1968: Fransa’da genel grev ve öğrenci isyanı

8. Bölüm: OCI’nin merkezci çizgisi (4)

Bu yazı, Fransa'daki genel grevin 40. yıldönümü üzerine Mayıs-Haziran 2008'de Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayınlanan sekiz bölümlük dizinin sekizinci yazısıdır. Yazıyı, herhangi bir değişiklik yapmadan, sadece araya giren olayların ışığında yeni bir giriş ile yayınlıyoruz. 29 Mayıs'ta yayınlanan 1. bölüm, öğrenci isyanının gelişmesini ve Mayıs ayı sonunda en yüksek noktasına ulaşan genel grevi ele alıyordu. 30 Mayıs’ta yayınlanan 2. Bölüm, Komünist Parti’nin (PCF) ve onun kontrolündeki CGT sendikasının Devlet Başkanı Charles de Gaulle'ün kontrolü yeniden kazanmasını nasıl sağladığını inceliyor. 31 Mayıs’ta yayınlanan 3.bölüm ve 1 Haziran’da yayınlanan 4. bölüm, Pablocuların oynadığı rolü irdeliyor. 2 Haziran’da yayınlanan 5. Bölüm, 4 Haziran’da yayınlanan 6. bölüm, 5 Haziran’da yayınlanan 7. bölüm ve aşağıda yayınlanan 8. bölüm dahil son dört bölüm, Piere Lambert’in Enternasyonalist Komünist Örgüt’ünün (OCI) rolünü değerlendiriyor.

Pierre Lambert’in siyasi arka planı

Britanya’daki Sosyalist İşçi Birliği’nin (SLL) OCI’nin siyasi yozlaşmasını çözümlememesinin sonucunda, bu tarih uzun yıllar karanlıkta kaldı. OCI’nin siyasi gelişimi, parti içi tartışmaları ve önderlerinin siyasi arka planı hakkında çok az şey biliniyordu.

Ancak, geçtiğimiz 15 yılda, Fransa’da, Troçkist hareketin tarihini ele alan çok sayıda kişisel anı, değişken niteliklerde tarihsel çalışmalar ve ciddi akademik araştırmalar yayınlandı. Artan ilginin önemli bir nedeni, eski bir OCI üyesi olan Lionel Jospin’in 1997’de başbakan seçilmesi ve kendilerini Troçkist ilan eden Arlette Laguiller ve Olivier Besancenot gibi kişilerin kayda değer seçim başarılarıydı.

Eylül 2006’da, Jean Hentzgen, OCI’nin ilk dönem tarihine ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme olan yüksek lisans tezini, Paris Üniversitesi’nin, Histoire de la CGT’nin [CGT’nin Tarihi] yazarı ve modern Fransız işçi hareketleri tarihçisi Michel Dreyfus’un yönetimindeki tarih fakültesine sundu. [36]

Yazar, kapsamlı arşiv malzemeleri, çağdaş tanıklarla röportajlar ve önceden var olan çalışmalar temelinde, Enternasyonalist Komünist Parti (PCI, OCI’nin önceli) çoğunluğunun 1952’den 1955’e kadarki tarihine ilişkin bir açıklama sundu. 1952’de, Michel Pablo, Fransa şubesi PCI’nin çoğunluğunu, onun “eşsiz entrizm”ine; yani bağımsız bir örgüt olarak PCI’nin tasfiyesi temelinde Komünist Parti’ye giriş politikasına karşı çıktıkları için Dördüncü Enternasyonal’den ihraç etmişti. 1953’te, PCI çoğunluğu, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni kuran örgütler arasındaydı. Örgüt, 1965’ten itibaren OCI adını aldı.

Hentzgen’in çalışması, PCI çoğunluğu içinde başından beri iki farklı akımın var olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Pierre Lambert’in önderlik ettiği akım, sendikalist bir bakış açısıyla karakterize ediliyordu. Bu akım, çalışmasını sendikalara ve daha sonra sosyal demokrat çevreye odaklamıştı. Marcel Bleibtreu’nun önderliğindeki diğer akım ise, Komünist Parti ile tartışmayı vurguluyordu.

