David North
Savunduğumuz Miras

M. Banda Troçkizmden vazgeçiyor

İşçilerin Devrimci Partisi’nin önderi Michael Banda, Marksizm ve sosyalizm mücadelesi açısından, artık yaşayanlar arasında sayılamaz. Banda, “Neden Uluslararası Komite’nin Bir An Önce Gömülmesi ve Dördüncü Enternasyonal’in İnşası Gerekiyor: 27 Gerekçe”nin yayımlanmasıyla birlikte, Troçkizmden geri dönüşü olmayan siyasi kopuşunu ilan etmiş ve yetişkin yaşamı boyunca bayrağı altında mücadele etmiş olduğu devrimci hareket ile bütün ilişkilerini kesmiştir. Banda, Troçkist harekete adanmış yıllara rağmen, Dördüncü Enternasyonal’e yönelik bir karalamanın yazarı bir dönek, ona ihanet etmiş ve ondan ayrılmış biri olarak anılacaktır. Banda, Dördüncü Enternasyonal’e yönelik şu suçlamada bulunmaktadır:

Troçki’nin tersine, bizim tanık olduğumuz şey, bir dizi aralıksız krizler, bölünmeler, ihanetler, kalleşlikler, durgunluk ve kafa karışıklığıyla; tam bir strateji ve perspektif eksikliğiyle; çağın doğasını kavramada ve Troçkizmi çağdaş Marksizm olarak belirginleştirip zenginleştirmede apaçık teorik ve pratik başarısızlıkla damgalanan bir süreçtir.

Tanık olduğumuz şey… kendinden menkul sözde Troçkist grupların tarihsel sürecin üzerinden atlayıp geçmenin, Pablo tarzında işçi sınıfının yerine geçecek güçler aramanın, Cannon tarzında bulunması zor “doğal Marksist” hayali peşinde koşmanın ya da diyalektik maddecilik teorisinin yerine Healy’nin gerici öznel-idealist yöntemini ve bilgi teorisini geçirmenin bir yolunu bulmaya yönelik, deneysel ve öznel idealist arayışıdır.

Buna, demokratik merkeziyetçi partinin yerini ömür boyu devam eden bürokratik bir hizibin; Troçki’nin Dördüncü Enternasyonal kavrayışının yerini kendilerini bir “dünya partisi” gibi gösteren küçük burjuva amatörlerden, şarlatanlardan ve hayalcilerden oluşan toplulukların alması eşlik etti. Uluslararası Komite’nin tek bir şubesinin bile (buna ABD’deki İşçiler Birliği de dahil) son 32 yıl içinde, işçi sınıfı için uygulanabilir bir perspektif geliştirememiş olması kesinlikle rastlantı değildir. Gerçekte bu, mantıksal ve pratik olarak, tam da Uluslararası Komite’nin 1953’teki kavrayışından kaynaklanmaktadır. Neden?

Bu soruyu sormak, onu yanıtlamak demektir. Vurgulayarak, hayır, kesin olarak belirtmek gerekir ki Dördüncü Enternasyonal ilan edilmiş ama hiçbir zaman inşa edilmemiştir. Troçki’nin zamanında bile, bu devasa eseri ayakta tutabilecek kapasiteye sahip kadrolar yoktu.

Banda’nın Uluslararası Komite’ye yönelik küçük düşürücü eleştirisi, onun ne açıkladığı ne de çözdüğü, çarpıcı ve apaçık biçimde ortada olan bir çelişki üzerine kuruludur: Eğer Troçki’nin “devasa eseri”nden, adı kötüye çıkmış ümitsiz düzenbazlar topluluğundan başka bir şey çıkmamışsa, o zaman, onun eserinin gerçek tarihsel değerinin sorgulanması gerekir.

Hiçbir orkestranın çalamadığı senfoniler yazan bir besteci ya da teorileri yalnızca sahte doktorları ilgilendiren bir bilim insanı, insanlık kültürünün tarihinde önemli bir yeri hak etmeyecektir. Eğer Troçki’nin uğruna mücadele etmiş olduğu siyasi çizgi felaketlerden başka bir şeye yol açmamış ve yalnızca sahtekarlara, hainlere, aptallara ve korkaklara çekici gelmişse, Dördüncü Enternasyonal’in kurulmasının altında yatan temel kavrayışta, özünde yanlış bir şeyler olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Bu yüzden, Banda’nın saldırısı yalnızca Uluslararası Komite ile sınırlı değildir. O, Dördüncü Enternasyonal’in siyasi meşruiyetine ve özelinde Troçkizm olarak bilinen eğilime meydan okumaktadır. Banda’nın Uluslararası Komite’nin neden ortadan kaldırılması gerektiğine ilişkin sunduğu 27 “gerekçe”den en az 16’sı, onun 1953’te kurulmasından önce yaşanmış olaylarla ilgilidir.

Banda’nın savlarına prim vermek, uluslararası hareketimizin Marksizmin tarihinde geleneksel olarak Troçki’ye ayırmış olduğu yeri bütünüyle yeniden gözden geçirmesi gerektiğini kabul etmek demektir. Ancak, Banda’nın savlarının kaçınılmaz olarak Troçkizm’in inkarına yol açmak zorunda olması, onun DEUK’un saygınlığını zedeleme çabasının da altını oyuyor. Banda, Dördüncü Enternasyonal’in bütün tarihini inkar etmeksizin Uluslararası Komite’ye saldıramayacağı için, farkında olmadan, DEUK’un Troçkizmin devamlılığını temsil ettiğini kabul etmektedir.

