“Belirsiz süreli” bir harekâta hazırlanan İsrail’in Gazze’ye hava saldırıları devam ediyor

Salı günü İsrail, Gazze’ye 140 hava saldırısı düzenleyerek iki Filistinliyi daha öldürdü.

Bu ölümlerle birlikte, Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre yaralananların yüzde 12’sinden fazlasının durumu “ciddi.”

Gazze şehrinde Hamas’ın siyasi önderliği tarafından kullanılan ve İsrail’in hedefi olan bir ofisin bulunduğu 13 katlı konut kulesi çöktü.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beit Lahiya kasabasında, Hamas ile İsrail arasındaki çatışması sırasında meydana gelen patlamanın ardından bir sağlık görevlisi yaralı bir çocuğu tedavi ediyor, 10 Mayıs 2021. (AP Photo/Mohammed Ali)

Gazze’deki hükümet bilgi bürosunun başında bulunan Salameh Maruf, Al Jazeera’ye, İsrail’in “Gazze’nin kuzeyindeki su arıtma tesisi gibi hizmet tesislerini kasten hedef alarak devre dışı bıraktığını” söyledi.

İsrail ordusu sözcüsü Yarbay Jonathan Conricus, jetler ve insansız hava araçları ile yapılan saldırılarda 15 militanın öldürüldüğünü söyledi. Sivil ölüler ve yaralılar hakkında bir şey söylemeyen Conricus, ikiyüzlü bir şekilde, “Sivil zayiatı önlemek için mümkün olan her şeyi yapıyoruz,” diye ekledi. Ordunun hava harekatının henüz “ilk aşamalarında” olduğunu bildiren yarbay, Hamas liderlerine suikast düzenlenmesinin gündemde olduğunu ima etti.

Çoğunluğu 25 yaşın altında olan yaklaşık iki milyon Filistinliye ev sahipliği yapan Gazze, 2006’dan bu yana suç oluşturan bir ablukaya tabi tutuluyor. Bu süreçte İsrail’in açtığı –sonuncusu 2014’te olmak üzere– üç kanlı savaş yaşadı ve sayısız saldırıya uğradı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırıları, Hamas’ın, İsrail’in güvenlik güçlerini Kudüs’teki Mescid-i Aksa Camii ve Şeyh Cerrah mahallesinden geri çekmesi yönündeki çağrılarına cevaben Pazartesi gecesi başladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 12 Nisan’da başlayan Ramazan ayında, birçok vesileyle güvenlik güçlerinin İslam’ın en kutsal üçüncü mekânı olan Mescid-i Aksa’ya konuşlandırılmasını emretti. Yetkililerden hiçbiri, seccadelere basan, ibadet edenlere plastik mermi ve ses bombalarıyla saldıran güvenlik güçlerinin Pazartesi günü yerleşkeye saldırması için en ufak bir gerekçe sunmaya çalışmadı. Saldırıda 330’u hastanede tedavi edilmesi gereken 520 Filistinli yaralandı.

Polis Komiseri Koby Shabtai, Channel 12 News’e, polisin cami yerleşkesindeki Filistinlilere “çok yumuşak” davrandığını ve daha da sertleşeceklerini söylüyordu.

Dini mekânlara yönelik bu tür askeri istilalar, İsrail’in de imzacı olduğu 1954 Lahey Sözleşmesi’ne göre yasa dışıdır. 1981’de UNESCO, yerleşkeyi de içeren Kudüs’ün Eski Şehir’ini bir dünya mirası ilan etti.

Mescid-i Aksa baskını, İsrailli yerleşimcilerin artan toprak gaspına, yerleşimlerin genişletilmesine ve Eski Şehir’in kuzeyindeki Şeyh Cerrah’da yaşayan Filistinlilerin tahliye edilmesi planına karşı gösterilerin ortasında geldi. Dini Siyonizm Partisi Başkanı Bezalel Smotrich ve Yahudi Gücü’nden Itamar Ben-Gvir’in düzenlediği provokaktif yürüyüşlerde, “Araplara ölüm” sloganları atıldı ve Filistinliler ile alay edildi. Büyük ölçüde turizme bağımlı olan Doğu Kudüs’teki durum, binlerce genci bir gelirden yoksun bırakan pandemiyle beraber daha da kötüleşti.

İsrailli yerleşimci grupları ve aşırı sağcı güçler tarafından Arap mahallelerinde planlanan Bayrak Yürüyüşü öncesinde, İsrail’in 1967 Savaşı sonrasında Ürdün’den Doğu Kudüs’ü ilhakının yıldönümü olan Kudüs Günü’nde gerçekleştirilen baskının zamanlaması, Filistinlilerle bir savaş çıkarmak üzere planlanmıştı.

Baskı, ağırlık olarak Arapların yaşadığı Lod, Ramle, Isawiyah, Yafa, kuzeydeki liman kenti Hayfa, Nazareth ve Umm el-Fahm çevresindeki orta bölgede Filistin kökenli İsraillilerin ve Batı Şeria’daki Ramallah’ta Filistinlilerin öfkeli gösterilerine yol açtı. Gösteriler polis baskısıyla karşılaştı. Lod’da bir Yahudi İsrailli, şiddetli çatışmaların ortasında bir Filistinliyi vurarak öldürdü. Salı günü Filistin kökenli İsrailliler ülke çapında greve gitti. Bu, geçmişte Doğu Kudüs’teki ve işgal altındaki topraklardaki Filistinlilerle aktif olarak dayanışma içinde olmayan genç protestocuların tutumunda önemli bir değişikliğe işaret ediyor.

