Neden Geri Döndüler?

Mehring Verlag’ın yeni kitabı, Almanya’da faşizmin canlanmasını açıklıyor

Mehring Yayıncılık’ın Almanya şubesi olan Mehring-Verlag, Almanya’da faşizmin canlanması üzerine, Christoph Vandreier tarafından kaleme alınan Neden Geri Döndüler? Almanya’da Tarihsel Çarpıtma, Siyasi Komplo ve Faşizmin Dönüşü başlıklı yeni bir kitap yayınladı.

Vandreier, kitabı, 13 Ekim’de Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki geniş katılımlı bir konferansta sundu.

Christoph Vandreier, etkinlikte konuşuyor

Vandreier, giriş niteliğindeki konuşmasında, “Bizler, uzun bir süredir, sağın yükselişinin, faşizmin dönüşünün ve savaşın ideolojik ve siyasi olarak hazırlandığı son beş yılın deneyimleri hakkında bir kitap yazmayı düşünüyorduk.” dedi.

Chemnitz’deki neo-Nazi saldırılarının ardından, “bu projenin acil olduğu ve kitabın Frankfurt Kitap Fuarı zamanına kadar tamamlanması gerektiğinde karar kıldık.”

Vandreier, sığınmacılara ve bir Musevi restoranına yönelik neo-Nazi saldırılarının, faşistlerin geri geldiğini ve geçmişin siyasi sorunlarının büyük bir şiddetle geri döndüğünü ortaya koyduğunu söyledi.

Önceki gün, AfD politikacısı Björn Höcke, Frankfurt Kitap Fuarı’nda, ana merdivende toplanmış yüzlerce protestocu ile karşı karşıya gelen üniformalı onlarca polisin koruması altında, aşırı sağcı bir nutuk atmıştı. Irkçılık ve ırk arıtımı savunucusu Sosyal Demokrat Thilo Sarrazin, yeni kitabı Düşmanın Yönetimi Ele Geçirmesi’ni sundu ve diğer sağcı düşünürler ve yayıncılar da yayınlarını sergilediler.

Vandreier, aynı gün Berlin’de düzenlenen faşizm karşıtı kitlesel gösteriye dikkat çekerek, “Kitleler, neo-Nazilerden nefret ediyor. Aşırı sağın bu kadar kışkırtıcı bir şekilde hareket edebilmesi, yalnızca, siyaset kurumundan aldığı destekle açıklanabilir.” diye belirtti.

Vandreier, liberal haftalık dergi Die Zeit yazarı olan; aşırı sağcı Profesör Jörg Baberowski’yi savunmasına ve sığınmacıların Akdeniz’de boğulmaya terk edilmesi gerektiğine ilişkin açıklamasına kitapta değinilen gazeteci Mariam Lau’yu örnek verdi.

Lau, kitap fuarı öncesinde, Die Zeit’ta, sağcı gazete Junge Freiheit’a fuarda az görünen bir yer verilmiş olmasından yakınıyordu. O, ırkçıları ve aşırı sağcıları eleştirenleri “söylem temizliği” ile suçladı.

Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif’in (AfD) Genel Başkanı Alexander Gauland’un Frankfurter Allgemeine Zeitung’da Hitler’in bir konuşmasının başka sözcüklerle ifade edildiği bir yazı yayınlatabilmesi, aşırı sağcılara nasıl yaltaklanıldığını göstermektedir. Der Spiegel’in kendisini solcu olarak adlandıran köşe yazarı Jakob Augstein, Gauland’ın, “Alman –ve Batı– ıstırabı hakkında bilgece bir metin yazmış” olduğunu iddia ediyordu.

Vandreier, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kitaptaki bölümler, AfD’nin desteklenip güçlendirilmesinde akademisyenlerin, medyanın, siyasi partilerin ve devlet aygıtının oynadığı rolü ayrıntılı biçimde ele alıyor. Kitap, tarafsız bir gözlemcinin gözünden değil; militarizmin ve faşizmin dönüşüne karşı mücadeleye bir katkı olarak yazılmıştır.”

Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki sunum

Vandreier, şunları ekledi: “Bu kitap, yalnızca, Sosyalist Eşitlik Partisi ve onun gençlik örgütü IYSSE’nin Nazi ideolojisinin eski durumuna döndürülmesine karşı çıkması sayesinde mümkün oldu. Egemen sınıfın keskin sağa dönüşünün ve ona yönelik devasa muhalefetin kapsamı, öğrenciler ve işçiler arasında ancak bu mücadeleyle açıkça görünür hale geldi.”

Vandreier, daha sonra, kitabın tekil bölümlerini ele aldı. 2014 başlarında, Alman militarizminin geri dönüşüyle birlikte, Alman tarihini çarpıtma yönünde nasıl kapsamlı bir kampanya başlatıldığını açıkladı. Yeni savaşlara hazırlık olarak, örneğin, Almanya’nın I. Dünya Savaşı’ndaki sorumluluğu inkar edilmiş ve hatta Nazilerin suçlarının önemi yok sayılmıştı. Humboldt Üniversitesi tarihçisi Jörg Baberowski, Der Spiegel’de, Hitler’in kötü biri olmadığını söylüyor ve Musevi Soykırımı’nı (Holokost) önemsiz gibi gösteriyordu.

Bu aşırı açıklamalara, üç yıl boyunca, tek bir profesör ya da gazeteci itiraz etmedi. Vandreier, kitaptan, “Bu sağır edici sessizlik, bugün aşırı sağın bu kadar saldırgan bir şekilde hareket edebilmesinin bir önkoşuluydu” cümlesini okudu. Humboldt Üniversitesi yönetimi ve çok sayıda medya kuruluşu, Baberowski’yi eleştirenlere saldırmış ve bu aşırı sağcı ideoloğu savunmuştu.

Vandreier, şu anda AfD’nin politikalarının Hristiyan Demokrat–Sosyal Demokrat büyük koalisyonu tarafından uygulandığını belirtti. Bu hükümet, Bundeswehr’in (Alman Silahlı Kuvvetleri) silahlanma harcamalarındaki büyük artışta, kemer sıkma önlemlerinde ve sığınmacıları alıkoymak için bir toplama kampları sistemi kurmasında görüldüğü gibi, Nazi rejiminin sona ermesinden bu yana en sağcı hükümetti.

Vandreier, siyaset kurumunun ve hükümetin sağa kaymasının, 20. yüzyılda olduğu gibi, faşizme ve savaşa yol açan kapitalizmin derin krizinin bir sonucu olduğunu açıkladı: “Bugün savaş ve sınıf mücadelesi geri dönerken, Rosa Luxemburg’un I. Dünya Savaşı sırasında ortaya attığı tarihsel soru da yeniden gündeme geliyor: ‘sosyalizm mi, barbarlık mı?’”

Neden Geri Döndüler’in kapağı

Bu değerlendirme, Lev Troçki tarafından, II. Dünya Savaşı öncesinde işçi sınıfını silahsızlandırmış olan Sosyal Demokrasiye ve Stalinizme karşı savunulmuştu: “Troçki, yalnızca bağımsız bir işçi sınıfı hareketinin savaşı ve faşizmi önleyebileceğini savundu.” Vandreier, konuşmasını, bu perspektifin bugün devasa bir önem kazanıyor olduğunu belirterek noktaladı.

Sunumu, canlı bir tartışma takip etti. Toplantıya, sağcı ve militarist ideolojinin dönüşüne karşı mücadelede Humboldt Üniversitesi’nde çok önemli bir rol oynayan Sven Wurm başkanlık etti. Sven, Frankfurt Üniversitesi’nde IYSSE’yi inşa etmenin önemini vurguladı ve tüm katılımcıları bu konuları incelemeye devam etmeye çağırdı.

Neden Geri Döndüler?, kitap fuarında büyük bir ilgiyle karşılaştı ve ilk baskısı neredeyse tükendi.

*

Kitabı Türkiye’de edinmek için Mehring Yayıncılık ile bağlantı kurabilirsiniz.

Loading