Banda, belki de budalaca tezlerinin Marksizme yeni bir katkı sağladığına inanmakla birlikte, Troçkizmin çok sayıda düşmanı, son olarak da içi polis dolu Sosyalist İşçi Partisi’nin güvenilmez önderi Jack Barnes tarafından söylenmiş olanlara yeni hiçbir şey eklemiyor. Barnes, Troçkizm ve onun sürekli devrim teorisi ile ilgili olarak, açıkça, “bugün ne bizim ne de diğer devrimcilerin silahlandırılmasına katkıda bulunmaktadır… O, bizim Marx, Engels, Lenin ve Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresi ile siyasi sürekliliğimizi yeniden örmemizin önünde engel olmuştur. O, hareketimizin içinde, Marksizmin ustalarının, özellikle Lenin’in yazılarının nesnel okunmasının önünde bir engeldir.” iddiasında bulunmuştur.[1]

Banda ve onun İşçilerin Devrimci Partisi içindeki yakın arkadaşları olan dönekler, Uluslararası Komite’yi, ne ile olan “süreklilik”lerini “yeniden örme”lerinin önünde bir engel olarak görüyorlar? Onlar, şimdiye kadar bunu söyleme kaygısı taşımadılar. Barnes, açıkça ortaya çıkar ve Dördüncü Enternasyonal’in yerini yeni bir “kitlesel Leninist Enternasyonal”e (yani, sınıf işbirlikçisi bir küçük burjuva ulusalcılar, yeni Stalinistler, çiftçilere yardımı amaçlayan halkçı ve revizyonist örgütler karışımına) bırakması gerektiğini ilan ederken, Banda, yaratma sürecinde olduğu siyasi varlık türünü henüz tanımlamış değil. O, bunun yerine, kendisini, tarihsel olarak sürekli devrim teorisini Stalinizme ve Pabloculuğa karşı savunma mücadelesi üzerine kurulmuş tek Troçkist eğilim olan Uluslararası Komite’nin neden ortadan kaldırılması gerektiğine ilişkin 27 gerekçeyi sıralamaya adamış durumda. Ancak Banda, makalesinin başlığına karşın, Dördüncü Enternasyonal’in neden inşa edilmesi gerektiği konusunda tek bir gerekçe sunmamaktadır.

Banda’nın dokümanının Troçkist hareketin tarihi üzerine bir tartışmaya “meşru” bir katkı sağladığını, yalnızca kendini kandıranlar ya da bilinçli olarak Dördüncü Enternasyonal’den ayrılmaya hazırlananlar iddia edeceklerdir. Devrimci ilkeleri savunan Marksistler, Banda’nın dokümanında “meşru” hiçbir şey bulamayacaklar. Pabloculara katılmak isteyenler ve kendilerini açıkça Stalinizme ve Maoculuğa uyarlayanlar bunu yapmakta özgürler. Ama Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, Marksizmden kopuşlarına haklılık kazandırmak için bahane olarak Banda’nın eserine sarılan kuşkucu ve siyasi olarak hasta küçük burjuva dönekler ile tartışmayla ilgilenmemektedir. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, işçi sınıfını ve ezilen kitleleri kapitalist sistemin yıkılması ve sosyalist bir toplumun kurulması için örgütlemeye çalışan devrimci bir partidir. Hareketimizin tarihini bilinçli olarak çarpıtan ve onun imhası için açıkça çağrı yapan bir döneğin yalanlarını neden “meşru” kabul edelim ki?

Kimileri, Troçkizm’den kendi uzaklaşmalarını, Healy’nin önderliği altındaki İşçilerin Devrimci Partisi’nin ihanetlerinin “her şeyi” sorgulamayı gerektirdiğini iddia ederek haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Bu, işçi hareketi içinde sağlam köklere sahip olmayan küçük burjuva unsurların karakteristik tepkisidir. Ama nesnel gerçekliğin araştırılması, asla geçmiş kazanımların mirasının böylesi verimsiz bir inkarı üzerinden ilerlemez. Hiçbir ciddi insan, bir hastanın ölümünün doktorun ihmalinin sonucu olmasını, tıp bilimine karşı geçerli bir sav olarak ileri sürmez. Ne yazık ki, devrimci politika alanında, Dördüncü Enternasyonal’in her krizinde Troçkizmin başarısızlığını keşfetmeye hevesli kuşkucuların eksikliği çekilmiyor. İyi de, bizim kendi örgütleri içindeki bir krizin etkisi altında siyasi pusulasını bütünüyle şaşırmış “devrimcilerin savlarından etkilenmemiz mi gerekiyordu? Kuşkucular tarafından önerilen ayrım yapmaksızın “sorgulama”, genellikle onların devrimci hareketten kişisel olarak ayrılmalarıyla sonuçlandığı için, bu tür insanlar, işçi sınıfına hiçbir şey öğretemezler.

İşçilerin Devrimci Partisi’nin yozlaşmasının Healy ile birlikte başlıca sorumluları olan Banda ve Slaughter, kendi partileri içindeki bölünmenin hemen ardından, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin bütün ilke ve geleneklerini alaşağı etmek için çılgınca bir mücadeleye girişmiş durumda. Onlar, Dördüncü Enternasyonal’i gözden düşürmekten neredeyse sapkınlık derecesinde bir tatmin sağlıyor ve inanç pekiştirmek için düzenlenen bir ayinde pişmanlık duyan günahkarlar gibi, herkesin önünde, sinsice gülerek, yaşamlarını boşa harcamış olduklarını açıklıyorlar. Bu nefsine düşkünlük ve utanmazca değersizleştirme cümbüşüne de “açık tartışma” deniyor. Bu tiksindirici gösterinin siyasi ironisi, onun “Healyciliğe”karşı sürmekte olan bir mücadele adına düzenleniyor olmasıdır.