Salı günkü hava saldırıları, Hamas’ın, İsrail’in Pazartesi gecesi yaptığı bombardımana, güneydeki Aşkelon kentinde iki kadını öldüren ve onlarca kişiyi yaralayan roketlerle yanıt vermesinin ardından geldi.

Yüksek teknolojili bombardımanın ölçeği, bölgedeki en kuvvetli askeri gücün Gazze’ye yönelik bu son saldırılarının, İsrail’in bu kuşatılmış topraklara yönelik dördüncü savaşının başlangıcına işaret ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Dahası, “Duvarların Koruyucusu” olarak adlandırılan askeri harekât artarak genişleyecek.

Pazartesi akşamı, Gazze’den ilk roketlerin fırlatılmasının ardından konuşan Netanyahu, Filistinlilerin “kırmızı çizgiyi aştığını” ve “İsrail’in buna büyük bir güçle karşılık vereceğini” ilan etti.

Salı günü de saldırıyı hızlandıracağını belirten Netanyahu şunları söylüyordu: “Durum değerlendirmesi sonucunda hem saldırıların gücünün hem de sıklığının artırılmasına karar verildi.”

Netanyahu, durumu yatıştırmaya yönelik tüm çağrıları reddetti ve Mısır dışişleri bakanının, olağanüstü düzenlenen bir Arap Birliği toplantısında, Mısır’ın İsrail ile Gazze arasında arabuluculuk yapma teklifine yanıt vermedi.

İsrail medyası ve her renkten politikacılar Netanyahu’yu destekleyerek, İsrail’in kendisini savunmak için hareket ettiği şeklindeki parti çizgisini papağan gibi tekrarladılar. Netanyahu’nun yerine koalisyon hükümeti kurmaya çalışan muhalefet lideri Yair Lapid, Gazze’ye daha da sert saldırılar yapılması çağrısında bulundu.

Dün, Savunma Bakanı Benny Gantz, 5.000 yedek askerin göreve çağrılmasını onayladı ve bunun “iç cephe savunmasını derinleştirmek” için olduğunu söyledi. Gantz, İsrail Savunma Güçleri’nin (IDF) başında bulunan Genelkurmay Başkanı Korgeneral Aviv Koçavi’ye, Gazze’deki Hamas ve İslami Cihad hedeflerine yönelik saldırıları sürdürmesi, iç cepheyi hazırlaması ve Filistinlilerin “düzmece iddialarını” çürütmesi talimatı verdi.

Gantz, Kamu Güvenlik Bakanı Amir Ohana’nın sekiz Sınır Polisi bölüğünün takviye edilmesi talebini onayladı. Polis ve ordu, Gazze’ye geçişleri ve bölgeye komşu yolları kapattı.

Aviv Koçavi, tüm ordu birliklerinin daha geniş ve belirsiz süreli bir harekâta hazırlanmak zorunda olduğunu ve saldırıların ek hedeflere doğru genişletilmesi gerektiğini söyledi. Ordu Sözcüsü Hidai Zilberman, İsrail ordusunun “gaza bastığı” ve Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların şiddetleneceği uyarısında bulundu. Ordu, daha fazla roket saldırısına hazırlık olarak İsrail’in merkezindeki Demir Kubbe bataryalarının sayısını artırmıştı.

Netanyahu’nun Filistinlilere karşı savaş hazırlıkları, medya figürleriyle yozlaşmış ilişkilerini açığa çıkarmakta olan bir yargılamadan kaçmasını sağlayacak yeni bir koalisyon hükümeti kurmakta başarısız olmasının ardından geldi. Yeni bir Filistin ayaklanmasının ve Hamas’la bir savaşın, rakibi Lapid’in, hem Yamina ittifakından Naftali Bennett hem de Mansur Abbas’ın Birleşik Arap Listesi gibi potansiyel sağcı ortaklarının gerekli desteğini sağlama olasılığını altüst ederek, Netanyahu’nun başbakanlığının devam etmesini sağlayacak bir beşinci seçime ve/veya bir olağanüstü hale yol açacağını hesapladı.

Netanyahu, Washington ve Avrupalı güçlerin sürekli desteğinden emin. Bu güçler, Gazze’nin İsrail’e yönelik roket saldırılarını kınadılar ve saçma bir şekilde Gazze’nin mermilerini Tel Aviv’in gelişmiş silahlarıyla eşit tutarak her iki tarafı da geri adım atmaya çağırdılar. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze’den İsrail’e yapılan roket saldırılarının “derhal” durdurulmasını talep etti. Blinken, Washington’da Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, “Roket saldırıları konusunda derinden endişeliyim,” diyordu.

Netanyahu, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn (ve dolayısıyla patronu Suudi Arabistan), Fas ve Sudan gibi İsrail ile ilişkilerini normalleştiren yeni Arap müttefikleri tarafından da destekleniyor. Bu rejimler şeklen “kaygı” ifade eden açıklamalar yapmakla yetindiler.

12 Mayıs 2021

Loading