ABD bir Suriye savaş uçağını düşürdü

Dün, bir ABD F-18 savaş uçağı, ilk kez, Suriye hükümetine ait bir avcı bombardıman uçağını vurarak düşürdü. Rakka yakınlarındaki ABD yanlısı asi güçlere saldırdığı iddia edilen uçağın düşürülmesi, Suriye'deki savaşta dikkat çekici bir tırmanmadır. Sözde Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) güçlerine karşı savaşıyor olmakla birlikte, ABD'nin bu eylemi, onun önderliğinde sürdürülen operasyonların gerçek hedefinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek olduğunu ortaya koymaktadır.

ABD ordusu, bu kışkırtıcı eylemi, Suriye SU-22 uçağının Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denilen birliklerinin yakınlarını bombaladığını iddia ederek gerekçelendirdi. Açıklamada, saatler önce Suriye ordusu ile Ja'Din köyünü elinde tutan SDG güçleri arasında yaşanan çatışmadan “düşmanca amaçlı” diye söz ediliyor ve “IŞİD karşıtı meşru operasyonlar”a yönelik saldırılara “hoşgörü gösterilmeyecek” deniliyordu. Açıklama, anlamsız bir biçimde, [ABD ordusunun] “Suriye yönetimi, Rusya ya da onlarla ortak rejim yanlısı güçler ile savaşma” peşinde olmadığını belirtiyor.

“Terörle mücadele” bahanesi altında Esad yönetimine ve onun Rus ve İranlı destekleyicilerine karşı operasyonlar başlatmak için kullanılabilecek bölgeler oluşturmaya çabalayan ABD'nin ve müttefiklerinin Suriye içindeki askeri etkinliklerinde meşru hiçbir yan bulunmamaktadır. Suriye'deki ve Irak'taki IŞİD milisleri geri çekilirken, ABD'nin Esad'a karşı harekete geçme hazırlıkları giderek açık hale geliyor.

Savaş uçağının saldırıya uğradığı sırada IŞİD'e karşı bir görevde olduğunu belirten bir açıklama yapan Suriye ordusu, ABD'yi IŞİD ile “koordinasyon içinde olmakla” suçladı ve bu olayın “tehlikeli yansımaları” olacağı uyarısında bulundu. Uçağın pilotu bulunmuş değil ve öldüğü varsayılıyor.

ABD saldırısı, onun, bu ay içinde, Suriye'nin güneyinde, Irak sınırı yakınlarında ABD destekli birliklere ateş açtığı ileri sürülen Suriye hükümetine ait insansız bir hava aracını vurarak düşürmesinin arkasından gerçekleşti. ABD ordusu, Irak ile Suriye arasındaki önemli bir sınır kapısı al-Tanf'taki bir eğitim üssünün 55 kilometre etrafını, tek taraflı olarak, “çakışmayı önleme alanı” ilan etmiş durumda.

Washington, gerçekte, Suriye'nin, ABD ve Britanya özel kuvvetlerinin sözde IŞİD'e karşı ama gerçekte Esad rejimine yönelik vekil savaşı adına savaşan asileri eğittiği bir bölgesini ele geçirmiş durumda. ABD, daha önce, bu önemli sınır bölgesinin kontrolünü yeniden elde etmeye çalışan Suriye hükümeti yanlısı güçlere karşı hava saldırıları düzenlemişti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, geçtiğimiz hafta, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'a telefon etti ve ABD'nin, IŞİD milislerini sınır bölgelerinin dışına sürmeye çalışan Suriye hükümet güçlerine saldırmaya son vermesini talep etti. Rusya Dışişleri Bakanlığı, “Lavrov, ABD'nin hükümet yanlısı güçlere yönelik saldırılarına kategorik olarak karşı çıktığını ifade etti ve ondan [Tillerson'dan] bu tür kazaların gelecekte yaşanmaması için somut önlemler almasını istedi” açıklamasını yaptı.

