ABD ve AB yeni yaptırımlar uygularken İsrail İran’ı vurdu

ABD’li bir yetkili ABD’nin önde gelen haber kaynaklarına yaptığı açıklamada İsrail’in Cuma sabahı İran’a bir hava saldırısı düzenlediğini söyledi. İran devlet televizyonu İsfahan hava üssü üzerinde üç insansız hava aracının düşürüldüğünü bildirdi.

Bu hamle, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Perşembe günü İran’ı hedef alan ve Ortadoğu’da giderek büyüyen savaşa katılımlarını derinleştiren yeni bir yaptırım dizisini duyurmalarından birkaç saat sonra geldi.

ABD Başkanı Joe Biden yaptırımları duyurduğu açıklamasında, “Hazine Bakanlığı da dahil olmak üzere ekibime İran’ın askeri sanayisini daha da geriletecek yaptırımlar uygulamaya devam etmeleri talimatını verdim,” dedi. Biden sözlerini şöyle sürdürdü: “İran’ın saldırılarını mümkün kılan ya da destekleyen herkes şunu iyi bilsin: Amerika Birleşik Devletleri İsrail’in güvenliği konusunda kararlıdır.”

Aynı gün Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak İran’ı hedef alan yeni bir yaptırım dizisi açıkladı. Yaptırımların “İran’ı izole etmek” amacıyla uygulanacağını ilan eden Avrupa Konseyi de Biden ve Sunak’a katıldı.

Yaptırımlar, Tahran’ın hafta sonu İsrail’e yönelik misilleme saldırılarının ardından İsrailli yetkililerin İran’a yönelik bir saldırı gerçekleştirme niyetinde oldukları yönündeki açıklamalarının ardından geldi. Çarşamba günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu İsrail “kendisini savunmak için gereken her şeyi yapacaktır” ve İran’a saldırı konusunda “kararlarımızı kendimiz vereceğiz” açıklamasında bulundu.

Bu açıklama, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron’ın İranlı yetkililerle yaptığı görüşmenin ardından “İsraillilerin harekete geçme kararı almakta olduğu açık” demesinden bir gün sonra geldi.

Bu arada İranlı yetkililer İsrail’in herhangi bir saldırısına ezici bir güçle karşılık verileceği sözünü verirken, İranlı Tümgeneral Ahmad Haghtalab İsrail’in nükleer tesislerine karşı misilleme yapmak için “ellerin tetikte olduğu” uyarısında bulundu.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan CNN’e verdiği mülakatta, “İsrail rejiminin yeniden maceracılığa soyunması ve İran’ın çıkarlarına karşı harekete geçmesi halinde, bizden gelecek yanıt derhal ve en üst düzeyde olacaktır,” dedi.

Ortadoğu tam ölçekli bir savaşın bıçak sırtında bekliyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi’ne hitaben yaptığı konuşmada şu uyarıda bulundu: “Bir yanlış hesap, bir iletişimsizlik, bir hata, akla gelmeyecek bir şeye yol açabilir: tüm taraflar ve dünyanın geri kalanı için yıkıcı olacak geniş çaplı bir bölgesel çatışma.”

İsrail’in Gazze’deki soykırımını ve İran’a karşı askeri tırmanışını bir kez daha onaylayan ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in Birleşmiş Milletler’e tam üye olmasını öngören bir kararı veto etti.

Saçma bir şekilde, ABD bu adımı sözde “iki devletli çözümü” desteklediğini ilan ederken attı. ABD’nin BM Büyükelçisi Robert Wood yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD, iki devletli çözüm ihtimalini zayıflatan tek taraflı tedbirlere karşı çıkmaya devam edecektir. Buna, Bakan Blinken’in aylardır vurguladığı Gazze’nin terörizm için bir platform olamayacağı ilkesini ihlal eden her türlü eylem de dâhildir.”

Buna cevaben bir açıklama yapan Filistin devlet başkanlığı, ABD’nin “haksız, ahlak dışı ve temelsiz” olarak nitelendirdiği eylemini kınadı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu saldırgan Amerikan vetosu, Amerikan politikasının çelişkilerini ortaya koymaktadır. Bir yandan iki devletli çözümü desteklediğini iddia ederken, diğer yandan Güvenlik Konseyi’nde Filistin’e ve meşru haklarına karşı sürekli veto kullanarak uluslararası kurumun bu çözümü uygulamasını engelliyor.”

