Uluslararası Sosyalist Birlik’in Rusya’ya karşı ABD/NATO savaş yönelimini desteklemesinin arkasında ne yatıyor? – V. Bölüm

I. Bölüm| II. Bölüm | III. Bölüm| IV. Bölüm

***

DEUK’un ileri görüşlü uyarıları ve savaşa karşı devrimci enternasyonalist tutum

Ukrayna’daki mevcut savaşın kökleri Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasının sonuçlarına dayandığı için, bu savaşa yönelik ilkeli devrimci bir tutum, 1990-91’deki büyük tarihsel olaya dair doğru bir siyasi değerlendirmeye dayanmalıdır.

“Dünya vizyonumuz. Stratejimiz” başlıklı belgesinde Uluslararası Sosyalist Birlik (ISL), “Kapitalist restorasyonun yolunu açan muzaffer bir karşıdevrim değil, Stalinizmin gezegenin üçte biri üzerindeki hakimiyetine son veren birbiri ardına gelen demokratik devrimlerdi,” demektedir. Bu gerici kutlama ile ISL, Sovyetler Birliği’nde kapitalizmin Stalinistler tarafından restore edilmesine siyasi bir kılıf sağlayan Morenocular ve diğer Pablocu örgütlerin çürümüş geleneğindeki yerini almaktadır.

DEUK, Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasını ve Sovyet bürokrasisi tarafından kapitalizmin restore edilmesini, açıkça Stalinist karşıdevrimin doruk noktası olarak görmüştü. Bu gelişmeler, Dördüncü Enternasyonal’in öngörüsünü ve perspektifini tamamen doğrulamıştı. Morenocular ise bunun Troçki tarafından öngörülemeyen ve Dördüncü Enternasyonal’in programını temelden çürüten yeni bir tür “demokratik devrim”i temsil ettiğini iddia ettiler.

Stalinist bürokrasi ve onun Pablocu savunucuları tarafından yayılan yalanları teşhir etmek için mücadele eden DEUK, Sovyet ve uluslararası işçi sınıfını, Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasının kapitalizmin gelişmesinin ve emperyalizmle barış içinde bir arada yaşamanın yolunu açmayacağı konusunda uyardı. Tam tersine bu, SSCB topraklarının parçalanmasına ve emperyalist güçlerin saldırganlığının yoğunlaşmasına yol açacak, Sovyet işçi sınıfının yaşam standartlarında eşi görülmemiş bir gerilemeye neden olacaktı. Bunlar, ABD ve NATO tarafından 30 yıldır yürütülen savaşlarda ortaya çıkan eğilimlerdi. Ukrayna’daki mevcut savaş da bu savaşların bir devamını oluşturmaktadır.

David North, SSCB’deki 1991 Ağustos darbesinden sonra Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi adına Kiev’i ziyaret etmiş ve bir işçi kulübünde konferans vermişti. Dünya ekonomisine ve Sovyetler Birliği’nde kapitalist restorasyon tehlikesine ilişkin Troçkist analize dayanan bu konuşmada North şunları söylemişti: “Rusya ve Ukrayna kapitalist temelde dünya emperyalizminin yapılarına entegre olmaya çalıştıkça, kendilerini hem tüm diğer üçüncü dünya uluslarının karşılaştığı –hiçbiri sorunlarına başarılı çözümler bulamamıştır– devasa sorunlarla hem de ek ve özellikle ürkütücü zorluklarla karşı karşıya bulacaklardır.”

North’un açıklamış olduğu gibi, “bulunabilecek tek çözüm, devrimci enternasyonalizm programına dayanan çözümdür.” North şöyle devam etmişti:

Kapitalizme dönüş –milliyetçilerin bu yöndeki şovenist ajitasyonu sadece aldatıcı bir görünüşten ibarettir– yalnızca yeni bir baskı biçimine yol açabilir. Sovyet milliyetlerinin her biri emperyalistlere ayrı ayrı başlarını eğmiş ve diz çökmüş bir şekilde yaklaşıp sadaka ve lütuf dilenmek yerine, tüm milliyetlerden Sovyet işçileri gerçek toplumsal eşitlik ve demokrasi ilkelerine dayalı yeni bir ilişki kurmalı ve bu temelde 1917’nin mirasının korunmaya değer her şeyinin devrimci savunusunu üstlenmelidir.

NATO’nun son 30 yılda doğuya doğru genişleyip Rusya’yı amansızca kuşatarak Ukrayna’da umutsuz bir istilaya yol açması, bu uyarıları keskin bir şekilde haklı çıkarmıştır. Morenocular ve diğer sahte sol grupların kışkırtılmamış ve yayılmacı bir savaş yürüten “emperyalist Rusya” anlatısı ise herhangi bir tarihsel ya da maddeci temelden yoksundur.

WSWS’nin daha önce açıklamış olduğu gibi, bu “emperyalist” tanımlaması doğru olsa bile (ki değil), bu, Morenocuların NATO’ya ve Ukrayna ulusal devletine desteğini haklı çıkarmaz. Sosyalist “bozgunculuk”, emperyalistler arası bir çatışmanın tüm tarafları için geçerlidir.

Yaklaşık 80 yıl önce Troçki, “Ulusal savunuyu vaaz eden bir ‘sosyalist’, çürüyen kapitalizmin hizmetindeki bir küçük burjuva gericidir,”* diye açıklamıştı.Ukrayna’daki Marksistlerin görevi; savaşta Rusya’ya karşı emperyalist destekli “kendi” ulusal devletlerini savunmak değil, Ukrayna, Rusya ve uluslararası işçi sınıfını NATO güçlerinin yanı sıra Kiev ve Kremlin rejimlerine karşı birleştirmek ve harekete geçirmek için sosyalist bozgunculuğa dayanan enternasyonalist devrimci bir perspektif geliştirmektir.

Rus Marksistler de perspektiflerini sosyalist bozgunculuğa dayandırmalı, işçi ve gençlik kitlelerini bu gerici istilanın derhal sona erdirilmesi talebiyle Putin rejimine karşı harekete geçirmelidir. Rus işçilerin tek müttefiki Ukraynalı ve uluslararası sınıf kardeşleridir. Bu pozisyon, Ukrayna ve uluslararası işçi sınıfı için dünya sosyalist devrimi stratejisine dayanan tek bir programın ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Bu, Ukrayna’da, Rusya’da ve dünyanın her yerinde DEUK’un şubelerini inşa etmek demektir.

Sahte solun mevcut savaşa ilişkin açıklamalarında tamamen eksik olan bir diğer şey de, savaşın köklerinin COVID-19 pandemisinin patlayıcı bir düzeye getirdiği dünya kapitalizminin çözümsüz krizinde yattığı gerçeğidir. Kapitalist egemen sınıfın pandemiye verdiği canice yanıt, savaşla birlikte, dünya çapında yüz milyonlarca insanın yaşam standartlarını altüst etmekte ve proleter kitleleri sosyalist devrim yoluna itmektedir.

Sri Lanka’dan Türkiye’ye, Brezilya’ya ve her kıtaya yayılmakta olan büyük protesto ve grev dalgası, savaşa, toplumsal eşitsizliğe ve COVID-19’dan kitlesel ölüm politikasına karşı sosyalizm uğruna uluslararası bir hareketin esas tabanını oluşturmaktadır.

* Alıntının Türkçe çevirisi: https://www.marxists.org/turkce/trocki/1934/haziran/10.htm

Bitti.