Senegal açıklarındaki sığınmacı teknesi faciasında en az 140 kişi boğuldu

Geçtiğimiz hafta Avrupa’ya giden yaklaşık 200 sığınmacıyı taşıyan bir teknenin Senegal kıyısı açıklarında patlayıp batması sonucu en az 140 kişi boğuldu. Bu trajedi, sığınmacıların hayatını kaybettiği bu yılki en ölümcül toplu boğulma olayıydı.

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) 29 Ekim’de yayımladığı bir açıklamaya göre, bot Senegal’in batı kıyısındaki Mbour’dan 24 Ekim’de yola çıkmıştı. Senegal kıyıları boyunca Atlantik’te kuzeye, içindeki yüzlerce insanın Avrupa’ya sığınma başvurusu yapmayı umduğu İspanya’nın kontrolündeki Kanarya Adaları’na doğru gidiyordu.

Avrupa’ya tekne ile seyahat etmeye çalışan yüzden fazla göçmen 23 Ekim’de Dakar yakınlarında yakalandı ve Senegal ordusu tarafından gözaltına alındı [Fotoğraf: Senegal Silahlı Kuvvetleri]

Hayatta kalanlardan biri yerel Sene.news’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir noktada motor alev aldı. Mürettebat yangını kontrol altına almayı başardı ancak yangın yeniden başladı ve benzin dolu bidonlara ulaştı. Suya atladım ve suda yüzen bir teneke kutuya tutundum.”

Faciadan kurtulan bir diğer kişi olan M. Diéye, patlamadan önceki sahneleri şöyle anlattı: “Teknenin arkasında yangın başlayınca, başta yüzme bilmeyenler olmak üzere birçok yolcu ön tarafa koştu ... Patlama olduğunda genel bir panik yaşandı, yüzemeyenler yüzenlere sarıldı. Orada kaldılar ve tekneyle birlikte battılar. Kaç kişi olduğunu söylemem mümkün değil.”

Teknede yanında küçük bir çocuk bulunan Fallou Samb ise şunları söylüyordu: “Çocuk tekne alabora olduktan sonra panikledi ve ismimi bağırdı. Onu bulduğumda, suyun üstünde kalması için ona bir kutu verdim. İki saat sonra yoruldu ve daha fazla tutunamadı. Kutuyu bıraktı ve gözlerimin önüne suyun derinlerine gitti.” Demba Sow ise Radio France Internationale’e, 21 ve 27 yaşındaki iki kızının teknede olduğunu ve kurtarılamadığını söyledi.

Teknede bulunan toplam insan sayısı bilinmiyor. IOM en az 200 kişi olduğunu belirtiyor. Ancak sadece 59 kişi kurtarıldı. Senegal’in Saint-Louis kentinin bir banliyösü olan Pikine’den aynı topluluktan onlarca kişi vardı. Sene.news, “Pikine şehrinden 20’den fazla genç bu yolculukta Avrupa’ya ulaşmak istiyordu,” diye yazdı. Guardian, bu bölgede “trajedi yüzünden tüm sokaklarda yas tutulduğunu” bildirdi.

Faciadan sadece iki gün sonra, 25-26 Ekim akşamı, bilinmeyen sayıda sığınmacıyı taşıyan başka bir tekne, Senegal’in başkenti Dakar kıyılarının beş kilometre açığında battı. Otuz dokuz kişi kurtarıldı ancak söylendiğine göre teknede 60-70 kişi vardı.

Senegal ve İspanya donanmalarının eylemleri, en az on kişinin doğrudan ölümüne neden oldu. Bir İspanyol ve bir Senegal gemisi, sığınmacı teknesini yolda iken yakalamış ve geçmesini fiziksel olarak engellemeye çalışmıştı. Senegal donanmasına ait bir tekne, sığınmacıları taşıyan tekneye çarparak alabora olmasına neden oldu. Senegalli gazeteci Babacar Fall, Bonjourdakar.com’a, donanma teknesinin onlarca sığınmacıyı taşıyan küçük tekneye kasten çarptığını söyledi.

