Divriği demir madeni işçileri ücret ve sosyal hak talepleri için iş bıraktı

Sivas’ta bulunan Divriği demir madenlerinde çalışan yaklaşık 700 işçi, ücret ve sosyal hak taleplerinin şirket tarafından reddedilmesi üzerine Pazartesi günü iş bıraktı ve ilçe merkezine yürüyüş düzenledi.

Yerel Divriği Gazetesi’nin haberine göre, OYAK-Erdemir Maden şirketine ait olan maden, taşeron Çiftay şirketi tarafından işletiliyor. İşçiler, kendi temsilcileri aracılığıyla, yaklaşık 15 gündür ücret ve sosyal hak talepleri için şirket yönetimiyle görüşüyordu. Görüşmelerde taleplerinin reddedilmesi üzerine Pazartesi günü üretimi durdurdular. Habere göre, madendeki üretim yaklaşık 50 yıldır ilk kez durmuş oldu.

İş bırakıp yürüyüşe geçen Divriği demir madeni işçileri [Fotoğraf: Divriği Gazetesi]

Sendikasız madencilerin fiili grevi, artan hayat pahalılığına ve izlenen ölümcül pandemi politikalarına karşı gelişmekte olan bir uluslararası işçi sınıfı hareketinin parçasını oluşturuyor.

Omicron varyantı hızla yayılırken, geçtiğimiz hafta ABD, Fransa, İtalya ve Yunanistan’da okulların güvenli olmayan koşullarda geri açılmasına karşı grevler ve protestolar düzenlendi. Hindistan’da 200.000 dokuma tezgâhı işçisi süresiz grev başlatırken, Lübnan’da artan yoksulluğa ve geçim sıkıntısına karşı ülke çapında kitlesel protestolar ve grevler meydana geldi.

Divriği’deki fiili grev, 2022 yılında Türkiye’de patlak veren üçüncü kitlesel iş bırakma eylemi. Yeni yılın ilk haftasında Mersin’in Tarsus ilçesindeki Meyve-Sebze Hali’nde çalışan yaklaşık 200 kadın işçi, ücret zammı talebiyle iş bıraktı. Bunu, geçtiğimiz hafta yine Mersin’de bulunan Çimsataş fabrikasındaki metal işçilerinin, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile yaklaşık 150.000 işçiyi kapsayan üç sendika arasındaki yapılan satış sözleşmesini kabul etmeyerek üretimi durdurması izledi.

Aralık ayında resmi yıllık enflasyon yüzde 36’ya yükselirken, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAGrup) çalışmasına göre gerçek enflasyon yüzde 82’yi aşmış durumda. Buna, Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybı da eklenince milyonlarca emekçinin yaşam standartları hızla şiddetli bir gerilemeye uğradı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti büyüyen toplumsal öfke karşısında asgari ücrete yüzde 50 zam yaparken, sağlık emekçilerinden eğitim emekçilerine ve metal işçilerine kadar, işçi sınıfının geniş kesimleri harekete geçmeye başlıyor.

İşçi sınıfı içindeki hoşnutsuzluk ve muhalefet, dünya çapında kapitalist hükümetlerin COVID-19 pandemisini kontrol altına almaya çalışıyormuş gibi yapma numarasına son verilmesiyle daha da artıyor. Erdoğan hükümeti, egemen sınıfın çıkarları doğrultusunda, ABD ve Avrupa’daki müttefikleri ile aynı yolu izleyerek kitlesel enfeksiyona ve ölümlere yol açan “sürü bağışıklığı” politikasını uyguluyor.

Bu ortamda, madenciler, Pazartesi günü Ermaden şirketi merkezine gitmek üzere Cürek-Divriği karayolunu kapatarak yaklaşık 10 kilometre uzaktaki Divriği’ye doğru yürüyüşe geçtiler. İşçilerin önü bir süre sonra polis güçleri tarafından kesildi.

Çiftay şirketi, işçilerin kitlesel ve militan eylemine tehdit mesajlarıyla yanıt verdi. Şirket, Pazartesi akşamı işçilere gönderdiği WhatsApp mesajında işten çıkarma tehdidinde bulunarak şunları yazdı: “Bugün iş sözleşmesi ve yasaya aykırı olarak işe çıkmadığınız tespit edilmiştir. İşe başlamamanız halinde son çare olarak iş akdinizin feshi dahil, tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı ihtar ederiz.”

