Rus kuvvetleri, sınır ihlali nedeniyle Karadeniz’deki Britanya muhribi HMS Defender’a uyarı ateşi açtı

Bir Rus devriye gemisi Çarşamba günü Kırım açıklarında Britanya muhribi HMS Defender’a uyarı ateşi açtı. Bu olayı, Britanya gemisinin izlediği rotaya yüksek tahrip gücüne sahip, parça tesirli OFAB-250 bombalarının atılması izledi.

Rusya Savunma Bakanlığı’na göre HMS Defender, Kırım’ın güneyindeki Fiolent Burnu açıklarında Rusya’nın karasularına 3 kilometrelik bir giriş yapmıştı. Karadeniz’de bir yarımada olan Kırım, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen ABD destekli aşırı sağcı darbenin ardından Mart 2014’te Rusya tarafından ilhak edilmişti.

Olay, Britanya’nın büyük bir askeri ve siyasi provokasyonuyla başladı. HMS Defender, Ukrayna’nın güneyindeki Odessa limanından yeni ayrılmıştı ve Hollanda Kraliyet Donanması Fırkateyni HNLMS Evertsen ile tatbikat yapıyordu. Financial Times (FT) Çarşamba günü şunları belirtti: “Britanyalı ve Ukraynalı yetkililer, Britanya’nın Kiev’in deniz kabiliyetlerini arttırmaya yardımcı olacağına yönelik bir savunma anlaşması üzerinde karara varmak için Salı günü muhripte bir araya geldi. İşbirliği, Ukrayna donanma personelinin eğitimi, yeni deniz üslerinin oluşturulması ve iki Sandown sınıfı mayın avcısının satın alınmasını içeriyor.”

Type 45 sınıfı muhrip HMS Defender, Britanya’nın 21. Uçak Gemisi Saldırı Grubu’nun bir parçası olarak Akdeniz, Karadeniz ve Hint-Pasifik bölgesine konuşlanmadan önce İskoçya’daki tatbikatlar için Portsmouth limanındaki deniz üssünden ayrılıyor. 1 Mayıs 2021 (Kaynak: WSWS Medya)

Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı televizyon kanalı Zvezda’dan yapılan bir açıklamada, olayla ilgili şunlar ifade edildi: “Karadeniz Filosu, FSB (iç güvenlik ajansı) ile birlikte, Britanya muhribi Defender’ın Rus sınırını ihlal etmesini engelledi.

“Bugün saat 11.52’de Defender, Karadeniz’in kuzeybatı kesiminde Rusya’nın devlet sınırını geçti. Gemi, Fiolent Burnu bölgesinde karasularından üç kilometre içeri girdi…

“Saat 12.06 ve 12.08’de bir Rus sınır devriye gemisi uyarı ateşi açtı. Saat 12.19’da Karadeniz Filosu’na ait Su-24M hava aracı, muhribin izlediği rotaya 4 adet OFAB-250 bombası ile uyarı bombardımanı yaptı.

“Saat 12.23’te Britanya muhribi, Rusya’nın karasularını terk etti.”

Rusya’nın hızlı ve saldırgan tepkisine açıkça şaşıran Britanya Savunma Bakanlığı şunları belirtti: “Kraliyet Donanması gemisi, uluslararası hukuka uygun olarak Ukrayna karasularından iyi niyetli bir geçiş yapıyordu. Rusların Karadeniz’de bir atış talimi yaptıklarına ve denizcilik camiasına faaliyetleri hakkında önceden uyarıda bulunduklarına inanıyoruz. HMS Defender’a yönelik hiçbir atış yapılmadı ve rotasına bomba düştüğü iddiasını da kabul etmiyoruz.”

Bu inkâr, HMS Deferder’dan bildiren BBC Savunma Muhabiri Jonathan Beale tarafından yalanlandı. Beale, BBC’nin haber sitesine ses dosyası olarak eklenen ve beraberindeki yorumlarda haber güncellemesi yapan bir açıklama yükledi.

Beale şöyle diyordu: “Kraliyet Donanması savaş gemisini [HMS Defender’ı] gizlice takip eden iki Rus sahil güvenlik gemisi, gemiyi rotasını değiştirmeye zorladılar. Bir noktada Rus gemilerinden biri yaklaşık 100 metreye kadar yaklaştı.

