Lev Sedov Suikastının 50. Yılı

Fourth International dergisi Cilt 15, Sayı 2 (Haziran 1988)

Bu yazı ilk kez 19 Şubat 1988’de ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin önceli olan İşçiler Birliği’nin gazetesi Bulletin’de yayımlandı.

***

Bundan elli yıl önce, 16 Şubat 1938’de, Lev Sedov, Stalinist GPU’nun elinde can verdi. Lev Troçki’nin büyük oğlunun öldürülmesi, Sovyetler Birliği içindeki bütün bir devrimci kuşağı yok eden karşıdevrimci komplo ve terör harekâtının ayrılmaz bir parçasıydı.

Bugün, hem Troçki’yi hem de Sedov’u öldürenlerin siyasi mirasçıları, bir glasnost veya “açıklık” politikası ve “tarihimizdeki boş sayfaların sonunu” ilân ederken, uluslararası işçi sınıfına karşı işlenen bu iğrenç suçlar, o zamanlar Stalin ve şimdi de Gorbaçov tarafından temsil edilen asalak bürokratik kasta karşı hâlâ en ezici suçlama olarak durmaktadır. Hiçbir seçici “itibar iadesi”, bu suikastların bürokrasinin siyasi iktidarı işçi sınıfından gasp etmesini savunmasından ayrı tutulamayacağı gerçeğini gizleyemez. Bu bürokrasinin, bugün bile Stalinizmin devrimci muhaliflerine karşı aynı yöntemleri kullanmaya hazır olduğundan da şüphe edilemez.

1906’da doğan Sedov, genç kuşaktandı. Ancak Stalinizme karşı mücadelede ve Dördüncü Enternasyonal’in inşası yoluyla devrimi genişletme kavgasında babasıyla birlikte oynadığı hayati rol nedeniyle, Ekim 1917 Devrimi’nin tüm önderleriyle birlikte Stalin tarafından idam edilmek üzere üstü işaretlenmişti.

Ağustos 1936 ile Mart 1938 arasında, Lenin’in zamanındaki Bolşevik Merkez Komitesi’nin neredeyse tamamı, üç Moskova duruşmasında sanık sandalyesine oturtuldu ve tekdüze bir şekilde, ihanet, cinayet ve sabotaj gibi absürt ve inanılmaz suçları itiraf etti. Duruşmaların ardından, neredeyse tüm sanıklar, Zinovyev, Kamenev, Rikov, Piatakov ve Buharin gibi insanlar kurşuna dizildi.

Stalin liderliğindeki Sovyet bürokrasisi, bu cinayetlerle ve yargılamalar olmadan işlenen binlercesiyle daha, Ekim Devrimi ile herhangi bir bağlantısı olan ve dolayısıyla devrimin bürokratik mezar kazıcılarına karşı bir muhalefet olarak ortaya çıkabilecek herkesi yok etmeye çalıştı. Ancak bürokrasinin en amansız operasyonu, sürgündeki Lev Troçki’nin önderlik ettiği Dördüncü Enternasyonal hareketini yok etmeyi amaçlıyordu. Bürokratik kasta yönelik devrimci proleter muhalefetin bilinçli önderliğini bu harekette doğru bir şekilde saptamıştı.

Troçki ile oğlu ve fikirdaşı Lev Sedov, davaların her birinde gıyabında baş sanıklardı. Siyasi olarak yıllar önce tamamen kırılmış ve şimdi Stalin tarafından kullanılan her sanık, Troçki ve Sedov’u Sovyet devletine karşı mitlere özgü komploların merkezine yerleştirdi.

Troçkistler, bürokrasinin indirdiği devasa darbelere rağmen, ona karşı gerçek ve ölümcül bir tehdit oluşturuyorlardı. Troçki, bürokrasinin rolünü, onun devrim geleneklerini temsil etme iddiasının sahteliğini, Sovyet işçi devletinin üzerindeki asalak bir ur olarak karakterini, proleter enternasyonalizmini “tek ülkede sosyalizm” lehine terk etmesini ve emperyalizmle işbirliğini acımasızca teşhir etti.