Ne büyük bir sahtekarlık! Devrimci ilkelerin, şimdi İşçilerin Devrimci Partisi’nin Banda-Slaughter hizibinin saflarında hızla yayılan topyekün inkarının kaynağı, Healy’nin kişisel yozlaşması değildir. Sonuçta, Banda ve Slaughter ancak 50’li yaşlarında olgunlaşmış insanlar değiller. Unutmayalım ki onlar, onlarca yıl boyunca Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin önderliğinde çalışmış deneyimli politikacılardır. Onlar, siyasi görüşlerini ve tarihsel kavrayışlarını, basitçe Healy’nin cinsel suçunu, onların sözcükleriyle, “aniden” keşfettikleri için değiştirmiş değiller.

Banda ve Slaughter gibi insanların siyasi yönelimlerindeki köklü değişiklikler, sınıf mücadelesinin değişen koşulları ile onların ve içinde yer aldıkları önderliğin siyasi gelişmesindeki çözülmemiş sorunlar arasındaki karmaşık bir karşılıklı ilişkinin ürünüdür. Önderler ve üyeler arasında ilkeli bir tartışmanın yerini önderlik içindeki hizip ilişkilerinin aldığı; önderliğin bütünlüğünü ve saygınlığını koruma adına teorik ve siyasi uzlaşmaların yapıldığı İşçilerin Devrimci Partisi’nde, proletaryanın tarihsel çıkarlarına uygun devrimci bir yanıtı formüle etme kapasitesi sürekli olarak baltalanmıştı. Partinin önderliği, adım adım işçi düşmanı sınıfsal güçlerin deneme alanı haline gelmişti.

Meseleye tarihsel perspektifle yaklaşıldığında, Healy’nin kişisel otoritesini kötüye kullanmasının parti içi krizi tetiklemedeki önemi bütünüyle ikincildir. Healy’nin kişisel yozlaşması ve oportünizmin en aşağılık biçimlerine batması, İşçilerin Devrimci Partisi içindeki patlamanın bahanesi haline gelmiş olmakla birlikte, önderliğin kapsamlı krizinin ve düşman sınıfsal güçlerin basıncına teslimiyetin bir parçasıydı. Banda’nın “27 Gerekçe”si ve İşçilerin Devrimci Partisi’ndeki döneklerin Uluslararası Komite’ye yönelik giderek histerikleşen saldırısı, yapısal olarak, Troçkizm karşıtlığının ve şovenizmin bu parti içindeki geçtiğimiz on yıllık dizginsiz gelişmesinden kaynaklanıyordu.

Banda-Slaughter hizibi, siyasi olarak Healy tarafından beslenmiş ve geçtiğimiz on yıl boyunca Uluslararası Komite’ye karşı kullanılmış olan Troçkizm karşıtı unsurların yalnızca en sağ kanadını temsil etmektedir. Healy’nin yetkilerini kötüye kullanmasına karşı çıkışları gerçek Troçkist görüşlerden kaynaklanan önemli bir işçi ve gençlik kesimi (Healy’nin, Slaughter’ın ve Banda’nın 1985 yazı boyunca komplo kurdukları ve Ekim ayındaki bölünmenin ardından ısrarla proletarya enternasyonalizmini savunan güçler) bir yana, Healy ile Banda ve Slaughter hizipleri arasında ilkesel hiçbir farklılık yoktu. 26 Ekim 1985’teki bölünmeden önce, bu hiziplerden hiçbiri, partideki krizin kökenlerine ilişkin tek bir çözümleme bile yapmamıştı. Banda, Healy ile Banda-Slaughter hizipleri arasındaki bölünmeden yalnızca bir hafta sonra, mücadelede herhangi bir ideolojik ya da siyasi farklılığın söz konusu olmadığını yazdı. O, bölünmenin yalnızca İşçilerin Devrimci Partisi içindeki farklı cinsiyetler arasındaki ilişkilerin karakteri üzerine yaşandığını açıklamıştı! Buna karşılık Banda, iki ay içinde, Uluslararası Komite’nin tarihsel olarak geliştirilmiş bütün programının tam bir inkarından oluşan “27 Gerekçe”sini üretti.

Bu düşünceler, Banda’nın aklına bölünmeden sonraki haftalar içinde gelmiş değildir. Onlar, İşçilerin Devrimci Partisi’nin önderliği içinde uzun süredir kuluçkaya yatırılmış olan sağcı tasfiyeci düşüncelerin açık bir şekilde dile getirilmesidir. Bu, “Üzüldüğüm tek şey, bunu 10 yıl önce yazmamış olmamdır.” sözleriyle, bizzat Banda tarafından itiraf edildi. Bu açıklama, İşçilerin Devrimci Partisi Troçkist temellerinden giderek daha fazla uzaklaşıp oportünizme sürüklenirken, onun önderliğinin geçtiğimiz on yıl boyunca düzenli bir şekilde Uluslararası Komite ile bağları koparma yönünde ilerliyor olduğunu doğrulamaktadır. Banda, Healy ve Slaughter, bütün o dönem boyunca, Uluslararası Komite içinde, bir dünya partisini inşa etme mücadelesini sistematik olarak Britanya’daki İşçilerin Devrimci Partisi’nin acil pratik ihtiyaçlarına tabi kılan ilkesiz bir hizip olarak faaliyet gösterdiler. Onlar, uluslararası “yoldaşlarına” utanmazca yalan söylediler, yanlış raporlar verdiler, siyasi eleştirileri bastırdılar ve Uluslararası Komite’nin şubelerinin kaynaklarını yağmaladılar. Healy’nin uluslararası hareket içindeki kişisel saygınlığını arttırmak, yani İşçilerin Devrimci Partisi’nin (WRP) oportünist yozlaşmasını örtbas etmek için, hiç kimse Banda ve Slaughter’dan daha fazla çaba harcamamıştır.

