmek için kullandı.

Her gün piyasalara ve şirketlere sınırsız nakit ve mali kaynak sağlamaya odaklanan yeni önlemler duyurulurken, toplumsal gereksinimleri karşılamak için hiçbir şey yapılmıyor.

ABD Kongresi’nde görüşülen 1 trilyon dolarlık teklif, şirket seçkinleri lehine devasa bir gereksiz harcama olacaktır. On milyarlarca dolar havayolu şirketlerine ve diğer sektörlere gidecek, vergi indirimleri, serbestleşme ve Wall Street’e daha fazla kaynak aktarımı gerçekleşecek. Tasarının son haline eklenmesi tartışılan, işçilere yönelik nakit ödemeler, devasa toplumsal gereksinimlerin üstesinden gelme açısından tamamen yetersiz olacaktır. Kongre, başvuranları “gelir testi”nden geçirmeyi öneriyor. Bu, çok yoksul oldukları için vergi ödemeyenlerin önemli ölçüde daha az destek almasına neden olacak.

Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, son kırk yıldır, zenginlere para akıtmak için sosyal programları ve altyapıyı paramparça etti. Ülkeyi sarmakta olan felaket, egemen seçkinlerin bu toplumsal kundakçılığının ürünüdür.

Kapitalizmin ahlaki iflası: Kapitalist sistem, her şeyi oligarşinin tiksindirici açgözlülüğüne ve çürümesine tabi kılan bir toplum içinde gözden düşüyor. Koronavirüs New York’ta yayılır ve eyalet yönetimi gerekli olanlar hariç tüm işyerlerini kapatırken, Manhattanlı süper zenginler, özel jetleriyle Hamptons bölgesine gidiyor, depoları boşaltıyor ve kimi örneklerde insanlara virüs bulaştırıyorlar.

İşçilerin hayatlarını gözden çıkarılabilir gören egemen sınıfta, tarifsiz düzeyde bir bencillik, egoizm ve insan yaşamına karşı umursamazlık hakim. ABD, en zengin 400 kişinin toplam 2,96 trilyon dolara sahip olduğu ve en zengin üç Amerikalının nüfusun yarısından fazla servetinin bulunduğu bir toplumdur.

İşçi sınıfının direnişi: Toplumsal muhalefet büyüyor. İşçilerin otomotiv şirketlerinin kârları uğruna ölmeyi reddederek Michigan ve Ohio’da fiili grevler ve iş bırakma eylemleri gerçekleştirmesi, Kuzey Amerika otomotiv sektörünü geçici olarak durdurdu. Birçok işçi geçinmek için hiçbir şey almadan işten çıkarılırken, çok sayıda işçi de tehlikeli koşullarda çalışmayı sürdürmeye zorlanıyor ve bu durum öfkenin giderek kaynamasına neden oluyor.

Önümüzdeki günler, haftalar ve aylardaki görev, tüm dünyada işçi sınıfı içinde bilinçli bir sosyalist önderlik inşa etmektir.

Geçtiğimiz hafta meydana gelen her olay, kapitalizmi ortadan kaldırma ve sosyalizm uğruna mücadele etme gerekliliğini göstermiştir. Salgın, özel kâra, sonu gelmeyen servet birikimine ve ulus devlet düşmanlıklarına dayanan bir toplumun herhangi bir sorunu çözmekten aciz olduğunu somut bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Sosyalist Eşitlik Partisi (ABD) Ulusal Komitesi’nin 17 Mart’ta yaptığı açıklamada ısrarla vurguladığı gibi, “Krize yönelik yanıta yol göstermesi gereken temel ilke şudur: emekçilerin ihtiyaçları, şirket kârları ve özel servet hakkındaki tüm kaygılar karşısında mutlak ve koşulsuz önceliğe sahip olmalıdır.”

İşçi sınıfı şunları talep etmelidir: herkes için test, ücretsiz ve eşit sağlık hizmeti; tüm gereksiz üretimin işçilere tam maaş ödenerek durdurulması; toplumun işlemesi açısından zorunlu sektörlerde güvenli çalışma koşullarının sağlanması; sağlık altyapısını geliştirmek ve tüm sağlık emekçilerine gerekli ekipmanı sağlamak için bir acil durum programı.

Bununla birlikte, bu talepler, toplumsal ve ekonomik yaşamın dönüşümü uğruna mücadeleden ayrılamaz.

Lev Troçki, 1938’de şöyle yazıyordu: “Bir sonraki tarihsel dönemde bir sosyalist devrimin olmaması durumunda, tüm insanlık kültürünü bir felaket tehdit etmektedir.”

On milyonlarca insanın yaşamına mal olan II. Dünya Savaşı felaketinin öngününde yazılmış olan bu satırlar, mevcut krizle birlikte yenilenmiş ve yakıcı bir güncellik kazanıyor. İşçi sınıfının ve bir bütün olarak insanlığın karşı karşıya olduğu mücadele, salgından çok kapitalist sisteme karşıdır.

Sosyalist Eşitlik Partisi, işçileri, gençleri ve kapitalizmi ortadan kaldırma ve insan uygarlığını sosyalist temelde yenileme gerekliliğini kabul eden herkesi SEP’e katılmaya ve sosyalizm uğruna mücadele etmeye çağırıyor.

Loading