Stalin, SSCB içinde binlerce Sol Muhalefet üyesini ve Muhalefet ile geçmişte bağlantısı olan herkesi öldürürken, aynı kanlı işi yapmak üzere dünyanın dört bir yanına GPU katilleri gönderildi. Haziran 1937 ile Eylül 1938 arasında, Dördüncü Enternasyonal’in önde gelen liderleri ve destekçileri, Avrupa çapında ele geçirilip öldürüldü.

Troçki’nin sekreteri Erwin Wolf, Temmuz 1937’de İspanya'da GPU tarafından öldürüldü. Dördüncü Enternasyonal’e katılmak için GPU’dan ayrılan Ignace Reiss, Eylül 1937’de İsviçre’de makineli tüfekle vuruldu. Paris’te hastaneye kaldırılan Sedov, GPU’nun tıbbi cinayetinin kurbanı oldu. Ve Troçki’nin bir diğer sekreteri olan Rudolf Klement’in başsız ve uzuvsuz cesedi, Temmuz 1938’de Paris yakınlarındaki Seine Nehri’nde bulundu.

Lev Sedov, 1905 Devrimi’nden hemen sonra dünyaya geldi. Birinci devrim ile Şubat 1917’deki ikinci devrim arasındaki dönemde, hayatının ilk 10 yılının büyük kısmını, anne babası ile sürgünde geçirdi. 11 yaşında Rusya’ya dönen genç çocuk, devrimin ortasında olgunlaştı. Troçki, oğlunun anısına yazdığı etkileyici Lev Sedov: Oğul, Arkadaş, Savaşçı başlıklı yazıda, Ekim’de iktidarın ele geçirilmesinden önceki aylardaki Lev hakkında şunları yazar:

Petrograd’da, kendisini doğrudan doğruya Bolşevik karşıtı bir ortamın içinde buldu. Başlangıçta kayıtlı olduğu burjuva okullarda, liberallerin ve Sosyalist Devrimcilerin çocukları, Troçki’nin oğlu olduğu için onu dövdüler. Bir kez, annesinin çalıştığı Ağaç İşçileri Sendikası’na eli kan içinde geldi. Okulda, Kerenski’nin oğluyla siyasi tartışmaya girmiş. Sokaklarda Bolşeviklerin bütün gösterilerine katıldı, o zamanki Halk Cephesi’nin (Kadetler, Sosyalist Devrimciler ve Menşevikler arasındaki koalisyon) silahlı güçlerinden korunmak için kapıların arkasına sığındı…

Geleceğin savaşçısı işte böyle biçimlendi. Onun için devrim bir soyutlama değildi. Devrim onun iliklerine işlemişti!...

Daha çocukken -henüz 12 yaşındaydı- Şubat Devrimi’nden Ekim’e, kendi tarzında, bilinçli bir geçiş yaptı. Çocukluğu büyük basınç altında geçti. O zaman uyanan gençliğin tutkusuyla yanan Sedov, Komsomol’a [Komünist Gençlik] daha çabuk katılabilmek için yaşını bir yıl büyüttü. İçlerinde propaganda faaliyeti sürdürdüğü genç fırıncılar, onu, ceketinin yırtık koltuğunun altında mutluluk içinde eve getireceği taze bir beyaz ekmekle ödüllendireceklerdi. Coşkulu ve soğuk; müthiş ve açlık içinde geçen yıllardı. Lev, başkalarından farklı olmamak için, kendi isteğiyle Kremlin’den ayrıldı ve bir proleter öğrenci yurduna yerleşti. Bürokratların otomobil kullanma ayrıcalığından yararlanmayı reddeden Sedov, bizimle birlikte otomobilde yolculuk etmezdi. Ama hevesle, bütün Kızıl Cumartesilere ve diğer “emek seferberlikleri”ne; Moskova sokaklarında kar temizlemeye, cehaleti “ortadan kaldırma” çalışmalarına, kamyonlardan ekmek ve odun indirmeye, ardından da politeknik öğrencisi olarak lokomotifleri tamir etmeye katıldı. Sedov eğer savaş cephesine katılmadıysa, bu, yalnızca yaşının çok küçük olmasındandı; iç savaş sona erdiğinde daha on beşinde bile değildi. Yine de iç savaşın güçlü etkisini içselleştirerek ve bu kanlı mücadelenin neden başlatılmış olduğunu sağlam biçimde anlayarak, cepheye gidişlerimde bana birçok kez eşlik etti.

