Trump Kuzey Kore’yi tehdit ederken Çin’e ültimatom veriyor

ABD Başkanı Donald Trump, dün [11 Nisan], Kuzey Kore’yi tehdit edici bir biçimde uyardı, aynı zamanda Pyongyang'a Washington'ın nükleer ve füze programlarını terk etme taleplerini kabul etmesi yönünde baskı yapması için Çin’e yeni bir ültimatom verdi. Geçtiğimiz hafta, Trump’ın tweetleri, USS Carl Vinson uçak gemisinin başında olduğu saldırı grubuna Kore yarımadası sularına dönme emri vermesinin ardından, savaş tehlikesini arttırdı.

ABD başkanı, yazdığı bir tweet’te şöyle diyordu: “Kuzey Kore belasını arıyor. Eğer Çin [bize]yardım etmeye karar verirse, bu harika olur. Aksi takdirde, biz bu sorunu onlarsız çözeriz! A.B.D.” Trump, daha önce gönderdiği bir tweet’te, Çin’in Kuzey Kore’yi teslim olmaya zorlaması durumunda, ekonomik ödünler elde edebileceğini belirtmiş ve “Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e, Kuzey Kore sorununu çözdükleri takdirde ABD ile bir ticaret anlaşması yapılacağını anlattım” demişti.

Böylesi pervasız tehditlerden çıkabilecek tek sonuç, Trump’ın, Çin'in onun dayatmalarına kulak asmaması ve Pyongyang'ın yeni bir nükleer ya da füze denemesi yapması halinde Kuzey Kore'ye yönelik bir askeri saldırı düzenlemeye hazır olduğudur. ABD’de ve uluslararası medyada, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, ölen dedesi Kim Il-sung'un doğum gününe denk gelecek şekilde, Cumartesi günü böyle bir deneme emri vereceği yönünde spekülasyonlar yaygın.

Trump’ın üst düzey danışmanları, Obama yönetiminin Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımları yalnızca Çin’in yardımıyla yoğunlaştıran "stratejik sabır" merkezli politikasına herhangi bir dönüşü daha önce reddetmişti. Trump’ın Xi ile geçen hafta yaptığı görüşmelerden sonra konuşan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ABD'nin taleplerini kabul etmedikçe Pyongyang ile müzakerelere dönmeyi de reddetti. Tillerson, Kuzey Kore ile ilişkilerde "tüm seçeneklerin" (askeri güç kullanımı dahil) masada olduğunu yineledi.

Geçtiğimiz Cuma günü, NBC, ABD'nin Kuzey Kore'ye yönelik stratejisine ilişkin Trump yönetiminin yaptığı uzunca bir incelemesinin sonucunu haber yaptı. Etkin bir şekilde üzerinde düşünülen seçenekler, ABD nükleer silahlarını Güney Kore’ye geri göndermeyi, Kuzey Kore liderlerini öldürmeye yönelik “kafa koparma” saldırılarını ve özel kuvvet birimleri tarafından Kuzey Kore’de gerçekleştirilecek örtülü sabotaj operasyonlarını içeriyor.

Avustralya gazetesi Daily Telegraph, dün, ABD'nin bir Kuzey Kore füzesini düşürmeye "bütünüyle hazır" olduğunu ve Avustralya’yı ve müttefiklerini hazır tuttuğunu bildirdi. Bu alarm durumu, Avustralya’nın merkezinde bulunan ve tüm Asya ve Ortadoğu’daki ABD kuvvetlerine bilgi ve istihbarat sağlayan Pine Gap üssünü kapsıyor.

Fox Business Network’e konuşan Trump, ABD'nin Carl Vinson adlı nükleer saldırı filosundan daha fazlasının Kore Yarımadası'na doğru yol aldığından övgüyle söz etti. O, “Bir donanma gönderiyoruz” dedi ve ekledi: “Oldukça güçlü. Denizaltılarımız var. Çok güçlü. Uçak gemisinden çok daha güçlü. Size bunu söyleyebilirim.”

Kuzey Kore, ABD’nin tehditlerine, doğrudan ABD emperyalizminin işine yarayan savaşçı uyarılarla yanıt verdi. Resmi Rodong Sinmun gazetesi, "Ordumuz, düşman kuvvetlerini nükleer hedeflerimize yerleştirirken, onların hareketini gözetliyor" diye yazdı. Dışişleri Bakanlığı’nın Kore dilinde yaptığı bir açıklamada, ülkenin, “emperyalistler grubunu nükleer bir adalet ateşi ile ortadan kaldırma şansını kaçırmayacağı” belirtildi.