Tasfiyecilik bireysel değil, toplumsal bir olgudur; emperyalizmin işçi hareketi üzerindeki yoğun basıncının ürünüdür. Banda, “27 Gerekçe”sinde, yalnızca kendi adına değil; WRP içindeki, Troçkizmden, işçi sınıfından ve sosyalist devrimden vazgeçmiş olan bütün bir orta sınıf radikalleri ve aydınları tabakası adına da konuşuyor. Banda’nın dokümanı, bölünmeden önceki on yıldan uzun süre boyunca WRP içinde sürekli güç toplamış olan revizyonist görüşlerin almış olduğu nihai biçimdir. WRP’nin bölünme öncesi on yıl boyunca izlediği siyasi çizgi üzerine yapılacak ciddi bir çalışma, onun krizinin Britanyalı Troçkistler tarafından 1961-1966 yılları arasında, Pablocu revizyonizme karşı mücadelenin en önünde oldukları sırada savunulmuş olan ilkelerden ve programdan sistematik olarak geri çekilme ile bağlantılı olduğunu gösterir.

SLL [Sosyalist İşçi Birliği, WRP’nin önceli olan örgüt], SWP ile Pablo ve Mandel’in Uluslararası Sekreterliğinin ilkesiz birleşmesine karşı mücadelesinde, Dördüncü Enternasyonal’in inşasına ölümsüz bir katkıda bulunmuştu. Onun önderliği tarafından üretilen dokümanlar, revizyonistlerin oportünizmine ağır darbeler indirmiş ve onların küçük burjuva ulusalcılığına teslimiyetlerinin siyasi önemini açığa çıkartmıştı. SLL’nin Troçkizmin tarihsel perspektiflerini savunması, dünyanın her yerinde yeni bir proleter devrimciler kuşağının eğitimi için zemin oluşturmuştu. SLL, bu tarihsel mücadelenin ardından, azımsanmayacak siyasi kazanımlar elde etti. Britanya’da ve Avrupa’da yükselen ve orta sınıfların ABD’nin Vietnam’a müdahalesine karşıdevrimci mücadeleden esinlenen geniş kesimlerinin radikalleşmesiyle desteklenen bir proleter sınıf mücadelesi dalgasının üzerinde Marksizm uğruna mücadele eden Britanyalı Troçkistler, İşçi Partisi’nin gençlik örgütü Genç Sosyalistler’i kazanmış, güçlü bir gençlik hareketi inşa etmiş ve 1969’da günlük bir gazete çıkarmaya başlamışlardı.

Bununla birlikte, SLL’nin bu önemli kazanımlara yönelik tepkisi, kimi olumsuz özellikleri de açığa çıkardı. SLL, Britanya’da büyürken, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin inşasını sadece kendi ulusal faaliyetinin genişlemesi olarak düşünmeye başladı. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin gelişmesinin, asıl olarak Britanya şubesinin örgütsel başarıları üzerinde yükseleceği düşüncesi SLL içinde kök saldı. Benzeri bir ulusalcı yönelim, önderleri DEUK’un kurulmasında ve 1963 yeniden birleşmesine karşı mücadelede Britanyalılar ile birlikte davranmış olan OCI’nin Mayıs-Haziran 1968 ayaklanmalarının ardından elde ettiği ilerlemenin tadını çıkardığı Fransa’da gelişiyordu. SLL’nin 1967 gibi erken bir dönemde eleştirmiş olduğu OCI içindeki merkezci eğilimler, Fransız önderliği kendisini örgüte katılan yüzlerce küçük burjuva öğrenciye uyarladığında daha da belirgin hale geldi.

SLL, 1971 yılında OCI ile siyasi mücadeleye girişmiş ama bu mücadeleyi, Uluslararası Komite’nin saflarında hemen hiçbir siyasi tartışma olmaksızın gerçekleştirilen bir bölünmeyle, aceleci biçimde aniden durdurmuştu. OCI’nin merkezci çizgisine yönelik eleştiriler tartışmasız biçimde doğru olmakla birlikte, SLL önderliği içinde her şeyin bütünüyle yolunda gitmediğinin belirtileri vardı. Banda, 1967’den beri, geri kalmış ülkelerdeki emperyalizm karşıtı mücadelelere ve Çin’deki Kültür Devrimi’ne ilişkin olarak, en azından yöntemsel açıdan Pablocularınkilere benzer düşünceler geliştiriyordu. Bununla birlikte Healy, bu çok önemli siyasi konularda Banda ile açık bir çatışmayı ısrarla önledi. Healy’nin OCI ile ayrılmadaki acelesinin, en azından kısmen, merkezciliğe karşı uzun süreli bir mücadelenin tam da Britanya’daki sınıf mücadelesinin yükselişi parti inşası için çok iyi fırsatlarsunduğu sırada, Sosyalist İşçi Birliği içinde tehlikeli yansımaları olacağı korkusundan kaynaklandığı sonucuna varmamak mümkün değil. Healy, işçi sınıfının yükselişi döneminde parti içinde her türden oportünizme ve merkezciliğe karşı mücadelenin yaşamsal bir önem kazandığını defalarca göstermiş olan tarihsel örnekleri görmezden gelmeyi tercih etmişti.

SLL, Başbakan Edward Heath hükümetinin sendika karşıtı yasayı yürürlüğe koymasıyla canlanan Muhafazakar Parti karşıtı işçi sınıfı hareketi içinde önemli kazanımlar elde etti. Ama ciddi bir bedel karşılığında. OCI ile ayrılmaya yol açmış olan konuların teorik olarak aydınlığa kavuşturulamaması, partinin siyasi temellerini zayıflatmıştı. SLL’yi istila etmiş olan çoğu orta sınıf geçmişe sahip yüzlerce üyeye, Uluslararası Komite’nin yalnızca ilkelerini ve tarihini içeren basit bir siyasi eğitim verilmişti. SLL’nin siyasi çizgisi, bu dönem boyunca, giderek artan biçimde, militan işçilerin sendikalist bilincine uyarlanma eğilimi gösterdi. Bu, SLL’nin, İşçilerin Devrimci Partisi’nin kuruluşu için Troçkizme ve uluslararası perspektife değil ama yalnızca Britanya’daki Muhafazakar Parti karşıtı kendiliğinden sendikal bilince dayalı bir program yayımlama kararında cisimleşti.