Sedov’un ilk gençlik dönemi, bürokrasinin büyümesi ve Lenin ile Troçki’nin bürokrasiye karşı başlattığı mücadeleyle aynı zamana denk geldi. Sedov bu mücadeleye canı gönülden ve aktif olarak katıldı.

Bu sadece bir oğulun eylemi değil, aynı zamanda bir fikirdaşın, bir devrimci savaşçının eylemiydi. “Muhalefet’in programı, yalnızca, onun doğasında var olan kişilik özelliklerine siyasi bir ifade kazandırmıştı,” diye yazar Troçki. Stalinistler, 1927-28’de Muhalefet’e yönelik acımasız baskıyı başlatınca, Sedov, Alma Ata’daki iç sürgünde ebeveynlerine katıldı. Bir yıl sonra, Troçki son sürgününe başlarken onlarla birlikte Türkiye’ye gitti.

Stalin’in, Troçki’yi SSCB’den sınır dışı ederek Muhalefet’le başa çıkma kararının tamamen geri teptiğini kuşkusuz anladığına sık sık işaret edilmiştir. Troçki’nin sürgüne gönderilmesi Stalin’in en büyük hatasıysa, Sedov’un anne babasına eşlik etmesine izin vermek kesinlikle ikinci büyük hataydı. Çünkü Sol Muhalefet’in mücadelesinde zaten önemli bir rol oynayan genç adam, sonraki yıllarda daha da hayati bir rol oynayacaktı.

Sedov, Troçki’nin sekreteri, araştırmacısı, iş arkadaşı ve Uluslararası Sol Muhalefet’in örgütleyicisi olarak önce Türkiye’de, sonra Almanya ve Fransa’da hayati devrimci çalışmaları yürütmek üzere anne babasının yanından ayrıldı.

Troçki ve oğlu iç sürgündeyken, bu dönemin büyük bölümünde Sedov, 1928’in ortalarında yayına başlayan Rus Muhalefeti’nin Bülteni’nin editörlüğünü yaptı.

“Ortak yazınsal çalışmamız başladı,” diye yazan Troçki, şöyle devam eder: “Lev’in nicelik açısından kapsamlı işbirliği, kesinlikle ‘teknik’ bir özellik taşımıyordu. Olguları, alıntıları, sınıflandırmaları bağımsız biçimde ayıklaması, çoğu kez, benim sergileme yöntemimi olduğu kadar, vardığım sonuçları da belirledi. İhanete Uğrayan Devrim, oğlumun mektuplarından ve ulaşamadığım Sovyet gazetelerinden yapmış olduğu alıntılardan hareketle yazdığım çok sayıda sayfa içermektedir. O bana, Lenin’in biyografisi için, bundan çok daha fazla malzeme sağladı. Böylesi bir işbirliği, yalnızca, bizim ideolojik dayanışmamız etimize kemiğimize işlemiş olduğu için gerçekleşebildi. Oğlumun adının, 1928’den bu yana yazmış olduğum hemen bütün kitaplarda, haklı olarak, benim adımın yanına yerleştirilmesi gerekir.”

Sedov’un başlıca bağımsız eseri, Moskova Duruşmaları Üzerine Kızıl Kitap’tı. Sedov bu eserinde, Ağustos 1936 duruşmasında Zinovyev, Kamenev ve diğer sanıklara yönelik entrikaların her ayrıntısını özenle ortaya koyarken, infazların gerçek siyasi nedenlerini göstermiş ve gelecekteki davaları doğru bir şekilde tahmin etmişti.

