Perspektif

NATO’dan “Ukrayna üye olacak” açıklaması: NATO-Rusya arasında doğrudan savaşın girizgâhı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (soldan ikinci) ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (sağda), 20 Nisan 2023 Perşembe günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'de yaptıkları görüşme sırasında konuşurken. [AP Photo]

Perşembe günü NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Kiev’e giderek “Ukrayna’nın hak ettiği yerin NATO olduğunu” ilan etti. Ertesi gün Ramstein Hava Üssü’nde Ukrayna Temas Grubu toplantısında konuşan Stoltenberg, “Tüm NATO Müttefikleri Ukrayna’nın üye olması konusunda anlaştı,” dedi.

Stoltenberg Ukrayna’nın “Sovyet dönemi teçhizat ve doktrinlerinden NATO standartlarına geçişini ve ittifakla tam birlikte çalışabilirlik sağlamasını başarma” sözü verdi ve ekledi: “NATO bugün, yarın ve ne kadar sürerse sürsün yanınızdadır.”

NATO’nun şu anda Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna ile askeri bir ittifak kurma niyetini açıkça ortaya koyması, dünyanın en güçlü askeri ittifakını Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmayı ve fethetmeyi içeren savaş hedeflerinin gerçekleştirilmesine bağlamak anlamına gelmektedir. NATO’nun “ne kadar sürerse sürsün” savaşa dahil olacağı yönündeki açıklama ise, askeri dile tercüme edildiğinde, ne kadar insan öldürülürse öldürülsün anlamına gelmektedir.

Seçilmemiş bir askeri yetkili olan Stoltenberg, savaşın daha da tırmandırılmasına ezici bir çoğunlukla karşı çıkan kamuoyunu bilgilendirme ya da onlara sorma zahmetine katlanmadan, fiilen, NATO’nun nükleer silahlara sahip bir güç olan Rusya ile savaşa girmesi gireceğini taahhüt etti.

Bu açıklamalar, NATO’nun şu ana kadar büyük ölçüde de facto bir nitelik taşıyan savaşa müdahalesini, ABD ve NATO muharip birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırılmasını da içerecek doğrudan bir müdahaleye dönüştürmeye hazırlandığı anlamına geliyor olabilir.

Bunlar, ABD silahlı kuvvetlerinin doğrudan Rusya’ya karşı konuşlandırılması için sözde yasal dayanak sağlamaktadır.

Stoltenberg’in açıklamaları, Ukrayna ordusunun medyada yer alan haberlerde belirtilenden çok daha kötü bir durumda olduğunu gösteren Pentagon belgelerinin sızdırılmasının ardından geldi. ABD askeri yetkililerinin Ukrayna’nın “işgal altındaki bölgelerini kurtarma” sözü verdiği koşullarda, ABD’nin Ukrayna’daki hedeflerine ulaşmasının doğrudan NATO müdahalesi dışında mümkün olmadığı açıkça ortaya çıkıyor.

Ukrayna’nın övgüyle bahsettiği karşı saldırının hedeflerine ulaşmasının hava ve kara kuvvetlerinin konuşlandırılmasını gerektireceği koşullarda, Stoltenberg’in açıklamaları ABD’nin savaşa askeri müdahalesi üzerindeki en ufak sözlü sınırlamaları bile ortadan kaldırmaktadır.

Bu durum, New York Times ve Politico’nun, Finlandiya’nın ittifaka katılmasıyla iki kat büyüyen NATO’nun Rusya ile olan sınırlarına on binlerce hatta yüz binlerce asker konuşlandırmak için harekete geçtiğini bildirdiği koşullarda gerçekleşmektedir.

Stoltenberg’in iddiası, ABD ve müttefikleri tarafından savaşı haklı göstermek için kullanılan temel yalanlardan birini, yani savaşın NATO’nun genişlemesiyle hiçbir ilgisi olmadığı iddiasını çürütmektedir.

ABD’nin eski Rusya Büyükelçisi Michael McFaul, Şubat 2022’de yayımlanan bir makalesinde, “ABD ve NATO’nun Ukrayna’nın NATO’ya girmesini istediği” yönündeki iddiaların sadece Rus hükümetinin uydurması olduğunu ileri sürmüştü.

