ABD Başkanı Donald Trump hafta sonu verdiği bir mülakatta Gazze’den etnik olarak temizlemek istediği Filistin halkının evlerine dönmelerine izin verilmeyeceğini söyledi. Trump, “Onlar için kalıcı bir yer inşa etmekten bahsediyorum,” dedi.
Trump’ın bu açıklaması, geçen hafta Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt’in Trump tarafından önerilen Filistinlilerin Gazze’den tehcirinin geçici olacağı yönündeki iddialarıyla çelişmektedir. Dışişleri Bakanı Marco Rubio da geçen hafta Filistinlilerin yerlerinden edilmesinin “geçici” bir önlem olacağını ve halkın “geri dönmesine” izin verileceğini iddia etmişti.
Hafta sonu verdiği mülakatta bir kral gibi konuşan Trump, Gazze’den kişisel mülküymüş gibi bahsetti: “Buranın sahibi ben olacağım. Bunu geleceğe yönelik bir gayrimenkul kalkınması olarak düşünün. Çok güzel bir arsa olacak.”
Trump şöyle devam ediyordu: “Orada kimse olmayacak. ... Hamas orada olmayacak. ... Orayı Ortadoğu’daki diğer çok zengin ülkeler üzerinden inşa edeceğiz.”
Trump Filistinlilerin Ürdün ve Mısır’a tehciri ihtimalini gündeme getirerek “Ürdün’le bir anlaşma yapabileceğimi düşünüyorum. Mısır’la bir anlaşma yapabileceğimi düşünüyorum,” dedi ve Filistinliler için toplama kampları inşa etmeyi reddeden ülkeleri yardımları kesmekle tehdit etti.
Geçtiğimiz hafta Trump, Gazze Şeridi’nin “orada sefil bir yaşam süren aynı insanlar tarafından yeniden inşa ve işgal sürecinden geçmemesi gerektiğini” ilan etmişti. Trump “diğer ülkelere” “Gazze’de yaşayan 1,8 milyon Filistinli tarafından yerleşilecek çeşitli alanlar inşa etmeleri” çağrısında bulundu.
Duyurudan birkaç gün sonra İsrailli yetkililer, uzun süredir devam eden planlarına uygun olarak Trump’ın izinden gitmek üzere harekete geçtiler. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz Perşembe günü yaptığı açıklamada orduya Trump’ın planını hayata geçirmek üzere hazırlık yapmaları talimatını verdiğini söyledi. Katz, “Başkan Trump’ın Gazze’den ayrılmak isteyenler için kapsamlı fırsatlar yaratabilecek bu cesur girişimini memnuniyetle karşılıyorum,” dedi ve ekledi: “IDF’ye (İsrail Savunma Kuvvetleri) kara geçişleri yoluyla çıkış seçeneklerinin yanı sıra deniz ve hava yoluyla ayrılış için özel düzenlemeleri de içeren bir plan hazırlama talimatı verdim.”
Pazartesi günü basına ayrı bir açıklama yapan Trump, Hamas’a tüm İsrailli rehineleri serbest bırakmadığı takdirde “Cumartesi günü kıyamet kopacak” şeklinde bir ültimatom verdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Eğer tüm rehineler Cumartesi günü saat 12’ye kadar iade edilmezse... Ben de o zaman derim ki, iptal edin, her şey iptal. Cehennem zamanı.”
Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin uyardığı gibi, Trump’ın tehdidi, İsrail tarafından kabul edilen “ateşkes”in tam bir sahtekarlık olduğunu; İsrail’in Gazze halkına karşı yeni ve daha şiddetli bir soykırım ve etnik temizlik aşaması için yeniden silahlanmasına olanak sağlamayı amaçladığını açıkça ortaya koymaktadır.
Pazartesi günü İsrail ordusu Gazze çevresindeki mevzilerini “önemli ölçüde takviye etmeyi” planladığını duyurdu. IDF’den yapılan açıklamada “Güney Komutanlığı’ndaki muharip askerlerin ve operasyonel birimlerin hazırlık seviyesinin yükseltilmesine ve izinlerinin ertelenmesine karar verildi,” denildi. “Ek olarak, savunma görevleri için bölgenin ek kuvvetlerle önemli ölçüde takviye edilmesine” karar verilmişti.
Başka bir ifadeyle İsrail, Trump’ın bölgenin etnik temizliğine yönelik planını uygulamak için Gazze’ye yönelik saldırısını yenileme planları yapıyor.
Bu saldırı, ABD’nin İsrail’e silah akışının devam etmesiyle kolaylaştırılacak. Cuma günü ABD Dışişleri Bakanlığı İsrail’e 7 milyar dolar değerinde füze ve bomba satışını onayladı.
Geçtiğimiz hafta Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) “Amerika’yı ve yakın müttefikimiz İsrail’i hedef alan gayrimeşru ve temelsiz eylemlerde bulunmakla” suçlayan bir yaptırım kararnamesi imzaladı.
BM Yargıç ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü Margaret Satterthwaite yaptığı açıklamada, Trump’ın UCM’ye yönelik yaptırımlarından “ciddi endişe” duyduğu uyarısında bulundu.
Satterthwaite, “ABD, kadın ve çocuklara karşı işlenenler de dâhil olmak üzere savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili soruşturmaları engelleyerek yargı bağımsızlığını zayıflatıyor ve vahşet faillerini cesaretlendiriyor,” dedi ve “Bu karar, uluslararası adaletin temelini sarsmakta, Nürnberg’in ‘bir daha asla’ mirasını aşındırmakta ve Roma Statüsü’nün 70. maddesini muhtemelen ihlal etmektedir,” diye ekledi.
Satterthwaite, 1945 yılında Nazi liderlerinin yargılandığı ve bir düzineden fazla önde gelen Nazi yetkilisinin savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı savaşından mahkûm edildiği Nürnberg mahkemesine atıfta bulunuyordu. Bu mahkeme, görevi savaş suçu işleyenleri cezai kovuşturmaya tabi tutmak olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bugünkü işleyişinin temelini oluşturmuştur.
Bu arada İsrail, Batı Şeria’da üç haftadır süren ve 40 bin Filistinliyi zorla yerinden eden saldırılarına devam ediyor.
Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Trump’ın Gazze’nin etnik temizliğine yönelik planını savundu. Rubio bir radyo röportajında şunları söyledi: “Birilerinin içeri girmesi lazım... Orayı temizlemeniz lazım. Moloz ve enkazı kaldırma ve kalıcı yapılar gibi konutları yeniden inşa etme sürecine başlamadan önce bile tüm bunları oradan temizlemelisiniz. Bunu kim yapacak? Şu anda ayağa kalkıp bu konuda yardımcı olmaya hazırım diyen tek kişi Donald Trump.”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Pazartesi günü Trump’ın planını överek “İsrail Devleti için çok daha iyi, devrimci ve yaratıcı bir vizyon, bunu tartışıyoruz,” dedi ve Trump’ın “bunu gerçekleştirmeye çok kararlı olduğunu” sözlerine ekledi.
Resmi sayılara göre bugüne kadar İsrail’in saldırılarında 47.583 Filistinli öldürüldü. Saygın tıp dergisi Lancet’te yayımlanan yeni bir araştırmaya göre ise ölü sayısı 70 bin, hatta daha fazla olabilir.