WRP Kasım 1973’te kurulduğunda, önderleri, Britanya’da sosyalist devrim yönünde hızlı bir gelişme beklentisi içindeydi. Bu da nedensiz değildi: Bretton Woods sisteminin Ağustos 1971’de çökmesi dünya çapında enflasyona ve sınıf mücadelesinde olağanüstü bir tırmanmaya yol açmıştı. Portekiz’de ve Yunanistan’da diktatörlükler devrilmiş; Nixon yönetimi siyasi skandallara karışmış ve çekilmeye zorlanmıştı. Britanya’da işçi sınıfının Muhafazakar Parti’ye yönelik saldırısı, 1974 yılının ilk aylarında Heath hükümetini istifaya zorlayan ve İşçi Partisi’ni iktidara getiren madenciler grevi ile birlikte doruk noktasına ulaşmıştı.

Bununla birlikte WRP, İşçi Partisi’nin 1974’teki seçim zaferinin ardından, reformizmin işçi sınıfının bilinci üzerindeki kalıcı ağırlığından kaynaklanan yeni siyasi sorunlarla karşılaştı. Sosyal demokratların haince politikaları, işçi hareketi içinde, bir o kadar da WRP’de, yönelim kaybına yol açmıştı. Şimdi Healy, OCI’ye karşı siyasi mücadeleyi geliştirmedeki başarısızlığının bedelini ödemek zorundaydı. Wilson’ın dönüşü, WRP’nin sendikalardaki, neredeyse yalnızca Heath hükümetine muhalefet temelinde kaydedilmiş üyelerinin önemli bir kesimi içinde var olan reformist yanılsamaların yeniden güçlenmesine yol açtı. WRP’nin sendikalar içindeki faaliyetinin önderi Alan Thornett’in OCI’nin Britanyalı destekleyicilerinin düşüncelerine kazanılmış olması, partinin bu eğilimi etkisizleştirme becerisini ciddi bir şekilde baltalıyordu. Thornett, WRP’nin yeni İşçi Partisi hükümetine yönelik saldırısına karşı çıktı. Healy, Banda ve Slaughter önderliği, yalnızca sabırla ve siyasi sağlamlıkla üstesinden gelinebilecek olan bu zor durumda, bir kez daha, Uluslararası Komite bir yana, WRP içinde bile hiçbir siyasi tartışma yaşanmaksızın, Thornett ile yandaşlarının partiden atılmasıyla sonuçlanan aşırı örgütsel önlemlere başvurdu.

Bu bölünmenin en yıkıcı sonucu, Wilson’ın zaferinin ve sanayi sektöründeki grevlerin genel olarak azalmasının ardından, WRP içinde, hızla işçi sınıfına karşı sabırsızlaşan ve kitlesel işçi örgütleri içinde ısrarlı bir mücadelenin gereğini reddeden, küçük burjuva unsurlardan oluşmuş çok daha tehlikeli bir eğilimin güçlenmesi oldu.

1970’lerin ortalarına gelindiğinde, parti önderliği içinde sayısal olarak baskın hale gelmiş olan bu orta sınıf güçlere uyarlanan WRP, hızla işçi sınıfından uzaklaşmaya başladı. Bu, 1975’te, gerçekte hem İşçi Partisi’nin sağ kanadına hem de onun merkezci savunucularına karşı her türlü gerçek mücadeleden vazgeçme anlamına gelen, Wilson hükümetinin derhal devrilmesi çağrısı yapma gibi aşırı sol bir perspektif biçimini aldı. Bu yanlış siyasi çizgi, partinin işçi sınıfından yalıtılmasına hizmet etti ve sıkça olduğu üzere, aşırı sol politikalara eklenmiş oportünist bir pratiğe yol açtı. Workers Press, merkezci türde bir popülergazeteye, News Line’a dönüştü.

Eşzamanlı olarak, ABD emperyalizminin Vietnam’daki yenilgisine yönelik izlenimci bir tepki, Stalinizmin ve ulusalcı hareketlerin geri kalmış ülkelerdeki devrimci gücüne ilişkin bir kurguyu teşvik ediyordu. Ortadoğu’daki burjuva ulusalcıları ile ittifaklar arayışı, sonuçta oportünist ve çıkarcı bir ilişki içinde yozlaşmış ilkesiz bir karakter edindi. Bu ilişkiler üzerinden edinilmiş kaynaklar en yakıcı örgütsel sorunları geçici olarak çözerken, sürekli devrim teorisi bir ölü belge konumuna indirgendi; işçi sınıfının siyasi bağımsızlığına ve devrimci rolüne ilişkin tarihsel olarak oluşturulmuş bütün kavrayışın altı sistematik olarak oyuldu. Troçkist hareketin temel dünya stratejisi (devrimci önderlik krizini çözmek için Dördüncü Enternasyonal’in şubelerinin inşası), Uluslararası Komite’nin inşasını Britanya’daki İşçilerin Devrimci Partisi’nin maddi büyümesinin ve başarılarının yan ürünü olarak gören ve uzun süredir tasarlanan ulusalcı perspektif yararına terk edildi.

