İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu hafta ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze’nin etnik temizliğini ve ABD-İsrail saldırı savaşının Ortadoğu’ya yayılmasını planlamayı amaçlayan kapsamlı bir dizi görüşme öncesinde Pazar günü Washington’a geldi.
Netanyahu, Trump tarafından Beyaz Saray’da ağırlanan ilk yabancı lider olacak. Yabancı devlet adamlarının kaldığı Washington’daki Blair House’da 14. kez konaklayacak olan Netanyahu, burada diğer tüm liderlerden daha fazla kalmış olacak. ABD’nin tanımadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından Netanyahu hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten tutuklama emri çıkarılmış durumda.
Netanyahu ABD’ye hareketinden önce Pazar günü X’te yaptığı açıklamada, hükümetinin Filistin topraklarının tamamını ve komşu devletlerin önemli bir bölümünü kapsayan “büyük İsrail”i kurma planına atıfta bulunarak Ortadoğu haritasını “yeniden çizme”yi taahhüt etti.
Netanyahu yaptığı açıklamada, “Savaşta aldığımız kararlar şimdiden Ortadoğu’nun çehresini değiştirdi. Kararlarımız ve askerlerimizin cesareti haritayı yeniden çizdi. Ancak Başkan Trump ile yakın bir şekilde çalışarak bunu daha da ileri götürebileceğimize inanıyorum,” dedi.
Ortadoğu’nun “haritasını yeniden çizen” eylemler, geçen ay Lancet’te yayımlanan bir araştırmaya göre Gazze’de “muhtemelen 70.000’i aşan” ve daha önceki bir araştırmaya göre 186.000 ya da daha yüksek olabilecek savaş kayıplarına yol açtı. İsrail, Lübnan, Suriye, Irak ve İran da dahil olmak üzere neredeyse tüm komşularına saldırdı.
BM’nin bir raporuna göre İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırım, erkeklerden çok daha fazla sayıda kadın, çocuk ve yaşlı insanın ölümüne neden oldu. Kadın ve çocuklar arasındaki çok büyük ölü sayısı, İsrail’in amacının Gazze halkını katletmek ve bölgeyi etnik temizliğe hazırlık olarak çorak bir araziye dönüştürmek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Şimdi Trump yönetiminin tam desteğini arkasına alan Netanyahu, bölgede daha da büyük bir savaş dalgası başlatma sözü veriyor.
Netanyahu, 7 Ekim saldırılarından sadece iki hafta önce, 22 Eylül 2023’te, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, ABD güdümündeki Ortadoğu devletleri Mısır, Sudan, Ürdün ve Suudi Arabistan ile jeopolitik bir çerçevenin parçası olarak İsrail’in Filistin topraklarının tamamını kapsadığını gösteren “yeni Ortadoğu” haritasını sergilemişti.
Netanyahu soykırımın başlamasının birinci yıldönümüne yakın bir tarihte, 27 Eylül 2024’te Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada yine “geçen yıl burada” sunduğu “haritaya” atıfta bulunarak şöyle dedi: “Amerika’nın desteği ve liderliğiyle bu vizyonun insanların düşündüğünden çok daha kısa sürede gerçekleşebileceğine inanıyorum.”
Trump geçtiğimiz ay İsrail’in Gazze’yi Arap sakinlerinden “temizlemesi” çağrısında bulunarak açıkça etnik temizlik çağrısı yaptı. Trump, “ Muhtemelen bir buçuk milyon insandan bahsediyorsunuz... Biz tüm bu şeyi temizleriz,” dedi.
Trump’ın açıklaması, Netanyahu hükümetinin Filistin topraklarının tamamını ilhak etme çabasının bir parçası olarak Filistinli nüfusun sistematik bir şekilde yok edilmesi ve Gazze’den çıkarılması şeklindeki gerçek politikasının Amerikan devleti tarafından alenen benimsenmesini ifade ediyordu.
Trump’ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, geçtiğimiz hafta, Times of Israel’in ifadesiyle “Trump’ın ... Gazze nüfusunu Ürdün ve Mısır’a gönderme fikrini” görüşmek üzere Netanyahu ile bir araya geldi. Gazetenin haberine göre Witkoff ve İsrailli yetkililer “ABD başkanının milyonlarca Gazzelinin Mısır ve Ürdün’e taşınması gerektiği yönündeki tekrarlanan önerisi doğrultusunda Gazze nüfusunun tehcirine ilişkin olası ana hatları görüştü.”
Trump’ın Gazze’nin etnik temizliğe tabi tutulması yönündeki çağrılarına yanıt veren aşırı sağcı İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotriç yaptığı açıklamada “Operasyonel bir plan hazırlamak ve Başkan Trump’ın bu vizyonunun gerçekleşmesini sağlamak için başbakan ve kabine ile birlikte çalışıyorum,” dedi.
Netanyahu’nun ABD ziyareti öncesinde Smotriç Batı Şeria’nın ilhak edilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Yahudiye ve Samarya’daki [Batı Şeria] vatan toprakları üzerindeki hakimiyetimizi ve egemenliğimizi güçlendirmeliyiz.”
Netanyahu Washington’a hareketinden önce yaptığı açıklamada İran’a karşı gerilimi tırmandırma tehdidinde bulunarak şunları belirtti: “Bu görüşmede önemli meseleleri, İsrail’in ve bölgemizin karşı karşıya olduğu kritik meseleleri ele alacağız: Hamas’a karşı zafer kazanılması, tüm rehinelerimizin serbest bırakılmasının sağlanması ve tüm bileşenleriyle İran’ın terör ekseniyle mücadele.”
Wall Street Journal Aralık ayında Trump’ın geçiş ekibinin İran’ın nükleer programına karşı olası hava saldırılarını tartıştığını yazmıştı. Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan birkaç gün sonra dış politika üzerine yaptığı açıklamalarda, İran’a yönelik askeri saldırı olasılığını dışlamadı.
Trump’ın Gazze’nin etnik temizliğine yönelik çağrıları, Netanyahu hükümetinin gerçek tutumunu yansıtıyor. Financial Times bu hafta yapılması planlanan görüşmelere ilişkin bir haberinde şunları yazdı:
İsrail hükümetinin düşüncelerini bilen bir kişi Trump’ın yorumlarının “sürpriz olmadığını” iddia etti. Söz konusu kişi “Bu Trump’ın aklına yeni gelmiş bir fikir değil. İsrail bunu söyleyeceğinin farkındaydı. Onlar [ABD ve İsrail] aynı çizgideler ve koordineli çalışıyorlar,” diye konuştu.
İsrail, göstermelik bir “ateşkes”e rağmen, Filistin genelinde her gün askeri operasyonlar düzenlemeyi sürdürüyor. Cenin şehrine yönelik devam eden ve sivil altyapının geniş çapta tahrip edildiği saldırılar da bunlar arasında. Çarşamba günü İsrail askerleri Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nuseyrat kampına bir saldırı düzenleyerek dört kişiyi yaraladılar.
İsrail bölge genelinde toprak ilhaklarını pekiştirmeye devam ediyor. Washington Post gazetesi Pazar günü İsrail’in, Suriye’de Esad hükümetinin yıkılmasının ardından ele geçirdiği Golan Tepeleri’ndeki topraklarda askeri karakollar inşa ettiğini bildirdi.