2020 yılında Batı Afrika’dan Kanarya Adaları’na gitmeye çalışan en az 414 kişinin öldüğü biliniyor. Bu, 2019’da meydana gelen 210 ölümden yaklaşık yüzde 100 fazla bir artış olduğu anlamına geliyor. Gerçek sayı muhtemelen çok daha yüksek. IOM’ye göre, 2020’de Kanarya Adaları’na 11.000 kişi ulaştı ve bu sayı 2019’un aynı döneminde gelen 2.557 kişiden bir hayli yüksek.

Bu tehlikeli yolun artan oranda kullanımı, Avrupa devletlerinin suç teşkil eden politikalarının doğrudan sonucudur. Avrupa devletlerinin benimsediği sert politikalar, sığınmacıların Avrupa’da sığınma talebinde bulunma konusunda demokratik haklarını kullanmalarını önlemeyi amaçlıyor ve binlerce kişinin Akdeniz’de boğulmasına yol açıyor.

Avrupa Birliği (AB), sığınmacıların Akdeniz’i geçmeye çalışmasını önlemek için Fas’tan Cezayir’e ve Libya’ya kadar Kuzey Afrika’daki hükümetlerle işbirliği yapıyor ve onları finanse ediyor. Libya’daki İslamcı milis güçleri finanse ediyor ve İtalya’ya ulaşmaya çalışan sığınmacı teknelerini yakalamaları için onlara sahil güvenlik gemileri sağlıyor. Libya’da binlerce kişi hapsediliyor, köle olarak satılıyor ve ailelerinden yüksek fidyeler istenerek rehin alınıyor.

AB ayrıca Akdeniz’deki tüm kurtarma operasyonlarını durdurdu ve STK’lere denize açılma hakkı vermeyerek arama ve kurtarma çalışması yapmalarını fiilen engellemeye çalışıyor. Birleşmiş Milletler Sığınmacılar Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre, 2018’de ve 2019’da Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken her gün ortalama 72 sığınmacı öldü. Bu, sığınmacıları Avrupa’ya sığınma başvurusunda bulunmaktan caydırmak için olası ölüm tehdidini kullanmayı amaçlayan Avrupa’nın politikasının bilinçli ve istenen sonucudur.

Afrika’dan gelen binlerce çaresiz sığınmacının bu akışı, Avrupa’nın ve ABD’nin Afrika’daki onlarca yıllık emperyalist politikasının bir ürünüdür ve bu, kıtadaki sömürgeci baskının mirasını daha da ağırlaştırmaktadır. İspanya’daki Birleşik Ulusal Sığınmacılar Yüksek Konseyi Sözcüsü María Jesús Vega, Guardian’a verdiği demeçte, Senegal’den Kanarya Adaları’na yolculuk eden sığınmacıların yüzde 30’unun Mali’den geldiğini belirtti.

Sığınmacılar, Mali’de Fransa’nın başını çektiği savaştan kaçıyorlar. Bu savaş, NATO’nun 2011 yılında İslamcı milislerin yardımıyla Libya hükümetini devirmeyi amaçlayan savaşıyla tetiklenmiştir. Bunun sonucunda Mali’de İslamcı güçlerin güçlenmesi, bölgede artan Çin etkisinin ortasında, Fransa’nın jeostratejik açıdan hayati önem taşıyan Sahel üzerindeki hakimiyetini güvence altına almak için askeri bir müdahale başlatmasına olanak verdi. Sahel, uranyum ve hammadde kaynakları açısından zengin bir bölge.

Fransa’nın işbirliği yaptığı beş Sahel ülkesinin G5 adlı silahlı kuvvetleri tarafından işlenen savaş suçlarına dair belgelenmiş raporlar var. Avrupalı güçlerin işgaline ve Bamako’daki kukla rejime yönelik muhalefeti terörize etmek için mezhepçi ve etnik katliamların kasıtlı olarak teşvik edilmesi bu suçlar arasındadır. Bu durum, Mali’de kitlesel bir göçü tetikleyen bir toplumsal çöküşe neden oldu. Toplumsal kriz ve gençler arasındaki yaygın işsizlik, koronavirüs pandemisi eliyle daha da ağırlaşıyor.

Senegal açıklarında geçtiğimiz hafta meydana gelen facianın toplumsal ve siyasi nedenleri bunlardır.

2 Kasım2020

Loading