1970’lerin sonlarına gelindiğinde, WRP’nin pratiğinin sağ-merkezci karakterini, onun Troçkist ilkelere ifade ettiği resmi sözde bağlılık ile uzlaştırmak artık mümkün değildi. Kadroların eğitimi, neredeyse bütünüyle, diyalektik maddeciliğin Healy tarafından savunulan öznel idealist bayağılaştırılması üzerinde odaklanmıştı. Healy’nin bilişin pratiğiolarak adlandırdığı şey, gerçekte, kendi faydacı sezgisinin sistematik şekilde gerekçelendirilmesiydi. Onun, doğru şekilde öykünülmesi durumunda, sınıf mücadelesinin yasalara bağlı gelişmesine ilişkin bilimsel bir çözümlemenin yokluğunda, parti üyelerinin hızlayararlı pratiklere ulaşmasını mümkün kılacağı varsayılıyordu. Healy, bir parti dokümanında, parti üyelerine en iyi şekilde diyalektik yöntemin bilinçsiz kullanımı olarak betimlenenşeyi öğretme vaadinde bulunuyordu. Bu, Marksizmin, Troçki’nin 40 yıl önce Max Shachtman’ın James Burnham’ı savunmasının yanlışlığını gösterirken alaya almış olduğu olağanüstü bir çarpıtılmasıydı.

Healy’nin WRP önderliği içinde tartışmasız biçimde kabul edilen böylesi kaba teorik acemilikler yapması rastlantısal değildi. Troçki’nin eserlerinin incelenmesi, propagandacılığakarşı mücadele adına alaya alınıyordu. Özgün bir teorik çalışma nesnesi olarak revizyonizme karşı mücadeleden bütünüyle vazgeçilmişti. Healy, büyük ölçüde sınıf mücadelesinde deneyimsiz küçük burjuva unsurlardan oluşan parti önderliği içinde manevralar yaparken, WRP içindeki siyasi farklılıklar ya bastırıldı ya da sümen altı edildi.

Bu yüzden, Margaret Thatcher’ın 1979’daki zaferi ve II. Dünya Savaşı’ndan sonraki en sağcı Muhafazakar hükümetin kurulması, WRP’yi teorik ve siyasi bakımdan hazırlıksız yakaladı. WRP, resmi olarak aşırı solcu çizgisini (İşçi Partisi’nden herhangi bir talepte bulunmayı reddetme ve Thatcher’ın yerini yalnızca WRP önderliğindeki bir Devrimci İşçi Hükümetinin alacağında ısrar) sürdürürken, onun işçi hareketi içindeki müdahaleleri bütünüyle oportünist bir karakter kazandı. WRP, gerçekte her önemli grevde, çelik işçileri sendikasından Bill Sirs gibi sağcı sendikal önderlikleri savundu. İşçi Partisi içinde, Ken Leavingstone önderliğindeki sol lafazanlar Londra Anakent Konseyi’nde kontrolü ele geçirdiklerinde, WRP onların savunucusu haline geldi. O, reformistlerin yönetimindeki konseyin bütçesinin bir ücret artışını kaldıramayacağı (!) gerekçesiyle ulaşım işçilerinin grevlerine karşı çıkacak denli ileri gitti. Dördüncü Enternasyonal’in teorik kazanımları ve sınıf mücadelesindeki Marksist taktikler birer birer terk ediliyordu. WRP, Falkland Adaları’nın Britanya tarafından işgal edilmesine yanıt olarak, önce pasifist bir çizgi benimsedi. Ardından, Komünist Parti içinde, gazetenin kontrolü üzerine patlayan bir hizip çatışması ile karşılaşan WRP, coşkulu bir şekilde, Büyük Britanya Komünist Partisi (CPGB) aygıtı içindeki Avro-Stalinist hizip yararına kampanya düzenledi. WRP, bu kampanyada, inanılmaz bir şekilde, söz konusu hizibin Stalinist günlük gazete bozuntusu Morning Star’ı denetimi altında tutmasının, Ekim Devrimi’nin bir ürünü olarak savunulması gerektiğini ileri sürdü!

İşçiler Birliği, 1982 ile 1984 yılları arasında, İşçilerin Devrimci Partisi’ni, hem siyasi çizgisi hem de teorik yöntemi üzerine bir tartışmaya sokma girişiminde bulundu. İşçiler Birliği, Healy’nin diyalektik maddeciliği çarpıtmasına ve WRP’nin tarihsel olarak Pablocu revizyonizm ile özdeşleşmiş düşüncelere yönelmesine ilişkin kapsamlı bir çözümleme yapmıştı. WRP, bu eleştirilere, İşçiler Birliği’ni bir bölünme ile tehdit ederek tepki gösterdi. Marksizm açısından bakıldığında, bu yanıt, WRP’nin yozlaşmasının son derece ileri bir düzeye ulaşmış olduğu anlamına geliyordu. Bu, sınıf mücadelesinin güncel gelişmesi eliyle doğrulandı. Troçki’nin 1926 Britanya Genel Grevi üzerine yazmış olduğu her şeyi; Purcell’e, Cook’a ve İngiliz-Rus Komitesi’ne yönelik sert eleştirilerini unutan WRP, 1983’ün sonlarında, Matbaacılar Sendikası’nın önderlerinin ikircikli politikalarını hiçbir eleştiride bulunmaksızın onayladı ve onların ihanetini “siyasi olarak ılımlı düşüncelere sahipönderlerden daha fazlasının beklenemeyeceği gerekçesiyle mazur gördü.