Bu iki akım arasındaki anlaşmazlığın yoğunluğu ve keskinliği giderek arttı. Mart 1953’te, Lambert, PCI önderi olarak Bleibtreu’nun yerini aldı. İki yıl sonra, Bleibtreu ve en yakın yoldaşları, Uluslararası Komite’nin protestosuna rağmen, partiden ihraç edildi. Her iki hizip de azımsanmayacak siyasi zayıflıklar sergiliyordu ve Pablocu revizyonizme karşı mücadele ile bağlantılı karmaşık sorunların çoğu, Fransa şubesi içinde hiçbir zaman gerçek anlamda netleştirilmedi.

Parti içi tartışmalarda Favre adını kullanan Bleibtreu, Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Yürütme Komitesi’nin Kasım 1950’de düzenlenen bir toplantısında Pablo’nun revizyonist tezlerine ilk karşı çıkan kişiydi. Bleibtreu, “Pablo Nereye Gidiyor?” başlığı altında, onun tezlerini yoğun siyasi ve teorik eleştiriye tabi tuttu. [37] Bu belge, Haziran 1951’de yayınlandı ve Fransa şubesinin siyasi yönelimine büyük bir katkı yaptı.

Eğilimin en önemli önderi olan Bleibtreu, 1918’de doğdu ve 1934’te, sosyal demokrat SFIO içinde çalıştıkları sırada, Fransız Troçkistlere katıldı. Savaştan sonra, partinin yayın organı La vérité’yi yayına hazırladı ve PCI’nin siyasi sekreteri oldu. Bleibtreu, bir fizikçiydi ve 2001’de öldü.

Pierre Lambert (1920–2008), 1937’de, oportünist çizgisi nedeniyle hem Troçki hem de o dönemdeki resmi Fransa şubesi ile keskin biçimde ters düşen Raymond Molinier ile Pierre Frank’in grubuna katıldı. Lambert, savaş sırasında yasadışı sendikalarda aktifti ve Fransız Troçkistlerin 1944’te yeniden birleşmesinin ardından, onların sendika çalışmasına önderlik etti. O, başlangıçtaki kimi tereddütlerin ardından, Pabloculuk karşıtı çoğunluğu destekledi. Onun Pabloculuk karşıtı çoğunluğa sonraki desteğinin en önemli nedenlerinden biri, “eşsiz entrizm” politikasının PCI’nin sendika çalışmasını ortadan kaldırmakla tehdit etmesi gibi görünüyor. Bu çalışma kapsamında, fabrikalardaki birçok genç yoldaş, Stalinistlere cesurca karşı çıkmıştı.

Lambert’in sonraki politikalarının birçok özelliği, Pablocular ile bölünme öncesinde henüz olgunlaşmamıştı. Onun, 1947’de, PCI içinde, sendikaların siyasi partilerden tam bağımsızlığında ısrar eden bir kararı geçirdiğine daha önce dikkat çekmiştik. Lambert, 1950’den 1952’ye kadar, yayın kurulu farklı siyasi yönelimlerden sendikacılardan oluşan L’Unité (Birlik) adlı bir sendika gazetesinin çıkarılmasına katıldı. Gazetede, PCI’li Troçkistlerin dışında, aralarında açıkça komünizm karşıtlarının bulunduğu anarşistler ve reformistler de vardı. Onlardan bazıları (örneğin, 1947’den 1992’ye kadar Force Ouvrière sendikasının Loire Atlantique bölgesi sekreteri olan anarşist Alexandre Hébert), Lambert’e ömür boyu bağlı kaldı.