Şirket ayrıca grev kırıcı getirme tehdidinde bulunarak şunları belirtiyordu: “Yeraltı işletmesi için yeni vardiya ekipleri kurulmaktadır. Görevine devam etmek isteyenlerin vardiyalarında işbaşı yapmaları gerekmektedir. Vardiya başlangıç saatlerinde işbaşı yapan çalışanların ücret ve primlerinden kesinti olmayacak ve üretim kayıpları ile ilgili işlem yapılmayacaktır.”

Bu tehditlere meydan okuyan yüzlerce madenci, gece maden ocağına inmedi ve grev dün de devam etti. Salı sabahı maden önünde toplanan madenciler, eyleme devam etme kararı aldılar.

Bağımsız Maden-İş temsilcilerinin işletme içindeki grevcilere konuşma yapmasının ardından tüm işçiler işletmeden çıkartıldı. Maden çevresine polis ve jandarma güçleri konuşlandırıldı.

Bu yazının yazıldığı sırada, Divriği Gazetesi’ne göre, şirket işçi temsilcileriyle yaptığı görüşmede talepleri kabul etmezken, işçiler Divriği merkezine yürümeyi ve aileleriyle birlikte ilçe meydanında protesto gösterisi düzenlemeyi planlıyorlardı.

Şu anda yaklaşık 5.250 TL maaş aldıkları belirtilen işçiler, ücretlerine yüzde 51 zam yapılmasının yanı sıra sosyal haklarında iyileştirmeler talep ediyorlar. Umut-Sen’in aktardığı talepler arasında, en düşük maaşın 8.000 TL olması, gece vardiyası için zam yapılması, altı ayda bir zam yapılması, bayramlarda izin ve ikramiye verilmesi gibi talepler bulunuyor.

Divriği bölgesinde 1938’de devlete ait bir işletme demir cevheri üretimine başlarken, işletme 2006 yılında tamamen özelleştirilerek Ordu Yardımlaşma Kurumu’na (OYAK) satıldı. OYAK Holding, Türkiye’nin en büyük sanayi gruplarından biri. Renault otomobil fabrikasının ortağı olan OYAK, Erdemir çelik fabrikasının, Erdemir Maden dahil çeşitli madenlerin sahibi ve finans alanında da şirketleri bulunuyor.

Şirketin bir açıklamasına göre, “Bugün Türkiye’nin ilk ve tek demir cevheri peletleme tesisine sahip Erdemir Maden, ülkemizin demir cevheri üretiminin yüzde 35’ini gerçekleştiriyor ve Türkiye'nin demir cevheri ihtiyacının yüzde 13’ünü tek başına karşılıyor.” Türkiye’nin en büyük demir madeni sahibi ve üreticisi olan şirket, “Sivas Divriği’de bulunan konsantrasyon ve pelet tesislerinin yanı sıra 9 adet demir, 1 adet kömür ve 1 adet manganez sahası olmak üzere toplam 11 maden sahasına sahip.”

1930’ların sonunda kamu kaynaklarıyla kurulan ve onlarca yıl boyunca çok sayıda işçi kuşağının emeğinin sömürüsüyle büyütülen Divriği demir madeni işletmelerinde, işçiler bugün 13.000 lirayı geçen yoksulluk sınırının yarısından daha az maaş alarak son derece ağır koşullarda çalışıyorlar.

Divriği demir madeni işçileri, Türkiye’de ve dünya çapında demir cevheri madenlerinde ve çelik fabrikalarında çalışan devasa bir işçi ordusunun parçasını oluşturuyorlar ve üretim zinciri üzerinden birbirlerine sıkı sıkıya bağlanmış durumdalar.

Dünya Sosyalist Web Sitesi, geçtiğimiz yıl patlak veren küresel madenci grevleri dalgasını üzerine perspektif yazısında şunları belirtmişti: “Madenciler, küresel kapitalist ekonomide kritik bir konuma sahipler. Cep telefonları, piller, araba parçaları, iletkenler ve diğer ileri teknolojiler için ihtiyaç duyulan birincil malzemeleri üretiyorlar ve bunlar olmadan tüm dünya ekonomisi durma noktasına gelir.”

Divriği demir madeni işçileri de bir kez daha gelişmekte olan bir uluslararası hareketin parçasılar. Kuzey-Güney Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Avustralya’ya kadar işçiler, kendi taban komitelerini kurarak harekete geçiyor ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) geçtiğimiz yıl çağrısını yaptığı Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı’nda (TK-Uİİ) birleşiyorlar.

Divriği demir madeni işçileri de talepleri uğruna mücadeleyi sürdürmek ve diğer madencilerin, metal işçilerinin ve uluslararası ölçekte işçi sınıfının diğer kesimlerinin desteğini harekete geçirmek üzere demokratik olarak seçilmiş bir taban komitesi oluşturmalılar.

Loading