Filistin Devlet Başkanlığı Özel Temsilcisi Ziyad Ebu Amr, “Bu durum Filistinliler ile İsrailliler arasındaki barış umutlarına nasıl zarar vermez? Bu tanınma ve üyelik uluslararası barış ve güvenliğe nasıl zarar vermez?” diye sordu.

Biden yönetimi, İran’la tırmanan çatışmasını, giderek artan bir şekilde, Rusya ve Çin’i hedef alan dünya çapındaki bir savaşın parçası olarak konumlandırıyor. Wall Street Journal’da yayımlanan yazısında Biden, ABD’nin Rusya ve Çin ile olan çatışmaları arasında bir paralellik kurarak şu iddiada bulundu: “Hem Ukrayna hem de İsrail bu saldırılara karşı kendilerini savundular, hattı tuttular ve vatandaşlarını korudular. Ve her ikisi de bunu ABD’nin kritik yardımı ile yaptı.”

Biden şöyle devam etti: “Ancak her iki ülke de kendi egemenliklerini savunabilirken, bunu yapmak için silah da dahil olmak üzere Amerikan yardımına ihtiyaç duyuyorlar. Ve bu çok önemli bir an.”

Biden, “Vladimir Putin dostlarından aldığı yardımla saldırılarını arttırıyor. Çin, Rusya’ya savunma üretimi için kritik öneme sahip mikroelektronik ve diğer ekipmanları sağlıyor. İran yüzlerce insansız hava aracı gönderiyor; Kuzey Kore topçu ve balistik füzeler sağlıyor,” dedi.

Biden yazısını bir tehditle bitirdi: “‘Birine yapılan saldırı hepsine yapılmış demektir’, yani Bay Putin bir NATO müttefikine saldırırsa, NATO müttefiklerimizin 11 Eylül saldırılarından sonra bizim için yaptığı gibi, biz de onların yardımına koşarız.”

Bu anlayış, ABD’nin Ortadoğu’ya hakim olma çabasının kritik bir unsuru olarak gördüğü Gazze soykırımına verdiği desteğin gerekçesini oluşturmaktadır. Kitlesel açlık ve sürekli bombardımanın ortasında Gazze’deki insani durum halen fecidir.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Gazze’de altı buçuk aydır süren İsrail askeri operasyonları insani bir cehennem yarattı. On binlerce insan öldürüldü. İki milyon Filistinli ölüm, yıkım ve yaşamsal insani yardımların engellenmesine maruz kaldı; şimdi de açlıkla karşı karşıyalar. Refah’a yönelik bir İsrail operasyonu bu insani felaketi daha da derinleştirecektir.”

Guterres sözlerini şöyle sürdürdü: “Genel Sekreter olarak görev yaptığım süre zarfında, kayıp rakamları çok büyük, daha önce görülmemiş hız ve ölçekte. UNICEF’e göre, 13.900’den fazla Filistinli çocuğun yoğun ve çoğu zaman ayrım gözetmeyen saldırılarda öldürüldüğü bildirilmektedir.”

Bu koşullar altında, ABD’nin İsrail’in Refah’a yönelik planladığı saldırıyı açıkça desteklemeye doğru gittiğine dair işaretler var.

Perşembe günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Refah saldırısını görüşmek üzere İsrailli yetkililerle bir araya geldi. Toplantıya ilişkin resmi açıklamada şunlar kaydedildi: “İki taraf Hamas’ın Refah’ta yenilgiye uğratılması ortak hedefi üzerinde mutabık kaldı. ABD’li katılımcılar Refah’taki çeşitli eylem biçimleriyle ilgili endişelerini dile getirdiler ve İsrailli katılımcılar da bu endişeleri dikkate almayı kabul ettiler.”

Pentagon sözcüsü Pat Ryder Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında“İsrail’in Hamas’ın peşine düşmesi ve Hamas’ı bir tehdit olmaktan çıkarması ya da yenilgiye uğratması gerektiğini anlıyoruz,” dedi.

Bu arada Gazze Sağlık Bakanlığı’nın son rakamlarına göre Gazze soykırımında ölenlerin sayısı 33.970’e ulaşırken 76.770 kişi de yaralandı.

Loading