Perspektif

6 Ocak ayaklanmasına ilişkin yeni ayrıntılar, kapsamlı soruşturma ihtiyacını ortaya koyuyor

Basında çıkan yeni bilgiler, Trump’ın 6 Ocak faşist ayaklanmasının Cumhuriyetçi Parti ile polis ve askeri istihbarat aygıtının kritik kesimlerinden üst düzey destek aldığını gösteriyor. Bu ifşaat, anayasayı ortadan kaldırma komplosuna ve ona dahil olanlara yönelik geniş çaplı bir soruşturma gereğini gündeme getiriyor.

Washington Post’un Pazar günkü haberine göre, ayaklanmadan önceki günlerde, Kongre personeli, Seçiciler Kurulu’nun planlanan onay oturumu için daha büyük koruma talep etmiş ve ABD Kongre binası polisinden, bir darbe girişiminin hazırlandığına dair açık işaretleri ciddiye alması için yalvarmıştı. Habere göre, personel “brifing istiyordu” ve şiddet tehdidi hakkında bilgi almaya uğraşıyordu; ancak Kongre binası polisi herhangi bir somut yanıt vermeyi reddetti.

NBC’de çıkan bir başka haber de, polis bariyerlerinin aşılmasının bir hata veya bilgi eksikliğinden kaynaklanmadığını doğruladı. FBI ve New York Emniyet Müdürlüğü, Kongre binası polisine, “6 Ocak protestosu sırasında şiddet olasılığı” hakkında bol miktarda istihbarat sağlamıştı. NBC’nin belirttiğine göre, “daha önce bildirilmeyen bu ayrıntılar, bu hafta üst düzey bir FBI yetkilisinin, yetkililerin elinde şiddete dair herhangi bir gösterge olmadığı iddiasını boşa düşürdü ve Kongre isyanından önce istihbarat yetkililerinin neleri gözden geçirdiğine yeni soruları ekledi.”

Trump destekçileri, Washington’daki Kongre binasında bir polis bariyerini geçerken, 6 Ocak 2021. (AP Photo/John Minchillo)

Diğer haberler, saldırı sırasında yetkililerle personelin güruhtan saklanarak ofislerde toplandığı sırada, Kongre polisi yetkililerinin, Meclis Yönetim Komisyonu başkanı olarak Kongre binasının günlük faaliyetlerini yöneten Kongre üyesi Zoe Lofgren’den gelen telefonları açmayı reddettiğini, Ulusal Muhafızların konuşlandırılması hakkında ona yalan söylediğini ve daha sonra da yardım isteyen Kongre üyesi Maxine Waters’ın yüzüne telefonu kapattığını gösteriyor.

Öte yandan, 3 Kasım seçimlerinden sonra Trump’ın kendine sadık kişilerle doldurduğu Pentagon’dan da darbe girişimine kritik bir destek geldi.

Kuşatma sırasında Demokrat liderler sığınaklarından Maryland Valisi Larry Hogan’ı arayıp Ulusal Muhafızların desteği için yalvardılar. Hogan, eyalet muhafızlarının onları tahliye etmek üzere gelmeye hazırlandığını; ancak Pentagon’un onların bölgeye girme taleplerine izin vermeyi reddettiğini söyledi. Pazar günü CNN’e verdiği demeçte Hogan, “Tek bildiğim cevaplar almaya çalıştığımız ve cevap alamadığımız.”

Bunlara ek olarak, Pazar günü, Virginia Valisi Ralph Northam, Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin Çarşamba günü [olaylar sırasında] kendisini aradığını ve yardım istediğini açıkladı. Northam, Pelosi’nin şunları söylediğini aktardı: “Ralph, etrafımda kırılan camlar var. Silah sesleri duydum. Şu anda çok, çok endişeliyiz.”