Düzeltilmemiş her bir hata yeni ve daha kötü hatalara yol açtı. Madenciler grevi, Britanya’nın II. Dünya Savaşı sonrası tarihindeki en önemli işçi sınıfı mücadelesiydi. 1968 Genel Grevi sırasında OCI’nin Fransız işçi sınıfının önde gelen partilerinden siyasi taleplerde bulunmayı reddetmesi hakkında yazmış olduğu her şeyi (Lenin’in ve Troçki’nin bu konuda yazmış olduğu çok sayıda yazıyı anmıyoruz bile) unutan WRP, İşçi Partisi’nden tek bir talepte bile bulunmadı. Healy ile Banda’nın 1960’lı ve 1970’li yıllarda özenle savaşmış olduğu küçük burjuva solculuğu üzerine kurulu bu siyasi çekimserlik, Ulusal Maden İşçileri Sendikası’nın Scargill önderliğine uyarlanma ile tamamlandı. Scargill, TUC’nin [Britanya’daki Sendikalar Kongresi] bir genel greve girişmesi yönünde hiçbir çağrı yapmadı; İşçi Partisi’nden, Muhafazakarları devirmek için yeni bir genel seçim mücadelesi vermesi yönünde hiçbir talepte bulunmadı. O, hem TUC hem de İşçi Partisi bürokrasisi ile siyasi bir çatışmayı önlemek için dikkatliydi. WRP, onun sendikacı ve merkezci çizgisine uyarlandı.

Healy, kısmen İşçi Partisi’ni teşhir etme mücadelesine karşı çıkışını haklı göstermek için ama daha çok WRP’nin aşırı yönelim bozukluğunun bir ifadesi olarak, Thatcher’ın, madenciler grevinin ilk ayı sırasında Bonapartist bir diktatöre dönüşmüş olduğunu ileri sürdü. Grevin bir sosyalist devrimle ya da faşist bir diktatörlükle sonuçlanacağını iddia eden WRP, bir İşçi Partisi hükümetinin kurulması olasılığını dışladı; İşçi Partisi’nin Thatcher’ı devirmek amacıyla madencileri savunmak için mücadele etmek zorunda kalacağı düşüncesini kategorik olarak reddetti. Healy, Kasım 1984’teki bir açık toplantıda şunu açıkladı: “Eğer madenciler grevi yenilgiye uğrarsa, Thatcher’ın Britanya’sında yasadışı konumda olacağız. O, yalnızca sendikaları imha etme işini kararlı bir şekilde sürdürmeyi amaçlamıyor; kendisine karşı mücadeledeki en devrimci unsurları yasa dışı ilan edecektir.”

Grevin sona ermesi, madencilerin bir zafer elde edemeden işlerine dönmesinin işçi sınıfının yenilgisi, diktatörlüğün kurulması ve WRP’nin yasadışı ilan edilmesi anlamına geleceği öngörüsünde bulunmuş olan partiyi derinden sarstı. Marksizmin çocuksu bir karikatürü olan basit eli kulağında devrimdüşüncesi, partinin tamamını saran bastırılmış küçük burjuva bir kuşkuculuk dalgasını dizginlerinden boşalttı. Maden işçilerinin yenilgisi, WRP içindeki orta sınıf unsurları, yalnızca Healy’nin düşüncesinin değil ama Troçkizmin bütün tarihsel mirasının yanlış olduğuna ikna etmişti.

Bu ortamda, Temmuz 1985’te, parti merkezine Healy’nin 20 yıldan uzun süredir özel sekreteri olan kişi tarafından yazılmış bir mektup ulaştı. Bu mektup, Healy’nin kadın parti üyelerine yönelik sistematik tacizini açığa vuruyordu. WRP Siyasi Komitesi, sonraki üç ay boyunca bu skandalın üzerini örtmeye çabaladı. Banda ve Slaughter, Merkez Komite üyesi Dave Hyland’ın bir araştırma komisyonu oluşturulması yönündeki ilkeli çabalarına yaz boyunca karşı çıktı ve onları engelledi. Bu iğrenç durumun ortasında, nihayet, WRP’nin oportünist politikalarında kök salmış ve yıllardır birikmiş olan parasal bir kriz patladı. Önderlik, artık bütünüyle çürümüş olan binanın çökmesini engelleyecek durumda değildi. Healy’nin kişisel olarak yapıp ettiklerine ilişkin haberler bir şekilde üyelere ulaşmıştı. Bütün siyasi ve manevi saygınlığını yitirmiş olan Healy, bunun ardından gelen ve onun siyasi çizgisinin önceki on yıllar boyunca hazırlamış olduğu Troçkizm karşıtı saldırıyı denetim altına almak için hiçbir şey yapamazdı. Gerçekte, kendisi de Dördüncü Enternasyonal’in tarihsel perspektifine olan güvenini yitirmişti ve tam da bu yüzden, bizzat kendisinin moral bozucu görevi kötüye kullanmasını dizginleyecek durumda değildi.

Orta sınıfın WRP içindeki bastırılmış küskünlükleri, Ekim 1985’te patladı. Hayal kırıklığına uğramış ve kızgın, hiçbir karşılığı olmamış zorlu faaliyet yıllarından bıkkın, kişisel konumlarından memnun olmayan, yitirilmiş zamanın telafi edilememesine öfkeli, devrim üzerine bütün o konuşmalardan bıkmış olan ve her renkten yarı emekli üniversite öğretim üyelerinin önderlik ettiği bu orta sınıf güçlerinin öznel öfkesi, siyasi olarak tasfiyeciliğe dönüştü. Partinin büyük kesimine yayılmış olan kuşkuculuk, kökleri asıl olarak yalnızca WRP önderliğinin öznel hatalarında değil ama özünde sınıf ilişkilerindeki nesnel değişimlerde yattığı için, güçlü bir toplumsal eğilimin İşçilerin Devrimci Partisi içindeki ifadesiydi.

1970’lerin enflasyonist istikrarsızlığı ve reformizmin genel toplumsal krize herhangi bir çözüm sunamaması, orta sınıfın geniş kesimleri içinde bir sağa kaymaya yol açmıştı. 1979’da Thatcher’ın, 1980’de Reagan’ın ve 1983’te Kohl’un seçilmesi, bütün kapitalist ülkelerde, özellikle de büyük bir sağcı dönekler grubunun Sosyal Demokrat Parti’yi kurduğu ve işçi sınıfına karşı Liberaller ile açıkça ittifak oluşturduğu Britanya’da, işçi hareketi içinde önemli bir etki yaratmış olan bu sağcı gelişmenin ürünüydü.

