İsrail yaklaşan Refah saldırısı yüzünden Gazzelileri süreceği çadır kamplar inşa ediyor

Uydudan ve karadan çekilen görüntülere göre İsrail, Refah’a yaklaşan saldırısı yüzünden yerlerinden edilecek Filistinlileri için Gazze’nin merkezinde çadır kampları inşa ediyor.

İsrail saldırısı nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin barındığı bir çadır kampı, Gazze Şeridi'nin Refah kentinde görülüyor, 27 Şubat 2024 Salı (AP Fotoğrafı/Hatem Ali) [AP Photo/Hatem Ali]

Kamplar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) nüfusun yarısından fazlasının, yani yaklaşık 1 milyon kişinin sığınmak için kaçtığı Gazze’nin en güneyindeki kente yönelik geniş kapsamlı saldırı planlarının bir parçası.

Times of Israel’in üst düzey bir İsrailli savunma yetkilisine dayandırdığı haberine göre “[IDF] Gazze’nin en güneyindeki Refah kentini ele geçirmek için gerekli tüm hazırlıkları yaptı ve hükümetten onay aldığı anda operasyon başlatabilir.”

Refah’a saldırı planlarının hız kazanması, İsrail’in Gazze’deki soykırımını ve İran’la tırmanan savaşını finanse etmek için 26 milyar dolar sağlayan 95 milyar dolarlık askeri fon tasarısının ABD Kongresi’nden geçmesi ve Başkan Joe Biden tarafından onaylanmasının ardından geldi.

Refah’a yönelik saldırı hazırlıkları, kitlesel gözaltılara ve polis baskısına rağmen soykırım karşıtı protestoların, giderek artan sayıda ABD üniversitesi de dâhil olmak üzere dünya çapında yayılmaya devam ettiği bir dönemde yapılıyor.

İsrail ordusu Çarşamba günü yaptığı açıklamada Refah saldırısına hazırlık amacıyla iki yedek tugayı seferber ettiğini duyurdu.

Netanyahu hükümetinin bir sözcüsü Çarşamba günü yaptığı açıklamada şehre yapılması planlanan saldırının “ilerlemekte olduğunu” söyledi.

Axios’un haberine göre İsrailli yetkililer Çarşamba günü Mısır’ın başkenti Kahire’de Refah’a yönelik saldırı planlarını görüşmek üzere toplantılar düzenledi.

Financial Times gazetesi İsrail’in Gazze’de yerinden edilen insanların barınması için 40.000 çadır satın aldığını bildirdi. Gazeteye konuşan İsrailli bir yetkili “Bu bir sır değil: Refah’ta bir operasyon yapılacak, insani yardım bölgeleri kurulacak ve olaya karışmamış sivilleri oraya taşıyacağız,” dedi. Yetkili, “Bu zaman alacak,” diye de ekledi.

Wall Street Journal’ın Mısırlı yetkililere dayandırdığı haberine göre, “Refah’taki insanların tahliyesi iki ila üç hafta sürecek ve ABD, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer Arap ülkeleriyle koordinasyon içinde yapılacak.” Gazete, “Çatışmaların en az altı hafta sürmesi bekleniyor,” diye yazdı.

ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield Şubat ayında “Refah’taki mevcut koşullar altında bu bölgede askeri bir operasyonun devam edemeyeceğini” söylemişti.

Beyaz Saray daha sonra aynı ay içinde bu ifadeyi geri çevirerek saldırının “inandırıcı ve uygulanabilir bir plan olmadan devam etmemesi gerektiğini” açıkladı.

Bu dil bu ay daha da değiştirildi ve Beyaz Saray’ın ABD’li ve İsrailli yetkililer arasında yapılan görüşmelere ilişkin açıklamasında “İki taraf Hamas’ın Refah’ta yenilgiye uğratılması ortak hedefi üzerinde anlaştı,” denildi.

Başka bir ifadeyle, Beyaz Saray istila için yeşil ışık yakmış durumda ve sadece son detayların üzerinde çalışılması gerekiyor.

