Perspektif

Julian Assange’a yönelik korkunç zulüm devam ediyor

Julian Assange’in partneri Stella Morris, Londra’daki Yüksek Mahkeme dışında protestoculara konuşma yapıyor, 27 Ekim 2021. (AP Photo/Frank Augstein) [AP Photo/Frank Augstein]

WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ı ABD’ye iade ettirme girişimi, Çarşamba günü ABD hükümetinin temyiz başvurusu duruşmasının açılmasıyla yeniden başladı. Bu, son derece açık bir suç oluşturan hukuki bir saçmalıktır.

Assange, kendisinin ve WikiLeaks’in savaş suçlarını, işkenceyi ve diğer insan hakları ihlallerini, kitlesel gözetlemeyi, darbe planlarını ve devlet yolsuzluğunu ifşa etmesi nedeniyle hedef alınmaktadır. Bu suçların mimarları olan ABD ve diğer emperyalist hükümetler, ya Assange’ın müebbet hapis cezasına çarptırılması ve fiziksel-zihinsel sağlığının tahrip edilmesi ya da öldürülmesi yoluyla kanlı bir bedel ödetmeye kararlılar.

Sadece bir ay önce, Yahoo! News, 30’dan fazla kaynakla yapılan görüşmelere dayanarak, CIA’in “en üst kademelerinde” Assange’ın kaçırılmasına veya öldürülmesine ilişkin planların tartışılmış olduğunu haber yaptı. Eski bir yetkilinin sözleriyle, [yapılacakların önünde] “Sınır yok gibiydi.” Tartışmalara liderlik eden eski CIA direktörü ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, haberi yalanlamadı ve “bir kısmının doğru olduğunu” kabul ederek bunun için “özür dilemediğini” ilan etti.

Buna rağmen, dün sanık sandalyesinde oturan kişi, suçlarını ifşa ettiği, kendisini öldürmeye çalıştığı ortaya çıkan devlet (ABD) tarafından iade ve kovuşturma ile tehdit edilen Assange’tı.

Assange sadece mecazen “sanık sandalyesindeydi.” WikiLeaks Genel Yayın Yönetmeni Kristinn Hrafnsson, mahkeme dışındaki destekleyicilerine, Assange’ın kendi duruşmasına katılmasının engellendiğini ve hapishaneden bir video konferans yoluyla duruşmaya katılmaya zorlandığını söyleyerek şu soruları yöneltti: “Belmarsh Hapishanesi’nden avukatlarıyla nasıl görüşebilir? Böyle adalet olur mu?”

Duruşma başlarken, Assange’ın avukatı Edward Fitzgerald mahkemeye müvekkilinin video bağlantısıyla bile katılamayacak kadar kötü hissettiğini söyledi.

Assange birkaç saat sonra kamerada göründü; gözle görülür şekilde rahatsızdı – zayıf, mahzun ve uyanık kalmak ya da sandalyesinde oturmak için mücadele eder bir haldeydi. ABD hükümetinin avukatı James Lewis’i dinlemek için zamanında gelmişti. Lewis, Assange’ın intihar ve risk durumunun gerçekten o kadar yüksek olup olmadığı konusunda uzun uzun ahkâm kesti. Assange bir süre video bağlantısı odasından ayrıldı ve geri döndüğünde kameranın görüş alanının dışında oturdu.

Mahkeme dışında konuşma yapan Assange’ın partneri Stella Moris, mahkeme işlemlerinin “bir gazetecinin kendisine suikast düzenlemek üzere komplo kuran ülkeye iade edilip edilmeyeceğine” karar vereceğini açıkça belirtti.

Doğrusu, bu tür olaylar, WikiLeaks kurucusunun derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması talebiyle tüm dünyada kitlesel gösterilere konu olmalıdır. Böylesi gösterilerin olmaması, dünya halkına karşı emperyalist suçları ifşa etmek için 21. yüzyılda herkesten daha fazlasını yapmış olan bu kahraman gazeteciye yönelik on yıl süren tecrit ve karalama kampanyasının sonucudur.