İşsizliğin artması, eski refah devleti uygulamalarının yürürlükten kaldırılması, genel ücret düzeylerinin düşürülmesi, grevlerin etkisizliği, sendikaların apaçık güçsüzleşmesi; orta sınıfın Reagan ile Thatcher’ın arzekonomisinin etkisi altında reformizmden uzaklaşarak sağa kayması ve 1960’lar tarzı toplumsal eylemcilikten kişisel tüketicilik ve kendini tatmin yararına vazgeçmesi... Bütün bu gelişmeler, WRP üzerinde derin bir etkide bulunmuştu. Onun içindeki orta sınıf güçleri, gazetelerde okudukları her şeye; kapitalizmin krizin üstesinden geldiğine, otomasyonun işçi sınıfının altını oyduğuna, bilgisayar teknolojisinin gelişmesinin ve bilginin paylaşımının kapitalizm için yeni bir zemin oluşturduğuna, işçi sınıfının sanayideki kesiminin zamanını doldurduğuna ve Marksizmin artık anlamsız hale geldiğine inanmaya başlamışlardı. Onlar, ekonomik konjonktürdeki değişimlerin ya da sınıf mücadelesindeki somut gelişmelerin herhangi bir ciddi çözümlemesini yapmaksızın, yıllardır Britanya’da toplumsal devrimin eli kulağında olduğunu tekrarlayıp durmuşlardı. Onlar, artık bu ülkede, bu yüzyılda ya da gelecek yüzyılın ilk on yıllarında devrimin olabileceğine inanmıyorlar ki onların perspektifinin özü budur.

Yalnızca işçi hareketine karşı artık herhangi bir sorumluluk hissetmeyen, işçi sınıfının devrimci rolüne ilişkin bilimsel temele dayalı bir güvenden kaynaklanan bütün öz disiplin ile bağlantısını kesmiş olanlar Banda, Slaughter ve destekleyicileri gibi konuşabilir, yazabilir ve davranabilirdi. Onların toplumsal tabanı işçi sınıfı değil; orta sınıfın, kapitalizmin tarihsel yaşama yeteneğinin Reagan ile Thatcher’ın arzekonomisi eliyle yeniden canlandırıldığı yanılsaması içindeki kesimleridir.

Bu tasfiyecilerin gerçek düşüncesi, WRP’nin iç bülteninde, Banda-Slaughter hizibinin bir üyesi olan RM tarafından ayrıntılı olarak ortaya kondu:

Gerçekçi olarak konuşmak gerekirse, kapitalist bir toplumda gerçek bir profesyonel devrimci olmak, insana yalnızca terörizmden, ayaklanmadan ya da gizli bir plandan dolayı hapis cezası kazandıracak idealist bir konumdur. Proleter kitlesinin sosyalist ilkeler üzerine kurulu bir partiye ihtiyacı var ama bu parti, içinde bulunduğumuz zamanda, sistem içinde çalışmak zorundadır. Bunu yapmazsa, özellikle de bizim dünyadaki en eski burjuvaziyi devirme ve ortadan kaldırma büyük görevini üstlendiğimiz İngiltere’deki burjuvazinin ve devletin gerçek gücünü yadsıyordur.[2]

Banda’nın “27 Gerekçe”si, Healy’ye karşı ilkeli bir mücadeleyi temsil etmek şöyle dursun, WRP’nin Dördüncü Enternasyonal’e ihanetinin nihai ürünüdür. “27 Gerekçe”, Banda İşçilerin Devrimci Partisi’nin siyasi suçlarından dolayı bizzat Troçkizmi sorumlu tuttuğu için, WRP oportünizminin sapkın bir savunusudur. Banda’nın dokümanı, WRP’nin 1976’dan bu yana yaşadığı siyasi yozlaşmadan hiç söz etmemektedir. Onun Uluslararası Komite’nin gömülmesi çağrısı, DEUK’un Britanya şubesi WRP’nin üyeliğini Aralık 1985’te askıya alma kararının açık bir suçlanmasından türemektedir. Anlaşılan Banda, Uluslararası Komite İşçilerin Devrimci Partisi’nin siyasi ihanetlerine karşı harekete geçer geçmez, onun ortadan kaldırılması gerektiğine ikna olmuş. Banda’ya göre, WRP’nin yapmış olduğu her şey Dördüncü Enternasyonal’in kurulmasının ürünüdür; kendisinin ve Healy’nin önderliği altında Britanya’da olup bitenlerin bütün sorumluluğu Dördüncü Enternasyonal’e aittir. Banda, kendi düşüncesini kanıtlamak için genel sekreterlik görevinden ayrıldı, ortada görülmeyen bir teorisyen olarak yaşadığı ve arada LSSP’den Colvin De Silva ile dostça sohbet ettiği Sri Lanka’daki atalarından kalan çiftliğine çekildi. O, orada, Dördüncü Enternasyonal’in son 48 yıl boyunca üzerinde kaymış olduğu bütün muz kabuklarının listesini hazırlamaya ve bu yolla, kendi dönekliğini ve işçi sınıfına ihanetini haklı çıkarmaya koyuldu.


[1]

Jack Barnes, Their Trotsky and Ours: Communist Continuity Today [Onların Troçkisi ve Bizimki: Günümüzde Komünist Devamlılık]; New International, cilt 1, no. 1, Sonbahar 1983, syf. 13

[2]

WRP Internal Bulletin [WRP İç Bülten], no. 3, 17 Ocak 1986, syf. 50