Temmuz 1952’de, PCI, çoğunluk ile Pablocu azınlığın ilk kez ayrı ayrı toplandığı Sekizinci Kongre’sini düzenledi. Çoğunluk kongresinin merkezinde, Bleibtreu ile Lambert’in hemfikir olduğu üzere, Pabloculara karşı mücadele vardı. Onlar, aynı zamanda, PCI’nin Dördüncü Enternasyonal’den çıkarılmasına izin vermemesi; bunun yerine onun içinde kalıp izlenen yolda bir değişiklik sağlamak ve geri kabul edilmek için mücadele etmesi gerektiği konusunda anlaşmışlardı.

Bununla birlikte, gerilimler, siyasi çalışmanın odak noktası etrafında gelişti. Bleibtreu her ne kadar Pablo’nun tüm şubeyi Komünist Parti içinde eritme politikasını reddetse de, Komünist Parti içinde seçilmiş kadrolardan gizli bir hizip geliştirmenin gerekli olduğunu düşünüyordu. Lambert ise, örgütün bu tür bir çalışma için çok zayıf olduğu fikrindeydi ve partinin tüm güçlerini sendika çalışmasına yoğunlaştırmaya çalıştı.

Bu gerilimler sonraki aylarda şiddetlendi. Aralık sonundaki bir merkez komite toplantısında, Bleibtreu siyasi raporu sunarken, Lambert sendika çalışması üzerine rapor verdi. Hentzgen, karşıt görüşleri şöyle özetliyor:

Bleibtreu’ya göre, “PCI, bağımsız partinin müdahalesini, [Komünist Parti içinde] gizli bir hizip çalışması ve sol muhalifler oluşumuna destek ile birleştirmelidir. Devrimci parti, bu sol muhalefet temelinde geliştirilecektir.”

Lambert’e göre, “devrimcilerin ilk görevi, son derece zayıflamış olan sendika örgütlerini; önce CGT’yi ama aynı zamanda FO’yu da yeniden inşa etmekten oluşmaktadır. Aktif sendika çalışması, Troçkistlere, kitleler içine girme ve kendilerini oraya demirleme olanağı sağlayacaktır. Troçkistler, sloganlarının etkililiği ve önerdikleri eylemler yoluyla, yavaş yavaş önderlik rolünü üstlenecek şekilde, işçileri eyleme geçirmeyi başaracaklardır.” [38]

Her iki bakış açısı da, devrimci partinin Dördüncü Enternasyonal’in var olan kadrolarından değil ama Stalinist ya da reformist örgütler içinde Troçkistler tarafından etkilenmiş bir sol hizipten çıkacağını söylemiş olan Pablocularınkine kaygı verici bir şekilde yakındı.

Bleibtreu’nun Fransız Komünist Partisi (PCF) içinde bir sol muhalefet geliştirme umutları, André Marty ile kurulan bir ittifakta en açık ifadesini buldu. Ününü 1919’da Odessa yakınlarındaki bir Fransız gemisindeki isyana borçlu olan bu kıdemli Stalinist, 1935’ten 1943’e kadar Komünist Enternasyonal’in sekreteriydi ve İspanya iç savaşında uluslararası tugayları örgütlemişti. O, 1952’de gözden düştü ve PCF’den atıldı. Marty’nin İspanya’daki Sol Muhaliflere yönelik acımasız eylemleri ona “Albacete kasabı” adını kazandırmış olmasına ve Stalinist geçmişiyle ciddi bir hesaplaşma yaptığına ilişkin çok az belirti bulunmasına rağmen, Bleibtreu, onu, bir sol muhalefet önderi olarak gördü.