Pentagon’un bazı kesimlerinin darbeye dahil olmasının tek işareti bunlar değildir. 6 Ocak’tan önceki günlerde, Pentagon, Washington D.C. Ulusal Muhafız gücünü silahsızlandırmış ve Washington D.C. Belediye Başkanı Muriel Bowser’in onları silahlandırıp hazırlama talebini geri çevirmiş. 6 Ocak olaylarının öncesini değerlendiren bir resmi Pentagon belgesinde, ayaklanmadan, “Washington DC’deki 6 Ocak 2021 [Anayasadaki] Birinci Değişiklik Protestoları” olarak söz ediliyor.

Pentagon ayrıca, Maryland’daki Joint Base Andrews’da konuşlandırılan ve tam da bu tür durumlar için yedekte tutulan “hızlı müdahale kuvveti”nin konuşlandırılmasını engellemişti. Pentagon’un, birliğin yetersiz planlama nedeniyle görevlendirilmediği iddiası, apaçık bir yalandır.

Washington Post’un haberine göre, Çoğunluk Lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell’ın, görünüşe göre onun izni olmadan hareket eden ve resmi emir komuta zincirini bozan bir danışmanı, FBI’da çalışan bir arkadaşını arayıp onu durum hakkında bilgilendirdi. Sonuç olarak, söz konusu “arkadaş”, “ABD senatörlerinin güvenliğini sağlamak ve ellerinden gelen her türlü yardımı sağlamak için biri FBI’ın Washington saha ofisinden olmak üzere üç taktik ekibinden ilkini gönderdi.”

Emekli Tuğgeneral Thomas Kolditz, Fortune’a ordu içinde devam eden tehlike hakkında konuştu. Yale Üniversitesi’yle bağlantılı bir düşünce kuruluşuna başkanlık eden ve Harp Akademisi’nde profesörlük yapan Kolditz, 6 Ocak’ın “iyi bir şey” olduğuna inanan subaylardan söz ediyordu:

Yarım düzine insandan bahsetmiyoruz. Savunma Bakanlığı genelinde muhtemelen binlerce insandan bahsediyoruz. Birçoğu zaten ağzını açmış olacak, sosyal medyaya bir şeyler koyacak. Ancak bu bir isyandı, devlete karşı bir suçtu. Ve orduda herhangi bir nedenle isyanın iyi bir fikir veya haklı olduğunu düşünen insanların, esasen uyuyan hücrelerin olmamasını sağlamak savunma bakanlığı önderliğinin bir görev yükümlülüğüdür.

Ayrıca, Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin ve onların kadrolarının darbe girişimine karıştığına dair kanıtlar artıyor. Colorado’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi Lauren Boebert, Kongre binası baskını sırasında Pelosi’nin fiziksel konumunu çeteye tweet ile bildiriyordu. Faşist QAnon’ın destekçisi olan Boebert, sabah 7.30’da “Bugün 1776” diye tweet atmıştı. Saat 14.28’de Pelosi binadan çıkartılırken ise, “Meclis Başkanı salonlardan çıkarıldı,” diye yazdı.

Demokrat Çoğunluk Denetçisi James Clyburn, Pazar günü CBS’ye verdiği demeçte, Cumhuriyetçilerin binayı basan güruha Kongre’nin haritalarını sağladığına ve asilerin binaya girmesine verdiğine inandığını söyledi:

Bir şeyler döndüğüne inanıyorum. Nereye gideceklerini biliyorlardı. Diğer bazı Kongre üyelerinin bana anlattıklarına göre ... personelleri, onlara, insanların yan kapılardan binaya girmelerine izin verildiğini gördüklerini söylüyor. Bu protestocuların ya da bu gangsterlerin, binaya manyetometrelerin bulunduğu ana girişten değil de yan kapılardan girmeleri için o yan kapıları kim açtı? Evet, bu binaların içinden birileri buna suç ortaklığı yaptı.