Assange, cinsel suç ithamlarının tartışılmaz bir gerçek statüsüne yükseltildiği ve yargı sürecini ve masumiyet karinesini yok etmek için kullanıldığı toplumsal cinsiyete dayalı politik cadı avı siyasetinin ilk ve en önemli kurbanıydı. Sınıfsal ve siyasi ilke meseleleri, kadın haklarını temsil ettiklerini iddia eden fakat emperyalizmin ve hali vakti yerinde orta sınıfın çıkarlarını ileri sürenlerin suçlamalarında boğulmaktadır.

Ağustos 2010’da, WikiLeaks’in art arda dünya emperyalizmini sarsan ifşaatlarıyla birlikte, Assange’ın iki kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla ilgili olarak İsveç tarafından bir soruşturma başlatıldı (artık tamamen itibarsızlaşmış olan bu soruşturma açıkça bir sahtekârlıktı ve BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer tarafından ezici bir incelemeye tabi tutuldu). Bu adım, Assange’ın Britanya polisi tarafından yakalanmasına zemin oluşturdu ve onu yedi yıla yakın bir süre boyunca Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinde keyfi olarak alıkoymak için kullanıldı.

Bundaki genel amaç, Assange’a karşı kirli bir iftira kampanyasına ve onu savunan herkese gözdağı vermeye temel oluşturmaktı. İsveç’teki sahte soruşturma, WikiLeaks ile ilk işbirliklerinden büyük çıkar sağlayan medya kuruluşlarına, Assange’a zalimce sırt çevirme bahanesi sağladı.

Britanya’daki Guardian gazetesi, saplantılı bir şekilde Assange karşıtı iftiralar ve hakaretler yayımladı; köşe yazarı Marina Hyde, onu “bir tecavüz iddiasıyla yüzleşmeyi başaramayan bir adam daha” ve “Knightsbridge’deki en büyük pislik” olarak nitelendirdi. Gazeteden Luke Harding, Assange ve WikiLeaks’i Rus ajanı olmakla suçladı. Suzanne Moore, New Statesman’da Assange’ı “çılgın görünümlü bir cüce” ve “kandırılmış, ürpertici bir adam” olarak tanımladı.

ABD’de Katha Pollitt, Nation’da Assange hakkında şöyle yazdı: “Tecavüz söz konusu olduğunda, sol hâlâ konuyu anlamıyor.”

Siyasi olarak kınanması gereken bu kampanya, emperyalizmi savunmak için toplumsal cinsiyet ve diğer kimlik politikalarının kullanılmasında uzman olan sahte sol tarafından uluslararası ölçekte desteklendi. Britanya’da, Sosyalist İşçi Partisi’nden (SWP) Tom Walker, “Julian Assange tecavüz suçlamalarıyla yüzleşmeli” diye yazdı. Counterfire grubundan Lindsey German, Assange’ı savunanları “tecavüz kurbanlarının haklarını reddetmekle” suçladı.

Amerika’daki Jacobin dergisi, Sosyalist Alternatif ve Uluslararası Sosyalist Örgüt, Assange’ın memleketi Avustralya’daki Sosyalist Alternatif ve dünya genelinde sayısız başka örgüt de bu koroya katıldı veya suç ortaklığı anlamına gelen bir sessizliğe büründü.

Sendikalar, üyelerini Assange’ı savunmak üzere harekete geçirmek, hatta onları Assange’ın durumu hakkında bilgilendirmek için hiçbir şey yapmadılar.

Assange, Nisan 2019’da Britanya polisi tarafından Ekvador büyükelçiliğinden zorla çıkarıldığında da hiçbir şey değişmedi. Guardian 48 saat içinde, “Assange’ın tecavüz kurbanına öncelik verin” diye yazdı ve “Kadın grupları: Assange’ın İsveç’e iade edilmemesi ‘tecavüz kültürü’ne destek olur” başlıklı bir haber yaptı.

SWP, “Assange İsveç’te yargılanmalı” diyerek hemfikir olduğunu belirtirken, Sosyalist Parti “Tecavüz iddiası soruşturulmalı” diye ısrar etti.