Bleibtreu, işbirliği ile ilgilendiğini ilan eden ama aynı zamanda Pablocularla da bağlantı halinde olan Marty ile şahsen görüştü. PCI çoğunluğu, Marty’yi savunmak için bir kampanya yürüttü ve Stalinist önderliğe karşı bir sol muhalefet kurma amacıyla Komünist Yeniden Örgütlenme Komiteleri’ni (Comités de redressement communiste) oluşturdu. Ocak 1953’te, La Vérité, Marty’ye şu çağrıda bulundu: “İlerle; bu ülkenin devrimci proleterlerinin önce önderi, ardından örgütleyicisi haline geleceksin!” [39]

Bleibtreu, PCI içinden hatırı sayılır muhalefetle karşılaşarak, yaklaşık üç yıl boyunca Marty’ye yaranmaya çalıştı. Bleibtreu, otoritesini bir hayli zayıflatan “Pablo’suz Pabloculuk”u savunarak ün kazandı. Mart 1953’e gelindiğinde, Bleibtreu, merkez komitede azınlıktaydı ve PCI’nin önderliğini Lambert devralmıştı.

Bleibtreu André Marty ile bağlantıyı sürdürürken, Lambert, Fransız Komünist Partisi’nin bir başka önde gelen üyesi ve CGT sendika federasyonu önderi olan Benoît Frachon’a büyük umutlar besliyordu.

Frachon, 1951’de ve yine 1953’te, tüm sendikaların eylem birliği için çağrı yapmış ve böylece, Lambert’in tam desteğini elde etmişti. Frachon ile diğer PCF önderleri arasında gerilimler olsa da, bunlar hiçbir zaman asli bir karakter edinmedi. Tersine, CGT’nin “eylemde birliğe” yönelmesi, PCF’nin hükümete katılma olasılığını düşünmesi ve bu yüzden reformist partiler ile uzlaşma peşinde koşması ile bağlantılıydı.

1954’te, PCF, Pierre Mendès-France önderliğindeki Sosyalistlerin, Radikal Sosyalistlerin ve sol Gaulcülerin koalisyon hükümetine destek verdi. Ancak Lambert, CGT’nin aygıtının, PCF’ninkinin tersine, kitlelere bağlı olduğunu iddia etti.

Birlik talebi, PCI’nin sendika çalışmasının merkezindeydi. PCI, 1953’ten itibaren, farklı sendika örgütlerinin temsilcilerini yerel ve ulusal düzeyde bir araya getirmek için “Eylemde sendika birliği kurulları”nın örgütlenmesi çağrısı yaptı. Sendikalardaki PCI üyelerine, sendikal yaşamın tüm sorunlarını “Eylemde sendika birliği için ulusal kurullar” sloganı ile bağlantılandırmaları talimatı verildi.

PCI, sendika önderlerine ilişkin büyük ölçüde eleştirisiz bir tavır sürdürdü. 1954’te, parti programına değil, açıkça “demokratik birlik”e odaklanan ulusal bir konferans düzenledi. Bu konferansta postane sendikası genel sekreteri ve üst düzey bir CGT görevlisi olan Georges Frischmann’ın boy göstermesi, büyük bir başarı olarak kutlandı. Daha sonra, “Kurullar İçin Daimi Komite”, CGT dahil çeşitli sendika genel merkezlerine, aralarında üç Troçkistin olduğu bir heyet gönderdi.

Sonunda, Lambert, CGT önderi Frachon ile şahsen görüştü ve ısrarı üzerine, daha önce atılmış olduğu sendikaya yeniden üye olarak kabul edildi. Frachon, PCI’nin sendikal birlik kampanyasının bürokrasiye herhangi bir tehdit doğurmadığına inanıyordu.

16 Kasım 1953’te, ABD’deki Sosyalist İşçi Partisi (SWP), Pablocularla kopuş ve Uluslararası Komite’nin kurulması çağrısı yağan “Açık Mektup”u yayınladı. Bu, PCI tarafından coşkuyla karşılandı. Onların uluslararası yalıtılmışlıkları artık sona eriyordu.

La Vérité, “Troçkizm zafer kazanacak; Amerikalı Troçkistlerin Dördüncü’nün [Enternasyonal] tasfiyecilerine karşı çağrısı” başlığıyla çıktı. 23 Kasım’da, PCI, Paris’te, Uluslararası Komite’nin ilk toplantısını düzenledi. PCI’yi Uluslararası Komite’de (UK), artık parti sekreteri olmamasına rağmen Bleibtreu temsil etti. PCI’nin sekreterliğini Gérard Bloch üstlenmişti. Bu değişikliğe karşın, PCI içindeki tartışmalar azalmadan devam etti.