Bu olgular, Trump’ın darbe girişiminin arkasındaki güçlere yönelik bir soruşturma gereğini açıkça ortaya koyuyor. Fakat Cumhuriyetçi Parti’nin ve ordu-istihbarat aygıtının komploya dahil olduğuna dair kanıtlar arttıkça, Demokratik Parti, herhangi bir gerçek soruşturmaya daha yüksek sesle karşı çıkıyor ve Cumhuriyetçi suç ortaklarıyla “birlik” için daha istekli hale geliyor.

Seçilmiş Başkan Joe Biden, 8 Ocak’ta, Cumhuriyetçi darbe komplocularının Kongre’den atılmasına karşı olduğunu belirtti ve bunun yerine, “Cumhuriyetçi meslektaşları” ile birlikte çalışıp “güçlü” bir Cumhuriyetçi Parti’yi korumayı istediğini ifade etti.

Demokratlar, soruşturma yürütmek yerine, görevi kötüye kullanma işlemleri başlatacaklarını duyurdular. Bu, Trump’ın 20 Ocak’ta görev süresi bitmeden Trump’ın görevden alınmasıyla sonuçlanmayacak olan tamamen sembolik bir adımdır. Demokrat liderler, hafta sonu, Meclis bu hafta görevi kötüye kullanma suçlaması için oy verse bile, suçlamaların Senato’ya Biden yönetimi döneminde en az 100 gün aktarılmayacağını belirttiler. Bu, Cumhuriyetçi komploculara siyasi koruma sağlamak ve 6 Ocak darbe girişiminin siyasi sonuçlarını hasıraltı etmek için kasıtlı bir girişimdir.

Şu uyarının yapılması gerekiyor: Michigan Valisi Gretchen Whitmer’i kaçırıp öldürme amaçlı Ekim komplosunun soruşturulmamasının 6 Ocak komplosuna zemin hazırlamış olması gibi, bu girişimin soruşturulmaması da yalnızca ilerideki komplolara olanak sağlayacaktır. Tarih, ilk girişimlerini yüzlerine gözlerine bulaştıran ancak bir süre sonra iktidara gelen faşist hareketlerin örnekleriyle doludur.

Demokratik Parti, yakında Kongre’nin her iki meclisini de kontrol edecek. Onun komisyonlarının mahkemeye çağırma yetkisi olacak. Demokratik Parti, komploya dahil olanları ifade vermeye çağırabilir ve mektuplarını, e-postalarını, kısa mesajlarını ve diğer yazışmalarını kamuoyuna açıklamalarını talep edebilir.

Kongre, anayasal olarak, anayasayı ve halkın demokratik haklarını ortadan kaldırmaya yönelik komploları araştırmak ve ortaya çıkarmak zorundadır. Bu nedenle, soruşturma yapılmaması, Anayasa’nın 1. Maddesi’nde belirtilen sorumlulukların yasa dışı ihlali ve kuvvetler ayrılığının yürürlükten kaldırılması anlamına gelir.

Komplocuların nihai amacı halen bilinmiyor. Pek çok katılımcının beyanlarından ve Senato salonunda kablo bağı taşıyan milislerin varlığından da anlaşıldığı üzere, komploya dahil olanların Kongre üyelerini kaçırmayı planladıkları görülüyor. Planın; belki de Meclis Başkanı Pelosi’nin de dahil olduğu, kaçırılan Kongre üyelerinin hayatlarının, başkanın göreve başlamasının gecikmesini sağlamak veya başka tavizler kazanmak için pazarlık kozu olarak kullanılmasını içeriyor olması muhtemeldir.

Şimdi bu komploya dahil olanların siyasi amaçlarını, bağlantılarını ve işbirliklerini ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu ancak komployu yönetenler ve onların Cumhuriyetçi suç ortakları hakkında kapsamlı bir kamu soruşturması yoluyla yapılabilir. Bu tür bir soruşturma, yurttaş hakları örgütlerine ve halk temsilcilerine sorular sorma ve neler olduğunu açıklamaları için tanıkları çağırma fırsatı vermelidir. Komployu aydınlatmak ve kapsamını dünya halklarına göstermek için bu gereklidir.

Loading