McFaul “Putin’in savaş sebebinin (casus belli) kendi icadı olduğunu” belirterek “Putin’in NATO’nun genişlemesiyle ilgili bu krizi Ukrayna demokrasisini daha da doğrudan baltalamak için uydurduğunu” ileri sürmüştü.

Bu yalanlar 2022 yılının başlarında ABD medyası tarafından defalarca tekrarlandı. “NATO Ukrayna’nın Yakında Katılmasına İzin Vermeyecek. İşte Nedeni” başlıklı bir makalede New York Times, “Mevcut ve eski Amerikalı ve Avrupalı yetkililer, Bay Putin’in NATO meselesini, gerçekte çok az temeli olsa bile, bir istilanın retorik zeminini hazırlamak için gündeme getirdiğini söylüyor,” diye yazdı.

Savaşı “kışkırtılmamış bir istila” olarak gösterme çabasıyla NATO’yu genişletme dürtüsünü inkâr etme çabaları, ABD’nin NATO’nun çatışmada taraf olmadığına dair iddialarıyla el ele gitti.

Mayıs 2022’de Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki bir basın toplantısında “Bu bir vekâlet savaşı değil... Bu Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş. NATO bu savaşa dâhil değildir,” diyordu.

Stoltenberg’in açıklaması, ABD’yi Kırım’ı yeniden ele geçirmek için yıllardır süren bir savaşa sokmak amacıyla Amerikan kamuoyunu kandırmak üzere kullanılmış olan tüm bu yalanları açığa çıkardı.

Stoltenberg’in açıklamaları, Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov’un bu yılın Ocak ayında Ukrayna’nın “fiilen NATO üyesi” olduğu yönündeki iddiasını doğrulamaktadır.

Reznikov şöyle devam etmişti: “Bu, bir ülke olarak Ukrayna’nın ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin ya da güvenlik ve savunma sektörümüzün NATO’nun resmi değil, fiilen üyesi olduğu anlamına geliyor; çünkü silahlarımız var, çünkü ortaklarımızla iletişimde müşterek çalışabilirlik seviyesine sahibiz…”

Röportajı yapan gazeteci buna “Bu tartışmalı bir ifade. Ukrayna’nın fiilen bir NATO üyesi olduğunu söylüyorsunuz,” diye karşılık veriyordu.

Reznikov, gazeteciyi, “Neden tartışmalı? Bu doğru. Bu bir olgu,” diye yanıtladı.

Reznikov’un iddiası gerçekten de bir “olgu”dur ve yalnızca ABD hükümeti ve medyası bir yılı aşkın süredir bu “olgu” hakkında yalan söylediği için “tartışmalıdır.”

Kamuoyuna birbiri ardına söylenen yalanlarla meşrulaştırılan Ukrayna’daki savaş, hızla küresel bir çatışmaya dönüşmekte ve ABD ile Rusya arasında topyekûn bir savaş tehdidi yaratmaktadır. ABD,  ne kadar insan ölürse ölsün, toplumsal bedeli ne olursa olsun, küresel hegemonyasını güçlendirmek için umutsuz bir çaba içinde bu savaşı tırmandırmaya kararlıdır.

Giderek büyüyen çatışma, nükleer silahlara sahip iki güç arasında tarihteki ilk savaşı tehdidini yaratarak tüm insanlığın varlığını tehlikeye atmaktadır.

Bu savaş durdurulmalıdır! 30 Nisan Pazar günü, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı, Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler ve Dünya Sosyalist Web Sitesi, 1 Mayıs 2023’ü kutlamak için çevrimiçi bir küresel miting düzenleyecek.

Bu toplantı, savaşa karşı işçi sınıfının birliği için mücadeleyi geliştirecektir. Savaşa karşı mücadeleyi ilerletmek isteyen tüm işçileri ve gençleri 1 Mayıs 2023 toplantısına katılmaya ve onu inşa etmeye çağırıyoruz!

Loading