Perspektif

İşçi sınıfına açık mektup: 2022’de pandemi son bulmalı ve hayatlar kurtarılmalıdır!

Sevgili kardeşler,

Yıl sonuna yaklaşırken, Türkiye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki işçiler ortak hareket etmeye ve artık COVID-19 pandemisine son vermeye karar vermeli. 2022, kitlesel enfeksiyon, hastalık ve ölümlerle dolu yeni bir kabus yılı olmamalı!

Son iki yılın toplumsal felaketi, halk sağlığının, şirket kârlarına ve milyonerlerin-milyarderlerin özel servet birikimine canice tabi kılınmasının sonucudur.

Bu pandemi, insanların hayatıyla ödettiği bedel açısından, kesinlikle Türkiye tarihinin en büyük trajedileri arasında yer almaktadır. Bu yılın başında resmi olarak 21.000’den fazla insan virüse yenik düşmüştü. Bugün resmi sayı 82.000’den fazladır. 2021’de hayat kurtaran aşıların devreye girmesine rağmen resmi olarak 61.000’den fazla insan ölmüştür. Fazladan ölüm hesaplamalarına göre, pandeminin başından beri 235.000’den fazla kişinin COVID-19’dan öldüğü tahmin edilmektedir.

İstanbul Tabip Odası üyesi doktorlar, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. M. Mustafa Kartal’a saygı duruşunda bulunuyor, 11 Aralık 2020, İstanbul. [Kaynak: İstanbul Tabip Odası]

Türkiye’de, COVID-19’dan kaynaklı ölümlere dair ayrıntılı veriler büyük ölçüde gizlense de, burada da dünyanın geri kalanındakine benzer bir durumun meydana geldiği tahmin edilebilir. Örneğin ABD’de, 65 yaş üstündeki her 100 kişiden biri COVID-19’dan hayatını kaybetti. Ortalama yaşam süresi iki yıl geriledi.

2021’de Türkiye’de resmi olarak 7,2 milyon insan COVID-19’a yakalandı. Yetersiz testler nedeniyle gerçek sayı kuşkusuz çok daha yüksektir. Artan ölü sayısının yanı sıra milyonlarca insan Uzun COVID’in etkileriyle boğuşuyor. Bu rahatsızlık vücuttaki her organ sistemini etkileyebilir, onlarca yıl devam edebilir ve enfekte olmuş kişilerde ciddi fiziksel sağlık sorunları ve kurşun zehirlenmesinden daha şiddetli beyin hasarı bırakabilir.

Hemen hemen herkesin bu korkunç virüsten ölen bir arkadaşı veya aile üyesi bulunuyor. Bu açıklamayı okuyan birçok kişi bizzat enfekte olmuş ya da Uzun COVID’den mustarip olabilir.

Fakat pandeminin başlamasının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Omicron’un hızla yayılması, yeni yılın 2020 ve 2021’den bile daha kötü olması tehlikesini beraberinde getiriyor. Çarşamba günü Türkiye’de 36.684 vaka tespit edildiği açıklandı. Bu, üç gün içinde yüzde 80’lik bir artış demektir. ABD’deki Sağlık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü, geçtiğimiz hafta, üç ay içinde dünya çapında 3 milyar dolayında insanın Omicron’a yakalanabileceğini tahmin ettiğini açıkladı.

Bilim insanları ve halk sağlığı uzmanları, önümüzdeki haftalarda hastanelerin dolması sonucu sağlık sisteminin çökebileceği uyarısında bulunuyor. Omicron’un şimdiden baskın olduğu ülkelerde hastaneye yatış sayıları artarken rekor sayıda çocuk enfekte oluyor. New York’ta 11 Aralık’tan 23 Aralık’a kadar COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan çocuk sayısının dört kat artması, çocukların karşı karşıya olduğu büyük riski ortaya koyuyor.

Bu eşi görülmemiş krizin ortasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ve yerel yönetimler, şirket kârlarına zarar verebilecek herhangi bir halk sağlığı önlemi almayı reddediyor.

Hükümetten gelen yanlış bilgiler ve yalanlar, pandemiyle mücadelede tam bir bozgunculuğu teşvik etmek için kullanılan bir cesaretsizlik duygusunu besliyor. Şirketlerin kontrolündeki medya artık “COVID ile yaşamak” zorunda olduğumuzu savunuyor ve onun kaçınılmaz olarak endemik hale geleceğini söylüyor. Peki, bu ne demek? Bu politikanın nihai hedefi ne ve milyonlarca insanın gereksiz acıları ve ölümleri ne zaman sona erecek?

Doğrusu, uygun önlemlerin alınmasıyla virüs sadece birkaç ay içinde ortadan kaldırılabilir. Çin’de, Sıfır COVID stratejisi Nisan 2020’ye kadar virüsün ortadan kaldırılmasına yol açtı ve Mayıs 2020’den bu yana yalnızca iki ölüm kaydedildi. Çin’de kullanılan yöntemler iyi biliniyor. Bu yöntemler, bulaşıcı hastalıklarla yüzyılı aşkın bir mücadele deneyimine dayanarak geliştirilmiştir.

Bilim ve halk sağlığı ilkeleri, işletmelerin ve ekonominin tamamen açılmasını haklı gösterecek bir anlatıyı dayatmak için sürekli göz ardı edilmekte ve tahrif edilmektedir.