Esad yönetiminin, Rakka'yı kuşatan ABD önderliğindeki güçlerin IŞİD savaşçılarını, hükümet birliklerinin Deyrizor kentini ele geçirmek için onunla savaştığı güneye doğru kaçmasına izin vermekle suçlamasıyla birlikte, durum Suriye'nin her yerinde son derece kaygı verici olmaya devam ediyor.

Hafta sonu, İran ordusu, ilk kez İran topraklarından Suriye'deki IŞİD mevzilerine karadan karaya füze ateşledi. Saldırıların 7 Haziran'da Tahran'da gerçekleşen IŞİD saldırılarına misilleme olduğu iddia edilirken, Deyrizor bölgesine yönelik füze saldırıları, açıkça Suriye hükümet güçlerini desteklemeyi amaçlıyordu.

ABD'nin Suriye'deki vekil savaşı, Esad yönetimini değil ama onun destekleyicileri olan Rusya ile İran'ı hedefleyen daha kapsamlı bir meydan okumanın parçasıdır. Trump'ın geçen ayki Ortadoğu gezisi, her şeyden önce, Suudi Arabistan ve onun Körfez Devletleri'ndeki müttefikleri ile İran'a ve onun bölgedeki müttefiklerine karşı bir ittifak oluşturmayı amaçlıyordu.

Bunun doğrudan sonucu, Suudi Arabistan önderliğinde Katar'a karşı tam bir ekonomik abluka (bizzat bir savaş nedeni) uygulanması oldu. Riyad, Katar'ı terörizmi finanse etmekle suçluyor ama ablukanın gerçek nedeni, Katar'ın İran ile ilişkilerinde ve Suudi Arabistan'ın İran karşıtı yönelimine katılmaktaki isteksizliğinde yatıyor.

İran'ı uzun süredir başlıca bölgesel rakip olarak ele alan Suudi monarşisi, Irak ve Lübnan'daki Şii partiler ile milisleri kapsayan Şii hilalinin bir parçası olarak gördüğü Şam'daki Esad yönetimine derinlemesine düşmandır. ABD tarafından bütünüyle desteklenen Suudi Arabistan, Yemen'de, İran tarafından desteklendiğini ve 2014'te ABD-Suudi kuklası yönetimi devirdiğini iddia ettiği Husilere karşı savaşıyor.

Trump yönetimi, Suriye'deki savaşı tırmandıracağının işaretini, hükümetinin bir gaz saldırısı düzenlemiş olduğuna ilişkin doğrulanmamış iddiaları bahane ederek bir askeri üsse güdümlü füze saldırısı düzenlediği Nisan ayında vermişti. ABD ordusu, ABD yanlısı milislerin Halep'ten sürülürken aldıkları yıkıcı darbenin ardından, Esad karşıtı güçleri yeniden inşa etmeye kararlı.

Suriye SU-22 savaş uçağının vurularak düşürülmesi, ABD'nin Suriye'deki köprübaşlarını savunmak ve hazırlanmakta olan daha büyük bir savaşa zemin oluşturmak için en pervasız yollara başvurmaya hazır olduğunun bir diğer göstergesidir.

ABD ordusu kendi “çakışmayı önleme bölgeleri”ni ya da yasak alanlarını ilan ederken, geçen ay, tüm Suriye'de istediği gibi faaliyet gösterdiğini yineledi. Bölgedeki ABD hava kuvvetlerinin komutanı Korgeneral Jeffrey Harrigan, “Özünde, içinde faaliyet göstermekten kaçınacağımız herhangi bir özel bölge tanımıyoruz.” dedi.

Sonuç olarak, ABD güçlerinin ve onların Suriyeli, Rus ya da İranlı ortaklarının dahil olduğu görece küçük bir kazanın ya da çarpışmanın başlıca bölgesel ve küresel güçleri içine çeken bir savaşa dönüşebileceği Ortadoğu'daki çekişmede çarpıcı bir tırmanmanın zemini hazırlanmıştır.

Loading