Kızıl Kitap, Troçki Norveç’in Sosyal Demokrat hükümeti tarafından fiilen tutsak olarak tutulurken yazıldı. Hükümet, Kremlin’in baskısı altında Troçki’nin herhangi bir yazınsal veya kamuya açık faaliyette bulunmasını yasaklamıştı. “Lev’in, Kremlin’deki sahtekârlara yönelik ilk yıkıcı yanıtı oluşturan kitabı, bu koşullar altında, paha biçilmez bir armağandı,” diye yazar Troçki. “Anımsıyorum da, ilk birkaç sayfası bana cansız gelmişti. Bunun nedeni, o sayfalarda, SSCB’deki genel durumun kısa süre önce yapılmış olan siyasi değerlendirmesinin yeniden belirtilmesiydi. Ancak yazarın duruşmalara ilişkin bağımsız çözümlemeye giriştiği andan başlayarak, kendimi tümüyle kitaba kaptırdım. Her bölüm, bana bir öncekinden daha iyi göründü. ‘Aferin, Levuşyatka!’ dedik, ‘bir savunucumuz var!’ … Sedov’u -tam da Karl Liebknecht’in uzun süre Wilhelm Liebknecht’in oğlu olarak değerlendirilmesinde olduğu gibi- yalnızca “Troçki’nin oğlu” olarak görme eğiliminde olan birçok yoldaş, yalnızca bu küçük kitaptan hareketle, Lev’in sadece bağımsız değil ama önde gelen bir kişilik olduğuna ikna olabilirdi.”

GPU gözetimi ve entrika ağının Sedov’un etrafına gerildiği koşullar bunlardı. Bunun merkezinde, tam rolü ancak on yıllar sonra ortaya çıkan Mark Zborowski adında bir Stalinist ajan vardı. Ukrayna’da doğan, daha sonra Polonya’da yaşayan Zborowski, 1932 veya 1933’te GPU tarafından işe alındı ve sonraki birkaç yıl boyunca casusluk faaliyetinde ve suikastlarda kritik bir rol oynadı.

1936’ya gelindiğinde Zborowski, sekreterlik yeteneklerini ve Rusça bilgisini kullanarak, hareketteki diğer kişiler tarafından dile getirilen şüphelere rağmen, Paris’te Sedov’un güvenini kazanmanın yolunu bulmuştu.

Wolf, Reiss, Klement ve Sedov cinayetlerini mümkün kılan gerekli bilgileri GPU’ya Zborowski iletti. Ayrıca Kasım 1936’da Paris’te Troçki’nin Rusça arşivlerinin çalınmasının organize edilmesinde kilit rol oynadı.

Ocak 1937 gibi erken bir tarihte, Sedov’un, İsviçre’nin Fransa sınırına yakın Mulhouse kasabasına yapacağı bir geziyle bağlantılı olarak kaçırılıp öldürülmesi için tuzak kurulmuştu. Bu, yalnızca bir grip krizinin Sedov’u son anda yolculuk yapmaktan alıkoyması nedeniyle iptal edildi. Ancak Zborowski ve efendileri çalışmalarına devam etti ve ölüm cezası Şubat 1938’de infaz edildi.

Kesin detaylar hâlâ GPU arşivlerinde gizli olsa da suikastın ana hatları bellidir. Sağlığı iyi olan Sedov, Ocak ayı sonlarında aniden karın ağrılarından şikâyet etmeye başladı. Bu ağrılar 8 Şubat’ta kötüleşti ve GPU’nun aralarına birçok ajanını yerleştirdiği Rus göçmenler tarafından işletilen bir kliniğe götürüldü.

Zborowski daha sonra GPU’ya Sedov’un nerede olduğu konusunda bilgi verdiğini itiraf etti. Ameliyat, ilk başta düşünüldüğü gibi apandisit değil, bağırsak iltihabını ortaya çıkardı. Sedov birkaç gün boyunca sorunsuz bir şekilde iyileşti ancak 13-14 Şubat gecesi aniden deliryum ve yüksek ateş geliştirdi.

Troçki, zehirlenmeden büyük şüphe duyuyordu. Sonradan sorgu hakimine yazdığı mektupta [1] şunları ifade etmişti: “Bu yılın Mart ayında Moskova’da Buharin-Rikov davası sırasında, sinik bir dürüstlükle, GPU’nun yöntemlerinden birinin Moskova duruşması yoluyla … ölüm anını hızlandırarak bir hastalığın ilerlemesine yardım etmek olduğu ortaya çıktı. İnsanlık, eski gizli polis şefi Yagoda’nın talimatıyla Rus tıbbının kaydettiği ilerlemelerin, sonradan tespit edilmesi imkânsız veya zor yöntemlerle hastaların ölümünü hızlandırmış olduğunu öğrendi.”