O zamana kadar İşçi Partisi lideri olarak tüm görev süresi boyunca Assange hakkında sessiz kalmış olan Jeremy Corbyn, kendisini göstermelik bir muhalefet yapmak zorunda hissetti. Ancak “Julian Assange’ın İsveç’e iade edilmesini sağlayacak” bir adım atılmasını talep eden 100 milletvekilinin partiler üstü mektubuna İşçi Partisi’nin Blaircı milletvekilleri Stella Creasey ve Jess Phillips’in öncülük etmesi üzerine hemen geri çekildi. Corbyn, 2019 genel seçimlerinde Assange’dan bir kez bile bahsetmedi.

Bu kişi ve kuruluşlardan bazıları şimdi ABD’nin iadesine resmi olarak karşı olduklarını beyan ediyorsa, bunun nedeni görevlerini tamamladıklarını biliyor olmalarıdır. Assange, kendisinin gazetecilik çalışmalarını egemen sınıf için bu denli korkunç kılan güçten koparılmıştır. Bu güç, uluslararası işçi sınıfı içinde emperyalizme karşı var olan ve WikiLeaks’in ifşaatlarının seslendiği, güçlendirdiği ve ateşlediği kitlesel düşmanlıktır.

Yalnızca bu siyasi bağlam, ABD hükümetinin ve Britanya mahkemelerinin Assange’ı böylesine amansız suistimallere maruz bırakmasına nasıl izin verildiğini açıklamaktadır. Moris dünkü duruşmadan önce şunları söylüyordu: “Julian’ın sağlığı için çok endişeliyim. Cumartesi günü onu gördüm. Çok zayıftı. Umarım mahkemeler bu kâbusu sona erdirir.” Ne var ki, kâbusu devam ettirdiler.

ABD hükümetinin avukatı Lewis, Yüksek Mahkeme’ye, iade edildikten sonra Assange’ın adil muamele göreceği konusunda güvence veren ABD’nin “kötü niyetle” hareket ettiğinden şüphe duyulamayacağını söyledi ve ekledi: “Talepte bulunan devletin iyi niyetle hareket ettiğine dair temel bir varsayım var.”

Bu, istihbarat teşkilatı CIA ya da “Cinayet AŞ”, Assange suikast düzenlemeyi planlamakla görevlendirilmiş olan ve iade edilmesini isteyerek onu ölüme yaklaştıran bir ülke için söylenmektedir. Lewis, bu sistematik işkence ve kötü muamele kampanyasında Amerika’nın gardiyanı olan “Birleşik Krallık’ın ABD’nin verdiği güvencelerin yerine getirilmemesi konusunda endişesini ilettiği tek bir örnek” olmadığını sözlerine ekledi.

Savunmanın, uzman psikiyatri tanığının kanıtını zayıflatmaya çalışan Lewis, psikiyatri tanığının Moris’in güvenliğinden korktuğu için bunu yapmakta iyi bir nedeni olduğu yönündeki iddiayı eleştirdi. Stella Moris’in Assange’ın partneri olduğu bir rapordan çıkarılmıştı.

ABD hükümeti, alt mahkeme yargıcının, savcılık tarafından öne sürülen diğer tüm savları kabul ederken yalnızca Assange’ın akıl sağlığı ve intihar riski nedeniyle iade edilmesini engelleyen Ocak ayındaki ilk çürük kararından yararlandı. Dolayısıyla, Lewis’in, devlet suçlarını ifşa eden bir gazetecinin peşini bırakmamak için Casusluk Yasası’nın kullanımına değinmesine gerek kalmadı. Yargı süreci tekrar tekrar kötüye kullanılmış, Assange aleyhine uydurma delillere başvurulmuş, kendisine ve ailesine yönelik ölüm tehditlerinde bulunulmuştu. Bu rezaletler çoktan kabul edilmişti.

Assange’ın uğradığı zulmünün gerçek nedenleri, sağlığına ilişkin tartışmaların ve iade kanununun yasal ayrıntılarının arkasında kaybolurken, yargılamalar ne kadar uzun sürerse, o kadar Kafkaesk hale gelmektedir. Kapitalist şiddet ve baskının tüm muhaliflerinin sorumluluğu, Assange’ın savunmak üzere uluslararası işçi sınıfını örgütleme mücadelesine katılarak onun yardımına koşmaktır.

Loading