Refah’a yönelik saldırı yaklaşırken Gazze’nin güneyindeki Nasır Hastanesi yakınlarında toplu mezarlarda cesetler bulunmaya devam ediyor.

Gazze Sivil Acil Durum Servisi’ne göre toplu mezar alanlarında şu ana kadar 310 ceset bulundu.

Salı günü BM İnsan Hakları Şefi Volker Türk, Nasır ve El Şifa hastane komplekslerinde bulunan toplu mezarlarla ilgili uluslararası soruşturma çağrısında bulundu.

Türk, “Mevcut cezasızlık ortamı göz önüne alındığında, bu soruşturma uluslararası müfettişleri de içermelidir,” dedi ve şunları ekledi: “Hastaneler uluslararası insancıl hukuk kapsamında çok özel bir koruma hakkına sahiptir. Sivillerin, tutukluların ve savaş dışı kalmış [hors de combat] kişilerin kasıtlı olarak öldürülmesi savaş suçudur.”

Türk’ün bir sözcüsü ise şunları söyledi: “Tehlikeye dikkat çekme ihtiyacı hissediyoruz çünkü açık bir şekilde birçok ceset bulundu. Bazılarının elleri bağlıydı, bu da elbette uluslararası insan hakları hukukunun ve uluslararası insancıl hukukun ciddi şekilde ihlal edildiğini gösteriyor ve bunların daha ileri soruşturmalara tabi tutulması gerekiyor.”

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) yaptığı açıklamada uluslararası soruşturma çağrılarına katılarak toplu mezarlarda bulunan cesetlerin birçoğunun “elleri kelepçeli ... infaz edilmiş” kurbanlar olduğunu belirtti.

Euro-Med, bulguların “endişe verici olduğunu ve bağımsız bir uluslararası soruşturma komitesinin kurulması da dahil olmak üzere acil uluslararası eylem gerektirdiğini” söyledi. Kurbanların birçoğu “gözaltındayken ve kelepçeliyken kasıtlı cinayetlerin yanı sıra keyfi ve yargısız infazlara” maruz kalmıştır.

Uluslararası Af Örgütü’nün üst düzey yetkililerinden Erika Guevara Rosas yaptığı açıklamada, “Bu toplu mezarların üzücü keşfi, adli tıp uzmanları da dahil olmak üzere insan hakları araştırmacılarının, kanıtların korunmasını sağlamak için işgal altındaki Gazze Şeridi’ne derhal erişiminin sağlanmasının aciliyetinin altını çizmektedir,” dedi.

“İnsan hakları araştırmacılarının Gazze’ye erişiminin olmaması, son altı ay içinde işlenen insan hakları ihlallerinin ve uluslararası hukuk kapsamındaki suçların tamamının etkili bir şekilde soruşturulmasını engellemiş ve bu ihlallerin sadece küçük bir kısmını belgelenebilmiştir.”

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, Gazze’deki çatışmalarda ölenlerin sayısı Çarşamba günü 34.262’ye ulaştı; bu sayıya yıkılan binaların enkazı altında kalan binlerce kişi dahil değildir. Ayrıca 77.229 Filistinli de yaralandı.

Refah saldırısının resmi olarak başlamasından önce bile İsrail her gün Refah’ı bombalamaya devam ediyor. Çarşamba günü kentte düzenlenen bir hava saldırısında beş kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Bu arada Gazze’nin tüm nüfusu günlük gıda güvensizliğine maruz kalıyor ve kıtlık sınırında yaşıyor.

Dünya Gıda Programı Cenevre Direktörü Gian Carlo Cirri Çarşamba günü yaptığı açıklamada Gazze’nin altı hafta içinde kıtlık koşullarıyla karşı karşıya kalabileceğini söyleyerek, “Kıtlık durumuna her geçen gün daha da yaklaşıyoruz,” dedi. Ablukanın devam ettiği koşullarda “etkilenen insanlara ulaşmanın zor ve bazen de imkânsız olduğunu” belirten Cirri, “mevcut koşullar altında korkarım durum daha da kötüleşecek,” diye ekledi.

Loading