Sedov’un erken ölümünün ellinci yıldönümünü anarken, onun yanı sıra Wolf, Klement ve Reiss suikastlarını düzenleyen adam olan Mark Zborowski’nin yakın zamanda San Francisco’da sekseninci doğum gününü kutlayıp rahat bir emeklilik içinde yaşıyor olması acı bir ironidir. Ancak Zborowski’nin rolünün, Troçkist hareket tarafından Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturmasında ortaya çıkarılan ve kamuoyuna duyurulan tam öyküsü, Troçki’nin, Sedov’un ve Ekim Devrimi’nin tüm önderlerinin ölümlerinin intikamını alacak yeni nesil devrimci savaşçılara hareketimizin tarihinin hayati derslerini sundu.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi tarafından 1975’te başlatılan soruşturma, Zborowski’nin ölüm saçan çalışmasında ona yardımcı olan Stalinist ve emperyalist ajanların ve onların Troçkist hareketteki suç ortaklarının rollerini belgeledi ve kanıtlarıyla ortaya koydu. Sosyalist İşçi Partisi’ne (SWP) uzun zaman önderlik eden George Novack’ın oynadığı rolü gösterdi. Novack, hareket içindeki rolüne dair hâlihazırda önemli kanıtlar olmasına rağmen, Zborowski’nin 1941’de ABD’ye girmesine yardım etti. ABD’ye geldikten sonra Zborowski, Dördüncü Enternasyonal içindeki Stalinistler için casusluk yapmaya devam etti ve bir kat daha Avrupalı Troçkistin hem GPU hem de Gestapo’nun elinde can vermesine katkıda bulundu.

Stalinist casus, Soğuk Savaş sırasında emperyalist yetkililerle başı belaya girip 1958’de New York’ta yalancı şahitlik suçlamasıyla yargılandığında, verdiği yeminli ifade Troçkistlere karşı kanlı Stalinist operasyonların dramatik ayrıntılarını ortaya çıkarmasına rağmen, SWP davayı tamamen görmezden geldi. Yargılanıp Sovyet casusluğundan mahkûm olmasına rağmen, Zborowski kısa süre sonra önde gelen bir antropolog olarak kariyerine devam etti ve emperyalizmin kendisinin işlediği karşıdevrimci suçları onaylamasından açıkça yararlandı.

Güvenlik soruşturmasının gösterdiği üzere, SWP liderliği Zborowski’yi korumuştu, çünkü artık ölmüş olan Joseph Hansen liderliğinde parti içinde uzun süredir cirit atan ajanlar, hâlâ umutsuzca kendi gizli rollerini örtbas etmeye çalışıyorlardı.

İçi polis kaynayan SWP’nin Zborowski ile dayanışması, 1982-83’te güvenlik sorunlarını dile getirdiği için partiden ihraç edilen SWP üyesi Alan Gelfand’ın parti içindeki ajanların rolünü ifşa etmek için dava açmasıyla tamamen açığa çıkarıldı.

Gelfand davasındaki duruşma öncesi ifadeler sırasında, SWP avukatları, Zborowski ve avukatlarıyla doğrudan işbirliği yaptı. Amaçları, Zborowski’nin, Stalin’in Troçkist hareket içindeki en önemli ajanı olarak rolü ve SWP’ye devam eden sızmayla ilgili bilgisi hakkında planlanmış yeminli ifade vermesini önlemekti.

Zborowski’nin kendi avukatının duruşmalar sırasında belirttiği gibi, Stalinist suikastçının tanıklık etmeye zorlanmasını önlemek için yapılan yasal başvuruların tüm bölümlerini fiilen SWP’nin hukuk ekibi hazırladı. Büyük ölçüde SWP’nin yardımı sayesinde, federal sulh hakimi, Zborowski’nin mahkemeye çağrılamayacağına karar verdi, çünkü ifadesi SWP içindeki hükümet ajanlarının kimliğini söylerse, 1982 tarihli İstihbaratçı Kimliklerini Koruma Yasası’nı ihlal etmiş olacaktı.

SWP Ulusal Sekreteri Jack Barnes, Mart 1982’deki kendi ifadesinde, partisinin GPU ajanını savunduğunu şu sözlerle dile getirdi:

SORU: Sizin işiniz GPU ajanlarını korumak mı?

BARNES: Benim işim, hareket aracılığıyla mücadele ederek, hareket üzerinde kafa yorarak ve saldırıya uğradıklarında partimizin haklarını savunarak, Amerikan yurttaşlarının haklarını korumaktır.