“Radyodan giderek daha düşmanca uyarılar yapıldı: ‘Eğer rotayı değiştirmezseniz ateş ederim’ de bunlara dahil…”

Beale, sadece 99 saniye uzunluğundaki bir kayıtta konuşurken, videonun 23. saniyesinden itibaren 10 saniyeden fazla bir süre boyunca duyulabilen bir Rus hava kuvvetleri jetinin kükreyen motorları nedeniyle şöyle haykırmak zorunda kalıyor: “Bu Karadeniz’de, savaş gemisinin etrafından vızıldayan başka bir Rus uçağı. Başka bir zamanda savaş gemisinin üzerinde 20’den fazla uçak olmuştu. Ve Rusya sahil güvenlik gemilerinden uyarı geldi. Gerçekten de ateş ettiklerini duyduk, menzil dışında olduklarına inanıyoruz.”

Beale’nin BBC sitesinde yayımlandıktan birkaç dakika sonra yayından kaldırılan haberinin bir bölümü, durumun ne kadar gergin olduğunu ortaya koyuyor: “Bir aşamada [HMS Defender’daki denizciler] çatışma olursa diye yüzlerine parlama önleyici maskeler taktılar… Bunun olacağını düşünmüyorlardı ve olmadı. Ancak Rus jetleri bunu fark etmişler ve gemiyi Kırım karasularının Rus suları olduğu iddiasıyla girmemesi konusunda uyarmışlardı.”

Britanya’nın bölgedeki provokatif misyonu göz önüne alındığında, olayların bu noktaya gelmesi tesadüf değildir. Beale’nin haberinde belirttiği gibi, “Mürettebat, Rus işgali altındaki Kırım’ın güney ucuna yaklaşırken herkes görev istasyonlarındaydı. Kraliyet Donanması muhribindeki silah sistemlerine çoktan mühimmat yüklenmişti. Bu, Rusya’nın dikkatini çekmek için kasıtlı bir hareket olacaktı.”

HMS Defender ile yaşanan olay, Britanya emperyalizmi ve onun NATO ortaklarının, Moskova ile Çin’i hedefe yerleştirdikleri bir militarizm tırmanışı bağlamında görülmelidir.

Öncelikli olarak uçaksavar ve füzesavar savaşı için tasarlanmış bir Type 45 sınıfı muhrip olan HMS Defender, savaş uçakları, denizaltılar, Britanya ve ABD askerleri ve denizcilerinin yanı sıra, Britanya’nın iki yeni uçak gemisinden biri olan HMS Queen Elizabeth’in ilk harekât konuşlandırılmasında, etrafında “çelikten halka” oluşturan gemilerden biriydi.

HMS Queen Elizabeth, Portsmouth limanında görünen yedi helikopterle birlikte. 1 Mayıs 2021 (Kaynak: WSWS Medya)

21. Uçak Gemisi Saldırı Grubu (CSG21), Hint-Pasifik bölgesine altı aylık bir yolculuk için geçen ay Britanya’dan yelken açtı. CSG21, Karadeniz olayından sadece 24 saat önce Salı günü Savuma Bakanlığı tarafından “Bir nesilde Britanya’dan yelken açan en büyük deniz ve hava gücü yoğunluğu…” olarak tanımlanmıştı.

Britanya’nın ve ABD’nin F35B jetleri de dahil olmak üzere on sekiz savaş uçağı, “Shader Harekâtı ve Amerikan Doğal Kararlılık Harekâtı’nı desteklemek için ilk kez HMS Queen Elizabeth’ten fiili sortiler gerçekleştirmişti.”

Saldırgan açıklama şöyle devam ediyordu: “Geçtiğimiz haftaları Akdeniz’de NATO müttefikleri ve ortaklarıyla çalışarak geçiren görev grubu için bu, bir önem değişikliğine işaret ediyor. Uçak Gemisi Saldırı Grubu, tatbikatlar ve uluslararası angajmanlarından ötürü şimdi deniz ve hava gücünün tümünü ortaya koyuyor…”

Doğal Kararlılık ve Shader Harekâtları, ABD ve Britanya tarafından 2014’te görünüşte IŞİD’i hedef alan ama esas olarak Irak, Suriye, Libya, Tunus ve Lübnan da dahil olmak üzere bir dizi ülkede sürekli hava saldırıları ve düşmanca gözetleme görevlerinden oluşan askeri müdahalelerin kod adlarıdır.

Britanya Savunma Bakanlığı açıklamasında, Kraliyet Donanması liderliğindeki bombardıman operasyonlarının önemine işaret eden Uçak Gemisi Hava Grubu Komutanı Kaptan James Blackmore’dan alıntı yapıyordu: Britanya savaş uçakları, “bu sefer” “denizdeki bir uçak gemisinden uçuyor, bu da Kraliyet Donanması’nın on yıl önceki Libya harekâtından bu yana ilk kez deniz saldırı harekâtlarına geri dönüşüne işaret ediyor.”