Zaten var olanlara, başka farklılıklar eklendi. Stalin’in ölümünün ve Doğu Almanya’daki Haziran 1953 ayaklanmasının bastırılmasının ardından, Stalinist partilere ilişkin farklı değerlendirmeler ortaya çıkmıştı. Bleibtreu’nun eğilimi bürokrasi içindeki görünüşte sol akımlara eleştirel destek vermeyi savunurken, Lambert ile Bloch etrafındaki parti çoğunluğu bu görüşe karşı çıkıyor ve Doğu Berlin’de gerçekleştiği gibi, bir işçi ayaklanması çağrısı yapıyordu.

Ulusal kurtuluş hareketlerine ilişkin de farklılıklar söz konusuydu. Lambert, bu konuda, Pabloculara benzer biçimde, herhangi bir eleştiri olmadan koşulsuz destek çağrısı yaparken, Bleibtreu’nun eğilimi, desteğin, kardeşçe eleştiriyle birleştirilmesi gerektiğini söylüyordu.

PCI, Mayıs 1952’den itibaren, Cezayir kurtuluş hareketi Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi’nin (Mouvement pour le Triomphe des Libertés Démocratiques, MTLD) ve Cezayir Ulusal Hareketi’nin (Mouvement national Algérien, MNA) önderi Messali Hac ile yakın siyasi ve kişisel ilişkiler sürdürmüştü. Hac polis tarafından Fransa’dan Cezayir’e sınırdışı edilince, çocuklarıyla PCI üyeleri ilgilendi. MTLD, Fransa’da, bazıları CGT sendikası içinde PCI ile sıkı işbirliği içinde çalışan birçok Cezayirli işçi tarafından destekleniyordu. Ne var ki Hac, bir burjuva milliyetçisi idi ve öyle de kaldı.

1954’te Cezayir kurtuluş savaşının başlamasıyla birlikte, Lambert’in bir süre devrimci proleter bir partiye benzettiği MNA’ya destek verilmesi, PCI’nin çalışmasının daha fazla merkezine kaydı. PCI, lojistik görevler üstlendi ve illegal çalışmaya katıldı. Bleibtreu eğilimi bu tavrı eleştirmiş ve önderliği, “MTLD’ye ve onun eksikliklerine yönelik yaltakçı bir oportünizm tavrı” sergilemekle suçlamıştı. [40]

Cezayir’de, MNA’nın yerini, MTLD’nin silahlı yeraltı örgütü içindeki bir bölünmeden doğan ve işçi sınıfı içinde çok az köke sahip olan Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) aldı. FLN, gücünü, onun siyasi rakiplerine karşı acımasız eylemlerinin yanı sıra ona silah tedarik eden Cemal Abdül Nasır yönetimindeki Mısır hükümetinin desteğine borçluydu. Hac, giderek artan yalıtılmışlığına, siyasi olarak sağa kayarak tepki verdi. 1958 yazında, Hac’ın destekleyicileri Fransız hükümeti ile görüşmeler düzenledi ve PCI, onunla ilişkilerini kesti.

PCI içindeki hizipsel gerilimler, 1954 sürecinde gitgide daha şiddetli bir hal aldı. Uluslararası Komite ve özellikle onun Britanya şubesi, gerilimleri azaltmak ve iki kanadı olumlu işbirliğine ikna etmek için boşuna uğraştı. Sonunda, Bleibtreu ile iki destekleyicisi (Michel Lequenne ve Lucien Fontanel), bir disiplin meselesi üzerinden ihraç edildiler: siyasi büronun isteklerine karşın, bir polis celbine cevap vermişlerdi. Polis karakolunda iken, mevcut parti politikasının talep ettiği gibi, ifade vermeyi reddetmişlerdi. Ama siyasi büro, celpleri görmezden gelmelerini talep etmişti ki bu, tutuklanmalarına yol açacaktı.

