ABD Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları gönderme planını açıkladı

Cuma günü Beyaz Saray, Rusya ile savaşa yönelik müdahalesinde bugüne kadarki en pervasız ve tehlikeli tırmanışı gerçekleştirerek, Ukraynalı pilotları ABD yapımı F-16 savaş uçaklarını uçurmaları için eğitmeye ve nükleer kapasiteli uçakları savaş alanına göndermeye karar verdiğini açıkladı.

Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 Fighting Falcon, 10 Mart 2021'de Florida'daki Tyndall Hava Kuvvetleri Üssü'nde eğitim sırasında bir AIM-9M Sidewinder füzesi ateşliyor. [Photo: Department of Defense/Air Force 1st Lt. Savanah Bray ]

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Japonya’daki G7 zirvesinde gazetecilere yaptığı açıklamada Biden’ın “G7’deki mevkidaşlarına ABD’nin Ukraynalı pilotları F-16’lar da dahil olmak üzere dördüncü nesil savaş uçakları konusunda eğitmek için ortak bir çabayı destekleyeceğini bildirdiğini” söyledi. ABD’nin “uçakların ne zaman teslim edileceğini, kimin teslim edeceğini ve kaç tane olacağını belirlemek için müttefiklerimizle birlikte çalışacağını” da sözlerine ekledi.

Ukrayna’daki vekil güçleri için bir dizi büyük askeri başarısızlıkla karşı karşıya kalan ABD, savaşa doğrudan katılımını, tüm insanlık için potansiyel olarak yıkıcı sonuçlar doğuracak şekilde, büyük ölçüde genişletiyor.

İlk kez onlarca yıl önce piste çıkarılmış olmasına rağmen, F-16 sürekli olarak güncellenmiştir ve dünyanın en yetenekli, karmaşık ve ölümcül silah sistemlerinden biri olmaya devam etmektedir. Menzili 850 kilometreden fazla olan F-16, 2.000 km kadar menzili olan Müşterek Havadan Karaya Standoff Füzesi’ni de kullanabilmektedir. Bu silahlar hem Moskova’yı hem de St. Petersburg’u tehdit etmektedir.

Geçtiğimiz Mart ayında Pentagon, Sovyet döneminden kalma yarı köhne MiG-29’ların Ukrayna’ya gönderilmesi planını, bu plan “tırmandırıcı olarak algılanabilir ve NATO ile askeri bir gerginlik ihtimalini arttırabilecek ciddi bir Rus tepkisine yol açabilir” gerekçesiyle reddetmişti.

Bu sözlerin F-16’ların gönderilmesi kararı için çok daha geçerli olması, Ukrayna’daki savaşın ne derece kontrolden çıktığına işaret etmektedir.

F-16 savaş uçaklarının Ukrayna’ya gönderilmesi, M1 Abrams muharebe tankından daha da büyük bir ölçüde, NATO ülkelerinden Ukrayna’ya lojistik altyapı ve tedarik hatlarının konuşlandırılmasını ve muhtemelen bu karmaşık sistemlerin bakımına yardımcı olmak üzere Amerikalı sivil yüklenicilerin görevlendirilmesini içerecektir.

F-16, Amerika Birleşik Devletleri’nin “nükleer paylaşım” programının dinamosudur. Topyekûn bir nükleer savaş durumunda, Türkiye, Almanya ve Polonya’da bulunan atom bombaları, F-16 uçaklarından atılıp ilk patlayanlar arasında olacaktır.

NATO’nun Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları göndereceğinin açıklanması, Biden yönetimi tarafından kamuoyuna verilen birçok sözün açıkça çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Bu sözler, nükleer silahlı Rusya ile topyekûn bir savaşın çıkmasını önlemeye çalıştığı konusunda halka güven vermeyi amaçlıyordu.

Biden Mart 2022’de şunları ifade etmişti: “Saldırı teçhizatı gönderme, uçakların, tankların ve trenlerin Amerikan pilotları ve Amerikan mürettebatıyla gideceği fikri – kendinizi kandırmayın, ne derseniz deyin, bunun adı III. Dünya Savaşı’dır.”