Karadeniz’deki provokasyon, tüm CSG21 harekâtlarında olduğu gibi, ABD’nin izni olmadan ilerleyemezdi. Blackmore, askeri saldırılarda ABD kuvvetlerinin tamamlayıcı rolüne dikkat çekiyor: “Bu aynı zamanda 1943’te Güney Pasifik’te HMS Victorious’tan bu yana ABD uçakları tarafından yabancı bir uçak gemisinden yapılan ilk muharebe görevi olarak dikkate değer. Kraliyet Donanması, Kraliyet Hava Kuvvetleri ve ABD Deniz Piyadeleri arasındaki uyum seviyesi gerçekten kusursuz ve geçen Ekim ayında birlikte yola çıktığımızdan bu yana ne kadar yakınlaştığımızın kanıtı.”

FT’nin Karadeniz karşılaşmasına ilişkin haberi, Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nde kıdemli bir çalışan olan Mark Galeoti’den şu alıntıyı yapıyordu: “Moskova, HMS Defender seferi gibi ‘provokatif’ eylemlerle ‘itilip kalkılamayacağını’ göstermeye çalışıyordu. ‘İngilizler genellikle bir vekil olarak rol oynuyorlar – onlar [Ruslar] Amerikalılara karşı çok saldırgan olmak istemiyorlar […] bu yüzden bunları İngilizlere karşı yapmanın bir mantığı var, çünkü o kadar tehlikeli değil,’ dedi.”

Britanya Savunma Bakanlığı, Mayıs ayında CSG21’in “Steadfast Defender tatbikatı gibi NATO tatbikatlarına katılacağını ve NATO Deniz Muhafızı Harekâtı ve Karadeniz’deki deniz güvenliği harekâtlarına destek sağlayacağını” duyurmuştu.

Uçak Gemisi Saldırı Grubu Britanya’dan ayrılmadan kısa süre önce, Britanya Savunma Bakanlığı kaynakları HMS Defender’ın Akdeniz’deki ana kuvvetten ayrılacağını ve “Karadeniz’de kendi görevlerini gerçekleştirmek için” İstanbul Boğaz’ından geçeceğinin açıkladı.

10 Haziran’da Kraliyet Donanması, HMS Defender’ın “İstanbul’da bir mola verdikten sonra Karadeniz’e gideceğini” belirtti. Gemi birkaç hafta boyunca, “yoğun bir eğitim tamamlamış ve NATO’nun Akdeniz’deki terörizmi caydırmak ve karşı koymak amaçlı görevi olan Deniz Muhafızı Operasyonu üzerinde çalışmıştı.”

NATO’nun Rusya karşıtı eylemleri, 28 Haziran ila 10 Temmuz tarihleri arasında Karadeniz bölgesindeki yıllık Deniz Meltemi (Sea Breeze) askeri tatbikatları ile önümüzdeki günlerde yoğunlaşacak.

Harekâtı duyuran ABD’nin Ukrayna Büyükelçiliği şunları ifade etti: “Bu yılki tekrar, altı kıtadan 32 ülke, 5.000 asker, 32 gemi, 40 uçak, 18 özel harekât ve dalış ekibi ile tatbikatın tarihindeki en fazla katılımcı ülkeyi içeriyor. … bu operasyon amfibi savaş, kara manevra savaşı, dalış operasyonları, deniz kısıtlama operasyonları, hava savunması, özel operasyon uyumu, denizaltı karşıtı savaş ve arama kurtarma operasyonları dahil olmak üzere birden fazla savaş alanına odaklanacak.”

Çarşamba günü Karadeniz’de meydana gelen olay, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmanın ve rakip emperyalist güçlerin çıkarlarının tüm bölgeyi nasıl dünya çapında bir yangını ateşleyebilecek bir barut fıçısına dönüştürdüğünün açık bir göstergesidir. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, Rusya’nın Birleşik Krallık savaş gemisine ateş açması hakkında şöyle bir tweet attı: “Ukrayna’nın görüşünün açık bir kanıtı: Rusya’nın Karadeniz ve Azak denizlerindeki saldırgan ve provokatif eylemleri, Kırım’ı işgali ve silahlandırması, Ukrayna ve müttefikleri için kalıcı bir tehdit oluşturuyor. Karadeniz’de Ukrayna ile NATO müttefikleri arasında yeni bir işbirliği seviyesine ihtiyacımız var.”

Loading