Uluslararası Komite, 21 Mayıs 1955 tarihli bir açıklamasında, Bleibtreu’nun, Lequenne’in ve Fontanel’in atılmasına yönelik kızgınlığını dile getiriyor ve onların üyeliğe yeniden kabul edilip partinin tüm önderlik komitelerinde temsil edilmelerini talep ediyordu. Ancak bu, sonuçsuz kaldı. PCI merkez komitesi, Uluslararası Komite’nin taleplerini reddetti.

Lambert’in eğilimi, artık, Uluslararası Komite’nin faaliyetinde yalnızca küçük bir rol oynayan PCI’ye hakimdi. ABD’deki SWP’nin Pablocular ile Birleşik Sekreterlik’te yeniden birleştiği 1963’te, Fransa şubesi Uluslararası Komite ile birlikte kalmıştı. Bununla birlikte, yeniden birleşmeye karşı tüm önemli dokümanlar, Britanya şubesi tarafından yazılmıştı.

Fransa’da, PCI, kendisini, oportünist Voix Ouvrière ile yıllarca samimi bir işbölümü sürdürdüğü fabrikalarda çalışmaya adamıştı. Bu, Uluslararası Komite’nin Üçüncü Dünya Kongresi’nde yaşanan çatışmanın ardından, ancak 1966’da sona ermişti. 1959’dan itibaren, iki örgüt, ortaklaşa bildiriler çıkarıyor ve fabrikaların dışında dağıtıyordu. Voix Ouvrière’in, tıbbi malzemeler satıcısı olarak bir araca sahip olan önderi Hardy, ortak yolculuklarda sık sık Lambert’i alıyordu.

Bleibtreu ile Lequenne de, atılmalarının ardından daha fazla sağa kaydılar. Onlar, kendi eğilimlerini kurdukları Yeni Sol’a katıldılar ve sonradan içinden çok sayıda hükümet önderinin ve bakanın çıkacağı solcu bir şemsiye örgütü olan Birleşik Sosyalist Parti’nin (PSU) kuruluşuna katıldılar. 1968’de, PSU, Michel Rocard’ın önderliği altında, UNEF öğrenci federasyonunu kontrol ediyordu.

Bleibtreu, bir süre, PSU siyasi komitesinin üyesiydi ve hatta 1964’te ayrılana kadar genel sekreterlik görevini yürüttü. Daha sonra, Vietnam’da barış için, çocuk yoksulluğuna karşı ve 1990’larda Irak ambargosuna karşı sayısız girişimde aktif oldu. Lequenne, 1963’te, ulusal yönetimi desteklemek için Cezayir’e gitti ve orada Pabloculara katılıp Birleşik Sekreterlik’in üyesi oldu. 1974’ten 1995’e kadar Libération gazetesi için çalışan Lequenne, 2006’da öldü.

OCI’nin, 1968’de açık bir şekilde dışavurulan merkezciliğinin uzun bir ön tarihi vardı. Bu, son tahlilde, Fransa şubesinin Pablocu revizyonizme karşı mücadeleyi terk etmesinden kaynaklanmıştı.

Bitti

Dipnotlar

36. Jean Hentzgen, “Agir au sein de la classe. Les trotskystes français majoritaires de 1952 à 1955,” Université de Paris I, Eylül 2006

37. “‘Where is Pablo Going?’ by Bleibtreu (Favre), June 1951” [“‘Pablo Nereye Gidiyor’, Bleibtreu (Favre), Haziran 1951”] Trotskyism versus Revisionism [Revizyonizme Karşı Troçkizm] içinde, Cilt 1, Londra, 1974

38. Hentzgen, age. syf. 57

39. Age. içinde alıntı. syf. 60

40. Age. içinde alıntı. syf. 148

Loading