SORU: Hukuk sınırları çerçevesinde hareketinizin içindeki GPU ajanlarının faaliyetlerine yönelik soruşturmalar yapıldığında, partinizin hakları saldırıya mı uğruyor?

BARNES: Bireyler, tek amacı onları rahatsız etmek olan örgütler tarafından rahatsız edildiklerinde, hakları zarar görür. Daha önce Bay Zborowski’den söz etmiştiniz. Kendisi, yeminli olarak, ajanlarla bağlantıların bizim hareketimize yabancı olduğunu belirten bir kişidir. Üstelik Bay Zborowski bu ülkedeki diğer yurttaşlarla aynı haklara sahiptir.

FBI’ın kontrolü altında bulunan SWP, artık Troçkizmi resmen reddetmiş ve 1930’larda Troçki’nin ilişkili olduğu partiyle herhangi bir tarihsel bağı koruyan neredeyse tüm emektar üyelerini ihraç etmiş durumda. Bu örgütün Lev Sedov’un ölüm yıldönümünü yorum yapmadan görmezden geleceğini kesin olarak tahmin edebiliriz. SWP, 1 Ocak 1938’deki kendi kuruluşunun ellinci yıldönümünü kutlama zahmetine bile girmedi!

Kremlin de, cinayetin gerçekleştirildiği koşullar hakkında her şeyi bilmesine rağmen, Lev Sedov’un ölüm yıldönümünü görmezden gelecek. Sadece iki hafta önce, resmi bir Sovyet komisyonu Mart 1938 Moskova duruşmasının bir komplo olduğunu itiraf etti. Mihail Gorbaçov liderliğindeki mevcut Stalinist rejim, geçmişte işlediği suçlardan bazılarını kabul ederek entelijansiyadan ve Batılı “kamuoyu” kesimlerinden destek kazanmaya çalışıyor. Ancak bunların neden gerçekleştirildiğini açıklamayacak ve açıklayamaz da, çünkü rejimin tüm egemenliği tamamen SSCB’nin bu karşıdevrimci yozlaşmasıyla ilişkilidir.

Sedov’un öldürülmesinin bu yıldönümünde, devrimciler ve sınıf bilinçli işçiler, sahte “itibar iadesi” tedbirlerini değil, Kremlin’in Sedov, Troçki ve diğer devrimcilerin öldürülmesindeki rolünün tam bir hesabının verilmesini talep etmelidir. Kremlin’den GPU dosyalarını açmasını, Troçkist hareketin ve bir bütün olarak işçi hareketinin içine yerleştirilen ajanlarının kimliklerini ve suçlarını ifşa etmesini talep etmeliler. Bu, bürokrasinin işçi sınıfı tarafından devrilmesi için verilen mücadeleden ayrılmaz bir taleptir.

Lev Sedov, Sovyetler Birliği’ndeki ve dünyanın dört bir yanındaki proleter ve ezilen kitlelerin mücadelesinde yaşıyor. Onun ölümünün intikamı, dünya sosyalist devriminin bir parçası olarak bürokrasiye karşı siyasi devrime önderlik edecek ve bürokrasinin tüm suçlarını gün ışığına çıkaracak olan Dördüncü Enternasyonal partilerinin inşasıyla alınacak.

Lev Troçki’nin, oğlunu son yolculuğuna uğurlarken yazdığı gibi: “Hoşçakal, Lev! Senin kusursuz anını dünya işçilerinin genç kuşağına miras bırakıyoruz. Hak ettiğin gibi, daha iyi bir dünya için çalışanların, zorluklara katlananların ve mücadele edenlerin kalplerinde yaşayacaksın. Bütün ülkelerin devrimci gençleri! Lev’imizin size sunduğumuz anısını kabul edin, onu oğlunuz olarak kabul edin -o buna layıktır- ve kader onu nihai zaferinize katılma mutluluğundan mahrum bıraktığı için, izin verin, mücadelelerinizde bundan böyle görünmez bir şekilde yer alsın.”

[1] Lev Troçki, Lev Sedov Öldürüldü mü? – Troçki, Fransız Mahkemesini Mektupla Sıkıştırıyor; Bulgu Soruşturması Temel Olguları Geçiştiriyor, Temmuz 1938.

Loading