Bakanlardan gelen “sosyal hayatı olması gerektiği gibi sürdürme” ve “salgın bitti” açıklamaları, hükümetin politikasının COVID-19’un süresiz olarak yayılmasına izin vermek olduğunu ilan etmektedir.

Fabrikaları ve diğer işyerlerini açık tutmak, çocukları okula göndermek konusundaki pervasız ısrar, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede öğrenilmiş olan her şeye aykırıdır. Yüzlerce yıllık bilimsel çalışmalar, insanlığa hastalıkla savaşmak için bir bilgi cephaneliği vermiştir. Bu bilgi, 20. yüzyılda, bir zamanlar başlıca ölüm nedenleri olan hastalıkları ortadan kaldırmak için kullanılmıştır. Çocuk felci, çiçek hastalığı, kızamık, sıtma ve sarı humma bunlar arasındadır.

Modern bilim, iki aylık bir süre için hayati olmayan tüm işyerlerinin kapatılmasının ve bütün okulların uzaktan eğitime geçmesinin, viral bulaşmayı hızla kontrol altına alabileceğini ve COVID-19’un tamamen ortadan kaldırılmasının temelini atabileceğini göstermiştir. Bu gerekli kapanmalara, bundan etkilenen tüm işçiler ve küçük işletmeler için tam mali ve sosyal desteklerin sağlanması eşlik etmelidir.

İki aylık kapanma önlemleri, aşıların ve yüksek kaliteli maskelerin küresel ölçekte koordineli üretimi ve tüm ülkelere dağıtımı ile birleştirilmelidir. Bunlara toplu testler, temaslı takibi, enfekte hastaların güvenli izolasyonu ve tedavisi ile sağlık altyapısında büyük bir genişleme dahil edilmelidir. Her önemli işyerinde ve hastanede, emekçilerin en yüksek kalitede N95 veya daha iyi maskelere ve ayrıca modern filtreleme ve havalandırma sistemlerine erişimi olmalıdır. Her ülkede virüsün ortadan kaldırılmasına olanak sağlamak için hayati olmayan tüm yurt içi ve yurt dışı seyahatler derhal durdurulmalıdır.

İşçi sınıfı ipleri kendi eline almalıdır. Pandemiyi sona erdirme mücadelesi aşağıdaki ilkelere dayanmalıdır:

  1. Mevcut “sürü bağışıklığı” politikası, yani COVID-19’un tüm nüfusa yayılmasına izin verme politikası reddedilmelidir. SARS-CoV-2’nin ortadan kaldırılmasına (eliminasyon) ve yok edilmesine (eradikasyon) yönelik yeni bir strateji benimsenmelidir.
  2. Viral bulaşmayı durdurmak için uygulanan politikalar halk sağlığı ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. İnsan yaşamının ve güvenliğinin korunması, tüm şirket-finans çıkarlarının üzerinde mutlak ve koşulsuz önceliğe sahip olmalıdır. Pandemiyle mücadelenin maliyetleri (ücret ve maaşların ödenmesi, küçük işletme sahiplerine tazminat, hastaların tüm sağlık giderlerinin karşılanması ve yakınlarını kaybeden ailelere yapılacak ödemeler dahil) şirketler tarafından karşılanmalı ve pandemi döneminde elde edilen devasa kârlardan ve borsa vurgunlarından yüzde 100 vergi alınmalıdır.
  3. Pandemiyle mücadele küresel ölçekte yürütülmelidir. SARS-CoV-2 tüm ülkelerde ortadan kaldırılmadan pandemi durdurulamaz. İşçiler, daha az gelişmiş ülkelerdeki sınıf kardeşlerine gerekli miktarlarda ve ücretsiz aşı yapılmasını talep etmelidir.

Hükümet ve burjuva muhalefet partileri, büyük sermaye ve şirketlerin kontrolündeki medya, bu politikaların uygulanmasının 1) imkânsız olduğunu 2) mevcut kapitalist sistemle bağdaşmayacağını ilan edecektir.

İlk itiraza verilecek cevap, asıl milyonlarca insanın enfekte olmasını ve devasa can kaybını kabul etmenin imkânsız olduğudur.

İkinci itiraza gelince, cevap basittir: Kapitalizm, nüfusun büyük çoğunluğunun hayatını ve refahını tehdit eden bir krize hiçbir çözüm sunamıyorsa, o zaman bu sistemden kurtulup onun yerine kâra değil de hayata öncelik veren sosyalist bir sistem getirilmelidir.

COVID ile mücadele, özünde, kapitalizme karşı bir mücadeledir. Son iki yılın trajedisi, dünya ekonomisinin işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlenmesinin gerekliliğini kanıtlamıştır.

Tüm işçileri bu bildiriyi dağıtmaya, işyerinizde tartışma başlatmaya, taban komiteleri kurmaya ve pandeminin yayılmasını durdurmak üzere kolektif eylem için destek toplamaya çağırıyoruz.

Sosyalist Eşitlik Grubu ve Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı ile bağlantıya geçin. Sizinle işyerinizdeki durumu tartışmaktan ve pandemiyi sona erdirme mücadelesini örgütlemenize yardımcı olmaktan memnuniyet duyacağız.

Kardeşçe selamlarımızla,

Sosyalist Eşitlik Grubu (Türkiye)

Loading