Biden Mayıs 2022’de ise şunları söylüyordu: “Ukrayna’da savaşmak üzere Amerikan birlikleri gönderme ya da Rus kuvvetlerine saldırma yoluyla bu çatışmaya doğrudan müdahil olmayacağız. Ukrayna’yı kendi sınırlarının ötesine saldırmaya teşvik etmiyoruz ya da buna olanak sağlamıyoruz.”

Biden, yönetiminin savaşa katılımını sınırlamak için belirlediği “kırmızı çizgileri” teker teker aştı.

Ocak ayında Biden yönetimi, Ukrayna’ya NATO ülkelerinden gidecek yüzlerce başka ana muharebe tankının yanı sıra onlarca M1 Abrams ana muharebe tankı göndereceğini ilan etti.

Nisan ayında sızdırılan belgeler, 71 aktif görevdeki ABD askeri personelinin yanı sıra 97 NATO özel harekat askerinin Ukrayna içinde konuşlandırıldığını açığa çıkardı. Wall Street Journal’da bu hafta yayımlanan bir makaleye göre bu birlikler “cephe hatlarına çok yakın faaliyet gösteriyor” ve “Ukrayna özel kuvvetlerinin faaliyetleri üzerinde yönlendirici bir etkiye sahipler.”

Ukrayna, Rusya içinde saldırılar düzenlemek için ABD’den gizlice yetki aldı ve Şubat ayında ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland, Ukrayna’nın Kırım içinde düzenlediği saldırıları açıkça destekledi. Nuland “Bunlar meşru hedeflerdir. Ukrayna onları vuruyor. Biz de bunu destekliyoruz,” diyordu.

Şimdi, F-16 savaş uçaklarının gönderilmesiyle birlikte ABD, kendi ilan ettiği bu kırmızı çizgilerin sonuncusunu da aşmış oldu.

Ancak savaş halkın desteğine sahip değildir. Maryland Üniversitesi tarafından yapılan bir ankete göre, her beş Amerikalıdan yalnızca biri ABD’nin savaşa katılımının genişletilmesini onaylıyor.

İşte bu nedenle Biden yönetimi, savaşı tırmandırma planları hakkında sistematik olarak yalan söylemiş ve uzun süredir planladığı tırmandırıcı adımları, NATO müttefiklerinden ve Kongre üyelerinden gelen “baskı”ya doğaçlama yanıtlar olarak gizlemeye çalışmıştır.

ABD medyasında tekrar tekrar sunulan anlatı buydu. Washington Post, “Bir yıldan uzun bir süredir F-16’ları Rusya’ya karşı kullanmak üzere Ukrayna semalarına sokmak Kiev’in büyük önem verdiği bir hedefti... Başkan Biden aniden evet dedi,” diye yazdı.

 “ABD’li, Avrupalı ve Ukraynalı yetkililere göre bu fikir değişikliği, müttefiklerin, Kongre’nin ve Avrupa başkentlerine ziyaretlerini yeni tamamlayan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin istikrarlı baskısının bir sonucu.”

Bu anlatıda sadece bir pürüz var: ABD’nin en azından Temmuz 2022’den beri F-16 savaş uçakları gönderme planları üzerinde çalıştığı gerçeği. O ay, Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Pentagon’un “Ukraynalılara savaş uçağı sağlamayı” tartıştığını doğrulamıştı ve Hava Kuvvetleri Generali Charles Q. Brown Jr, Ukrayna’ya ABD-NATO savaş uçakları göndermek için “görüşmelerin devam ettiğini” öne sürmüştü.

Beyaz Saray’ın bir dizi askeri yenilginin baskısı altında Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları göndereceğini açıklaması, dünyanın en büyük iki nükleer cephaneliğine sahip ülkeler arasında topyekûn bir çatışma tehdidi yaratacak şekilde savaşın daha da tırmanmasına zemin hazırlıyor.

Loading