Nükleer silahları kullanma yönündeki böylesi sorumsuz tehditler, Kuzey Kore halkını savunmada hiçbir işe yaramaz. Bu tehditler, yalnızca işi ciddiye bindirir ve ABD’nin saldırı olasılığını arttırır. ABD Savunma Bakanı James Mattis, Pyongyang'ın nükleer silahları kullanma yönünde herhangi bir girişiminin ezici bir tepkiye (başka bir deyişle, Kuzey Kore'nin nükleer imhasına) neden olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Trump yönetimi, ABD'nin Kuzey Kore’ye yönelik herhangi bir saldırısının veya diğer askeri “seçenekler”in, Çin dahil diğer güçleri hızla bir savaşa sürükleyebileceğinin ve bir misillemeyi kışkırtabileceğinin oldukça farkında. Ancak, Trump, gerilimi tırmandırmaya ve Kore Yarımadası'ndaki kazara veya kasıtlı herhangi bir olayın bir çatışmayı başlatabileceği tehlikeli bir kıvılcım oluşturmaya devam ediyor.

Şimdi, tüm bölge, özellikle de yanı başında olası bir savaşla karşı karşıya olan Çin, diken üstünde. Pekin'in bir çatışma çıkması ihtimaline karşı Kuzey Kore ile olan sınırına 150.000 asker gönderdiğini belirten doğrulanmamış haberler yayınlanmaya devam ediyor. Sınır bölgesinde askeri tatbikatların sürdüğünü açıklayan Güney Koreli diplomatlardan alıntı yapan Çin’in iktidar gazetesi Global Times, Çin dışişleri bakanlığının yalanlamaları ile çelişti.

Dün, Global Times’ın başyazısı, Kuzey Kore'nin “bu kritik anda durumu yanlış değerlendirmemesini” ve altıncı bir nükleer deneme gerçekleştirmemesini istiyordu. Yazı, “[Kuzey Kore’nin] Bunu yapmaması durumunda, hem Pekin’den hem de Washington'dan gelecek tepkiler benzeri görülmemiş olabilir; hatta bir 'dönüm noktası' haline gelebilir” uyarısında bulundu.

Bugün gazetede çıkan başka bir başyazı, “Kuzey Kore’nin ilk nükleer denemesini 2006 yılında gerçekleştirmesinden bu yana, bir askeri çatışmaya hiç bu kadar yaklaşılmadı” diye yazdı. Başyazı, Pekin’in Pyongyang’a yönelik felç edici yaptırımlar uygulayacağına işaret ediyor. “Çin Halk Cumhuriyeti, Kuzey Kore’nin bu ay içinde bir başka kışkırtıcı hamle yapması durumunda BM Güvenlik Konseyi’nden (BMGK), Kuzey Kore’nin petrol ithalatını kısıtlamak gibi daha önce görülmedik ciddi önleyici tedbirler almasını isteyecek.” Kuzey Kore, petrol açısından tamamen Çin’e bağlı durumda.

Güney Kore Savunma Bakanlığı sözcüsü Moon Sang-kyun, Seul'un Kuzey Kore'nin ilk hedeflerinden biri olabileceği yeni bir Kore savaşı olasılığına ilişkin kamuoyundaki artan panik duygusunu önlemeye çalıştı. Sang-kyun, “Kore Yarımadası'ndaki güvenlik durumuyla ilgili abartılı değerlendirmeler eliyle körleşmemek için” dikkatli olma çağrısı yaptı.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, ayrıca, ABD'nin “bizimle istişarelerde bulunmadan yeni bir politika ya da önlem almayacağı” açıklamasıyla kaygıları gidermeye çalıştı. Gerçekte Washington, Ortadoğu'daki ABD savaşlarının altını çizdiği gibi, Kore Yarımadası’nda, Güney Kore’de ya da bölgedeki başka herhangi bir yerde yaşayan insanların hayatlarını tamamen göz ardı eden bir savaşı pekala başlatabilir.

Avustralya'da, Australian gazetesindeki bir başyazı Kuzey Kore’yi kınarken, Trump yönetimini temkinli davranmaya çağırdı: “Haydut devletlerin kışkırtmalarına tepki gösterirken soğukkanlı olmak gerek. Kore Yarımadası'nda gerçek bir savaş kimsenin çıkarlarına hizmet etmez.”

Washington'da "soğukkanlı kafalar"ın hakim olması şöyle dursun, generallerin, milyarderlerin ve faşistlerin baskın olduğu Trump yönetimi, şimdiden, Suriye hükümetine yönelik, Rusya ile savaş tehlikesi oluşturan hava saldırıları başlatmış durumda ve Çin'le bir çatışmayı kışkırtacak şekilde Kuzey Kore'ye de saldırabilir.

Kore Yarımadası’nı harap eden ve şimdiki tehlikeli cepheleşmenin tohumlarını eken 1950-53 Kore Savaşı’nda milyonlarca insan hayatını kaybetmişti. Nükleer silahlı güçleri içine çeken yeni bir çatışma, çok daha yıkıcı olacaktır.

Loading